Bebek bekleyen çiftlerin en fazlaca üstünde durdukları konulardan bir tanesi de adlar. Adam bebeklerine isim verirken kulağa hoş gelmesine dikkat eden çiftler anlamları mevzusunda da araştırma içine giriyorlar. Adam bebekleri için keşfedilmemiş, birbirinden güzel adlar bulunuyor.
A’dan Z’ye Adam Bebek İsimleri ve Anlamları
M Harfi ile Süregelen Adam Bebek İsimleri ve Anlamları
Maarif: Informasyon, kültür.
Macid-Macit: Şan ve onur sahibi
Macit: Meşhur, isim sahibi
Macit-Macid: Şan ve onur sahibi
Mağrip: Batı. 2. Akşam.
Mağrur: Gururlu.
Mahabat: Mehebat, eski İran’da tanınmış bir peygamber.
Maharet: İş görmeye becerikli, beceri, ustalık, beceri.
Mahbup: Sevilen, sevilmiş, sevgili.
Mahfi: Gizli saklı, saklı, örtülü
Mahfuz: Korunmuş, gözetilmiş. 2. Gizlenmiş, saklanmış.
Mahi: Mahveden, yok eden.
Mahir: Usta, yetenekli, becerili
Mahmur: Sarhoşluğun verdiği sersemlik. 2. Süzgün ve dalgın bakışlı göz.
Mahmut: Övgüye kıymet
Mahmut/ Mahmud: Övgüye kıymet
Mahra: Kıymetli kimse.
Mahser: Davranış, özellik
Mahsun: Kuvvetli, güçlendirilmiş
Mahsut: Biçilmiş ekin.
Mahur: Klasik Türk müziğinde bir makam.
Mahya: Ramazan ayında camilere ışıkla yazılan yazı, fotoğraf.
Mahzar: Yüksek makamlı bir kimsenin yanı, huzuru. 2. Yüksek bir makama sunulmak için yazılan fazlaca imzalı dilekçe.
Mahzun: Kederli, dertli
Mail: İstekli. 2. Eğik
Makal: Söz, kelam. 2. Söyleyiş,
Makbul: Alınan kabul olunan
Maksud: Amaç, amaç, maksat
Maksum: Bölme edilen, bölünmüş.
Maksur: Kısaltılmış. 2. alıkonulmuş. 3. Elinde olmadan mecburi.
Maksut: Ulaşılması istenen şey.
Makul: Akla uygun, mantıklı.
Malik: Haiz, efendi
Malkoç: Osmanlıda akıncılar ocağının komutanı.
Malkoçoğlu: Kale koruyucusunun oğlu.
Malum: Herkesçe malum
Manas: Kırgızların ulusal destanı
Mançer: Yabani kiraz ağacı.
Manço: Manda yavrusu
Mançu: Kuzeydoğu Çin´de yaşayan Moğol asıllı halktan olan.
Mançuhan: Mançuların hükümsarı.
Manga: On kişilik askerî birlik.
Mangalay: Alın. 2. Binici, süvari.
Mansur: Türk musikisinde bir seviye
Manuk: Delikanlı, ufak
Manzur: Nazar olunan, bakılan. 2. Beğenilen gözde olan.
Mardik: Savaşım eden
Maruf: Herkesçe malum ve tanınan şahıs, meşhur
Masum: Suçsuz, günahsız. 2. Ufak çocuk.
Maşallah: “Tanrı´ın istediği benzer biçimde” anlamında kullanılan bir ad. 2. “Tanrı nazardan saklasın” anlamında kullanılan bir ad. 3. Şaşkınlık ve memnunluk özetleyen söz.
Maşide: Şan ve onur sahibi anlamındadır
Maşuk: Sevilen, aşık.
Matlup: İstenilen, aranılan, talep edilen şey.
Matuk: Özgürlüğü bağışlanmış.
Mavi: Gökyüzünün rengi.
Maya: Aslolan, öz, kendi, yaradılış. 2. İktidar, güç. 3. Informasyon. 4. Para, mal. 5. Dişi deve. 6. Uzun hava, türkü.
Mazhar: Birşeyin görünmüş olduğu ortaya çıkmış olduğu yer, kimse manasındadır. Ek olarak şereflendirme, onurlandırma anlamı da vardır. Haiz olma, nail olma anlamı da vardır.
