Internasyonal bir ortaklık, hastalıkların daha iyi anlaşılması ve tedavisi için minimal invaziv bir yaklaşım olarak vücuda minik kablosuz ışık kaynaklarını yerleştirmek için yeni bir aygıt platformu oluşturdu.
Bu, birçok kişi için aslına bakarsanız yaşam değiştiren çözümler elde eden koklear implantlar, kalp pilleri ve beyin stimülatörleri şeklinde insan hücrelerinin elektriksel uyarılabilirliğine dayalı daha hantal cihazların implantasyonunun yerini alabilir.
İskoçya’daki St. Andrews Üniversitesi ve Almanya’daki Köln Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafınca sunulan yeni yaklaşım, organik ışık yayan diyotların (OLED’ler) akustik antenler üstündeki entegrasyonuna dayanıyor.
Çağdaş akıllı telefonlarda yaygın olarak bulunan OLED’ler, neredeyse her yüzeyde birikebilen ince organik araç-gereç katmanlarından oluşur. Emek harcamayı yöneten Profesör Malte Gather;
” Bu özelliği OLED’leri direkt akustik antene biriktirmek için kullandık, böylece her iki platformun benzersiz özelliklerini tek, son aşama kompakt bir cihazda birleştirdik “ dedi.
Yeni cihazlar, bu frekanstaki elektromanyetik alanlar su tarafınca yalnızca zayıf bir halde emildiğinden, denizaltı iletişiminde kullanılanlara benzer şekilde sub-megahertz frekanslarında çalışır.
Bununla beraber, radyolarda ve akıllı telefonlarda kullanılan klasik antenler, bu frekansta fazlaca daha minik ayak izi olan tıbbi bir implantta kullanılmak için fazlaca büyük olacaktır.Doktorasının bir parçası olarak yeni cihazları geliştiren Julian Butscher:
“Klasik bir antenin aksine, düşük frekanslı bir elektromanyetik alandan enerji toplarken bile bir akustik anten fazlaca minik olabilir.” dedi.
Kablosuz ışık yürüyerek aygıt, elektriksel stimülasyona ümit verici bir alternatif olarak ortaya çıkan optik stimülasyonu hedefler, zira daha hücre seçici olabilir ve hatta genetik modifikasyon kanalıyla bireysel hücrelerin uyarılmasını sağlayabilir.
Bu tür teknikler, mesela başka türlü tedavi edilemeyen bir göz hastalığının tedavisinde erken klinik çalışmalarda ümit verici sonuçlar göstermiştir. Ortaya çıkan birçok uygulama için, birden fazla bölge bağımsız olarak uyarılmalıdır ve bundan dolayı çağdaş beyin uyarıcıları çoğu zaman fazlaca sayıda elektrot ihtiva eder.
Bilim adamları, değişik akustik antenlerin emek verme frekansını boyutlarını birazcık değiştirerek değişik değerlere ayarlayarak, minik ampullerinin birçoğunu bağımsız olarak çalıştırabilir ve her birini ayrı ayrı açıp kapatabilirler.
Mesela zayıflatıcı nörolojik bozuklukları tedavi etmek için vücudun değişik bölgelerinde birden fazla uyarıcının bireysel olarak adreslenmesi için gelecekteki potansiyeli taşır.
Bilim adamları, yeni aygıt platformlarıyla artık minimum aygıt boyutunu, düşük emek verme frekansını ve optik stimülasyonu birleştirerek “ideal uyarıcıyı” geliştirmeye bir adım daha yaklaşıyor.
Kaynak; labmate-online