Bilim adamlarına nazaran Mars yüzeyinde devasa büyüklükte, acayip şekilli ve Everest Dağı’ndan daha yüksek bir yanardağı gizleniyor.
Üstelik, geçtiğimiz günlerde Teksas’ta düzenlenen 55. Ay ve Gezegen Bilimi Konferansı’nda meydana getirilen sunuma nazaran bu volkan onlarca senedir gözümüzün önünde duruyor.
Mars Enstitüsü Başkanı Dr. Pascal Lee’nin konferansta sunmuş olduğu bulgular, gezegen bilimleri topluluğunda büyük yankı uyandırdı. Lee, Maryland Üniversitesi’nden Sourabh Shubham ile beraber Mars’ın Gece Labirenti (Noctis Labyrinthus) bölgesinde bir yanardağ tespit ettiklerini deklare etti.
Araştırmacılar Mars’ın ekvatoruna yakın bir bölgede yer edinen ve karmaşık bir kanyon ağıyla karakterize edilen bu yanardağın etrafındaki çevresel faktörler tarafınca büyük seviyede aşındırılmış ve değiştirilmiş bulunduğunu; bundan dolayı şimdiye kadar fark edilmediğini dile getirdi.
Lee CNN’e yaptığı açıklamada yanardağın maruz kalmış olduğu şiddetli aşınma ve çökme sebebiyle daha önceki uydu görüntülerinde tespit edilemediğini; senelerce devam eden uydu gözlemlerine karşın bilim adamlarının bakış açısından kaçtığını söylemiş oldu ve ekledi: “Geçen yıl bir buzul kalıntısı aradığımız bölgenin jeolojisini incelerken devasa ve son aşama aşınmış bir yanardağın içinde olduğumuzu fark ettik. Öyleki ki hakkaten bir yanardağ aramıyorsanız onu fark etmeniz hakkaten zor” diyor.
Bulgular yaşam arayışı için coşku verici bir yere ve gelecekteki robotik ve insan keşifleri için potansiyel bir hedefe işaret ediyor. Bilim adamları bu bölgenin kızıl gezegende yaşam aramak için başlıca noktalardan biri olabileceğini söylüyor. Eğer ekip haklıysa, bu bulgu bilim adamlarının Mars jeolojisine dair bildiklerini değiştirebilir.
Dumanı tüten bir tabanca
Ekibin yapmış olduğu ilk araştırma, Noctis Labyrinthus bölgesinin tuz yataklarıyla kaplı devasa bir buzula ev sahipliği yapıyor olabileceğini öne devam eden bir makaleyle sonuçlandı. Lee ve Shubham, NASA’nın Mars Bulgu Yörünge Aracı tarafınca toplanan verileri inceleyerek tuzun altında donmuş su olup olmadığını belirlemeye çalışıyordu.
Su buzu arayışı kilit öneme haiz. Gelecekteki Mars görevleri için önemli ve hatta roket yakıtına dönüştürülebilecek bir kaynak. Sadece Lee araziyi tararken ‘buzulun yanında minik bir lav akıntısı’ dikkatini çekti.
Lee, lavın hemen hemen tam olarak oksitlenmediğini, çevredeki yüzeyle aynı çamurumsu turuncu renge dönüşmediğini fark etti. Bu işaret lavın nispeten yeni olabileceğini gösteriyordu. Bir volkanın yakınlarda gizleniyor olabileceğine dair ilk ipucu buydu.
“Manzaraya dikkatle bakmaya ve bölgenin topografyasını çözümleme etmeye başladık. İşte o süre zirveyi tanımlayan yüksek noktalardan oluşan yayı gördük. Ve gerisi neredeyse apaçık ortadaydı” diyor. Lee, bu gösterim Dünya’da mevcut bir tür olan kalkan volkanını andırdığını söylüyor. Kalkan volkanları geniş, hafifçe eğimli kenarları ile karakterize ediliyor.
Bu bulgu Lee ve Shubham’ı daha çok kanıt toplamaya yöneltmiş. Ve sonunda bu zirvenin aslına bakarsak 9.022 metrelik bir Mars yanardağının ucu olduğu sonucuna varmışlar, ki bu deniz seviyesinden 8.848 metre yükseklikteki Everest Dağı’ndan birkaç yüz metre daha çok.
Mars’ı haritalamak
Bilim adamları, aralarında Güneş sistemimizde malum en yüksek yanardağ olan Olympus Mons dahil Mars’taki bir düzineden fazla yanardağı listelemiş ve isimlendirmiş durumda. Lee şimdi bulguları hakemli bir makalede sunmak için çalıştıklarını, bunun bilim dünyasını ikna edecek daha detaylı bir emek verme bulunduğunu söylüyor. Sadece yanardağın varlığına ilişkin hipotez şimdiden dikkat çekmeye başladı.
Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nde araştırma görevlisi olan ve Mars volkanlarını inceleyen Dr. Adrien Broquet, “Bu büyük bir vaka. Dünya’daki en yüksek dağ kadar. Mars’ın yüzeyi hakkında kafamızda hâlihazırda pek oldukça sual işareti var” diyor.