Mazlum: Yumuşak, sessiz, zülüm görmüş
Mebruk: Kutlamaya kıymet kimse.
Mebrur: Hayırlı, beğenilmiş, makbul.
Milletvekili: Gönderilmiş, yollanmış. 2. Milletvekili. 3. Öldükten sonrasında diriltilmiş olan.
Mecdi: Büyüklük, ululuk, şan ve şerefle ilgili.
Mecdut: Talihi açık, mutlu, talihli kimse.
Mecid: Fazlaca şerefli, büyük şan sahibi
Mecit: Büyük, yüce. 2. Şan ve onur sahibi. 3. Tanrının adlarındandır.4. Fazlaca şerefli, büyük şan sahibi
Mecittin: Dinin ululuğu, büyüklüğü.
Mecnun: Deli, aklı başlangıcında olmayandır. Tanrı aşkından kendinden geçmiş, aklını yitirmiş kişiye verilen sıfattır. Leyla ile Mecnun efsanesindeki benzer biçimde
Medayin: Şehirler, metropoller.
Çağdaş: Çağdaş, terbiyeli, görgülü, kibar.
Medet: Yardım eden
Medih: Övme, övgü.
Medit: Uzun, fazlaca uzun devam eden.
Mefhar: Övünme. 2. Övünmeyi gerektiren şey.
Meftun: Gönül vermiş, tutkun.
Mehay: Sevgini ölümsüzlüğü.
Mehcur: Ayrı, uzak.
Mehdi: Doğru yolda giden
Mehip: Heybetli, azametli. 2. Aslan.
Mehmet: Aslı Arapçada Muhammed, fazlaca övülmüş anlamında
Mehmet Akif: Mehmet, Muhammed isminin Türkçesidir. Akif
Mehmet Can: Fazlaca hamt eden, Tanrı’a fazlaca şükreden can, şahıs manasındadır.
Mehmetçik: Türk ulusunun sevgi duygusuyla Türk askerine verdiği ad.
Mehti: Doğru yolu kabul eden, hidayete eren. – bk. Mehdi
Mekin: Nüfuz sahibi, oturup yerleşen.
Mekki: Mekkeli. 2. Mekke´yle ilgili.
Mekselina: Eshab-ı Kehf´den – 7 Uyurlar´dan. Efsus ya da Yarpuz denilen bir şehirde Dakyanus (Dakyus) adındaki zalim hükümdar, halkı kendisine ve putlarına tapmaya zorlar. Tanrı´ın varlığına ve birliğine inanan birkaç genç ise gizlice yakarma ederek bu zalimin buyruğu dışına çıkar. Bunu haber alan Dakyanus´tan kaçan gençler, yolda kendileri benzer biçimde inançlı bir çobana rastlar. Çobanın bilmiş olduğu ve yanında su olan bir mağaraya sığınan yedi şahıs, burada uykuya dalar. Bu mevzu Kuran’da Kehf süresin de geçmektedir. Mekselina, bu 7 kişiden biridir.
Melen: Kıraç toprak
Meli: Deli aşık.
Melih: Güzel, şirin
Melik: Hükümdar, han
Melikcan: Hükmeden şahıs.
Melikhan: Hükümdar.
Melikşah: Selçuk sultanı
Melodi: Belli bir kurala gore yaratılan, kulağa hoş gelen ses dizisi.
Memati: Ölüm
Memduh: Övülmüş, övülmeye kıymet
Memet: Mehmet’in değişik söylenişi.
Memik: “Mehmet” adının kısaltılarak söyleniş biçimi.
Memiş: “Mehmet” adının kısaltılarak söylenmiş başka bir biçimi.
Memnun: Luk duyan, kıvançlı, mutlu.
Memo: “Mehmet” adının kısaltılarak söylenmiş bir başka biçimi.
Memun: Cesaret sahibi, sağlam
Menderes: Akarsuların kıvrımları
Mengi: Ölümsüz, sonsuz
Mengü / Mengi: Ölümsüz, sonsuz.
Mengüalp: Ölümsüz yiğit
Mengüç: Yaşlı
Mengüer: Ölümsüz yiğit
Mengühan: Ölümsüz kağan.
