Aba: Abla, ana.
Abaç: Annesine benzeyen, annesinin yapısında olan.
Abadan: şen, bayındır, mamur.
Abak: Eski Türklerde ölmüş ataların tapınılan heykelleri.
Abakay: Eski Türklerin büyük kadınlara verdiği ünvan.
Abasıyanık: Gönlünü kaptırmış, vurulmuş, kendinden geçmiş, aşık olmuş.
Abay: Ay’ın suya akseden yansıması.
Abaza: 1. Kuzeybatı Kafkasya’da yaşayan bir halk. 2. Bu halka mensup olan kims
Abbase: Ahmed b. Hanbel’in hanımının ismi. Hz. Abbas’a mensup olan.
Abdar: 1. Sulu, taze. 2. Parlak. 3. Sağlam vücutlu. 4. Nükteli. 5. Zarif, güzel, hoş. 6. Su veren hizmetçi.
Abendam: Güzel vücutlu, güzellik.
Abgül: Su gibi berrak ve duru olan gül.
Abıru: Yüz suyu, namus.
Abşar: Şelale
Abucan: Çok güzel dost.
Acar: 1. Becerikli. 2. Atılgan, ele avuca sığmaz. 3. Halk. 4. Yeni, taze
Acarbegüm: Güzel yüzlü, sevimli.
Acarbike: Güzel ve alımlı kadın
Acarhatun: Sevimli, güzel yüzlü kadın
Acem: 1. Açık ve doğru Arapça konuşamayan kimse 2. İran haklarından birine mensup.
Acer: Hz. İsmail (a.s.)´in annesi
Acunbüke: Çok güzel ve cana yakın
Acungüneş: Dünyayı aydınlatan güneş
Acunışık: Dünyayı aydınlatan ışık.
Aça: Ana, analık
Açalya: Açelya
Açanay: Ay gibi ışık saçan
Açangül: Açılan gül çiçeği
Açe: Sumatra adasının en kuzey kısmı. Önceleri burada Açe İslam devleti h
Açelya: Kokusuz çiçekler açan bitki.
Açıl: Büyü, serpil, geliş” anlamında bir söz. Açılmak eyleminden emir;
Açılay: Ayın şekilleri, yansıması
Açılel: Cömert, paylaşmasını bilen
Açkıngül: Açılmış gül gibi güzel olan.
Ada: Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire
Adacan: Sevimli, cana yakın
Adagül: Adada yetişen gül
Adalet: Hak ve hukuku uygunluk, hakkı gözetmek
Adanır: Adı ünlenen kimse
Adani: Doğurgan, üretken.
Adel: soyluluk, asillik, aristokrasi; soylular, asilzadeler.
Aden: Cennet Bahçesi
Adeviye: 1. İyilik, yardımseverlik. 2. Ünlü hanım mutasav-vıfe.İyilikseverl
Adıcan: Adı ile sevilen, adı sevgili, dost olan.
Adıgül: Adını gülden alan
Adıgüzel: Adı beğenilen, hayranlık uyandıran, sevilen.
Adın: ad sözcüğünün tekil ikinci kişi iyelik eki almış hali
Adınur: Adını ışıktan alan, adı ışık saçan.
Adışah: Adını şahtan alan.
Adışık: Adı güzel olan, adı ışık saçan.
Adile: Adaletli, hukuklu kişi
Adin: Cennet.
Adniye: Cennetlik.
Adviye: İyilik yapmak, yardımseverlik.
Afafet: 1. Afiflik, temizlik, temiz olan. 2. Fenalıktan, günah işlemekten kaçınma. 3. Namuslu olmak.
Afat: Afet, tufan. 2. Çok güzel kadın.
Afet: Çok güzel kadın manasındadır.
Afif: 1. İffetli, namuslu, ırz ve namus sahibi kadın. 2. Doğru, haramdan sakınan, yolsuzluğa sapmaz kişi.
Afife: Temiz, namuslu, iffetli.
