Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı gazetecilerin sorularını yanıtladı… İşte en çok özlediği yemek

Kaan ULU- Ali Eren İĞDE/ANKARA, (DHA)-

Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı bir haftayı aşkın süredir uzayda. Gezeravcı, Internasyonal Uzay İstasyonu’ndan (ISS) aralarında CNN TÜRK’ten Gülşen Coşkun’un da olduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gezeravcı, Türkiye’nin ilk astronotu olması sebebiyle muhteşem mutlu ve gurur dolu bulunduğunu söylerken uzayda iyi mi beslendikleriyle ilgili soruya da, ‘Günlük hedeflenen kalori miktarını tutturmak ve sıhhatli beslenmekti. En oldukça özlediğim yemeğimiz de güveç.’ şeklinde cevapladı.

Internasyonal Uzay İstasyonu’nda bilimsel çalışmalarını sürdüren Alper Gezeravcı, Türkiye Uzay Ajansı’ndan meydana getirilen canlı bağlantı ile basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Gezeravcı, Türkiye’nin ilk astronotu olmasıyla ilgili, “Bugüne dek yaşadığım hiçbir duygu ile kıyaslanması mümkün değil, tarifi için kelimeler yetersiz kalıyor. Muhteşem bir mutluluk ve gurur bu, duygular insanoğlunun kalbine bile sığmıyor. Ülkemizin ve devletimizin iradesini ortaya koyduğu bu oldukça kıymetli ve mühim görevin bir parçası olmaktan; gelecek nesillerimizin hayallerini, gökyüzünün ötesine, uzayın derinliklerine taşıyabilmiş olmaktan inanılmaz derecede mutluyum. Benim buradaki varlığımdan ziyade, beni buraya taşıyan şanlı bayrağımızın, istasyonda asılı olduğu yerden her geçişimde, iradesi ve kararlılığı ile buraya adım atan devletimizin, milletimize yaşattığı mutluluk, gurur ve heyecanı hissediyor ve ürperiyorum. Ülkemin yanımda bulunduğunu bilmek, desteğini duymak oldukça kıymetli, bana yaşattığı gurur oldukça büyük. Uzayı, uzayda kalıcı insan varlığının simgesi olmuş bu istasyonu tanım edebilirim; fakat yaşadığım gururu tanımlamak oldukça zor. Bizlere bu onur ve gururu yaşatan, Türk milletine, iradesi ve kararlılığı ile buraya adım atan devletimize uzay kadar sonsuz müteşekkirim” dedi.

‘BU GÖREVE ÖZGÜ YENİ BİR YAŞAM ŞEKLİNİ BENİMSEDİM’

Gezeravcı, astronot olmaya karar verilmiş olduğu andan itibaren hayatındaki değişikliklere ilişkin, “Senelerdir jet pilotu olmama karşın, Ulusal Uzay Programımızın açıklanmış olduğu ana kadar, aklımdan bile geçirmediğim bir alanda, uzay alanında, ülkeme hizmet etmek, benim için hayallerimin bile oldukça ötesindeydi. Bu göreve yakışır bir seçim sürecinin arkasından, ülkemin ilk insanlı uzay görevini gerçekleştirebilmek için, bir astronotun alması ihtiyaç duyulan tüm eğitimleri aldım. Bu göreve özgü yeni bir yaşam şeklini benimsedim ve o andan itibaren artık tamamen bu yeni göreve kanalize oldum” dedi.

Gezeravcı, almış olduğu eğitimleri de anlatarak, “Ilk olarak, görevin fizyolojik gerekliliklerini karşılamak için alçak tazyik çemberi ve santrifüj eğitimleri aldık. Bu eğitimlerde, bir uzay aracının fırlatma ve yörüngede seyir koşullarında ani ivmelenmelerini oldukça kısa sürede hayata devam etmenin insan vücudundaki etkilerinin ne olduğu ve bu maruz kalınan etkilere karşı iyi mi direnç gösterime başlayacağı mevzusunda eğitim verildi. Vücudumuz yerçekimi kuvvetine maruz kalırken, görevlerimizi yerine getirebilmek için lüzumlu bedensel kabiliyetlerimizi geliştirdik. Geçmiş havacılık eğitim ve tecrübelerim, bu eğitim süreçlerini oldukça rahat geçirmeme vesile oldu” ifadelerini kullandı.

