PARA ARAŞTIRMA/ MERVE YILMAZ GERGİN Güzel duyu pazarı son beş yılda süratli bir gelişme trendine girdi. Sektör temsilcileri, şu anda Türkiye güzel duyu ekonomisinin büyüklüğünün 2 milyar dolar civarında bulunduğunu söylüyor. 2020 ISAPS Global Surveyi’nde açıklanan sayılara bakıldığında Türkiye, güzel duyu pazarında beşinci sırada içeriyor. Bu sayı daha önceki yıllarda ülkeler genelinde 8 ila 10. sıralarda yer almaktaydı. Türkiye’nin bu yükselişi, güzel duyu işlemler için yurtdışından gelen hasta sayısındaki ciddi artışa bağlanıyor. Ülkemizdeki plastik cerrahların başarısı, hastane altyapımızın kuvvetli ve kaliteli olması ve rekabetçi fiyatlar, Türkiye’yi güzel duyu cerrahi sıhhat turizminde de öne çıkaran faktörlerden. Artan talepler medikal güzel duyu merkezi ve hastane sayısını da artırırken, bu kurumlar yurtdışına da yatırım yapıyor. Son yıllarda medikal güzel duyu merkezlerinin sayısı her geçen gün artıyor ve hatta yalnız güzel duyu alanında ihtisaslaşan hastane grupları da öne çıkıyor. Güzel duyu müdahale çeşitleri içinde yer edinen ses estetiği de günümüzün popüler operasyonlarından. Sesini fazla ince ya da kalınca bulanlar ya da ses standardını beğenmeyenler, bu operasyonlara başvuruyor. Bu işlem için daha oldukça Avrupa’dan ve Uzak Doğu ülkelerinden talep geliyor ve mevcut hastaların üçte birini, yabancı hastalar oluşturuyor. Fiyatlar ise 15 bin-25 bin TL içinde değişiyor. Sesini değişiklik yapmak isteyenlerin başlangıcında, erkekten hanıma cinsiyet değiştiren kadınsı bir ses isteyen grup içeriyor. İkinci sırada ise kadınsı bir sese haiz olduğundan toplumda ve iş hayatında hastalık duyan erkekler, sesini kalınlaştırarak cinsiyetiyle uygun bir erkeksi ses isteyen grup oluşturuyor. Sadece son dönemlerde bilhassa daha etkili ve daha maskulen bir sese haiz olmak isteyen iş adamları içinde daha yaygın uygulanır hale geldiği de belirtiliyor.
“SESİM TARKAN GİBİ OLSUN, DİYEN VAR”
Türkiye güzel duyu turizmi açısından dünyada önde gelen ülkelerden biri. Bilhassa rinoplasti başta olmak suretiyle, kozmetik cilt bakımı, botoks, dolgu, göz çevresi cerrahisi, göğüs cerrahisi, aşırı kiloluluk ve ses estetiği ilgi görüyor. Güzel duyu ekonomisinin pazar büyüklüğünün ortalama 2 milyar dolar civarında bulunduğunu söyleyen Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof Dr. Arif Şanlı, ses estetiğinin tarihsel olarak 1938’li yıllara dayandığının ve ilk kez 1979’da açık teknikle ses germe ameliyatının uygulandığının bilgisini veriyor. Son yıllarda ses estetiğinde gözle görülür bir artış yakaladıklarını da ifade eden Şanlı, yılda 60’a yakın hastanın başvurduğunu söylüyor. Şanlı, devletimizde ses değişiklik ameliyatını meydana getiren tecrübeli