Categories: BİYOGRAFİLER

Leon Troçki kimdir – Biyografi

[ad_1]

Ad Soyad: Leon Troçki Nereli: Burcu: Meslekler: Ölüm Tarihi: 21 Ağustos 1940 19 Okundu

Leon Troçki kimdir, 1917 Rus Devrimi, Sovyetler Birliği’nin kurulması ve alt yapısının oluşturulmasında etkili olan isimlerden biridir.

Marksist teorisyenlerden olan Lev Troçki, 1917 Rus Devrimi, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği‘nin kurulması ve alt yapısının oluşturulmasında etkili olan isimlerden biridir. Dışişlerinde sorumlu Halk Komiseriliği ve Bolşevik Parti’nin Politbüro üyeliğini yapmış; Kızıl Ordu‘nın kurulmasında etkin rol oynamıştır. Vladimir Ilyich Lenin‘nin ölümünden sonra Josef Stalin‘e karşı “Sol Muhalefet“i geliştirmiş ve bu yüzden SSCB‘den sürülmüştür. 11 sene süren sürgün hayatında birçok ülkede bulunmuş ve “Troçkizm“i yaymak ve dünyada sosyalist bir düzen sağlamak amacıyla çalışmalar sürdürmüştür. Şu an halen dünyada Troçkizm’den etkilenmiş gruplar bulunmakla birlikte özellikle Stalinizm ve Maolizm‘e karşı muhalefeti oluşturmaktadır.

Tam adıyla Lev Davidoviç Troçki, 7 Kasım 1879‘da o dönem Rusya’ya bağlı bulunan Güney Ukrayna‘nın Kerson şehrinde doğdu. Yahudi bir çiftçi olan babası David Leontyeviç Bronstein ve annesi Anna Bronstein’nin beşinci çocuğu olan Troçki, ailesi Yahudi olmasına rağmen evde Rusça ve Ukraynaca öğrenmişti. Troçki’nin kız kardeşi Olga, Bolşevik Partisi’nin ileri gelenlerinden Lev Kamenev ile evli olduğundan ailenin içine siyaset girmişti.

Troçki, 9 yaşına geldiğinde daha iyi eğitim alması amacıyla Odessa‘da yaşayan teyzesinin yanına gönderildi. Burada bir Alman Okulu’na yazıldı. Bu okulda aldığı eğitim onun kültür ve eğitim hayatının gelişmesine ve erken yaşta entellektüel seviyesinin gelişmesineayatında büyük önemi olacak bir gelişme sağladı. “Hayatım” adlı otobiyografik eserinde bu okulda aldığı dil eğitiminin kendine çok yarar sağladığını belirtmişti. Troçki Ukraynaca, Rusça, İbranice, Almanca, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca öğrenmişti.

Daha sonra eğitimine devam etmek için 1896 yılında şimdiki adı Mykolaiv olan Nikolayev’e giden Troçki, burada matematik ve hukuk eğitimi aldı. 1897 devrim yandaşları ile tanışması bu sayede oldu. 1898 yılında Rusya Sosyal Demokratik İşçi Partisi‘nin kolu olan Güney Rusya Çalışanlar Birliği‘ne girdi. Girdiği devrimci gruplarda, Marksizm görüşünü tanıdı. Grubun fikirlerini yaymak için birçok çalışmalar düzenledi. Bu faaliyetlerinde dolayı 1898 yılında Çarlık tarafından tutuklandı.

İki sene süren hapis hayatından sonra, Sibirya’ya sürgüne gönderildi. “Troçki” takma adını bu dönem kullanmaya başladı. Sürgünde iken Marksist bir felsefe öğrencisi olan Aleksandra Sokolovskaya ile tanıştı ve evlendi. 1902 yılında Rusya’dan kaçarak önce Viyana‘ya ardından Londra‘ya gitti ve orada Vladimir Ilyich Lenin ile tanıştı. Georgy Plekhanov, Julius Martov ve Lenin’nin görev aldığı “Iskra” adlı gazeteye girdi ve “Pero” takma adıyla yazılarını yazmaya başladı. Ertesi yıl 1903‘de Londra’da düzenlenen Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin kongrasine katıldı.

