Kutu içeceklerindeki “E” kodları, gıda katkı maddelerini belirtmek için kullanılan bir kodlama sistemidir. Gıda endüstrisi, ürünlere özelliklerini korumak, tat ve koku gibi özelliklerini iyileştirmek, renklendirmek, kıvam arttırmak ve raf ömrünü uzatmak için çeşitli gıda katkı maddeleri kullanır. Bu katkı maddeleri, Avrupa Birliği (AB) tarafından onaylanmış ve “E” kodları ile belirtilmiştir. Bu kodlar, gıda katkı maddelerinin kullanımını ve güvenliğini denetlemeye yardımcı olur.
E kodları, gıda katkı maddelerinin çeşitli özelliklerini belirtmek için kullanılır. Örneğin, “E300” kodlu askorbik asit, gıdaların oksidasyonunu önleyen bir antioksidan olarak kullanılırken, “E407” kodu, kıvam arttırıcı olarak kullanılır. Bununla birlikte, bazı gıda katkı maddeleri sağlık açısından endişe yaratabilir ve bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
Peki, neden içindekiler bölümünde E kodları yazmayı durdurdular? Bunun nedeni, E kodlarının tüketiciler tarafından yeterince anlaşılamaması ve endişe yaratabilmesidir. Gıda endüstrisi, tüketicilerin endişelerini hafifletmek ve daha şeffaf bir yaklaşım benimsemek için, içindekiler bölümünde E kodları yerine, gıda katkı maddelerinin tam adlarını kullanmaya başladı.
Kutu içeceklerindeki gıda katkı maddelerinin yararları ve zararları, tam olarak hangi katkı maddelerinin kullanıldığına ve ne miktarda kullanıldığına bağlı olarak değişebilir. Ancak, bazı katkı maddelerinin sağlık açısından endişe yaratabileceği bilinmektedir.
Örneğin, “E621” kodlu monosodyum glutamat (MSG), bazı insanlarda baş ağrısı, göğüs sıkışması ve mide bulantısı gibi semptomlara neden olabilir. Benzer şekilde, “E211” kodlu sodyum benzoat, bazı insanlarda astım semptomlarını şiddetlendirebilir. Bununla birlikte, birçok gıda katkı maddesi de güvenli kabul edilir ve sağlık açısından bir risk taşımaz.