uzman sayının da sınırı olan bulunduğunu ekliyor. Bu işlem için daha oldukça Avrupa’dan ve Uzak Doğu ülkelerinden talep geliyor ve mevcut hastaların üçte birini yabancı hastalar oluşturuyor. Ses estetiği ameliyatı tutarları averaj 15 bin ile 25 bin TL içinde değişim gösteriyor. .Ameliyat süresi ise kullanılan tekniğe bakılırsa 20-40 dakika arası değişiyor. Şanlı’ya bakılırsa, ses tedavisini iki ayrı bölüm olarak değerlendirmek gerekiyor. Birincisi düzgüsel sesin bir hastalığa bağlı olarak bozulması ses kısıklığı, seste çatallanma, zayıflama ve yorulma şeklinde patolojik durumlarda ilaç, ses terapisi yada ameliyatla meydana getirilen tedavi. İkinci grup ise hastalık olarak düşünmediğimiz mevcut kendi sesini beğenmeyen, sesinin incelmesi yada kalınlaşmasını isteyen kişilerde daha oldukça ses terapisi ve ameliyatla sesinin değiştirilmesi. Hastalara ameliyattan ilkin ses terapisi yapılmasının doğru bulunduğunu ekleyen Şanlı, ruhsal ve fizyolojik uygun olmayan hastalara ameliyat önerilmediğinin de altını çiziyor. Şanlı, bilhassa ses sanatçılarında ve liderlik pozisyonu sebebiyle etkili karizmatik bir ses isteyen yöneticilerde, meşhur seslere benzemesini isteyenler bulunduğunu da söyleyerek sözlerini şöyleki tamamlıyor: “Bana sesim Parlak zeka Müren şeklinde olsun, Tarkan şeklinde olsun talebiyle gelenler oldu. Bu vesileyle belirteyim ki ses estetiği ameliyatıyla bir kişinin sesi başka birine yada meşhur birinin sesine dönüşemez. Kendi ses frekansı ve tınısının daha kalını yada incesi olabilir. Bir gitar tellerinden çıkan sesler ne kadar değiştirilse de gene gitar tınısı olacaktır.”
“ESTETİKTE ÖNDE GELEN BİR ÜLKEYİZ”
Türkiye’nin tıp alanında birçok ülkeye bakılırsa oldukça iyi bir konuma haiz olduğu görüşünü korumak için çaba sarfeden Medicana International İzmir Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serap Köybaşı Şanal, sıhhat turizminde bilhassa de güzel duyu alanında hızla üst basamaklara doğru bir yol aldığını gözlemlediklerini söylüyor. Sesin kişinin en mühim karakteristik özelliklerinden biri bulunduğunu ifade eden Şanal, ses estetiğini daha oldukça polip kist şeklinde ses teli bozukluklarında, reinke ödeminde, transbireylerde, ses teli felçlerinde, yaşa bağlı ses bozukluklarında ve pubefroni şeklinde durumlarda uyguladıklarının altını çiziyor. Yaşlanan sesi de gençleştirmenin mümkün bulunduğunu sözlerine ekleyen Şanal, hastaların çoğu zaman ses kısıklığı, seste çatallanma, boğuk ses, sesin kalınca yada ince olması, kuvvetsiz olması ve nefes şikayetiyle başvurduğunu kaydediyor. Şanal, hasta grubun ise oldukça büyük çoğunluğunu yetişkinlerin oluşturduğunu, spesifik durumlarda ise çocukluk çağlarında da uygulandığını vurguluyor.
