Son 2 senedir tüm dünyayla beraber ülkemizi de derinden etkileyen Kovid-19 pandemisi yalnızlık hissini hızla artırıyor. Bilhassa Omicron varyantının devasa yükseklikte bulaş riski taşıması ve bu yüzden fazlaca süratli yayılması derhal her yaş grubunda toplumsal izolasyonu zorulu kılıyor. Peki bu duyguyla iyi mi savaşım edebiliriz? Psikiyatri Uzmanı Dr. Büşra Sübay söyledi:
1-Duygularınızı fark edin
Yalnız hissediyor olabilirsiniz. Yalnızlık; hüzün, acı, kaybolmuş benzer biçimde hissetme, hiçlik, umarsızlık, ve yabancılaşma benzer biçimde pek fazlaca değişik duyguyu barındırabilir. Yaşadığımız tüm duyguların geçici bulunduğunu, her daim bizimle kalamayacaklarını ihmal etmeyin. Yalnızlık sizde hangi duyguyu barındırıyor, ilk adımı bu duygunuzu keşfetmekle atabilirsiniz. Biliyoruz ki, duygular biz onlara kulak verip fark ettiğimizde, bizlere olan tesirini azaltmaya başlarlar. Bu duyguları keşfetmek için kendimize odaklanmalıyız. Bir ihtimal duyguları yazıya dökmeyi deneyebilirsiniz.
2-Sevdiklerinizle iletişimi koparmayın
Yalnızlık, toplumsal ilişkilerden mahrumiyeti barındırır. Kimi zaman anlaşılmadığımızı düşündüğümüz bir birlikteliğin bitişi bu mahremiyete sürükleyebilir, kimi zaman de yalnızlığın getirmiş olduğu boşluktaymış benzer biçimde hissetme sebebiyle insanlardan uzak kalmak yeğlenir. Yalnızlık daha da artar. Aslen oluşan kısır döngü, daha evvel kontakt kurduğunuzda mutlu hissettiğiniz kişilerle beraber zaman geçirmeyi deneyerek kırılabilir. Bu yüzden sevdiklerinizle ne olursa olsun iletişimde olun; pandemi sürecinde görüntülü konuşmalar yapmak hem size, hem de sevdiklerinize iyi gelecektir.
3- Gerçek ihtiyacınız olan şeyi belirleyin
Hakkaten neye ihtiyacınız var? Kendinize bu suali problem. Kimi zaman hastalık verici duygularımızla başa çıkmak için, gereksinim olmadığı halde alışveriş yapmak, aç değilken yiyecek yiyecek benzer biçimde, hastalık veren duyguyu bastıracak eylemler yaparız. Yalnızlık hissettiğimizde, içimizdeki o boşluğu başka şeylerle doldurmak yerine o duyguyu sezmek, kendimizi anlamamıza ve hakikaten neye ihtiyacımız bulunduğunu keşfetmeye yarayacaktır. Bu ihtiyaçların tek bir rahat formülü olmadığı benzer biçimde, kendi gereksinimlerimiz zamana ve duruma bakılırsa değişim izah edebilir. Bir ebeveyn iyi mi ki çocuğunun gereksinimlerini karşılamak için çocuğunu takip eder (Aç mı, susadı mı? Uykusu mu geldi?), ikimiz de kendimizi takip etmeliyiz. Kimi zaman sevdiğimiz birisinin kaybı bizde üzüntü ve yalnızlık hislerini yaratabilir. Bu durumda kaybımızla ilgili hissettiklerimizi ifade edebileceğimiz bir alan yaratmak ihtiyacımızı karşılayacaktır.
4- Ortak noktalara haiz insanlarla temasa geçin
Kendimizi bazen hiçbir yere ilişkin değilmiş benzer biçimde hissedebiliriz. Sanki kimse bizim sürecimizi, , kontakt kurabilecek insanları bulmak olanaksız değil. Bu adım, ilinti hissinin artmasına destek olacaktır. Ortak ilgi alanlarına haiz olma potansiyeli olan etkinliklere, kulüp yada toplantılara katılabilirsiniz.
5- Rutinler oluşturun
Ortak noktanızın olduğu kişilerle meydana getirilen rutin toplantı/etkinliklere katılın. Sevdiğiniz, size iyi geldiğini bildiğiniz şeyleri tertipli olarak hayata geçirmeye çalışın. Beraber oluşturulan rutinler ilinti duygusunu artıracağından, yalnızlığın getirmiş olduğu rahatsızlığı azaltacaktır.
6- Doğada gezintiye çıkın
Doğayla olan birlikteliğin, aslına bakarsak kendimize ulaşmamıza destek bulunduğunu biliyoruz. Doğadayken kent yaşamının koşuşturmacasında bizi yalnızlığa iten o tempodan uzak kalmak, kendimizle olan yakınlığımızı artıracak ve kendi gereksinimlerimizi fark etmemiz kolaylaşacaktır.
