Dünyanın en güzel duygularından birisi de anne ve baba olmak. Anne babalar anne ve baba olma heyecanının yanında doğacak olan kızları için isim arayışına giriyor. Anne ve baba adayları kızlarına isim verirken çağıl çağa uygun anlamları güzel olan adlar vermeyi tercih ediyor.
A’dan Z’ye Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
Ş Harfi ile Başlamış olan Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
Şadan: Neşeli, neşeli
Şadiye: Luk, sevinç, mutluluk
Şaduman: Neşeli, neşeli, memnun
Şaeste: Onurlu.
Şafak: Tan vakti
Şafaknur: Şafak aydınlığı
Şafir: Kır, bozkır.
Şafiye: Şefaat eden, birinin bağışlanması için aracılık eden.
Şah’Name: Şahların yaşam öyküsünü özetleyen manzum yaratı.
Şahande: Dindar, mutlu, temiz kalpli
Şahane: Hükümdarlara yakışacak kadar güzel, eksiksiz olan.
Şahbanu: Hükümdar eşi, şah hanımı
Şahdane: Büyük inci, kenevir tohumu
Başyapıt: Üstün ve kalıcı özellikte olan
Şahide: Mezarın baş ve ayak ucuna dikilen, üstü yazılı ve çiçekli mermer taşı
Şahika: Yüksek, yüce, dağın zirvesi
Şahizar: Zar etmekten gelir. Ağlayan, dert çeken, içli anlamındadır.
Şahmeran: Mitolojide başı insan, gövdesi yılan biçiminde efsanevi canavar
Şahmerdan: Fazlaca ağır bir tür tokmak ya da çekiç. 2. Vurucu ağırlığı mekanik olarak yükselten ve düşüren makina.
Şahname: Şahların yaşam öyküsünü özetleyen manzum yaratı
Şahnaz: Nazlı, oldukca naz icra eden
Şahnigar: Resmedilen.
Şahnisa: Sözü geçen, otoriter ve elit hanım.
Şahnur: Aydınlık kimse
Şahrah: Büyük yol, ana yol, ana artel.
Şahsar: Dallı budaklı ağaçlar. 2. Ağaçlık yer, koruluk.
Şahsen: Kendisi. 2. Yüzünde görülen. 3. Cisim, biçim, görünüş bakımından.
Şahsene: Kızların en güzeli
Şahsenem: Güzel bayanların en güzeli, başyapıt
Şahser: Enerjisini gösteren.
Şahseren: Enerjisini gözler önüne seren, kuvvetli.
Şahver: Büyük inci
Şike: Kir, kusur. 2. Fena yaratı ve iz.
Şaika: İstekli, istekli, arzulu
Şaikane: İsteklice, şevkli olarak.
Şairan: Şairler, ozanlar.
Şaire: Şiir yazan hanım.
Şaiyan: Kıymet, kıymet.
Şakayık: Düğün çiçeğigillerden, çiçekleri türlü renkte, oldukca senelik güzel bir süs bitkisi.
Şakire: Şükreden, durumundan memnun olan kimse
Şakrak: Güzel ötüşlü bir tür kuş.
Şamiha: Yüksek. 2. Afili, kibirli.
Şamile: Kaplayan, içine alan, çevreleyen. 2. Genel olan, her insana ilişik olan. (Ar.)
Şan: Ün, nam, şöhret
Şanal: Adın duyulsun, şöhretli ol
Şara: İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk
Şarika: Doğan parlayan.
Şarkan: Doğu yönünden.
Şathiye: Çoğu zaman şeriata aykırı düşen, diğeri dünya ile ilgili şeyleri alaylı bir üslupla işleyen manzumeler.
Şayan: Yakışır, yaraşır
Şayeste: Kıymetli, layık.
Şayia: Yayılmış haber. 2. Yaygın söylenti.
Şayian: Yayılmış olarak, herkesçe duyularak.
Şaylan: Nazlı, neşeli.
Şaziment: Benzeri olmayan, değişik.
Şaziye: bk. Şadiye: Mutlulukla ilgili olan
Şebnem: Pişmemiş, gece nemi, jale
Şebnur: Gecenin ışığı, Ay ışığı
Şefaat: Birinin bağışlanması için aracı olma, bağışlanmasını dileme. 2. Arka çıkma.
Şefika: Şefkatli, acıması, esirgemesi bolca olan
Şefkat: Acıyarak ve koruyarak sevme sevecenlik, sevgi duygusu.
Şehamet: Akıllı ile aldı birleştiren.
Şehbal: Kuşkanadının en uzun tüyü
Şeher: “Seher” isminin bir söyleniş biçimi.
Şehime: Akıllı, kurnaz
Şehla: Tatlı şaşı, yarım şaşı
Şehnaz: Doğu müziğinde bir makam / Çoknazlı
Şehper: Kuş kanadının en uzun tüyü.
Şehrazat: 1001 gece masallarında bir masal kahramanı hanımdır. Kendi kendine yaşayan özgür manasındadır.
Şehri: Terbiyeli, şehirli, nazik anlamlarındadır. Bir başka anlamı ise aya ilişik, aylıktır.
Şehriban: Kentin en büyüğü, vali.
Şehrinaz: Kentin nazlısı
Şehriye: Çorba yapmakta kullanılan, türlü biçimlerde kesilerek kurutulmuş buğday unu hamur harcını.
Şeker: Sempatik, cana yakın
Şekerpare: Fazlaca tatlı bir kayısı çeşidi. 2. Bir çeşit hamur harcı tatlısı. 3. Fazlaca sempatik, cana yakın kız.
