Johnson Uzay Merkezi’nde bulunan 31 no’lu binada NASA bilim adamları, uzak bir asteroitten Dünya’ya ilk kez bir uzay aracıyla getirilen örneklerin bulunmuş olduğu metal kapsülü nihayet açabildi.
Kapsülün kapağındaki iki “inatçı” cıvatayı açmak için aylar harcayan NASA, hususi araçlar geliştirip testler yapmıştı. Asteroidin parçalarını barındıran kapsül, Dünya’ya paraşütle indikten sonrasında, hususi bir “temiz oda”da tutuluyordu.
Kapağı açan NASA, aşağıda da görebileceğiniz benzer biçimde Bennu adlı asteroitten getirilen parçaları fotoğrafladı. OSIRIS-REx adlı vazife böylece tam anlamıyla başarıya ulaşmış oldu.
Fotoğrafta 1 santimetre ve daha ufak çaplara haiz değişik boyutlarda, koyu renkli asteroit parçaları görünüyor.
Bu örnekler tam anlamıyla paha biçilemez durumda. Birçok asteroidin olduğu benzer biçimde Bennu asteroidi de, Güneş Sistemi’mizin ilk dönemlerine ışık tutan bir “süre kapsülü” niteliği taşıyor. 4.5 milyar yıl civarında bir yaşa haiz olan bu kayalar, bilim adamlarına gezegenlerin iyi mi oluştuğunu ve Dünya’nın iyi mi suya haiz olduğu hakkında fazlaca kıymetli bilgiler sağlayabilir.
Örnekleri alabilmek için OSIRIS-REx uzay aracı, Ekim 2020’de Bennu asteroidine yaklaşmış, TAGSAM adında olan ve ucunda örneklerin toplanacağı kapsülün bulunmuş olduğu kolu devreye sokmuştu. Arkasından vasıta Bennu’ya yaklaşarak asteroidin yüzeyine beş saniye süreyle azot püskürterek, kapsüle kaya ve tozların girmesini sağlamış oldu.
Bundan üç yıl sonrasında Bennu’dan toplanan örnekler NASA’nın Johnson Uzay Merkezi’nde güvenle depolanmış durumda bekliyor.
Önümüzdeki iki yıl süresince NASA’nın bilim ekibi, bu örnekleri yoğun bir halde inceleyecek. Doğal yalnız NASA’nın ekibi de değil, dünya genelinde 200’ün üstünde bilim insanı da Bennu’dan gelen kaya ve toz parçacıklarıyla çalışabilecek. Dahası, örneklerin bir kısmı, hemen hemen bulunmayan teknolojilerle yapılacak araştırmalar için saklanacak.
Mark Kaufman’ın haberini Özgür Yıldız Türkçeleştirdi.