Birazcık adrenalin mi lazım? O halde bu gece koltuğunuza yaslanın, perdeleri kapatın ve korkmaya hazırlanın: Sizin için Netflix’teki en iyi korku filmlerini seçtik.
Birazcık eski yapımlardan son 2-3 senede karşımıza çıkanlara kadar Netflix’in korku sineması kataloğunu inceledik. Doğal ki tümü aynı tipte korku öğeleri içermiyor. Hayalet hikayelerinden vampirlere, ruhsal gerilimlerden klasik korku yapımlarına kadar değişik seçenekleriniz mevcut. Bununla beraber Korku Sokağı üçlemesi ve Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum benzer biçimde Netflix yapımlarını da atlamadık.
İşte Netflix’te şu an izleyebileceğiniz en iyi korku filmleri!
18. Kont (El Conde)
Şilili General Augusto Pinochet, tarihin görmüş olduğu en fena şöhretli diktatörlerindendi. Peki ya bu diktatör gerçek anlamda “kana susamış” olsaydı?
Yönetmen Pablo Larraín’in bu kapkaranlık hicvi, Pinochet’yi (Jaime Vadell) 250 yaşlarında bir vampir olarak tekrardan hayal ediyor. Ailesinin serveti için onu (ve birbirlerini?) parçalamaya hazır bulunduğunu gördüğümüz yapımın merkezinde matematik dehası bir rahibe (Paula Luchsinger) yer ediniyor.
Siyah beyaz çekilen Kont, karanlık, zekice ve bir çok süre dehşet verici bir gotik alternatif tarih durumunda. Doğaüstü bir tür sunarken, dayandığı korkulu tarihsel kötülükleri de gözden kaçırmıyor.
Iyi mi izlerim: Kont‘u buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
17. Korkunun Gölgesi (Under the Shadow)
1980’lerin Tahran’ında anne Shideh (Narges Rashidi) ve kızı Dorsa (Avin Manshadi) için gerilmiş zamanlar yaşanmaktadır. Eski tıp talebesi, İran’ın devrim sonrası baskıcı hükümetiyle ters düşmekten kaygı etmektedir ve ülke Irak’la bitmek bilmeyen bir savaşın içindedir. Kocası Iraj (Bobby Naderi) cephede hekim olarak vazife yapmak suretiyle çağrılmıştır ve oturdukları apartman her gün bombalanmaktadır.
Apartmanlarına isabet eden bir bombanın patlamadan çatıya saplanmasıyla işler daha da kötüleşir; komşuları daha güvenli bölgelere kaçarken, bina düpedüz tekinsiz bir hal alır. Bomba içeri bir şey -ya da birini- mi sokmuştur? Kıymetli eşyalar dairelerinden kaybolmakta ya da tamamen dışarı atılmaktadır ve hastalıktan ateşi çıkan ufak kız bunun suçunu fena niyetli cinlere atmaktadır. Bir tek kızının yaşamını tüm bu dış tehditlerden değil, ruhunu da fena niyetli, görünüşte mistik davetsiz misafirlerden kurtarmak Shideh’e kalmıştır.
İran doğumlu yönetmen Babak Anvari, ilk uzun metrajlı filmimizde paranoyak atmosferi ve gerilimli ayrıntıları yavaş yavaş tırmandırırken, son bölümde her şeyin patlamasına izin vermekle ustalığını kanıtlar özellikte.
Iyi mi izlerim: Korkunun Gölgesi‘ni buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
16. Run Rabbit Run
Succession’ın yıldızı Sarah Snook’un bu Avustralya yapımı gerilim filmimizde Roy ailesinden daha çok endişelenmesi ihtiyaç duyulan şeyler var. Boşanmış bir anne ve hanım doğum doktoru olan Sarah, aniden rahmetli babasının mirasından görevli oluyor – ki bu mirasın içinde demansın ilk evrelerinde olan ve bir erişkin bakım evinde kalan ayrı yaşamış olduğu anası Joan (Greta Scacchi) da var. Bu da yetmezmiş benzer biçimde, Sarah’nın ufak kızı Mia (Lily LaTorre) da garip davranmaya adım atmıştır. Ilkin eve getirmiş olduğu sokak tavşanı benzer biçimde giymeye adım atar. Arkasından, bazı ürkütücü pastel boya çizimleri ve Mia’nın asla tanışmadığı Joan’ı ziyaret etmek için ısrarlı talepleriyle devam eder bu gariplikler. Son olarak, kızın Mia değil, Mia’nın şu anda olduğu yaşta çocukken kaybolan Sarah’nın kız kardeşi Alice olduğuna inanmasıyla işler iyice ilginçleşir. Alice kardeşçe bir hayalet için mi geri döndü? Yönetmen Daina Reid, sinir bozucu ses tasarımı, ürpertici görseller ve yaygın bir korku ve çekince hissini ustalıkla kullanarak cevabın “evet” bulunduğunu kuvvetli bir halde gösteriyor.