1903 yılında düzenlenen Rusya Demoktar İşçi Partisi’nin ikinci kongresinde, parti, Bolşevikler ve Menşevikler olmak üzere iki farklı gruba ayrılmıştı. Vladimir Ilyich Lenin‘nin liki Menşevik tarafında yer aldı. Ancak kısa bir süre sonra Plehanov‘un önderliğindeki Menşevikler ile de fikir ayrılıkları doğmasından dolayı bu gruptan da ayrıldı.

1905 yılında “Kanlı Pazar” olarak nitelendirilen olayın hemen ardından, Troçki tekrar Rusya’ya döndü ve Rus devrimi için çalışmalar içine girdi. Bu dönem hem menşevikler ile hem de Bolşevikler ile birlikte çalıştı. Eylül ayında Çarlığa karşı yürüttüğü devrim hareketi başarılı olamayınca tekrar Sibirya’ya sürüldü fakat bu seferde Finlandiya‘ya kaçmayı başardı. “1905” adlı kitabında bu firar öyküsünden bahsediyordu. 1907 yılında Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin 5. Kongresine katıldı. Ardından aynı yılın Ekim ayında Viyana‘ya giderek Avusturya Sosyal Demokrat Parti’nin çalışmalarına katıldı. Alman Sosyal Demokrat Parti için 7 sene süreyle çalıştı.

1908 yılında, Rusya’ya ihtilaf olarak, proleterlerin haklarını öne çıkaran, Joffe Matvey ve Viktor Kopp‘un editörlüğünde haftada bir Rusça olarak yayınlanan “Pravda” (Gerçek) adlı gazeteyi çıkardı. 1905 ile 1907 yılları arasında süregelen Bolşevik-Menşevik tartışmaları 1910 yılında Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Paris‘teki kongresinde Lenin’nin fikirleri doğrultusunda birleşti ve Troçki’nin yayınladığı “Pravda” adlı gazete bir anda partinin resmi yayın kuruluşu durumuna geldi. Troçki 1912 yılının Nisan ayına kadar bu gazeteyi çıkarmaya devam etti. 22 Nisan‘dan sonra St. Petersburg‘da Bolşevikler “Pravda” adlı gazeteyi çıkarmaya devam ettiler. Bu durumdan rahatsız olan Troçki, gezetenin baş editörü olan Menşevik lider Nikolay Chkheidze‘ye bir mektup yazarak, Bolşeviklere katıldığını bildirdi.

Troçki, 1917 yılında Rusya’ya döndükten hemen sonra Petrograd Sovyeti Başkanlığı’na getirildi. Yapılacak devrimde ve daha sonra alt yapının hazırlanmasında ve yönetilmesinde büyük rol oynadı. Gregoryen takvime göre 24 Ekim 1917; Miladi takvime göre 7 Kasım 1917‘de gerçekleştirilen, Petrograd’daki Çarlığa ait kışlık saraya Vladimir Ilyich Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin yaptığı baskın ile, Çarlık Rusya yıkıldı ve yerine Sovyet Rusya’nın kurulması için ilk adım atıldı.

Devrim sonrasında Sovyetler Birliği’nin en önemli adamlarından biri ahaline gelen Troçki, önce Dışişleri daha sonra Savaş Bakanlığı’na getirildi. Savaş Bakanlığı yaptığı dönem Kızıl Ordu ile ilgili faaliyetlerde bulundu. Başkumandan sıfatıyla Kızıl Ordu’nun kurulmasını sağladı ve ihtilal sonrası meydana gelebilecek ayaklanmaları bastırmak ile görevlendirildi. Ancak kısa süre sonra parti ile fikir ayrılığına düşmesi sebebiyle partiden uzaklaştı.

I. Dünya Savaşı‘ndan çekilmiş olan Rusya’nın Brest-Litovsk Antlaşması‘nı imzalaması konusunda Vladimir Ilyich Lenin ve Bolşevikler ile fikir ayrılığına düşen Troçki, anlaşmanın imzalanmasının Avrupalı Devletler’in emperyalist güçlerine karşı boyun eğmek anlamına geleceğini düşünüyordu. Almanya‘da da büyüyen bir proleterya olduğunu farkında olan Troçki, Rusya’da devrim ile getirdikleri rejimin, yayılarak Avrupa’da da büyüyebileceğini düşünmekteydi. Bu görüşünü, I. Dünya Savaşı gibi emperyalist bir savaştan çıkmış Avrupa Devletlerinin destekleyeceği düşüncesi desteklemekteydi. Ancak Lenin yönetimindeki Bolşevikler, Sosyalist rejimin Avrupa’ya yayılacağını düşünmedikleri gibi, Brest-Litovsk Antlaşması ile zaten yeni bir devrim geçirmiş ve iç karışıklıklar ile mücadelesi devam eden bir ülkenin bu karışık dönemden çıkabileceğini umuyorlardı.

