Bebek bekleyen ebeveynlerin en güzel dönemlerinden birisi de isim seçme. Kızlarına hayat boyu taşıyacakları isim seçerken aileler anlamlarına ve kulağa hoş gelmesine dikkat ediyor. Anne ve baba adayları kızlarına isim verirken modern çağa uygun anlamları güzel olan isimler vermeyi tercih ediyor.
A’dan Z’ye Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
T Harfi ile Başlayan Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
Tabende: Parlayan, ışık veren.
Tacızer: Altın taç.
Taciser: Baştacı, en çok sevilen.
Tacizer: Altın taç.
Taç: Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık.
Taçeser: Değerli, nitelikli yapıt.
Taçlan: Taç takılması, baş tacı edilmesi manasındadır.
Taçlı: Tacı olan.
Taçlıyıldız: Taç takınmış olan, saygı duyulan ünlü, tanınmış kimse.
Taçmin: Kraliçe
Taçnur: Mutluluk
Tadım: Tat aldığım, güzelim .
Taflan: Yabanmersini, kışın yapraklarını dökmeyen meyveli ağaç.
Tagan: Güvercin.
Tagangül: Güvercin gibi uçarcasına hareketli olan güzel.
Tahire: Gündoğusundan esen rüzgar
Tahsine: Beğenip alkışlama. 2. Güzelleştirme, süsleme, bezeme
Tahsire: Hasret bırakılma, özletme.
Taibe: Tövbe eden, pişmanlık duyan
Takiye: Günahtan, haramdan kaçınan, dinine bağlı kimse.
Talay: 1. Dal gibi ince ve ay kadar güzel. 2. Büyük göl, deniz.
Talha: Güzellik
Talia: Güzel, şirin
Talibe: isteyen, istekli, talepte bulunan.
Taliha: Rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi veya kötü durumlar hazırladığına inanılan doğa üstü güç, şans, felek
Taliye: 1. Sonradan gelen, bir şeyin arkası sıra giden. 2. Kur’an okuyan.
Talu: Seçkin, üstün.
Talya: 1. Doğanın uyanışı, baharın müjdesi 2. Mitolojide doğanın ve hayvanların koruyucusu olan tanrıça
Tamam: Arka arkaya doğan kız çocuğundan sonra erkek çocuk olması dileğiyle
Tamara: Van gölü efsanesinde adı geçen kız.
Tamay: Dolunay, en parlak ay, çok güzel
Tamgül: Gül gibi güzel olan.
Tan: Şafak vakti
Tanay: Secde eden
Tandan: Şafakta doğan
Tanegül: Gül tanesi
Tanelgin: Tan vakti yurdundan uzak düşmüş kimse
Tanem: Tek olan, Benim Tanem, birtanem
Tangöze: Sabah aydınlığı ve kaynak
Tangül: Şafakta açan gül
Tangülü: Tangül
Tangüner: Sabah aydınlığı alacakaranlık
Tangüz: Güz mevsiminde tan vakti.
Tanhatun: Şafak vakti gibi parlak, güçlü kadın.
Tannur: Tan vakti ışığı.
Tansel: Aydınlığa ait, sabahla ilgili
Tanseli: Şafak vakti gelen sel
Tanses: Sesi güzel olan kimse.
Tansu: Şafakta parlayan su
Tansuğ/Tansu: Şafağın aydınlattığı su gibi parlak ve temiz olan.
Tanyel: Şafak rüzgârı
Tanyeli: Şafak vakti esen rüzgâr
Tanyeri: Şafağın başladığı yer
Tanyıldız: Güneş doğmadan önceki alaca karanlıkta ışıyan yıldız, sabah yıldızı
Tanzer: Sarı altın rengindeki tan.
Tara: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
Tarçın: Kabuğu bahar olarak kullanılan bir bitki.
Tarımbike: Tarımla uğraşan kadın.
Tasvir: Tasarlama, bir şeyi sözle veya yazıyla anlatma, göz önünde canlandırma.
Tatlı: Şeker tadında olan. 2. İnsanı çeken, göze kulağa hoş gelen.
Tavge: Şelale, çağlayan.
Tavık: Güneşli havada yağan yağmur.
Tavus: Sülüngillerden, erkeğinin tüyleri uzun, kuyruğu parlak, güzel renkli,
Taya: Dadı.
Tayfur: Küçük bir kuş türü.
Tayyibe: İyi davranış, hoşa giden söz
Taze: Dinç, yıpranmamış, yorulmamış. 2. Yeni, son, zamanı geçmemiş. 3. Genç kadın.
Tazegül: Yeni kopartılmış gül.
Teberrük: Kutsal ve uğurlu sayma.
Tebessüm: Gülümseme.
Tekane: Biricik, tek.
Tekgül: Eşsiz güzellikte olan.
Tekmile: Ek, eklenmiş.
Teknur: Eşsiz bir ışık saçan.
Teksin: Bir tanesin, eşin benzerin yok
Telmize: Öğrenci, talebe.
Telvin: Renk verme, renklendirme, boyama.
Temayül: Bir yanı tutma, o tarafa eğilim gösterme.
Temen: Değer, kıymet. 2. Kıymet bilme.
Temenni: Dileme, dilek.
Temime: Nazarlık, nazar boncuğu.
Temre: Bir tek hurma.
Temsil: Benzetme. 2. Bir şeyin tıpkısını yapma. 3. örnek söz. 4. Tiyatro oyunu. 5. Biri yada bir topluluk adına davranış,
Tenay: Uygun, yakışan, dine uygun hareket eden
Tendü: Öz, asıl
Tenigül: Güzel tenli olan.
