PARA ARAŞTIRMA/ MERVE YILMAZ GERGİN Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin tesirleri, her geçen gün daha da büyürken enerjiye olan bağımlılığımız da artıyor. Evde, sanayide, ulaşımda enerjiyi israf etmemek, hem iktisat hem de dünya kaynakları açısından ehemmiyet arz ediyor. Enerji verimliliği mevzusunda binaların da enerjiyi azca tüketen çevre dostu yapılara dönüşmesi oldukca mühim.

1 Ocak’ta yürürlüğe giren “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ile uygulanmaya başlanan ‘Neredeyse Sıfır Enerji Binalar (nSEB)’ konseptiyle Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yeni yapıların bundan bu şekilde daha verimli hale gelmesi ve bu binalarda yenilenebilir enerji kullanımının da artması için adım atmış oldu. Küresel ısınmaya karşı karbon salınımının azaltılması için toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan binaların Neredeyse Sıfır Enerjili Bina kapsamında inşa edilmesini öngören değişiklikle beraber binalarda hem yenilenebilir enerji kaynakları kullanılacak hem de yalıtım malzemelerinin kalınlığı ve niteliği artırılacak.

MEVCUT BİNALARDA ZORUNLU DEĞİL

Mevcut binalarda bu dönüşüm mecburi değil. Sadece son zamanlarda kullanıcılar, hem artan enerji faturalarını düşürmek hem de daha sıhhatli binalarda daha konforlu yaşayabilmek için yalıtım yaptırmayı tercih ediyor. Türkiye’deki tüm binaların enerji mevzusunda verimli hale getirilmesiyle enerji ithalatı faturasında her yıl 12 milyar dolar tutum sağlanması hedefleniyor.

İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, yalıtımın ülke ve hane ekonomisine katkı sağlamasının yanı sıra zararı olan gaz salınımlarını azaltması ve çevreye katkısının da göz ardı edilemez boyutta bulunduğunu ifade ediyor. ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan da iklim ve coğrafi koşullara bakılırsa değişim göstermekle beraber 100 metrekarelik bir dairede yeni yönetmeliklere bakılırsa meydana getirilen yalıtım uygulaması ile enerji giderinin yüzde 20’ye varan oranlarda düşürülebileceğini hatırlatıyor. İzoder Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu ise yüzde 0.99 faizle 50 bin TL’ye kadar olan krediyi 60 ay vadeli olarak yalıtım yaptırmak isteyen vatandaşlar için finansman çözümü sağladıklarının altını çiziyor. Ek olarak Emrullah Eruslu, bugün İstanbul’daki averaj bir apartmanda dış cephede ısı yalıtımı yapılmasının daire başına düşen maliyetinin 30-35 bin TL içinde değiştiğini söylüyor.

YÜZDE 60’IN ÜZERİNDE ENERJİ TASARRUFU

Yalıtım sektöründe yüzde 23’lük bir paya haiz olan İzocam, zeminden cephe ve çatıya, duvar ve döşemeden tesisata kadar her uygulama alanı için nitelikli yalıtım malzemeleri üretiyor. Sadece İzocam’ın uzmanlığı, bir tek ürettiği ürünlerle sınırı olan kalmıyor ve Türkiye’nin mühim projelerine hizmet sunarak, yalıtım ürünleri ile ilgili ürün ve uygulama danışmanlığı da yapıyor. Geçen yıl cirosunu yüzde 110’den fazla artıran İzocam, yeni pazarlar oluşturarak yurtdışı satışlarında da dolar bazında cirosunu yüzde 20 artırdı. Şirket, 2023’te ise yurtdışı satışlarında ciddi artış elde ederek ihracatın ciro içindeki payını yüzde 30 seviyelerine getirilmesi amaçlanıyor. Cari açığı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için enerji verimliliği ve iyi yalıtım uygulamalarının koşul olduğu görüşünde olan İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “Doğru araç-gereç ve uygun kalınlık ile yalıtım meydana getirilen binalar, enerji tasarrufu için atılacak en büyük adımdır. Yalıtımın, ülke ve hane ekonomisine katkı sağlamasının yanı sıra zararı olan gaz salınımlarını azaltması ve çevreye katkısı da göz ardı edilemez boyuttadır” diyor. Yalnız yönetmeliklere uygun meydana getirilen yalıtımlı yeni binada yalıtımsız bir binaya bakılırsa yüzde 60’tan fazla enerji tutum edildiğini belirten Savcı, bu aşamada kalınca yalıtımın önemine bilhassa dikkat çekiyor.