Antlaşmanın imzalanması için yapılan oylamada 7’ye 4 kaybeden Troçki, Brest-Litovsk Antlaşmasını imzalamak için görevlendirilse de bu görevini yerine getirmedi. Bunun üzerine Lenin ve Bolşevikler ile arası açıldı ve antlaşmayı imzalaması için yerine getirilen Kamenev tarafından imzalandı. Bu antlaşma ile 1878 yılında devrimden önce Rusya‘nın Osmanlı Devleti‘nden aldığı Kars, Ardahan ve Batum da tekrar Osmanlı Devleti‘ne bırakılmış oluyordu. Bunların yanında, Rusya’nın batısında büyük bir bölge elden çıkmış oluyordu. Troçki, bu bölgenin emperyalist güçlere karşı sosyalist düşüncenin yayılması için Avrupa ile bir tampon bölge olması gerektiğini düşünse de, antlaşmadan sonra bu amaç için önemli bir koz kaybetmiş oluyordu.

Bu antlaşmanın imzalanmasından sonra Sovyetler Birliği’nde iç savaş dönemi başladı. 19 Ocak 1918‘de yapılan seçimlerde Bolşeviklerin partisi istediği sonuçları alamayınca, muhaliflerine karşı sert bir tutum içine girmişlerdi. Brest-Litovsk ile başlayan Bolşevik-Menşevik anlaşmazlığı kısa sürede bir iç savaşın çıkmasına sebep oldu. Bolşeviklerin silahlı gücü olan “Kızıl Ordu“, muhaliflerin yönetimindeki “Beyaz Ordu” ile mücadele içindeydi. Başka partiler ile birleşen devrimciler, Bolşevikleri indirme planı kurmaktaydı. Gücü elinde tutan Bolşevikler, hükümeti karşı devrimden korumak amacıyla “Çeka” adında gizli bir polis teşkilatı kurdu. 1920’li yılların sonuna gelirken “sol muhalefet” zayıfladı. Troçki’nin gücü de giderek azalmaya başladı.

1922 yılında iç çatışmalar yavaş yavaş son bulurken, 21 Ocak 1924‘te Lenin’nin ölümü ile partinin iktidarına Josef Stalin geçti. Bu tarihten sonra Stalin ile iktidar mücadelesi dönemi başladı. 1922 yılında Merkez Komite Genel Sekreterliği’ne getirilen Stalin, 1928 yılında Troçki’nin önderliğindeki muhalefete son vermek amacıyla yıpratma çabaları başladı. Önce Savaş Komitesi görevinden alınan Troçki, daha sonra Siyasi büro ve Komünist Enternasyonel Yürütme Kurulu Merkez Komitesi’nden alındı. İki yıl zarfında elinden tüm yetkileri alındı hatta 1927‘de Onbeşinci Komünist Parti Kongresi’nde parti üyeliğinden bile atıldı. Bundan sonra sürgün hayatı başladı. Bir süre Kazakistan‘nın Alma Ata bölgesinde yaşadı.

18 Ocak 1929 tarihinde, Sovyet Ceza Kanunu’nun 58/10 maddesinden, devrimcilik ve yasa dışı Sovyet Partisi kurmak suçlamalarıyla Sovyetler Birliği’nden sürüldü. Ülkeden sürülmesinden hemen sonra Türkiye‘ye sığındı ve 19291933 yılları arasında İstanbul‘da Büyükada’daki evinde çok sıkı güvenlik önlemleriyle birlikte torunu ve kızıyla birlikte yaşadı. Bu dönem sakin bir hayat sürdü ve düşüncelerini kaleme alma fırsatı buldu.