“MASKULEN SES TERCİH EDİLİYOR”
Türkiye güzel duyu ameliyatlar mevzusunda dünyada tercih edilen ve önde gelen ülkelerden biri. Ses estetiği de bu anlamda tüm dünyada olduğu şeklinde Türkiye’de de yeni bir alan olmakla beraber gelişmeye son aşama uygun. Bundan dolayı senelik ameliyat sayısı hemen hemen yüzlerle ifade ediliyor. Liv Hospital Kulak Burun Boğaz Uzmanı Profesör Hekim Hakan Birkent, ses estetiğinin öteki güzel duyu ameliyatlara kıyasla hemen hemen ufak bir paya haiz bulunduğunu, sadece daha da artacağı kanaatinde. Nerede ise tüm ülkelerden ses estetiği amacıyla hastalar geldiğini söyleyen Birkent, senelik gelen yabancı hasta sayısının tüm Türkiye için ortalama bin civarında bulunduğunu ifade ediyor. Birkent’e bakılırsa, netin gelişimi ve yaygınlaşması ile insanların bu uygulamalardan haberdar olması ve buna paralel yaşanmış olan sosyokültürel değişimler, ses estetiği uygulamalarının popülerliğinin artmasındaki en mühim sebepler. Ses estetiği ameliyatı sesin değişiminin tamamlandığı erişkinlik sürecini takiben istenilen zamanda yapılabiliyor. Bu uygulamaları yaptırırken dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan en mühim noktanın ses ve ses estetiği işlemleri hakkında kafi data ve tecrübeye haiz bir cerraha bu işlemleri yaptırmak olduğu görüşünde olan Birkent, “Bu işlemlerle beraber ses kalıcı olarak değişecektir ve bundan dolayı ruhsal olarak bu değişime hazır olmak önemlidir. Sigara bu süreçte iyileşmeyi negatif yönde etkilemekte ve seste istenilen değişimin ortaya çıkmasını engellemektedir. Bundan dolayı sigaranın bırakılması ve öteki vokal hijyen önerilerine uyulması, son aşama ehemmiyet arz etmektedir. Ses estetiği uygulamalarının mevzu hakkında data ve deneyim sahibi bir tabip tarafınca yapıldığı takdirde major bir riski yoktur. Hastalarımın hiçbirinde kalıcı ses kısıklığı ya da sesi yitirme şeklinde bir durum söz mevzusu değil” diyor. Bu ameliyatların her iki cinsiyet grubunda da eşit oranda talep gördüğünün altını çizen Birkent, sadece son dönemlerde bilhassa daha etkili ve daha maskulen bir sese haiz olmak isteyen iş adamları içinde daha yaygın uygulanır hale geldiğini de belirtiyor. Birkent, bu ameliyatla ilgili bilinmesi ihtiyaç duyulan en mühim noktalardan birinin seste meydana getirilen değişimin herhangi bir ünlünün sesine benzetilmesinin mümkün olmadığını da söyleyerek ısmarlama bir ses yapmak mümkün olmadığını sözlerine ekliyor.
“SESİ GENÇLEŞTİRMEK MÜMKÜN”
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof Dr. Arif Şanlı’ya bakılırsa; sesini değişiklik yapmak isteyenlerin başlangıcında erkekten hanıma cinsiyet değiştiren kadınsı bir ses isteyen grup içeriyor. İkinci sırada ise kadınsı bir sese haiz olduğundan toplumda ve iş hayatında hastalık duyan adamların, sesini kalınlaştırarak cinsiyetiyle uygun bir erkeksi ses isteyen grup oluşturuyor. Ses estetiği isteyen kişiler bilhassa telefonda adam olması durumunda hanım sesi şeklinde algılanıp “hanımefendi, hanım” diye hitap edildiğini, bayanlar ise kalınca sesinden dolayı telefonda “bey, beyefendi” şeklinde hitap edilmiş olduğu şikayetiyle geliyorlar. Erkekler, sesinin kadın sesi olarak algılandığını ve bundan dolayı sesini kalınlaştırmak istediklerini ifade ediyor. Sigara tiryakisi olan bayanlar ise sesi kalınlaştığı için seslerini inceltmek istiyor.
Sesin yaşlanmasıyla seste kalınlaşma, güçsüzlük ve ses genişliği azalıyor. Ses tellerinin gerginliği ve yoğunluğu azalmakta. Bu kişilerde ses terapisi yada cerrahi girişimle sesi gençleştirmek mümkün oluyor. Ek olarak iş kariyeri ve mesleğinden dolayı kendi sesini beğenmeyen adam ve bayanlar da sesini değişiklik yapma ihtiyacı duyar. Bu tür hastalarda ses terapisiyle beraber ses değişiklik yapma (sesin kalınlaştırılması yada inceltilmesi) ameliyatları uygulanır.