BEŞ YILDA 4.8 MİLYAR METREKÜP DOĞAL GAZ

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine bakıldığında Türkiye’nin enerji ithalatı faturası 2021 yılının ilk çeyreğinde 8 milyar 695 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiş. Son 10 yılda toplam enerji ithalatının ülke ekonomisine maliyeti ise 450 milyar doların üstünde. Tüketilen enerjinin yarısından fazlası dışarıdan ithal ediliyor. “Bu denli dışa bağımlı olduğumuz enerji tüketiminde tutum mevzusunda almamız ihtiyaç duyulan oldukca mühim bir yol bulunuyor” diyen Savcı, cari açığı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için enerji verimliliği ve iyi yalıtım uygulamalarının koşul bulunduğunu dile getiriyor. Savcı, her yıl bir tek 300 bin hanenin (daire) mevcut yönetmeliklere uygun bir halde yalıtılması durumunda beş senenin sonunda toplam 4,8 milyar metreküp organik gaz tasarrufu mümkün bulunduğunu ve bu tasarrufun parasal karşılığının 60 milyar TL’yi aştığını da sözlerine ekliyor.

ENERJİ FATURASINI DÜŞÜRMEK İSTİYORLAR

Son dönemde yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması amacıyla tüketiciler için devlet destekli avantajlı yalıtım kredisi sunulmaya başlandığının da altını çizen Savcı, “Cumhurbaşkanımız tarafınca açıklanan, Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığımız, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız ile Gömü Maliye Bakanlığımız öncülüğünde, İzoder’in de katkılarıyla ortaya çıkan Yalıtım Kredisi, evlerini daha düşük faturalarla kışın ısıtmak, yazın da serinletmek isteyen yurttaşlarımıza yüzde 0.99 faiz oranıyla 50 bin TL’ye kadar 60 ay vadeli olarak kredi imkanı sunuyor. Yalıtım sektörü olarak, bu gelişmeyle beraber vatanımızda yalıtıma olan gereksinim ve talepte mühim oranda artış bekliyoruz” diyor. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin bir tek yeni yapılacak binaları kapsadığını da ifade eden Savcı, mevcut binalarda dönüşümün mecburi olmadığını söylüyor. Sadece bununla beraber bilhassa son kullananların, hem seneler nezdinde artan enerji faturalarını düşürmek hem de daha sıhhatli binalarda daha konforlu yaşayabilmek için yalıtım yaptırmayı tercih ettiklerini de kaydediyor. “Yeni projeler toplam yalıtım pazarında averaj yüzde 70 paya haiz” diye konuşan Savcı, “Geriye kalan yüzde 30 ise mevcut binalardaki iyileştirmeler için kullanılıyor. Bundan dolayı yalıtım pazarındaki beklentileri konuşurken inşaat sektöründeki gelişimleri kesinlikle dikkate almamız gerekiyor” diyor.

KALİTELİ VE NİTELİKLİ ÜRÜN KULLANIMI ARTACAK

ODE Yalıtım, günümüz itibarıyla ülkemizin yüzde 100 yerli sermayeli önde gelen yalıtım şirketlerinden. Eskişehir ve Çorlu’daki altı çağdaş üretim tesisiyle “Yapı Yalıtımı” ve “Teknik Yalıtım” olmak suretiyle iki ana kategoride üretim yapıyor. Teknik yalıtımda kauçuk köpüğü, cam yünü ve taş yünü olmak suretiyle üç ürün grubunu da üreten tek şirket oldukları iddiasında bulunan ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, bu alanda Avrupa’nın ilk üç teknik yalıtım üreticilerinden olduklarını söylüyor. 2024 sonuna kadar organik yada inorganik olarak yurtdışına açılmayı ve üretim yapmayı hedeflediklerini söyleyen Turan, “Kauçuk ve membran ürünlerinde kapasitemizi artırırken hemen hemen üretimini yapmadığımız bir ürün için de önümüzdeki dönemde yeni yatırım planlıyoruz. 2023’te Eskişehir’de devreye alacağımız yenilenebilir enerji yatırımımızla beraber ise elektrik ihtiyacımızın yüzde 60’ını güneşten karşılayacağız” diyor.