20 Şubat 1932 tarihinde, Josef Stalin tarafından Sovyet vatandaşlığından dahi çıkarıldı. Kendisi kızı Nina ile İstanbul‘da rahat bir hayat geçirse de, 1933 yılında Berlin‘de yaşayan diğer kızı Zina’nın şüpheli intiharı onu çok yıkmıştı. Kısa bir süre sonra oğlu Lev’de öldürüldü. 17 Temmuz 1933‘de Fransa‘ya geçti. Ancak iki sene geçmeden buradan da sınırdışı edildi. Geçtiği Norveç‘te de yine iki sene kalabildi. En son 9 Ocak 1937‘de Meksika‘ya sığındı ve Mexico City‘e yerleşti. Burada Dördüncü Enternasyonal‘in çalışmalarını başlattı. Sürgünde olması devrim için çalışmasına engel olmadı.

1938 yılının Eylül ayında Paris‘te biraraya gelen Avrupa, Amerika ve asya’dan gelen 30’a yakın delege, Sovyetler Birliği’nin komiterm Stalin tarafından ele geçirildiği için, proleter sınıfına liderlik yapamayacağına dair karar aldılar. Bu nedenle dünyada sosyalist devrimi devam ettirecek bir partinin kurulma ihtiyacı doğdu. Bu kongre ile bu görevi üstlenecek bir örgüt oluşturulacak ve geçiş programı hazırlanacaktı. Troçki’nin çabaları ve liderliği ile oluşturulan Dördüncü Enternasyonal, kapitalizme karşı olduğu gibi Stalin’e karşı da bir tutum içindeydi. Hatta Stalinist ve Troçkistler arasındaki düşmanlık o kadar büyümüştü ki, birbirlerini yok etmek için yürüttükleri çalışmalar başka ülkelere de sıçrıyordu.

II. Dünya Savaşı ile Dördüncü Enternasyonal’de kopmalar başladı. Troçkist gruplar, özellikle Vietnam’daki kitle desteğini kaybettiler. Dördüncü Enternasyonal Uluslararası Sekreteryası, II. Dünya Savaşı sonrası siyasi durumu ve Doğu Avrupa’daki yeni sosyalist devletleri değerlendirmek amacıyla 1946, 1948 ve 1951 yıllarında bir dizi uluslararası kongre topladı. Özellikle 1951 Kongresinde Doğu Avrupa ve SSCB’deki durumu “deforme olmuş sosyalizm ya da deforme olmuş işçi devleti” olarak tanımladılar.

Stalin, Troçki’yi SSCB’deki rejim için büyük bir tehlike olarak görüyordu. 1940 yılında İspanyalı bir GPU ajanı olan Ramon Mercader, gazeteci kılığında röportaj yapma bahanesi ile Troçki ile görüşme ayarladı. Mercader tarafından çekiçle ağır yaralanan Troçki, aldığı yaranın etkisiyle 21 Ağustos 1940‘da vefat etti. Ölmeden önce bilincinin geri geldiği sırada söylediği “Burjuva basınına iyi malzeme olduk” ve “Dördüncü Enternasyonal’in zaferinden eminim” sözleri son söyledikleri oldu. Stalinistler bu suikastı hiçbir zaman üstlenmediler ve asılsız bir iddia olduğunu savundular.

Troçki’ye göre Rusya gibi burjuva devriminin gerçekleşmediği ülkelerde, proleterya kendi devrimini yapmakla kalmayıp, burjuva devriminin gereklerini de yerine getirmek zorundaydı. İşçi toplumunun bir anda böyle büyük bir değişimi kaldıramayacağını düşündüğünden başarı sağlayacak olan sistemin “sürekli devrim” olduğunu söylüyordu. Tek başına kalmış bir sosyalist devleti, kapitalizm ile mücadelesinin yeterli olmayacağından, gelişmiş kapitalist ülkelerde sosyalizmin en kısa sürede yayılması gerektiğini savunmuştu. Ülke devriminden çok dünya devrimini savunan Troçki, SSCB’de kurulan Stalinist yapının yeterli olmayacağını düşünmekteydi. Kapitalist bir dünyada tek başıan yer almak imkansızdı. Stalin’i devrimi korumak adına sosyalizmi feda etmesinden ve batılı devletler ile işbirliği içinde olmasından suçlamaktaydı. Ancak Stali’nin de yaptığı kapitalist düzende sistemi korumaktan başka birşey değildi. Troçkizmin, Marksist düşüncenin sol kanadı olduğu kabul edilir. Troçkizme göre, SSCB’de demokratik hakların kısıtlandığı ve dünyaya sosyalizmin yayılması gerektiği esas düşüncelerdir.

