Mars kanyonlarını gösteren bu nefes kesici fotoğraf, Kızıl Gezegen’in bahar aylarındaki düzgüsel bir görüntüsü değil; Dünya’da da oluşan küçük hortumlar olan “Toz şeytanları” için önden bir bakış.
NASA’nın Mars’ta neredeyse 12 senedir vazife meydana getiren, altı tekerlekli Curiosity aracı, gezegenin cenup yarıküresinde bulunan Gediz Vallis Ridge (E.N.: Gediz Vadisi Sırtları şeklinde çevirebiliriz) bölgesinde keşfe çıktı. 2014’ten bu yana 5500 metre yüksekliğindeki Sharp Dağı’nı keşfeden vasıta, bu yeni bölgeye girmeden ilkin etrafta oluşabilecek toz şeytanları için dikkatli olmak zorunda.
Ayrıca “Gediz Vallis Ridge” adı size birazcık tanıdık gelmiş olabilir. Mars’taki bu alan adını ülkemizdeki Gediz Nehri’nden alıyor. Bilinmiş olduğu benzer biçimde öteki gezegenlerdeki yeryüzü şekilleri isimlendirilirken meşhur bilim adamları, kaşifler yada Dünya’da bulunan yerlerden esinleniliyor. Mars’ta da benzer şekilde “Gediz” ve Sakarya” isminde olan vadiler bulunuyor. “Vallis” adı ise Mars’ta bulunan eski dere yataklarının oluşturduğu vadilere verilen bir isim. (E.N.: İngilizce’de “vadi” anlamına gelen “valley” kelimesinden devşirilerek oluşturulmuş.)
Göreve geri dönmek gerekirse; Smithsonian Ulusal Hava ve Uzay Müzesi’nden gezegenbilimci Sharon Wilson Purdy, Mars’taki bu bölgesi “ağız sulandıran bir yer” olarak vasıflandırıyor. Purdy NASA’nın açıklamasında şöyleki diyor: “Bu sırtın iyi mi oluştuğunu ve ondan sonra iyi mi aşınarak bugünkü halini aldığını idrak etmek için sedimanı biriktiren süreçleri değerlendirmeyi umuyoruz.”
Bu tenha yabancı bölgede gezen Curiosity aracı, aslına bakarsak bir zamanlar ufak mikroorganizmalar için yaşanabilir olabilecek mühim bir yeri keşfedecek. Tahminlere bakılırsa dağın çevresinde, milyarlarca yıl ilkin birçok dere yer alıyordu.
Gediz Vadisi, bilhassa Mars’ın bir zamanlar ıslak, sıcak ve Dünya’ya benzer olduğu yönünde kanıt arayan gezegenbilimciler için de ilgi çeken bir bölge. Oldukça eski ve süratli hareket eden toprak kaymalarının çamuru ve devasa kayaları dağdan aşağı yollamış olduğu düşünülüyor. Aradan geçen milyonlarca yılda, kuvvetli Mars rüzgarlarının da bu birikintiyi düzleştirdiği ve sırtları oluşturduğu da meydana getirilen tahminler içinde.
Curiosity vazife ekibinden yerbilimci William Dietrich ise mevzuyla ilgili şunları söylüyor: “Bu vakalara şahit olmanın iyi mi bir şey olabileceğini hayal bile edemiyorum. Dağın üstünden devasa kayalar kopup aşaya düşüyor, yamaçtan yuvarlanıyor ve alana dağılıyordu.”
Bilim adamları Mars toprağını havaya kaldıran bu toz şeytanlarının tehlikelerinin uzun süredir bilincinde. Ortalama 12 yıl ilkin Mars Reconnaissance Orbiter, bunlardan birini, yerden ortalama 20 km yükseğe kadar ulaşmış olduğu şekilde görüntülemeyi başarmıştı.
Mars’taki toz şeytanları, Dünya’dakine benzer şekilde oluşuyor, hem de her ne kadar Mars atmosferi oldukça ince olsa bile. Bilhassa toprağın etrafındaki bölgeden oldukca daha çok ısınmış olduğu, kuru günlerde oluşma tihtimalleri oldukca daha yüksek. Hortumlardan oldukca daha ufak olan toz şeytanları, sıcak havayı yükseğe taşıyor ve etrafa dağıtıyor.
Dönen rüzgar, aynı artistik buz pateni sporcularının kollarını vücutlarına yaklaştırdıklarında olduğu benzer biçimde giderek hızlanıyor.
Sadece Mars’ta yaşanmış olan bu rüzgar fenomeni, bulunmuş olduğu yerde izler de bırakıyor; düz çizgiler, eğimler ve yuvarlaklar. Bıraktığı izlerin renkleri de, tüm Kızıl Gezegeni saran tozun kalkıp, tozun altında bulunan koyu volkanik kayaları ortaya çıkarmasının bir sonucu.
Şu anda Curiosity ekibi, potansiyel küresel toz fırtınalarını bekliyor. Bu çapta yaşanmış olan fırtınalar çoğu zaman içinde bulunduğumuz Şubat ve Eylül ayları içinde oluşuyor. Ekip de atmosferdeki toz seviyelerini ölçmekle meşgul durumda.
Elisha Sauers’ın haberini Özgür Yıldız Türkçeleştirdi.