Varlıklı insanların şık mutfaklar, hususi dekorasyon ve sanat eseri söz mevzusu olduğunda bir fazlaca eli açık bulunduğunu biliyoruz. Sadece lüks ev sahipleri şimdilerde dikkatlerini (ve bütçelerini) sizin göremediğimiz bir şeye yöneltiyor: Havaya.
Hava kirliliği, orman yangınları, küf şeklinde zararı olan oluşumlar ve normal olarak pandemi mevzusunda giderek artan farkındalık, zengin kişilerin iç mekânda temiz havayı bir öncelik hâline getirmesine yol açtı. Pek bir çok, daha sıhhatli bir yaşam alanı vaat eden karmaşık sistemlere ve tasarımlara yatırım yapıyor. Artık ilanlar, konut satın almak isteyenleri cezbetmek için hava kirliliğiyle savaşım olanaklarını daha çok öne çıkarıyor.
Mesela John Bautista ve Pedro Salrach’ın San Francisco’daki evini ziyaret edenler havuza, saunaya ve beyaz perde salonuna bakmaya doyamıyor. Fakat bununla birlikte fazlaca ehemmiyet verilen başka bir şeyin kokusunu alıyorlar: Buram buram temiz hava.
Bir avukat olan Bautista, “Ev mis şeklinde, iki yıl sonrasında bile yepyeni kokuyor. Kendi evimde olduğumu anlıyorum bundan dolayı hava temiz ve ‘fresh’ kokuyor” diyor.
Altı yatak odalı evde, bölgenin değişken hava kalitesiyle başa çıkmak için detaylı bir hava filtreleme sistemi bulunuyor. Tavandan zemine sıkıca kapatılmış pencereler hava kalitesinden taviz vermeden körfezin manzarasını, sürgülü kapılar ise arka bahçeye erişim imkânı sunuyor.
Bautista, yoğun kirliliğin olduğu dönemlerde dışarıdaki yerine içerideki havayı filtrelemek ve tekrardan sirküle etmek amacıyla bu yıl sistemi daha da geliştirmeyi planlıyor. Üstün hava kalitesine karşın ev ahalisi dışarıdaki havanın kirli olduğu günlerde farkı hissedebiliyor. Bautista, “Bay Area’daki bir çok insan şeklinde ikimiz de bu durumdan etkileniyoruz. Ve istediğimiz tek şey yalıtım” diyor.
Sıhhatli yaşam odaklı gayrimenkuller mevzusunda uzmanlaşmış olan Gregory Malin, Bautista’ya evi 32 milyon dolara sattığını, ek olarak demirbaşlar ve mobilyalar için de 5 milyon dolar ek ödeme aldığını söylüyor.
‘Sıhhatli evler’ olarak adlandırdığı 15 milyon ila 45 milyon dolarlık mülklerin San Francisco merkezli geliştiricisi Troon Pacific’in kurucusu Malin, hava standardını etkileyebilecek en ufak ayrıntılara dahi dikkat ettiklerini söylüyor. Yeni cihazların çeşitli partiküllerin ve karbondioksit seviyelerinin daha kırılgan bir halde ölçülmesine olanak sağladığını ifade eden Malin ekliyor:
Covid, insanların hava standardını sağlıkla ilişkilendirme mevzusundaki bakış açısını değiştirdi.
Portland Eyalet Üniversitesi’nde iç mekân hava standardını araştıran makine ve araç-gereç mühendisi Elliott Gall, temiz havanın ev satın alırken daha çok konuşulan bir mevzu hâline geldiğine işaret ediyor. Ek olarak artık yüksek binalarda daha iyi filtreleme sistemlerine odaklanıldığını söylüyor.
67 yaşındaki Caroline Smythe ise Charleston’daki yeni evinin hava standardını iyileştirmek için standart tuğla yerine kireç ve kum karışımıyla kaplanmış kenevir blokları tercih etmiş. Yüksek nemli bir bölgede yaşamı sürdürmenin küf oluşumuna yol açabileceğini ifade eden Smythe’in büyük evi ortalama 1 milyon dolar maliyetle tamamlanmış. Kullanılan yeni araç-gereç rutubetin duvarlar tarafınca emilmesini ve evindeki rutubet seviyesinin durağan(durgun) kalmasını sağlıyor. Smythe kalınca ve ses geçirmez duvarlar için “Oldukça daha naturel bir havası var” diyor.