Afitab: l. Güneş, gün ışığı. 2. Çok güzel, dilber, parlak yüz.
Afitap: Güneş / Çok güzel manalarını taşır.
Afiye: Sağlık, sağlamlık.
Afra: Ayın 13. gecesi, beyaz toprak.
Afret: Kadın. hanım, bayan.
Afşar: Atak, uyumlu
Afşin: Silah, zırh.
Aftabe: 1. Su kabı. 2. Güneş biçiminde yapılan mücevher
Aguş: Kucak.
Ağaça: Melike. 2. Kadın hükümdar.
Ağahanım: Zengin hanım, malı mülkü bol olan hanım.
Ağahatun: Zengin, hatun, varlıklı kadın.
Ağan: Ka.- Akanyıldız, ağma
Ağanbegüm: Göğe doğru yükselen kadın.
Ağbet: Akça yüzlü.
Ağca: Beyaz tenli kadın.
Ağça: Temiz, saf.
Ağgelin: Akça, pakça gelin.
Ağgül: Beyaz gül. 2. Gül gibi saflık taşıyan güzel.
Ağgün: Aydınlık gün.
Ağgünlü: günü aydınlık olan, ak günlü
Ağış: Göğe doğru yükselme, yükseliş.
Ağıt: Ölen bir kimsenin ardından okunan ezgi, söylenen söz
Ahenk: Uyumlu, uyum içinde olan
Ahfa: Kalb, ruh, sır, hafi, ahfa şeklinde sıralanan “letafeti hamse” sonuncusuna verilen ad.
Ahla: Çok tatı. Pek şirin.
Ahmer: Kırmızı, kızıl.
Ahra: Daha layık, münasip, uygun.
Ahsa: Arabistan’ın KuveytKatar kısmına verilen isim Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
Ahsen: En güzel, en iyi
Ahter: Yıldız.
Ahu: Güzel kadın
Ahucan: Çok güzel dost
Ahueda: Nazlı güzel
Ahuela: Çok güzel gözlü
Ahufer: Göz kamaştıran güzellik.
Ahugöz: Gözleriyle güzelliğini bütünleştiren.
Ahugül: Çok güzel
Ahugüzar: Becerikli güzel
Ahunaz: Nazlı güzel, nazenin
Ahunigar: Resim gibi güzel.
Ahunisa: Çok güzel kadın
Ahunur: Göz kamaştıran güzelliğe sahip olan
Ahuse: Coşkulu güzellik
Ahusel: Çoşkulu güzellik
Ahuser: Güzelliği gözler önünde olan, göz kamaştıran güzellik.
Ahuses: Güzel sesli
Ahusoy: Çok güzel bir soydan gelen.
Ahusu: Su kadar temiz ve güzel olan.
Ahusun: Güzelliği gözler önünde olan.
Ahuşan: Güzelliğiyle şan şöhret sahibi olmuş.
Ahuşen: Güzel ve neşeli.
Ahutan: Tan vaktinin güzelliğine sahip olan.
Ahuten: Çok güzel bir tene sahip olan.
Ahuyar: Güzel sevgili, yar.
Aişe: Zenginlik ve bolluk gören.
Ajda: Çentik, çentikli, filiz.
Ajik: Badem, küçük dal, sürgün, filiz.
Ajlan: Hızlı, çabuk, telaşlı
Akaltan: Hem ak hemde al olan tan
Akaltın: Ak renkte altın, beyaz altın
Akaltun: Ak renkte altın, beyaz altın
Akanay: Yıldız kümesi.
Akanean: Sevgiliye akıp giden can.
Akangün: Hızlıca giden gün.
Akant: Iyi dilekli ant, ak ant, ak yemin
Akanyıldız: geceleri gökte görülen, hızla akıp giden ışıklı gökcismi
Akarsu: Belirli bir yatak üzerinde, yer üstünde ve yeraltında akan su. 2. Tek sıra inciden veya elmastan gerdanlık.