Mengütaş: Ölümsüz taş, bengi taş
Mengütay: Ölümsüz genç
Mengütekin: Ölümsüz şehzade
Mengütimur: Ölümsüz ve demir benzer biçimde sağlam, ölümsüz demir
Mennan: İhsan eden, verici
Mensur: Saçılmış, serpilmiş. 2. Düzyazı.
Menşur: Yayılmış, dağıtılmış. 2. Buyrultu.
Menzur: Adanmış, adak olarak belirtilmiş.
Meran: Sis, duman.
Merani: Cesaret.
Mercan: Bir tür balık adı; deniz dibinde yaşayan nebat, hayvan, taş türü bir canıdır; deniz hayvanlarının evidir.
Merdan: Mertler, insanoğlu, erkekler, yiğitler
Merdemer: Eli bol, yüce gönüllü.
Merdi: Cesaret, mertlik, yüreklilik.
Mergen: Usta nişancı.
Mergup: istenilen, aranan özellikte. 2. Beğenilir, gözde.
Meriç: Bir akarsu adı
Merih: Mars gezegenin adıdır.
Merksas: Yürekli, yiğit.
Merkür: Güneşe en yakın gezegen olarak bilinir.
Mernuş: Eshab-ı Kehf´den – 7 Uyurlar´dan. Efsus ya da Yarpuz denilen bir şehirde Dakyanus (Dakyus) adındaki zalim hükümdar, halkı kendisine ve putlarına tapmaya zorlar. Tanrı´ın varlığına ve birliğine inanan birkaç genç ise gizlice yakarma ederek bu zalimin buyruğu dışına çıkar. Bunu haber alan Dakyanus´tan kaçan gençler, yolda kendileri benzer biçimde inançlı bir çobana rastlar. Çobanın bilmiş olduğu ve yanında su olan bir mağaraya sığınan yedi şahıs, burada uykuya dalar.Bu mevzu Kuran’da Kehf süresin de geçmektedir. Mernuş, bu 7 kişiden biridir.
Mert: Yürekli, yiğit, korkusuz
Mertcan: Yiğit kimse, can
Mertel: Eli açık, eli açık
Merter: Sözünün eri; yiğit
Mertkal: Herzaman mert olarak yaşa
Mertkan: Mert soydan gelen, mert
Mertkol: Yiğitliği her yerde konuşulan.
Mertol: Sözünün eri ol, yiğit ol
Merttürk: Yiğit Türk.
Mervan: Emevi sülalesinin Mervan kolu
Merzuk: Mutlu. 2. Rızkı verilmiş, rızklı.
Mesih: İsa peygambere verilen adlardan biri.
Mesrur: Memnun, sevilen.
Mestan: Savruk. Cüret sahibi
Mestur: Örtülü. 2. Gizli saklı, saklı. 3. Namuslu.
Mesud: Mutlu, neşeli, neşeli
Mesut: Mutlu, neşeli
Meşed: Şehitlik, şahadet.
Meşhur: Meşhur, tanınmış, herkesçe malum.
Meşkur: Beğenilmiş, övgüye kıymet.
Meşru: Yasaya, kurallara uygun.
Metaan: Rahatlık, mutluluk
Metanet: Metin olma, dayanma, dayanıklılık
Mete: Tarihte bir hükümdar
Metehan: Büyük Hun İmparatorunun adıdır.
Metin: Dayanıklı, sağlam, soğuk kanlı
Metiner: Sağlam ve yiğit.
Metinkaya: Kaya benzer biçimde sağlam.
Metkan: Eğitilmiş, yüce şahıs.
Meva: Yurt, memleket. 2. Sığınılacak, güvenilir yer.
Mevlana: 1207-1273 yılları aralığında yaşamış, Mevlevi tarikatinin kurucusu. 2. Sahibimiz, efendimiz.
Mevlevi: Efendiliği, hazretliği haketmiş. 2. Mevlevilik tarikatine bağlı kimse
Mevlut: Doğma, dünyaya gelme ( Mevlid-Mevlüd)
Mevlüd / Mevlüt: Doğma, dünyaya gelme.
Mevlüt: Dünya’ya geliş, doğuş
Mevzun: Biçimli muntazam.
Mezit: Artırılmış.
