George Orwell’in hayatından bir kesiti anlatan kitap gene yazarın müthiş kurgusu ile oldukça beğenilmiştir ve dönemin şartları çok güzel bir şekilde kaleme alınmıştır. Yazarın Paris ve Londra’da yaşadığı sefalet dolu günleri konu alan kitap, o dönemdeki Paris ve Londra’yı da gözler önüne seriyor. Paris’te açlık mücadelesi veren yazar iş bulma kurumlarına gider ve günde 17 saat çalışacağı pis bir otelin mutfağında iş bulur. Bu sırada yasadığı olayları kaleme alır yazar. Paris’te yaşadığı zor günlerden kurtulabilmek için yazar kendini Londra’ya atar fakat burada da aradığını bulamaz. Şartlar daha da kötüleşir ve onu yoksulluk içinde uzun günler bekler. Barınaklarda yaşamaya başlar. Aslında yazar yaşadıkları üzerinden modern görünümlü iki şehrin gerçek yüzünü gözler önüne sermiştir. Paris ve Londra’da beş parasız kitap özeti tam olarak modern çağın yüzünü göstermeyen tarafına ışık tutan bir kitap olmuş. Özellikle yazarın yaşadıklarını da ele alarak bir kurgu ortaya çıkartması oldukça destekleyici olmuş.
Paris ve Londra’da Beş Parasız Kitap Özeti
Dünya çapında sevilen bir yazar olan George Orwell’in bugüne dek bütün kitapları kısa sürede çok satanlar listesine girmeyi başarmıştır. Yazarın bu kitabı da oldukça beğenilmiştir ve kısa sürede çok sayıda okur kazanmayı başarmıştır. Paris ve Londra gibi iki büyük şehrin modern görünümlerinden çok uzak bir hikâyeyi gözler önüne seren yazar, o dönemde yaşadığı yoksulluktan yola çıkarak, modern çağın aslında göründüğü kadar da modern olmadığını, büyük şehirlerin kirli, dar sokaklarında yaşanan yoksulluğu güzel bir kurgu halinde bizlere anlatıyor yazar. Bu kitabı ile yaşadığı tüm yoksulluğu, sokakta kalmasını yardım kuruluşlarını gezmesini ve çalıştığı iğrenç ortamları yazıyor.
Paris ve Londra’da Beş Parasız kitap özeti yazarın hayatından bir kesit olarak karşımıza çıkıyor. Bir otelde çalıştığı ve az miktarda para ile ancak karnını doyurabildiği günleri anlatıyor yazar. Barınaklarda kalışını, sonra daha felaketinin gerçekleşmesi ve artık sokaklarda yatıyor olması gibi pek çok yoksulluk hikâyesi barındırıyor bu kitap. Tüm bunlar olup biterken modern çağın insanları sıcacık evlerine doğru yola koyuluyorlar. Karınları tok, sokaktakileri kimse görmüyor. Farklı insanlar, aynı şehir içerisinde fakat kimse kimseyi fark etmiyor bile. Uçurumlarla dolu iki şehirde yaşadığı acı gerçekleri ele alan yazar, insanların bu kadar vurdumduymaz oluşlarını açık ve sert bir dille kaleme almıştır. Belki de yazarın bu kadar insancıl ve eleştirel yaklaşımları o dönemde yaşadıklarından kaynaklanmaktadır. İnsanların birbirlerini görmeden duymadan yaşadıkları bir dönemin içerisinde var oluşu oldukça başarılı bir şekilde kitabında yazan yazar, aynı zamanda her zaman kullandığı sade ve çekici üslubu ile de sizlere yaşadıklarını adeta yaşatıyor. Bu kitap halen okumayanlar için bir cevher niteliğinde mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.