Tennaz: Nazlı, teni güzel olan.
Tennur: Güzel tenli, parlak tenli; güzel
Tennure: Mevlevi dervişlerinin sema ayını sırasında giydikleri kendine özgü geniş etekleri olan giysi.
Tenperver: Yeyip içmeyi, keyfini rahatını düşünen.
Tenzile: İndirilen, azar azar indirme (Kur’an’ın)
Terbiye: Eğitim, Görgü
Teren: Nesteren gülü.
Terken: 1. Kraliçe. 2. Güzel kız. 3. Bir tür ok.
Terlan: Dişi şahin.
Teslime: Allaha teslim olan.
Tesnim: Cennet Suyu, Cennet Irmaklarından Biri, Hoş İçimli Su
Teşekkür: Yapılan bir iyiliğe karşı duyulan kıvanç ve gönül borcunu anlatma.
Teşrife: Onurlandırma, şereflendirme. 2. Gelmesiyle bir yeri onurlandırma.
Teşrinisani: Kasım ayı, yılın 11. ayı.
Tevfika: Uydurma, uygun duruma getirme. 2. Uzlaştırma, barıştırma. 3. Tanrı’nın yardımına kavuşma.
Tevger: Töre, adet, gelenek.
Tevhide: Bir araya getirmek
Tevrat: Hz. Musa’ya bildirilen Tanrı buyruklarını kapsayan, İbranilerin din kitabı.
Tezay: Çabuk giden ay
Tezer: Çabuk ve erken.
Tezgül: Güzelliğiyle çabuk serpilen.
Tezkan: Sıcakkanlı, hemen davranan
Teznur: İçi içine sığmayan.
Tezsal: Aceleciliğiyle tanınan.
Tıflıgül: Gül tomurcuğu.
Tılsım: Doğaüstü güç
Ticen: Taçlar
Tijen: Taç, taçlar
Tilbe: Derviş; gezgin ozan
Tiraje: Gök kuşağı. 2. Koni biçiminde tepe.
Togay: Dere kıyılarındaki sık çalılık, tokay, dolunay
Toköz: Gözü gönlü tok
Tolunbike: Ayın on dördü gibi parlak ve güzel olan kadın.
Tomris: İskit kraliçesi, kahraman kadın
Tomur: Bitkinin çiçek ya da yaprak verecek duruma gelmiş filizi, tomurcuk
Tomurcuk: Çiçek verecek olan gonca
Topay: Dolunay, ayın ondördü.
Topaz: Kahverengi, veya soluk sarı renkte değerli süs taşı
Toprak: 1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.
Tuana: Cennet bahçesine düşen yağmur damlası
Tuba: Cennette olduğu söylenen ağaç
Tuba / Tuğba: Cennette var olduğuna inanılan ağaç
Tuğba: Cennette var olduğuna inanılan ağaç
Tuğçe: Küçük tuğ; cennetteki Tuğba ağacının dallarına verilen ad
Tuğsem: Baş tacı
Tuhfe: Armağan, hediye. 2.Yeni çıkma, hoşa giden güzel şey.
Tula: Çok uzun, uzun boylu.
Tulca: 1. Tül kadar ince. 2. Hayalden de güzel.
Tulen: Boyca, boyunca uzun.
Tulu: Doğuş, doğma (Güneş için) anlamında.
Tuluğ: Doğma, doğuş ile ilgili.
Tulü: Doğuş, dogma
Tunay: Ay ışığı, mehtap, aydınlık
Turçin: Sevinç kaynağı olan kız.
Turfa: Az bulunur, nadir, değerli.
Turhatun: Kız çocuk doğumuna son vermek için konulan bir ad.
Turna: Turnagillerden, Avrupa ve Kuzey Afrika’da toplu olarak yaşayan, göçebe, iri bir kuş
Tusem: Cennette esen ılık rüzgâr
Tutam: Bir desteden daha / parmak uçlarıyla alınabilen / Tutmaktan tutam
Tuti: 1. Papağan. 2. Konuşmayı seven, konuşkan.
Tutku: Bir şeye karşı duyulan aşırı istek eğilim
Tutkun: Gönül vermiş, bağlanmış, çok sevmiş, tutulmuş
Tutkunay: Çok seven ve Ay gibi güzel olan
Tutya: Sürme
Tülay: Şeffaf ve parlayan, güzel
Tülcan: İnce yürekli, nazenin.
Tülen: İlk defa çocuk sahibi olan kadın.
Tülin: Ayna; ayın çevresindeki ışık
Tülinay: Ayın “Tülin” hali.
Tülün: 1. Kimi kez ayın çevresinde oluşan dairesel hale. 2. Ayna.
Tümay: Dolunay
Tün: Gece.
Tünay: Gece ve ay
Tünaydın: Akşam üzerleri söylenen bir selamla sözü.
Türkan: Kraliçe; güzel kız
Türkine: Türk gibi güzel.
Türkiye: Türkiye Cumhuriyeti’nin yer aldığı ülke.
Türknur: Aydın olan Türk.
Türkü: Bir halk müziği türü
Tütün: İçinde nikotin olan, sigara yapılan bir bitki.
Tüzel: Tüzeye uygun, tüze ile ilgili
Tüzenur: Adaletiyle ışık saçan
Tüzün: Soylu, asil olan, yumuşak basil