Mezun: İzinli, izin almış. 2. Mezuniyet belgesi almış şahıs. 3. Yetki verilmiş.
Mısra: Şiirin dizelerinden her biri.
Midhat/Mithat: Övme, methetme.
Mihan: Sorun
Mihin: Büyük, yüce.
Mihrali: En büyük komutan
Mihran: Dere
Mihri: Güneş ile ilgili. 2. Sevgi.
Mihrima: Güneş ile Ay
Mikail: Allaha en yakın olduğuna inanılan dört melekten birinin adı
Milis: Halk gücü
Minas: Büyük
Mir: Baş, komutan, amir, bey.
Mirac/ Miraç: Hz. Muhammed’in göğe yükseliş haline verilen addır.
Miraç: Yükselme, çıkma. 2. Hz. Muhammet’in göğe yükselmesi.
Miran: Beyler
Miras: Birine, ölen bir tanıdığından kalan mal mülk, para yada servet. 2. Kalıtım yöntemiyle gelen herhangi bir
Mirat: Ayna. 2. Bir çeşit lale.
Mirek: Prens.
Mirel: Demir benzer biçimde kuvvetli.
Mirkelam: Hatiplik kabiliyeti olan kimse
Mirsad: Durak; gözetleme yeri, gözlem yeri
Mirza: (Farsça.) Emiroğlu beyi, hükümdar soyundan gelen. 2. Doğu Türk devletlerinde soyluluk unvanı. 3. Dubb-i Ekber yıldız kümesindeki parlak yıldız.
Mirzah: Üzüm çubuğunu bağladıkları ağaç. 2. Çekirdek ve ona benzer şeyleri dövüp ezdikleri taş.
Mirzat: Amir, komutan.
Misbah: Aydınlatma, ışık, nur.
Mithat: Övüş
Mizan: Denge, terazi
Mizgin: Kürtçe; Müjde, müjdeli haber.
Mocan: Soğukkanlı, dayanıklı, direngen.
Molla: Büyük kadı. 2. Medrese talebesi. 3. Büyük alim.
Moran: Dereden büyük akarsu, ırmak, müren
Moray: Mor renkteki ışık.
Muaffak: Başarıya ulaşmış olan, başarı kazanan.
Muallim: Öğretmen.
Muammer: Yaşayan
Muaz: Aziz, izzet sahibi, saygı uyandıran, fazlaca kıymetli, muhterem
Çok önemli: Fazlaca büyük. 2. Saygıdeğer. 3. Mühim.
Mucip: Gerektiren, gerektirici
Icat eden: İcat eden, buluş icra eden.
Muğdat: (Arapça Mudad’tan))Çorak su, tatlı su, buruk.
Muhammed: Bir fazlaca defalar hamdu senalar olunmuş, övülmüş manasındadır. Hz. Muhammed’ in (SAV) isimlerindendir.
Muhammed Kaan: Muhammed; Fazlaca övülmüş, hamt edilmiş. Kaan; Çin ve Moğol imparatorlarına verilen isim.
Muhammed Talha: Birçok defalar hamdu sena olunmuş, yine yine övülmüş. İslam dinini kabul eden ilk 10 kişiden biri.
Muhammed-Muhammet: Fazlaca övülmüş, hamd edilmiş
Muhammedcan: Peygamber s.a.s in isimlerindendir. Can
Muhammet: Birçok defalar hamdu sena olunmuş, yine yine övülmüş. 2. Birçok güzel huylara haiz. Hz. Peygamber (s.a.s)’in isimlerindendir. Büyükbabası Abdülmuttalib tarafınca, gökte hak yerde halk övsün niyetiyle bu ad konulmuştur.
Muharrem: Din tarafınca yasaklanan
Muhiddin/Muhittin: Dini geliştiren, canlandıran.
Muhip: Seven, sevişen
Muhittin: Dini güçlendiren
Muhlis: İnanç ve eylemlerinde içtenlikle davranan
Muhsin: İyilik icra eden
Muhtar: Dilediği şekilde hareket edebilen
Görkemli: Görkemli, gözkamaştırıcı
Mukaddem: Sunulan, takdim edilen. 2. Önde olan, önde giden. 3. Kıymetli, üstün.
