ONURCAN BAL FED, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) önceki hafta gerçekleşen aralık ayı toplantılarında 50 baz puan faiz artırımına giderken, FED Başkanı Powell ve ECB Başkanı Lagarde’ın şahin tondaki açıklamaları öne çıktı. Anımsanacak olursa, ABD’de ekim ve kasım ayı enflasyon rakamlarında zirvelerden gerilemenin başlamasıyla FED’e ilişkin agresif sıkılaşma endişeleri yatışmış ve piyasalarda iyimserlik öne çıkmıştı. Piyasalar iyimser bir yaklaşımla 2023 yılının ikinci yarısında FED’in faiz indirimlerine başlayabileceğini değerlendirirken, küresel hisse piyasalarında ekim ortalarından aralık ayına kadar kuvvetli yükselişler yaşanmıştı. Sadece FED Başkanı Powell’ın aralık toplantısının arkasından yapmış olduğu konuşmada 2023 senesinde faiz indirimlerinin olmayacağına dair mesajları ve faiz artırımlarının devam edeceğine dair mesajları risk iştahı ve piyasalar üstünde baskı oluşturdu. Geçen hafta içinde Japonya Merkez Bankası (BoJ) faiz oranlarında bir değişime gitmezken, 10 yıl vadeli Japon devlet tahvili için getiri bandını 25 baz puandan 50 baz puana yükseltti. Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda, getiri bandında daha çok bir genişlemeye gerek olmadığını, bu hamlenin bir faiz artışı anlamına gelmediğini söylemiş oldu. BoJ’un sürpriz hamlesi geçen hafta içinde ilk fiyatlamalarda piyasalar üstünde baskı oluşturdu. FED üyelerinden son günlerde gelen açıklamalardaki şahin ton da dikkat çekiyor. New York FED Başkanı John Williams, sıkı istihdam piyasası ve öteki bazı faktörlerin fiyat baskılarını artıracağı uyarısı yaparak bir süre daha faiz çoğaltmak gerekeceğini söylemiş oldu. Cleveland FED Başkanı Loretta Mester, enflasyonu denetim altına almak için daha gidecek yolları bulunduğunu ve ulaşılacak tavan faiz seviyesinin meslektaşlarının öngördüğünden birazcık daha yukarıda bulunduğunu belirtti. ABD’de perşembe günü 2022/3Ç gelişme rakamının son okumasında yüzde 2.9’dan yüzde 3.2’ye revize edilmesi ve haftalık işsizlik başvurularının zamanı düşük seviyelerdeki seyrini sürdürmesi, FED’in şahin duruşunu sürdüreceği ve 2023 senesinde faiz indirimlerinin gündeme gelmeyeceğine dair beklentileri güçlendirdi. Bu beklentilerin pekişmesi, risk iştahı üstünde baskının devam etmesine yol açtı. Toparlayacak olursak, ekim ve kasım ayındaki toparlanmanın arkasından merkez bankalarının devam eden faiz artırımları ve resesyon endişeleri şeklinde gündemdeki ana risk başlıklarına bağlı olarak küresel hisse piyasalarında aralık ayında satıcılı bir fiyatlama öne çıktı.

RESESYON ENDİŞELERİ VE MERKEZ BANKALARININ KARARLARI

Aralık ayının son haftasında yurtdışı piyasalarda Noel tatilleri başlamış olacak olup, küresel çapta likiditenin önceki haftalara nazaran daha zayıf seyrettiği görülebilir. 2023 yılının bilhassa ilk yarısında merkez bankalarının sıkılaşma adımlarını ve küresel ekonomilerdeki zayıflamayı yakından takip edeceğiz. FED’in aralık ayında gösterilen projeksiyonlarda nihai faiz oranı yüzde 5.1 olarak öngörülürken, FED’in 2023 senesinde şubat, mart ve mayıs aylarında 25 baz puan faiz artırımına gidebileceğini ve federel fonlama oranını yüzde 5-5.25 seviyesine getirerek sıkılaşma sürecini sonlandıracağını değerlendiriyoruz. ECB Başkanı Lagarde, aralık toplantısı sonrasındaki açıklamalarda enflasyonun devasa yükseklikte bulunduğunu ve daha çok faiz artırmayı düşündüklerini belirtti. Bir süre daha 50 baz puanlık faiz artışı beklenebileceğini söyleyen Lagarde, enflasyonla mücadelede faiz oranının birinci araçları bulunduğunu beyan etti. Özetle 2023 yılının ilk yarısında küresel çapta merkez bankalarını daha minik adımlarla da olsa sıkılaşma süreçlerine devam edeceklerini ve senenin ikinci yarısında ise beklemeye geçeceklerini düşünüyoruz. Jeopolitik gelişmelere bağlı olarak enerji ve emtia fiyatlarında sert bir yükseliş yaşanmazsa küresel çapta enflasyonda zirvelerin görüldüğünü ve 2023 senesinde zirvelerden geri çekilmelerin yaşandığı bir süreci takip edeceğimizi düşünüyoruz. 2023 yılının ana temaları içinde enflasyonda zirvelerden geri çekilmeyle beraber küresel ekonomilerde beklenen yavaşlama ve resesyonist süreç de yakından izlenecektir. Küresel ekonomilerdeki yavaşlama eğilimi, 2023 senesinde da ana risk başlığı olarak gündemde kalacaktır. Önümüzdeki süreçte de enflasyon başta olmak suretiyle ekonomik veri akışları, merkez bankalarının kararları, resesyon endişeleri ve jeopolitik gelişmeler risk iştahı ve fiyatlamalar üstünde belirleyici olacaktır. 2023 yılının ilk çeyreğinde resesyon endişeleri ve merkez bankalarının devam eden sıkılaşma adımlarına bağlı olarak riskli varlıklarda dalgalı ve satıcılı bir fiyatlamanın yaşanabileceği kanısındayız. 2022 yılı genelinde küresel hisse piyasalarında kayıplar yaşansa da daha önceki resesyon dönemleri ile kıyaslandığında hisse piyasalarında hala daha aşağı yönlü bir alanın olduğu görülüyor. Bundan dolayı yeni senenin ilk çeyreğinde zayıf bir görünüme hazırlıklı olunması, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini sonlandırmaları ve resesyon endişelerinin sindirilmesiyle beraber senenin ikinci çeyreğinden itibaren küresel risk iştahı ve hisse piyasalarında daha anlamlı toparlanmaların yaşanabileceğini düşünüyoruz.