Gece Labirenti’nde yaşam arayışı
Ekibin geçici olarak ‘Noctis yanardağı’ adını verdiği bu volkanı bulma yolculuğu aslına bakarsak 2015 senesinde, NASA’nın gezegen bilimi topluluğundan gelecekteki insanlı bulgu görevleri için ilgi çekici bölgeler önerisi istemesiyle başlamış. Lee, Noctis Labyrinthus’un derhal doğusunda bir yer önermiş.
Hem de dünya dışı yaşamın kanıtlarını arayan ve kâr amacı gütmeyen SETI Enstitüsü’nde gezegen bilimci olan Lee, bu yerin Mars’ta Dünya dışı yaşam aramak için ideal bir yer olabileceğini düşünüyor.
Lee, “Elbet antenleri olan minik yeşil bir adam aramıyoruz. Dünya’daki yaşam ağacına uymayan mikroplar arıyoruz” diyor. Ona nazaran Noctis Labyrinthus bu amaç için ideal bir yer.
Güneş sistemimizdeki en büyük kanyon olan Valles Marineris’e atıfta bulunan Lee, “Antik yaşamı aramak istiyorsanız, Noctis Labyrinthus’tan doğuya kanyonlara doğru gidebilirsiniz. Kaşifler orada fosil aramak için kaya katmanlarını gözden geçirebilir” diyor. Yada batıdaki Tharsis platosu isminde olan volkanik bölgedeki sıcak mağaralarda yaşayan mikroplar olabileceğini söylüyor.
Lee, coşku verici bir potansiyele haiz olan Noctis Labyrinthus’u daha çok incelemeye ve bulgu görevlerini oraya yönlendirmek için geçerli nedenler bulmaya emin.
Bir volkan, bir buzul ve Mars’ın zamanı
Noctis Labyrinthus’ta bir yanardağın varlığı yüzeyin acayip görünümünü açıklamaya destek olabilir. Bilim adamları Mars’ın iç kısımlarından fokurdayan magmanın labirent şeklindeki vadiler oluşturduğundan şüpheleniyor. Fakat doğal ki ayrıntılar münakaşaya açık.
Bir teoriye nazaran, magma Mars kabuğunu yukarı ittiğinde kabuk çatlayıp parçalandı ve ardında bir labirent şeklinde kıvrılan kanyonlar bıraktı. Lee alternatif teoriyi tercih ediyor. Noctis Labyrinthus’taki Mars kabuğunun buzla dolu bulunduğunu öne devam eden modele nazaran magma içeri sızdığında yüzeyin altındaki buzu ve kayayı eritti yada buharlaştırdı; böylece arazinin çökmesine niçin oldu. Lee, bölgede bir yanardağın varlığının ikinci teoriyi daha çok desteklediğini düşünüyor.
Peki bilim topluluğu ne diyor?
Araştırmada yer almayan üç bilim insanı CNN’e yaptıkları açıklamada Noctis Labyrinthus civarlarında bir yanardağın gizlenmiş olması durumunda oldukça şaşırmayacaklarını söylüyor.
Noctis Labyrinthus’un batısındaki Tharsis platosu da dahil olmak suretiyle geniş bölgenin yüzeyini her biçim ve büyüklükte volkanlar kaplıyor.
Alman Havacılık ve Uzay Merkezi Gezegen Araştırmaları Enstitüsü’nde çalışan bilim insanı Dr. Ernst Hauber, Lee ve Shubham’ın bulgularını benimsemeden ilkin hakemli bir yazı görmek isteyen jeologlardan biri. CNN’e konuşan Hauber, araştırmacıların yayınladığı kısa özete atıfta bulunarak, “Kronoloji ve olayların zamanlaması mevzusunda oldukça net değiller” diyor.
Hauber, “Birkaç nedenden dolayı bazı şüphelerim var” diyor ve ekliyor: Lee’nin öne sürdüğü şeklinde yanardağ hâlâ aktifse, niçin çevredeki kanyonlara lav akıtmıyor? Zirvenin yakınında niçin daha görünür lav izleri yok? Acaba Lee’nin bakmış olduğu yer aslına bakarsak bir çarpma krateri olabilir mi?
Dr. Adrien Broquet ve Tucson’daki kâr amacı gütmeyen Gezegen Bilimi Enstitüsü’nde araştırmacı olan Dr. David Horvath, bu fikri destekleyen ek veriler görmek icap ettiğini ifade ediyor. Sadece her ikisi de araştırmanın özetini ilgi çekici bulduğunu söylüyor.
Lee, araştırmasını destekleyecek ek kanıtlar bulma mevzusunda öteki bilim adamlarının katkılarını memnuniyetle ödeyeceğini sadece kendine güvendiğini ifade ediyor. Yeni bir Mars yanardağının yerini tespit ettiğinden yüzde 85- 90 oranında güvenli.
Bir zamanlar asistanı olarak çalmış olduğu merhum gökbilimci Carl Sagan’dan bir alıntıyla cevap veriyor.
“Sadece muhteşem iddialar muhteşem kanıtlar gerektiriyor.”