Akartuna: Akıp gitmekte olan Tuna, akar durumdaki Türk; akıncı Türk
Akartürk: su gibi akıp gider durumdaki Türk akıncı Türk
Akasiye: Akasya ağacı ve çiçeği.
Akasma: Beyaz, mavi, morumsu, pembe çiçek veren yabani, tırmanıcı bir bitki.
Akasya: Güzel kokulu çiçekleri olan bir ağaç
Akay: Ayın en parlak hali
Akbacı: Temiz, dürüst, içten.
Akbahar: Baharın güzelliğini temizliğiyle birleştiren.
Akbaşak: ak renkli başak
Akbilge: Alim, bilgili, dürüst kimse.
Akcan: Temiz ve dürüst kişi, candan insan
Akça: Temiz, saf, iyi niyetli kişi. 2. Beyaza yakın renkte olan.
Akçagül: Beyazımsı gül gibi olan kadın.
Akçakiraz: Bir kiraz çeşidi.
Akçan: Temiz, dürüst kimse
Akçasu: Berrak su gibi olan.
Akçay: Berrak, temiz, duru akan çay
Akçıl: Beyazımsı, solgun.
Akçiçek: Ak renkli çiçek, beyaz renkli çiçek.
Akda: Himaye altında olan cariye, kadın, köle.
Akdes: Kutsallığa yakın olan
Akdil: Saf dilli.
Akdolun: Temizliği ve saflığı her zaman için kendinde bulunduran.
Akeda: Nazlı temiz güzel.
Akel: Eli uğurlu anlamında
Akela: Temizliği ve gözlerinin güzelliğiyle herkesi büyüleyen.
Akfer: Beyaz ışık saçan.
Akgül: Beyaz gül
Akgülen: Temizliğiyle, saflığıyla tebessümü yüzünden hiç eksik etmeyen.
Akgün: Işıklı gün
Akgüneş: ak aydınlık Güneş; akça pakça ve güneş gibi aydınlatıcı
Akgüngör: aydınlık, gönençli, dirlik düzenlik içinde bir göresin anlamına bir dilek
Akhanım: Temiz, dürüst, saygıdeğer.
Akışık: Beyaz, parlak ışık.
Akibe: Son bitim.
Akide: Bir şeye inanarak bağlanış. 2. İnanç, din inancı.
Akife: Bir şey üzerinde azimle duran, sabırlı
Akik: Yüzük taşı. 2. Çok değerli olan.
Akile: Akıllı, akıl sahibi, kavrayışlı.
Akipek: İpek gibi yumuşak insan.
Akis: 1. Yankı. 2. Işığın veya bir şeklin bir satha çarpıp orada görünm
Akkadın: Temiz, dürüst ve saygıdeğer kadın.
Akkız: Beyaz kadın.
Akkor: Beyazlaşmış ateş
Akkutlu: Dürüstlüğüyle kutsanmış olan.
Akmar: Aylar, yıldızlar.
Akmer: Ay gibi beyaz (yüz)
Akmeriç: ak, aydınlık meriç
Akmut: ak dilek, ak göneniş
Akmutlu: bütün istek ve özlemleri yerine gelmiş olan; ak gönençli
Aknaz: Nazlı kız.
Aknigar: Beyaz resim.
Aknur: Beyaz, temiz ışık.
Akol: Dürüstlüğünle tanın.
Akören: ak, aydınlık kent kalıntısı
Akpak: Tertemiz, çok dürüst.
Akpınar: Berrak ve temiz su.
Akra: En güzel, en uygun olan
Aksel: Beyaz renkte taşkın su.
Aksen: Sen aksın, kirlenmemişsin, temizsin.
Akses: Sesi aydınlık saçan.
Aksev: Aydınlığı sev, ışık saç
Akseven: Ak rengi seven kimse.
Aksevil: Ak tenli ol ve sevil; akça pakça sevilen kimse.