Iyi mi izlerim: Run Rabbit Run‘ı buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
15. Bebek Bakıcısı (The Babysitter)
Açıkçası Bebek Bakıcısı‘nı bir film olarak düşünebileceğimizden pek güvenli değiliz; daha oldukça tek satırlık replikler ve gevşek bir halde bir araya getirilmiş bir film fikri. benzer biçimde duruyor. Gene de birkaç saat öldürmek için keyifli bir yol. Samara Weaving, insan kurban etme ve tek replik tutkusu olan popüler bir genç olan çocuk bakım uzmanı rolünü yapan. Judah Lewis bakıcılık meydana getirilen çocuk rolünü yapan, Hana Mae Lee, Robbie Amell, Bella Thorne ve Andrew Bachelor da destek oyuncu olarak yer ediniyor. 2020’de gösterime giren devam filminde de aynı şeyler var – şu demek oluyor ki ilkini beğendiyseniz iki filmi birden seyredebilirsiniz.
Iyi mi izlerim: Bebek Bakıcısı‘nı buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
14. Velvet Buzzsaw
2014’ün görkemli ruhsal gerilimi Nightcrawler‘ın arkasındaki isimden Los Angeles sanat yaşamına gülünç ve dehşet verici bir gönderme. Yazar-yönetmen Dan Gilroy’un epik filmi Velvet Buzzsaw‘da Jake Gyllenhaal, Rene Russo, Toni Collette ve muhtemelen sevdiğiniz yarım düzine oyuncu, paha biçilmez eserleri tarafınca avlanan ve öldürülen güzel sanatlar fanatikleri olarak yüreklerini ortaya koyuyor. (Cidden, Billy Magnussen’in bir maymun tablosu tarafınca boğulması hakkaten müthiş!).
Iyi mi izlerim: Velvet Buzzsaw‘ı buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
13. Kızıl Gökler (Blood Red Sky)
Netflix’in Kızıl Gökler‘i, içine girerken mümkün olduğunca azca şey bilmekle oldukça daha iyi hale gelen korku filmlerinden biri, bu yüzden izlemeniz için mümkün olduğunca azca şey anlatmaya çalışacağız. Senaristliğini Stefan Holtz ile beraber yazan Peter Thorwarth’ın yönettiği bu aksiyon korku macerası, Flight Plan‘in en iyi yanlarını A Girl Walks Home Alone At Night‘ın tınılarıyla birleştiriyor. Filmin yıldızı Peri Baumeister, oğlunu transatlantik bir yolculukta hava korsanlarından korumaya çalışan bir bayan rolünü yapan nefes kesici bir performans sergiliyor.
Iyi mi izlerim: Kızıl Gökler‘i buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
12. The Ritual
Yönetmen David Bruckner’ın cehennemi çağrıştıran filmimizde, dört dost ölen dostlarını onurlandırmak için İsveç’in kuzeyinde yürüyüşe çıkarlar. Doğal ki, yolculukları kısa sürede işkence dolu ve asla bitmeyen bir kabusa dönüşür. Rafe Spall’ın müthiş başrol performansı da cabası. Büyük olasılıkla yarattığı dünyayı sevecek fakat sonundan nefret edeceksiniz. Ya da bizim benzer biçimde, yarattığı dünyayı ve filmin sonunu seveceksiniz. İyi eğlenceler! Ve yanınıza böcek ilacı alın!
Iyi mi izlerim: The Ritual‘ı buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
11. Havari (Apostle)
Michael Sheen, Amazon yapımı Good Omens‘de melek Aziraphale’i oynamadan ilkin, dini “değişik” bir halde kutluyordu. Havari, Sheen’in en korkulu halini sergilediği, kan akıtmaya ve öteki “yaratıcı” dini ayinlere meraklı bir tarikat liderini canlandırdığı, tamamen deli bir dönem korku filmi. Başroldeki Dan Stevens, The Politician‘dan Lucy Boynton ve Galli sahne oyuncusu Mark Lewis Jones’un çarpıcı destek performanslarıyla yavaş tempolu anlatıyı hareketli tutuyor.