Şekibe: Sabır, dayanma, tahammül.
Şekliye: Biçimcilik. biçimsellik.
Şeküre: Şükreden.
Şelale: Büyük çağlayan, çavlan, akarsuyun yüksekten yere düşmüş olduğu kısmı
Şemime: Güzel kokulu şey, güzel kokan.
Şemin: Ahududu.
Şeminur: Mum ışığı, mum aydınlığı.
Şemsinisa: Bayanların aydınlığı
Şemspare: Güneş parçası, oldukca parlak
Şenahi: Zenginlik, refah.
Şenay: Mutlu geçen ay
Şenbahar: Bahar kadar güzel ve onun neşesini taşıyan.
Şenbul: Neşeli mutlu ol.
Şengil: Şen kimse, neşeli kimse, içtenlikli
Şengül: Neşeli ve gül şeklinde kimse
Şengün: Neşeli gün ve güneş şeklinde kimse
Şeniz: Neşeli, mutlu iz
Şennaz: Hem nazlı hem de neşeli.
Şennur: Işık saçan, sevinç saçan
Şensu: Mutlu ve su şeklinde berrak
Şenyurt: Neşeli, mutlu yurt
Şerare: Kıvılcım, ateş parçası.
Şerbet: Tatlı ve şirin, meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak meydana getirilen içecek
Şerefnaz: Büyük, yüce ve nazlı, edalı.
Şerefnur: Saygıdeğer ve nurlu insan.
Şeren: Güzel sözler sarf eden
Şerife: Şerefli, mukaddes, temiz şahıs
Şerin: Şirin, sempatik.
Şermegin: Utangaç, utanan, utangaç.
Şermin: Utangaç, utangaç
Şervin: Hayrı seven
Şetaret: Luk, sevinç.
Şevkiye: Şevk ile ilgili. 2. Neşeye, sevince dair.
Şevval: Hicri takvime gore Ramazan ayından sonrasında gelen aya verilen addır. Şevval ayının ilk üç günü Ramazan Bayramıdır.
Şewane: Mısra, şiir, nazım.
Şeyda: Sevda sebebi ile aklını yitirmiş; deli, deli divane
Şeydacan: Dost canlısı, dostlarına düşkün olan.
Şeydagül: Gül delisi, gül hayranı.
Şeydanaz: Naz hayata geçirmeye meraklı, oldukca nazlı.
Şeydanur: Her insanın derdine derman bulmaya çabalayan, yardımsever.
Şeyma: 1. Fazlaca kıymetli, kıymetli 2. Vücudunda ben olan
Şeyma Nur: Şeyma ve Nur kelimelerinin birleşiminden oluşmuş bir isimdir
Şeza: Koku, aroma
Şezre: Süs için takılan yada asılan inci ve altın.
Şık: Güzel, zarif, modaya uygun. 2. Modaya uygun giyinmiş olan. 3. Bir mevzuda seçilebilecek yolların alınabilecek kararların her biri, seçenek.
Şıra: Üzümden meydana getirilen mayhoş bir içecek, sarımsı renkte.
Şıray: Fazlaca aydınlık, oldukca ışıklı
Şıvan: Çoban, sığırtmaç.
Şifa: İyileşme, kurtulma
Şiir: Bir yazın türü
Şila: Doğuda böğürtlene verilen isim olarak geçen bir sözcüktür. Anlamı tam olarak bilinmiyor. Çizgi film kahramanlarının adı olarak sık sık karşımıza çıkıyor.
Şilan: Kuşburnu, yaban gülü, dağ gülü
Şimal: Şimal yönü
Şira: Sirius yıldızının Kuran-ı Kerim’ de geçen adıdır. Şi’ra-yı Yemen de denir o yıldıza.
Şirame: Buğdaygillerden bir nebat.
Şiraze: Seviye, düzen
Şirem: tatlım, bena ilişik şire
Şiren: Mitolojide, belden aşağısı kuş ya da balık, belden yukarısı hanım biçiminde tasvir edilen, deniz cini. 2. Tiz ve yüksek bir ses çıkaran uyan düdüğü; alarm, canavar düdüğü.
Şiret: Nasihat, tembih.
Şirin: Cana yakın, sempatik
Şirine: Tatlılık.
Şişan: Güzel kokulu çiçek.
Şive: Naz, eda
Şivecan: Nazlı dost, dost.
Şivekar: Edalı, işveli, nazlı.
Şivenaz: Fazlaca nazlı
Şivenüma: Nazlanan, naz gösteren. 2. Türk müziğinin makamlarından biri.
Şiveyar: Nazlı sevgili.
Şivin: Yapıt, yapıt.
Şiyar: Bilincinde olan, uyanık.
Şoreş: Devrim, ihtilal.
Şöhret: Herkesçe tanınma durumu
Şölen: Bir vakası kutlamak amacıyla bir araya gelinerek yenilen yemek, ziyafet
Şuara: Kuran-ı Kerim’ de bir sure adı; “şairler” manasında
Şule: Alev, ateş alevi
Şura: Konsey, danışma meclisi, kurul
Şuride: Karışık. 2. Tutkun, aşık, sevdalı.
Şüheda: Şehitler
Şükran: İyilik bilme, minnettarlık
Şükrane: İyilik bilmenin emaresi.
Şükriye: Görülen iyiliğe karşı şükretmek, hoşnut olmak
Şükriye/Şükrüye: İyilik bilme, minnettarlıkla ilgili.
Şükrüye: Minnettarlık
Şükufe: Açmamış çiçek, tomurcuk.
Şüküfe: Filiz, çiçek