TCMB FAİZ ORANLARINI DEĞİŞTİRMEDİ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), küresel büyümeye ilişkin risklerin arttığı ve ekonomik aktivitede ivme kaybının gözlendiği bir ortamda, endüstri üretimi ve istihdamdaki ivmenin arz ve yatırım kapasitesindeki yapısal kazanımların sürekliliğinin korunması amacıyla ağustos ayında başlatmış olduğu faiz indirim döngüsünü kasım ayı toplantısında yapmış olduğu 150 baz puanlık faiz indirimiyle tamamladığı açıklanmıştı. TCMB’nin yönlendirmesinin de etkisiyle aralık ayı toplantısında faiz oranlarında bir değişiklik beklenmiyordu. TCMB, perşembe günkü toplantısında piyasadaki beklentilerle uyumlu olarak faiz oranlarında bir değişime gitmedi ve siyaset faizini yüzde 9 olarak korudu. TCMB mevcut siyaset faizinin küresel öğrenci ilişkin artan riskler dikkate alınarak kafi düzeyde bulunduğunu değerlendirdi. TCMB, enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açmış olduğu enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı tesirleri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının tesirleri, küresel enerji, besin ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu kuvvetli negatif arz şokları etkili bulunduğunu belirttikten sonrasında, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile beraber, küresel sulh ortamının tekrardan tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngördüğünü belirtmeye devam ediyor. TCMB geçmiş aylardaki açıklamalarına da paralel olarak parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçların kararlılıkla kullanmaya devam edeceğini belirtirken, bu ay ek olarak fonlama kanalları başta olmak suretiyle tüm siyaset vasıta setinin liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirileceğini söylüyor. Buna gore, gelecek günlerde TCMB fonlamasının swap kanalı yerine açık piyasa işlemleri (APİ) kanalına kaydırılmasını sağlamak suretiyle, döviz yükümlülük tutmayı ceza verici ek adımların açıklandığını görebiliriz. Buna ek olarak, son dönemde TL mevduat faizlerindeki yükseliş sebebiyle siyaset faizi ile olan ayrışmayı gidermek suretiyle adımların atılması da beklenebilir. TCMB ilgili adımları, 2023 Yılı Para ve Kur Politikası metninde açıklayacağını belirtiyor.

BIST-100 Endeksi’nde dalgalı seyir tesirini sürdürüyor

Geçen haftaya da yükselişle süregelen BIST-100 Endeksi’nde hafta içindeki fiyatlamalarda dalgalı bir görünüm öne çıktı. Bankacılık endeksinde yaşanmış olan sert fiyatlamalar da dikkat çeken bir gelişme oldu. Cuma gününe satıcılı bir açılışla süregelen ve dalgalı seyrin tesirini sürdürdüğü BIST-100 Endeksi’nde eylül sonundan itibaren etkili olan yükseliş trendini takip etmeye devam ediyoruz. Yeni haftada pazartesi günü 5.394 seviyesinden geçecek olan yükseliş trendi üstünde kalındığı sürece yaşanabilecek yükselişlerde zamanı zirvenin bulunmuş olduğu 5.515,67 seviyesi ilk mühim direnç noktasıdır. Zirvenin aşılması halinde yükselişlerin devam edebileceği endekste 5.550 – 5.600 aralığı ilk direnç bölgesi olup, devamında 5.650 – 5.700 ve yükseliş kanalının üst bandına denk gelen 5.800 seviyesi takip edilecektir. Yükseliş trendinin (5.394) altında kapanışların yaşanması durumuna ise satışların hız kazanabileceğini göz önünde bulundurulmalıdır. Trend altındaki fiyatlamalarda 5.302 – 5.250 – 5.155 ve 5.041 seviyeleri gündeme gelebilir. Önceki hafta yaşanmış olan sert satışlarla kontrol edilen 5.041 seviyesi kırılacak olursa oldukca daha sert satışlar yaşanabilir.

(Toplam: 4, Bugün: 1 )