Aksın: Temiz, doğru, dürüstsün., Akip Gitmek
Aksu: Temiz su gibi.
Aksuna: Güzelliğiyle ilgi çeken
Aksülün: Beyaz tenli.
Akşan: Temizliğiyle bilinen.
Akşen: şen şakrak,
Akşın: Beyaz tenli kadın
Akşin: Beyaz tenli kadın.
Aktaç: Dürüstlüğü ve temizliği nedeniyle şereflendirilmesi gereken. 2. Gelin tacı.
Aktan: Aydınlık, mehtaplı gece.
Akten: Beyaz tenli olan.
Aktolun: Beyaz dolunay. 2. Beyaz ay.
Akülke: Aydınlık ülke, mutlu ülke.
Aküs: Nazik, zarif, çekicilik, cazibe.
Akyar: Beyaz tenli sevgili
Akyıl: Temiz, güzel sene.
Akyıldız: Çoban yıldızı, uğurlu, kutlu yıldız.
Ala: Çok renkli, rengârenk
Âlâ Nur: Yüce yüksek ışık
Aladal: Çok renkli genç.
Alafer: Karışık renkli ışık.
Alagöz: Açık kestane renginde gözü olan.
Alagun: Yazın güneş buluta girdiği zamanki gölgeli hava.
Alagül: Çok renkli gül
Alagülen: Her şeye gülen.
Alagün: Yazın, güneş bulut arkasında kaldığında oluşan gölgeli durum.
Alagüz: Sonbaharın rengini taşıyan.
Alakuş: Karışık renkleri olan kuş
Alamet: 1. İşaret, iz, nişan. 2. Remiz, sembol. 3. Belirti, emare. 4. Çok iri, şaşılacak büyüklükte(meç.).
Alanay: Ayın ışık saçtığı zaman.
Alanaz: Her şeyde nazlanan.
Alangoya: Altın geyik. Ünlü Moğol destanının kutsal sayılan kadın kahraman
Alangu: Altın geyik. Ünlü Moğol destanının kutsal sayılan kadın kahraman
Alanur: Yarı ışıklı
Alapınar: Alaca pınar, ala pınar.
Alara: Mitolojide bir yer adı. Prenses manasındadır.
Alarcın: Güzelliğini ateşin kırmızılığından alan
Alases: Çok renkli bir sese sahip olan.
Alasoy: · Çok renkli bir soydan gelen.
Alasu: İyi ve temiz su.
Alaşan: İyi, kaliteli isim.
Alaşen: Keyfi yerinde olan.
Alaten: Teni karışık renkli olan.
Alayar: Renkli sevgili.
Alaz: Alev
Albeni: Çekicilik, güzellik.
Alcan: Can alıcı güzel. Can alan, cesur, yürekli.
Alcık: Yanaklarının pembeliğiyle sevimli olan.
Alçiçek: Kırmızı çiçek
Alçin: Bir küçük kuş.
Aldaş: Her iki yanağıda kırmızı olan.
Aldeniz: Kızıl renkli deniz.
Aleda: Nazlı, kaprisli
Alela: Yanakları kırmızı, gözleri ela olan.
Alev: Ateşin çıkardığı yalım
Aleyna: Esenlik ve güzelliklere sahip, esenlik içinde olan.
Algım: Sevdalı vurgun.
Algın: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun
Algun: 1. Aklı alınmış. 2. Al renginde, koyu ve parlak pembe. 3. Tümsek, te
Algune: 1. Serap. 2. Allık.
Algül: Kırmızı gül.
Algün: Kırmızı gün
Algüzar: becerikli, allı kadın.
Alım: Cazibe, gözü, gönlü çeken güzellik. 2. Kurum, çalım, gurur.
Alime: Çok okumuş, bilgin, aydın kadın.
Alin: Yükselen ışık, ışığın kaynağıdır.
Alipek: Al renkli ipek.
Alisa: Asil soydan olan
Aliya: Kızların güzeli, sultani, güçlüsü.