YILLIK 15 MİLYAR DOLAR ENERJİ TASARRUFU

1 Ocak’ta yürürlüğe giren Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği ile ilgili konuşan Turan, meydana getirilen değişiklikle beraber toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan binaların ‘Neredeyse Sıfır Enerjili Bina’ (nSEB) kapsamında yapılacağını söylüyor. nSEB, enerji sınıfı minimum ‘B’ olan ve toplam enerji ihtiyacının minimum yüzde 5’ini yenilenebilir enerjiden elde eden binaları ifade ediyor. Yönetmelik öncesinde enerji sınıfı, ‘C’ idi. Bu yönetmelikle beraber artık vatanımızda toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan binalar, enerjisinin bir kısmını kendisi üretecek, kalan enerji ihtiyacını da oldukca daha verimli bir halde kullanacak. Enerji performans sınıfının ‘C’den ‘B’ye çıkarılması ile beraber ısı yalıtımında kullanılan malzemelerin kalınlıklarında da artış olacağını ifade eden Turan, “Bu yönetmelikle beraber yalnızca kalınlık değil, kullanılan malzemelerin ısıl iletkenlik katsayılarında da iyileşme olacak. Bu da piyasada kaliteli ve nitelikli ürün kullanımını artıracak” diyor. Turan, iklim ve coğrafi koşullara bakılırsa değişim göstermekle beraber 100 metrekarelik bir dairede yeni yönetmeliklere bakılırsa meydana getirilen yalıtım uygulaması ile enerji gideri yüzde 20’ye varan oranlarda düşürülebileceğini de hatırlatıyor. Ülkemizdeki toplam 22 milyon hanenin yüzde 80’inin yalıtımsız ya da oldukca zayıf yalıtımlı bulunduğunu belirten Turan, sözlerini şöyleki sonlandırıyor:

“Birçok gelişmiş ülkede binalar, ısıtma ve soğutmaya yönelik birim metrekaredeki senelik enerji tüketimi 30-50 kilowatt olacak şekilde yalıtımlı olarak tasarlanırken, ülkemizdeki binalar halen 120-150 kilowatt seviyelerinde enerji tüketiyor. Dolayısıyla enerji israfımız gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında oldukca fazla. Öyleki ki yalnızca bina yalıtımı ile güncel fiyatlarla senelik 15 milyar dolar enerji tasarrufu sağlayabiliriz. Bu aşamada yeni yönetmeliğin oldukca mühim bir adım bulunduğunu düşünüyoruz.”

“TOPLAM ENERJİ FATURASI YÜZDE 15 AZALABİLİR”

Isı yalıtımı, sağlamış olduğu verimlilikle tüm gelişmiş ülkelerin çoğunlukla ve öncelikli olarak başvurduğu bir önlem. Konutlarda kullanılan enerjinin ortalama yüzde 80’lik kısmı ise ısıtma ve soğutma amacıyla tüketiliyor. İzoder Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, yeni inşa edilecek tüm binaların çatı, duvar döşemelerinde yapılacak ısı yalıtımının ve pencerelerde kaplamalı yalıtım camı ünitelerinin kullanılarak ülkenin toplam enerji faturasını ortalama yüzde 15, hane halkının yakıt giderlerini yüzde 50 azaltmanın mümkün olabileceğini söylüyor. Eruslu’ya bakılırsa, Türkiye’de tüm binaların enerji verimli hale getirilmesiyle (Minimum C sınıfı binalar) enerji ithalatı faturasında her yıl 12 milyar dolar tutum elde edilebilir. Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Gömü ve Maliye Bakanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı liderliğinde İzoder’in yardımı ile oluşturulan, düşük faizli bir finansman çözümü Yalıtım Kredisi’nin Haziran ayında hayata geçtiğinin bilgisini paylaşan Eruslu, bu kredi ile yüzde 0.99 faizle 50 bin TL’ye kadar olan krediyi 60 ay vadeli olarak kullanılabileceğini vurguluyor. Yalıtım Kredisi; Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Bankası ve Ziraat Katılım bankaları tarafınca veriliyor. İzoder’in teknik destek verdiği Şekerbank EKOKredi de yalıtım yaptırmak isteyen vatandaşlar için bir öteki finansman çözümü. Bugün İstanbul’daki averaj bir apartmanda dış cephede ısı yalıtımı yapılmasının daire başına maliyetinin 30 bin ile 35 bin TL içinde bulunduğunu belirten Eruslu, “Vatandaşımızın 60 ay vadeyle averaj 35 bin 400 TL tutarında yalıtım kredisi kullanımı durumunda aylık taksit ortalama 835 TL oluyor. Şu anki doğalgaz fiyatlarının önümüzdeki beş yıl içinde asla değişmediğini varsaysak dahi kredinin taksitinin yüzde 72’si yalıtımla, üstelik bir tek ısıtmadan sağlanan tasarrufla karşılanıyor” diyor. Yönetmelik revizyonu bir parseldeki toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan yeni binaları kapsadığını da sözlerine ekleyen Eruslu, “2025 senesinde neredeyse sıfır enerjili binalar için toplam inşaat alanı şartı 5 bin metrekareden 2 bin metrekareye düşecek. Böylelikle neredeyse sıfır enerjili bina konseptine uygun bina sayısı artacak. Eski binalarda yapılacak tadilatlarda yeni binalarda meydana getirilen uygulamalardan da feyz alınıyor. Yeni meydana getirilen binalarda neredeyse sıfır enerjili bina konseptinin artacak olmasının eski binalarda yapılacak tadilatları da pozitif etkilemesini bekliyoruz” diye konuşuyor.