Iyi mi izlerim: Havari‘yi buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
10. Kamera (Cam)
Netflix’in orijinal korku kataloğundaki minimum kıymet verilen yapımlardan kabul edilen Isa Mazzei ve Daniel Goldhaber imzalı Kamera, ustalaşmış web kamerası modelliğinin kargaşa ve bunalımlı dünyasını bir ceset hırsızlığı polisiyesinin kurnaz dehşetiyle birleştiriyor. The Handmaid’s Tale‘den Madeline Brewer kendini yerini, hayranlarını ve kim bilir yaşamını almak isteyen ikiziyle karşı karşıya kabul eden, dijital basamakları tırmanmaya istekli tutkulu bir oyuncu olan Alice Ackerman rolünü yapan.
Iyi mi izlerim: Kamera‘yı buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
9. 1922
Stephen King’in aynı adlı romanından uyarlanan ve Zak Hilditch tarafınca yönetilen 1922, klasik suçluluk, kıskançlık ve fenalık temalarını ABD’nın Dust Bowl isminde olan toz fırtınalarıyla meşhur sürecinin acımasız merceğinden ele alıyor. Thomas Jane ve Molly Parker çarpıcı bir tesir yaratarak, hem son aşama absürd hem de mide bulandırıcı derecede akla yatkın bir evlilik portresi çiziyor. Çiftin Dylan Schmid tarafınca canlandırılan oğlu da, kısa sürede unutamayacağınız yürek parçalayıcı hikayesiyle bir o denli ilgi çekici. (Kitabın fanatiklerinin bilgisine, uyarlamanın sonunda bizi rahatsız etmeyen fakat sizi rahatsız edebilecek büyük değişimler var).
Iyi mi izlerim: 1922‘yi buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
8. Vampirler Bronx’ta (Vampires vs. the Bronx)
Coşku, güldürü, burjuvalaştırmanın kötülükleri hakkında etkisi altına alan bir ileti ve çocuk dostu bir boğuşma içeren bir film mi istiyorsunuz? O süre Vampirler Bronx’ta‘yı deneyebilirsiniz. Oz Perkins’in 13 yaş ve üstüne uygun korku-komedisi, yitik ilanı telaşının ve eli çantalı varlıklı beyazların akınının mahalle için fena haber anlamına geldiğini fark eden Afro-Latino gençlere odaklanıyor. Beraber, kan emicileri alt etmek ve topluluklarını kurtarmak için Monster Squad seçimi bir ekip oluşturuyorlar. Keskin bir zekâ, sıcak bir kalp, varlıklı bir atmosfer duygusu ve Blade filmleri ile 80’lerin Amblin Entertainment yapımı filmlerine eşit bir saygıyla, Vampirler Bronx’ta ödüllerle dolu, rahat izlenen bir film.
Iyi mi izlerim: Vampirler Bronx’ta‘yı buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
7. Korku Sokağı üçlemesi (Fear Street)
Yönetmen Leigh Janiak, Korku Sokağı üçlemesinde ufak bir film mucizesine imza atıyor ve devamlı daha iyiye giden keyifli ve korku dolu devam filmleri sunuyor. Yolculuğunuza Shadyside adlı bir kasabanın lanetli gençleriyle tanıştığımız Korku Sokağı Bölüm Bir: 1994 ile başlayın. Burası senelerce seri katiller tarafınca terörize edilmiş bir kasaba. Kurbanlar ise görünüşte ortada hiçbir şey olmamasına karşın öldürülen kasaba halkından insanoğlu.
Korku Sokağı Bölüm İki: 1978 ve Korku Sokağı Bölüm Üç: 1666‘da, bu cinayetlerin ardındaki gizemi ve efsanevi Shadyside Cadısı ile bağlantılarını araştırıyoruz. R.L. Stine’ın Korku Sokağı kitaplarından uyarlanan bu film, bir solukta izlenebilecek kadar kanlı ve saçma bir “slasher”.
Iyi mi izlerim: Korku Sokağı‘nı buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
6. The Perfection
Çellolardan ön yiyişmeye, halüsinasyonlardan tabiat yürüyüşüne, The Perfection kafasına nazaran ilerleyen bir film. Allison Williams’ın Get Out‘tan bu yana en iyi rolünü yapan ve Dear White People‘dan Logan Browning’in şimdiye kadarki en iyi rolünü yapan yer almış olduğu bu canlı tür karışımı bir halde tepki vereceğiniz bir yapım. Vereceğiniz tepkinin iyi olması gerekmiyor, fakat gene de veriyorsunuz. Gövde korkusu, ruhsal gerilim, okült drama ve klasik müzik bu filmimizde bir araya geliyor. Bir de böcekler. Ve kusmuk da. Açıkçası biz bayıldık!