Muktedir: Bir şeyi hayata geçirmeye gücü yeten
Munar: Pınar, çeşme.
Mungan: Eli bol, eli açık
Munis: Sıcakkanlı sempatik
Munzur: Büyük kaynak su
Murat: İstek, arzu
Muratcan: istekli şahıs, arzulu.
Murathan: istekli hükümdar.
Murtaza: Mürteza- Seçkin seçilmiş
Musa: Sudan gelmek anlamındadır. Hz. Musa’ nın adıdır.
Musab: İsabet etmiş olan.
Musaddık: Onaylayan.
Musap: Başına bir yıkım bir fenalık gelmiş olan.
Mushab/Mushap: Zor, kuvvetli, dayanıklı
Mustafa: Temizlenmiş, saf hale getirilmiş
Mustan: Zamanı güzellikleri dolu olan ilimiz
Muştu: Müjde, sevindirici haber.
Mut: Alınyazısı, şans, kısmet.
Mutahhar: Temizlenmiş, temiz.
Mutalip/Muttalip: Arzu eden, talep eden.
Muti: İyi kalpli, yumuşak başlı
Mutlu: Mesut, mutluluğa ulaşmış
Mutlualp: Hasret ve isteğine kavuşmuş yiğit
Mutluay: Mutlu ve ay benzer biçimde olan
Mutlubay: Mutlu ve elit.
Mutlubey: Mutlu ve elit.
Mutlucan: Dertsiz, kedersiz.
Mutluer: Mutluluğa ermiş şahıs.
Mutlugün: Sevindirici gün; mutluluk veren gün
Mutluğ: Mutlu.
Mutluhan: İsteklerine kavuşmuş kağan
Mutluk: Mutlu.
Mutlukan: Geçmişi mutluluklar içinde olan.
Mutlukhan: Mutlu hükümdar.
Mutlutekin: Hasret ve isteklerine kavuşmuş ve biricik kimse, mutlu şehzade
Mutlutürk: Mutlu Türk.
Muttaki: Sakınan, çekinen, Tanrı’tan korkan
Mutver: Mutluluk ver, mutlu et
Muvaffak: Başarıya ulaşmış olan, başarı kazanan.
Muvakkar: Hareketlerinde ölçülü olan.
Muzaffer: Zafer kazanan, fazlaca başarıya ulaşmış
Kutsal: Verimli, verimli. 2. Kutlu.
Mübin: İyiyi kötüyü ayırabilen. 2. Apaçık, besbelli.
Mücahit: Savaşçı, Cihada katılan
Mücap: Duası kabul edilen.
Müçteba: Seçkin, seçilmiş
Müderris: Medrese öğretmeni.
Müdrik: Anlayan, kavrayan. 2. Yaklaşan, ulaşan. 3. Ergin.
Müfit: Yararlı, yararlı
Müjdat: Müjdeler, muştular, neşeli haber
Mükerrem: Yardımsever, ikram sever
Mükremin: Konuksever, ikram sever
Mükrim: Güler yüzlü.
Mülayim: Yumuşak huylu hareketlerinde ölçülü.
Mülazım: Bir hiç kimseye bağlı olan.
Müldür: Berrak.
Mülhim: İlham eden.
Mülket: Ülke.
Mümin: İnanan, inanç eden
Mümtaz: Seçkin, başkalarından ayrı tutulan
Münci: Kurtaran, kurtarıcı.
Münib: Tanrıya yönelmiş şahıs.
Münif: Yüksek, yüce.
Münim: Nimet veren, Yedirip içiren. 2. İyiliksever, velinimet
Münip: Tövbe eden. 2. Verimli yağmur.
Münir: Aydınlatan, ışık veren
Münür: Yüksek, yüce, büyük.
Müren: Irmak, dere, akarsu.
Mürit: Buyuran. emreden,
Mürsel: Yollanmış, gönderilmiş olan
Mürşit: İrşad eden, doğru yolu gösteren
Müslim: Din bilgisi olan
Müslüm: İslam dininden olan / Teslim olan
Sevecen: Acıyan, şefkat gösteren
Müşir: Haber veren, bildiren, komut ve işaret eden. 2. Mareşal.
Müştak: Özleyen, göreceği gelen
Müzahir: Yardım eden, korumuş olan, kollayan.