Troçki’nin ömrünün son yıllarında başlattığı Dördüncü Enternasyonal, sosyalizmin dünyaya yayılmasını ve bunu kapitalist sistemi sert bir şekilde değil de sindirerek yapabileceği görüşünde olsa da, II. Dünya Savaşı ile askeri ve siyasi sürecin emperyalizmden beslendiğinin anlaşılması ile bu fikir etkinliğini kaybetmiştir. Troçki’nin ölümünden sonra Sri Lanka ve Bolivya’da hala çok sayıda Troçkist bulunmakla beraber, gruplar arasında çatışmalar nedeniyle birlik sağlanamamaktadır. Ayrıca Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerde kitle desteği oluşturulsa da azınlıkta kalmaktadır.

ESERLERİ:

1905
Bireysel Terörizmin İflası
Entelijensa ve Sosyalizm
Marksistler Bireysel Terörizme Neden Karşıdırlar?
Üçüncü Kongrenin Temel Dersi
Komunist Enternasyonal’in Taktikleri Üzerine
Dördüncü Dünya Kongresi Raporu
Yoldaş McKay’e Mektup
Paris Komunü Üzerine
“Avrupa Birleşik Devletleri” Sloganı İçin Uygun Zaman mı?
Doğu’da Perspektifler ve Görevler
Ekim Dersleri
Lenin’den Sonra Üçüncü Enternasyonal
Tek Ülkede Sosyalizm?
Katalan Milliyetçiliğinin İlerici Karakteri
İspanyol Komunizmi Ve Katalan Federasyonu
Katalonya’da Ulusal Sorun
Rus Devrimini Savunurken
Sürekli Devrim-Sonuçlar ve Olasılıklar
Milliyetçilik ve Ekonomik Yaşam
Uluslararası Komünist Birliğin Temel Teorik Görüşleri Üzerine Bir Tartışmaya Katkı
Savaş ve Dördüncü Enternasyonal
Amerika Komunist Olursa
Merkezci Kombinasyonlar ve Marksist Taktikler
Merkezci Simya mı, Marksizm mi?
Güney Afrika Tezleri Üzerine
Terörizm ve Sovyetler Birliği’ndeki Stalinist Rejim
Komunist Manifesto’nun Doksanıncı Yıldönümü
Lenin ve Emperyalist Savaş
Grynszpan’dan Yana: Faşist Kıyım Çetelerine ve Stalinist Hainlere Karşı
Zamanımızda Marksizm
Bir Kez Daha “Marksizmin Krizi” Üzerine.

[ad_2]

admin

Share
Published by
admin

Recent Posts

Akut Bakteriyel Rinosinüzit tedavi yöntemleri, nedenleri, tanısı

Akut Bakteriyel Rinosinüzit AKUT BAKTERİYEL RİNOSİNÜZİT Akut rinosinüzit, paranazal sinüs mukozasının enflamasyonudur. Burun mukozası da…

15 saat ago

Akut Otitis Media tedavi yöntemleri, nedenleri, tanısı

Akut Otitis Media AKUT OTİTİS MEDİA Akut otitis media (AOM) orta kulak ve havalı boşluklarının…

15 saat ago

Takım Sporları Çocuğunuzun Beyni İçin Büyük Puanlar Kazandırıyor

Yeni bir araştırma, çocuklukta takım sporlarının çocukların beynini keskinleştirmeye yardımcı olan özel bir şey olabileceğini…

15 saat ago

Günlük Adım Sayısı Arttıkça Depresyon Olasılığı Düşüyor

Yeni bir araştırma, günlük adım sayısını, mütevazı seviyelerde bile artırmanın, depresif semptomlarda bir azalma ile…

15 saat ago

Yeni Bir Yıla Girerken…

      , , ,Her kış ilkbaharı, sonra heyecanla yazı bekleriz. Beklediğimiz güneş, deniz, kum keyfi ile…

15 saat ago

Rüyada Güneş Işığı Vurması Ne Anlama Gelir?

Rüyada Güneş Işığı Vurması Ne Anlama Gelir?,Rüyada Güneş Işığı Vurması Ne Anlama Gelir? Ne Demek,…

15 saat ago