Iyi mi izlerim: The Perfection‘ı buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
5. His House
Yazar-yönetmen Remi Weekes’in His House‘u 2020’de Netflix’te gösterilen en sevdiğimiz korku filmi. Wunmi Mosaku ve Sope Dirisu, İngiltere’ye sığınan ve hoş karşılanmadıkları ürkütücü bir mahallede yaşamak zorunda kalan Cenup Sudanlı mültecileri canlandırıyor. Muhteşem derecede ürkütücü ve konusunu acımasızca eleştiren His House, olması ihtiyaç duyulan her şeyi ve daha fazlasını sunuyor.
Iyi mi izlerim: His House‘u buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
4. Oyun (Gerald’s Game)
Mike Flanagan’ın Stephen King’in azca malum korku romanlarından birine dayanan Oyun, bir çiftin her şeyin yolunda gittiği ve fena hiçbir şeyin yaşanmadığı ücra bir kulübeye yaptıkları duygusal yolculuğu mevzu alıyor. Latife yapıyoruz! Fazlaca, oldukça, oldukça fena şeyler oluyor! Psikoseksüel travma üstüne kurulu bu hayatta kalma gerilimi, ekranda olduğu neredeyse her an yıkıcı olan Carla Gugino’nun enfes performansını sunuyor. Hakkaten. The Haunting: Tepedeki Ev‘in 10 katı. Gugino için izleyin.
Iyi mi izlerim: Oyun‘u buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
3. Creep
Mark Duplass’ı sevdiğinizi mi sanıyordunuz? Tüm o bağımsız duygusal komedilerdeki aşk karakteri olduğu, The Mindy Project‘teki doktoru oynadığı ve The Morning Show‘daki en iyi karakter olduğundan mi? O süre bir kez daha düşünün! Duplass, gösterişi bir kenara bırakıp ürkü duygusunu ön plana çıkaran found-footage film Creep‘te, yazar-yönetmen Patrick Brice’ın canlandırdığı özgür belgeselci Aaron’ın bir türlü çözemediği Josef isminde garip bir yalnız adamı canlandırıyor. Duplass’ın performansı büyüleyici ve Brice öyleki bir evren hayal ediyor ki, aynı derecede mükemmel devamı olan film (yine Netflix’te) kesinlikle hak ediyor.
Iyi mi izlerim: Creep‘i buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
2. Lanetli Sembol (Incantation)
Kevin Ko’nun Tayvan yapımı korku filmi insanları o denli korkuttu ki bir TikTok yarışması bile başlattı ve Tayvan’da tüm zamanların en oldukça kazanç meydana getiren korku filmi olmayı başardı. Lanetli Sembol tipik korku filmi faktörlerinin hiçbirine dayanmıyor, bu yüzden geleneksel anlamda hakkaten ‘ürkütücü’ değil. Bunun yerine Ko, hanım kahramanın samimiyeti ve ruhsal dehşeti üstüne inşa etmiş olduğu gerilim ve dehşeti kullanarak bizi korkutmayı başarıyor. Bizi korkutmak için en derin korkularımızla oynuyor; kan, tripofobi ve bilinmeyenin ürkütücülüğü, arka planda daima fena bir şeyin gizlendiği benzer biçimde unsurları bir araya getiriyor.
Iyi mi izlerim: Lanetli Sembol‘ü buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
1. Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum (I’m Thinking of Ending Things)
Duygusal yıkım uzmanı/film yapımcısı Charlie Kaufman, akıllara durgunluk veren Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum‘la seyircileri bir kez daha yıkıyor. Iain Reid’in aynı adlı romanından uyarlanan bu gizemli ruhsal gerilim filmi, Jessie Buckley tarafınca canlandırılan bir bayan ve Jesse Plemons tarafınca canlandırılan adam arkadaşının, ailesinin uzak çiftlik evine yaptıkları rahatsız edici ziyareti mevzu alıyor. Sonrasında ne oluyor? Bu kime sorduğunuza bağlı.
Sanat, varoluş, kıymet, yazarlık, yalnızlık ve daha fazlası üstüne baş döndürücü bir meditasyon olan Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum, rahatsız edici olmasıyla birlikte derin de olan, türünün tek örneği bir edinim. Bu soyut dehşet evinde mükemmel zaman geçirmeyebilirsiniz (bilhassa de Toni Collette ekrandayken o klasik dehşet verici Toni Collette şeylerini yaparken), fakat akılda kalıcı bir edinim olacağı kati.
Iyi mi izlerim: Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum‘u buraya tıklayarak Netflix’ten izleyebilirsiniz.
Alison Foreman’ın hazırladığı listeyi Özgür Yıldız Türkçeleştirdi. Listede Netflix Türkiye’de bulunmayan yapımlar çıkarıldı.