“2025’TE NSEB KONSEPTİ YAYGINLAŞACAK”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği 19 Şubat 2022 tarihinde revize edildi. Meydana getirilen değişiklikle, Neredeyse Sıfır Enerji Binalar (nSEB) ile ilgili tanımlamalar mevzuata eklendi. Bakanlık 1 Ocak 2023’ten itibaren, bir parseldeki toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan tüm binaların enerji performans sınıfının minimum ‘B’ olacak şekilde inşa edilmesini ve kullanılacak enerjinin minimum yüzde 5’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmasını mecburi hale getirdi. İzoder Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, 1 Ocak 2025’ten itibaren nSEB konseptinin daha da yaygınlaşacağını söyleyerek yeni binaların nSEB konseptinde yapılması şartının 2 bin metrekareden büyük olan tüm binalara uygulanacağını, üstelik 1 Ocak 2025’ten itibaren kalan enerji ihtiyacının yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanma oranının minimum yüzde 10’a çıkarılacağını söylüyor. Düzenlemeyle beraber, halen ‘C’ olan asgari enerji performansının ‘B’ye çıkarılması ise ısı yalıtımında kullanılan yalıtım malzemesi kalınlıklarında da bir miktar artışı bununla beraber getirecek. Eruslu, bu kapsamda “Bakanlığımızın yayımlandığı rehberi dikkate aldığımızda cephelerdeki asgari ısı yalıtım malzemesi kalınlıkları; İstanbul’da 5 santimetre’den 8 santimetre’ye, Ankara’da ise 6 santimetre’den 9 santimetre’ye çıkacak. Çatılarda ise kalınlık; İstanbul’da 10 santimetre’den 14 santimetre’ye, Ankara’da ise 12 santimetre’den 18 santimetre’ye çıkacak. Döşemelerdeki kalınlık artışları Ankara’da 7 santimetre’den 9 santimetre’ye, İstanbul’da 5 santimetre’den 7 santimetre’ye çıkacak. Ek olarak kaplamalı yalıtım camı üniteleri ile ısı yalıtım değerleri iyileştirilmiş pencerelerin kullanımı artacak” diyor.

“ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN YOLU YALITIMDAN GEÇİYOR”

Erdil DİNÇER / Baumit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü

Vatanımızda tüketilen enerjinin yüzde 70’i ithal ediliyor ve bu rakamın neredeyse yüzde 35’i binalarda kullanılıyor. Binalarda tüketilen bu enerjinin de yüzde 80’i, ısıtma ve soğutmada kullanılıyor. Türkiye’deki binaların ortalama yüzde 85’inde; ne yazık ki hala ya yalıtım bulunmuyor ya da verimli bir halde yalıtım yapılmadığı görülüyor. Sadece bir konutta enerji verimliliğini sağlamanın yolu, ilk olarak ısı yalıtımından geçmiş olduğu için mantolama yaptırmak artık bir seçenekten öte zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Kış aylarında iç ortamın ısıtılması ya da yazın soğutulması için harcanan enerjinin içeride muhafaza edilebilmesi adına binaların nitelikli şekilde mantolanması gerekiyor. Bundan dolayı binalarda kullanılan enerjinin ortalama olarak yüzde 40’ı dış duvarlardan, yüzde 17’si kapılardan, yüzde 7’si çatılardan, yüzde 6’sı ise döşemelerden kaybediliyor. Bu aşamada iyi hesaplanmış ve nitelikli bir mantolama sistemiyle yüzde 50’ye varan enerji tasarrufu sağlamak mümkün oluyor. Mantolama, binaya giydirilen bir koruyucu zırh şeklinde binayı dış etkenlere karşı koruyor ve bu sayede yapının ömrünü de uzatıyor. Şehirlerin omurgasını oluşturan binaları dönemin aşındırıcı tesiri ve negatif hava koşullarına karşı korumak için çaba sarfeden bu kuvvetli zırhlar, inşaat maliyetlerini minimuma indirerek tasarrufa hemen hemen inşaat aşamasında başlanmasına destek oluyor.

(Toplam: 2, Bugün: 1 )