‘İÇİMDEKİ MUTLULUK BÜNYEME SIĞMADI’

Gezeravcı, fırlatma anındaki hislerini de anlatarak, “Uzun ve meşakkatli bir hazırlık sürecinden sonrasında, nihayet milletimizin heyecanla beklediği o anın geldiğini, tüm ülkemin tek yürek bu fırlatma sürecini ekranları başlangıcında takip ediyor bulunduğunu bilmek beni oldukça duygulandırdı. Gülümsedim, içimdeki mutluluk bünyeme sığmadı. Yaşadığım bu inanılmaz süreci ve bulunduğum anın ne kadar muhteşem bulunduğunu düşündüm. Kendimi çimdiklerdim fakat ne yazık ki astronot giysisiyle bu mümkün değil. Bu işin duygusal yanı; öteki taraftan ihtimaller içinde acil durum senaryolarında göstereceğimiz reaksiyonlar ve uygulayacağımız prosedürleri zihnimde yeniden ediyordum. Bunlar da bu görevde gereksinim duyulabilecek bilgiler ve bu yüzden de her an hazır olmak oldukça önemliydi” dedi.

‘7 FARKLI ÜLKEDEN ASTRONOT BİR ARADA GÖREV YAPIYOR’

Gezeravcı, Internasyonal Uzay İstasyonu’ndaki öteki astronotlarla iletişimini de söyledi. Gezeravcı, “Vazife komutanımız daha ilkin NASA bünyesinde vazife yapmış ve 5 kez uzaya çıkmış oldukça tecrübeli bir astronot. İtalya ve İsveç’ten 2 arkadaşımla beraber toplam 4 kişilik bir ekibiz. Ek olarak, biz Internasyonal Uzay İstasyonuna ulaştığımızda, bizi halihazırda orada görevde olan ABD, Danimarka ve Japonya’dan astronot arkadaşlarımız karşıladı. Bizim gelişimizle beraber, Internasyonal Uzay İstasyonu’nun 25 senelik tarihinde ilk kez bu kadar fazla ülkeden astronot aynı anda burada bulunuyor. Şu anda burada 7 değişik ülkeden, 9 değişik milliyetten astronot bir arada vazife yapmakta. Bu arkadaşlarımızın tamamıyla beraber süre geçiriyoruz, etkileşimde bulunuyoruz ve bazı faaliyetleri de beraber gerçekleştiriyoruz. Mesela, gözlem çalışmalarımızı yalnız yapıyoruz; fakat dünyaya göndermek suretiyle gerçekleştirdiğimiz bazı video ve fotoğraf çekimlerinde beraber çalışıyor ve yardımlaşıyoruz. Bunun haricinde, planlanmış faaliyetlerimiz sebebiyle değişik bir yerde olmamız gerekmiyorsa, yemeklerde de bir araya geliyoruz” diye konuştu.

‘BESLENME RUTİNİMİZ DÜNYA İLE AYNI’

Gezeravcı, uzayda iyi mi beslendikleriyle ilgili soruya da, “Beslenme rutinimiz dünya ile aynı. Günde 3 öğün besleniyoruz. Nisan ayında ABD’ya gelir gelmez, eğitim programımızın en başlangıcında planlanan faaliyetlerden birisi, uzayda yiyeceğimiz besin ve içeceklerin seçimleriydi. 70 civarında yemek ve 30 civarında içecek alternatifini besin mühendisleri eşliğinde denedik, tercihlerimizi belirledik. Besin ve içecekleri belirlerken ana kriter; günlük hedeflenen kalori miktarını tutturmak ve sıhhatli beslenmekti. Sonrasında belirlediğimiz besin ve içecekler istasyonda kalacağımız süreye uygun olarak hazırlandı; ve fırlatma öncesinde kargo olarak taşınmak suretiyle paketlendi. Hatta biz daha uzay istasyonuna gelmeden yiyeceklerimiz buraya gönderildi. Bu hususi gıdaların hepsi üretim esnasında vakumlu paketler içinde hava almadan korundu. Böylece hem uzun süreler süresince tazeliğini korudu ve bozulmadı. Varlıklı kültürümüzün, ülkemize dışarıdan gelen misafirleri en oldukça mest eden yönlerinden birisi de Türk mutfağımız. En oldukça özlediğim yemeğimiz de güveç. Yemeği başlangıcında bizleri izleyen her insana selamlarımı gönderiyorum, afiyetle yiyin” ifadelerini kullandı.