Aliye: Yüce olan
Alize: Tropik bölgelerde esen rüzgâr
Alkım: Gökkuşağı
Alkış: Birini Övme
Alkız: Kırmızı yanaklı, sağlıklı kız
Alköz: Kırmızı ateş.
Allı: Al renkli, al renge boyanmış.
Allıbahar: Al rengine bürünmüş bahar çiçekleri.
Allıcan: Al renkli yürekten dost
Allıçiçek: Al renkli çiçek.
Allıgül: Al renkli gül. 2. Kırmızı gül.
Allıgülen: Gülüşünde sıcaklık hissedilen
Allıgün: Al rengine bürünmüş gün.
Allıgüz: Al rengine bürünmüş sonbahar.
Allıı: Al renkli, al renge boyanmış.
Allıkız: Sağlıklı, al yanaklı kız.
Allınaz: Kırmızılara bürünmüş nazlı güzel.
Allınur: Al renkli ışık saçan.
Allısu: Al rengine bürünmüş su.
Allışan: Kırmızılara bürünmesiyle tanınan.
Allışen: Sıcak kanlı.
Allıtan: şafak vaktinin kızıllığı gibi güzel olan.
Allıten: Al renkli bir tene sahip olan.
Almabanu: Hanımefendi, prenses.
Almagül: Gül gibi güzel.
Almıla: Almak.
Almila: Al elma.
Almina: Al elma.
Almira: Ay tutulması esnasında ayın çevresinde görünen kızıllık.
Alpike: Kahraman kraliçe
Alpnur: Yiğit, cesur, yürekli, güzel kadın.
Alsan: Ün al, adın duyulsun.
Alseven: Mutluluk duyan.
Alsevin: Mutluluk duy.
Alsu: Al renkli su.
Alsuda: Suya yansıyan ay ışığı.
Alsun: Güzelliğini sunan.
Alşan: şanlı şöhretli, namlı.
Altaç: Al renkli taç.
Alten: Al renkli tene sahip olan.
Altın: Parlak, işlenebilen, değerli bir maden
Altın (Altun): Değerli bir metal (Paslanmayan, en iyi iletken)
Altınay: Üstün nitelikli, değerli kimse.
Altınbaşak: Değerli kişi.
Altınbike: Altın gibi değerli kadın.
Altınçiçek: Üstün nitelikli, değerli kadın.
Altındal: Gelecek vaat eden genç
Altıngül: Üstün nitelikli, değerli kadın.
Altınhanım: Üstün nitelikli, değerli kadın.
Altınışık: Işığın en güçlü anı.
Altınışın: Işığın en güçlü anı.
Altınız: Işığın en güçlü anı.
Altıniz: Değerli yol.
Altınsaç: Sarı saçlı kadın.
Altıntaç: Altından taç.
Altun/ Altın: Değerli bir metal (Paslanmayan, en iyi iletken)
Altuna: Kırmızı akan Tuna Irmağı.
Aluçe: Alıç, yeşil erik.
Alun: En yüksek melekler topluluğunun adıdır.
Alüze: Gamlı, kederli.
Alya: Yüksek yer, yükseklik, gök
Amade: Hazır, hazır olmak
Amber: 1. Güzel koku. 2. Güzellerin saçı.
Amelya: Çalışkan, gayretli.
Amile: Bir işi yapmakla yükümlü olan.
Amine: Gönlü emin, kalbinde korku olmayan.
Amira: Emir veren prenses, yönetici kadın
Amiran: miran
Amire: Buyuran, emreden. ·2. Bir işte emir verme yetkisinde olan.
Amre: Yaşam süren, yaşayan.
Anabacı: Anne ve kız kardeş.
Anabörü: Dişi kurt.
Anahanım: Anne olmuş kadın.
Anakadın: Anne olmuş kadın.
Anakız: Anne ve kız.
Anar: Anımsar, hatırlar.
Anargül: Anımsayan, hatırlayan güzel kadın.