Evin içindeki iki yatak odasında ve iki ofiste ek hava filtreleme sistemi bulunuyor. Bir psikiyatrist olan Smythe, herhangi bir kimyasal gaz salınımını önlemek için bambu mutfak tezgâhı ve mineral bazlı duvar boyası seçmiş. “Bu fazlaca büyük bir fark yaratıyor” diyor.
Aslen 1900’lerin başlangıcında, temiz hava alan evler sıhhat için eleştiri öneme sahipti sadece 1950’lerde bazı ev sahipleri daha iyi yalıtıma odaklanarak hava kirliliğini denetim altına almaya çalıştı. Daha yakın geçmişe bakacak olursak, pandemi temiz havaya erişimi fazlaca mühim hâle getirdi. Bugünkü tablo ise karışık. İklim değişikliği, uzun soluklu orman yangınlarıyla beraber hava standardını epey fena bir hâle getirdi.
İç mekândaki hava kalitesi; yetersiz hava akımı, yiyecek pişirme, temizlik ve kapalı alanlara yerleşen dış kaynaklı kirliliğin kombinasyonundan negatif etkileniyor ve Gall’e nazaran pek fazlaca şahıs bu durumun bilincinde. Ev sahiplerinin hem iç hem de dış mekân kirliliğini bertaraf eden sistemlerle yaşam alanları üstünde daha fazlaca denetim sahibi olmak istediğini düşünüyor.
Bir pencere şirketi olan Jason Glatt, eşi Lauren Glatt ile beraber bodrum katında kaydıraklı bir oyun odası, çatı katında bir puro içme bölmesi ve bolca oranda eğlence alanı içeren 2,5 milyon dolarlık bir ev yaptırmış. Sadece bu geniş evin en çarpıcı özelliği, her bir bölümündeki hava standardını ve sıcaklığı düzenleyen sekiz termostat tarafınca denetim edilen, dolapların ve odaların içine gizlenmiş beş HVAC ünitesi olabilir. 120 bin dolarlık HVAC sistemi ek olarak küflenmeyi önlemek için UV ışıkları içeriyor.
Glatt ailecek çalışan mimar Seth Ballard, ayrı ayrı denetim edilen oda sıcaklıklarının ve fazlaca sayıda menfezin daha iyi hava akışı sağladığını belirtiyor. Maliyetler evin büyüklüğü bakımından 100 bin ila 200 bin dolar içinde değişiyor.
Manhattan’da 2023 senesinde kullanıma giren Charlotte of the Upper West Side adlı binada, her biri hususi girişe haiz yedi tam kat daire bulunuyor. Bina, gelişmiş yalıtımlı hava geçirmez bir yapıya haiz. Her dairede havayı filtreleme özelliğine haiz bağımsız bir ısıtma ve soğutma sistemi bulunuyor. Binanın yapımını üstüne alan New York merkezli Roe Corp’tan John Roe, sistemin düzgüsel kullanım modunda günde 13 kez, destek modunda ise günde 28’den fazla kez tam hava değişimi sağlayabildiğini söylüyor. Güneşin ısısını azaltmak ve yaz günlerinde enerji kullanımını azaltmak için pencerelerin haricinde panjurlar kullanılıyor.
Binanın 300 metrekarelik, dört yatak odalı, 4 banyolu dairelerinden birinde yaşayan Roe, hava filtreleme sisteminin ve (özetlemek gerekirse sürdürülebilir mimari yapı olarak tanımlayabileceğimiz) ‘eylemsiz ev’ konseptinin bina maliyetini yüzde 15 artırdığını söylüyor. Fakat evde fazlaca azca toz bulunduğunu vurgulayan Roe vazodaki çiçeklerin bile daha geç solduğunu söylüyor.
Wall Street Journal makalesinden Türkçeleştirildi.