Anber: Güzel kokulu, kül rengi madde.
Andaç: Anılar, hatıralar
Andelip: Bülbül.
Anı: Yaşanmış olaylardan belleğin sakladığı.
Anıl: 1. Anılmak eylemi. 2. Meşhur, ünlü. 3. Hatırlanan.
Anife: 1. Sert, şiddetli. 2. Haşin. 3. Geçmişte, pek yakında, burnun ucu denecek kadar yakından gecen. 4. Biraz önce, belirtilen, bahsedilen.
Anisa: Cana yakın.
Anka: Kaf Dağı’nda bulunduğu söylenen masal kuşu
Apak: Bembeyaz, çok ak, çok temiz.
Aral: Birbirine yakın adalar topluluğu.
Aram: Sakin, huzurlu.
Aramcan: 1. Gönül rahatı. 2. Sevgili, sevilen güzel.
Arasti: Süslü, hazırlanmış
Arca: Temiz, namuslu.
Arcan: Candan, namuslu dost.
Ardal: Çevresine saygılı olan.
Ardıç: Güzel kokusu ile bilinen bir ağaç türü.
Arefe: Herhangi bir zamandan, bir önceki zaman, önceki gün.
Aren: 1. Çölde bulunan en parlak ve gösterişli kum. 2. Çöl kumu. 3. Parlak kum tanesi.
Argana: Akıllı, bilgili.
Argül: Gençliğini ve güzelliğini koruyan.
Argüzar: Becerikli ve güzel kadın
Arıçel: Barış elçisi.
Arıel: Temiz, dürüst çalışan, hilesiz.
Arın: Katışıksız, temiz, kirden uzak
Arife: Bilgi sahibi zarif kadın
Arjin: Yaşam ateşi.
Arkay: 1. Yükselen.2. Çeşitli yönlere doğru çıkık bir durumda olan.
Armağan: Hediye, ödül
Arman: 1. Özlem, hasret. 2. Pişmanlık, teessüf.
Armanç: İdeal, ülkü.
Armina: Cesur, yürekli.
Armine: Emine. 2. Korkusuz, yürekli.
Armoni: Ses uyumu.
Arnisa: Namuslu kadın
Arrafe: 1 Falcı, kahin. Müneccim. 2. Hekim. 3. Göçebe Arap aşiretlerinin örfe vakıf umumi bilgileri.
Arsal: Namusuyla övünen.
Arsay: Çok saygın kadın.
Arsel: Çok coşkulu kadın.
Arsen: Kurtuluş, özgürlük
Arser: Gözler önünde olan.
Arsima: Yüzü ay gibi parlak, nurlu, uğurlu olan.
Arsoy: Çok namuslu bir soydan gelen.
Arsu: Su kadar berrak
Arsun: Yüreğindeki temizliği yansıtan.
Artaç: Arkadaş, meslektaş, dost.
Artanç: İnce ruhlu, duyarlı, sanatkar.
Artemis: Eski Yunan Tanrıçalarından biri, bereketin, ormanların ve dağların tanrıçası.
Artukmaç: Güzide, benzersiz.
Arukız: Sevimli kız, güzel kız.
Arüsek: 1. Gelin, küçük gelin. 2. Bebek gibi güzel kız. 3. İşlemecilikte kullanılan yeşil parlak sedef. 4. Ateş böceği. 5. Küçük bir mancınık çeşidi.
Arva: En güzel kadın
Arven: Akşam yıldızı, güzellik, tazelik.
Arya: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı
Arziye: Toprakla ilgili, topraktan yetişen.
Arzu: İstek
Arzucan: Candan isteyen
Arzucuk: Candan sevilen.
Arzuela: Güzel gözlü kız.
Arzufer: Çevresine ışık saçan.
Arzugül: İstenilen, beğenilen gül.
Arzugülen: Sürekli tebessüm etmesi temenni edilen.
Arzugüzar: Yetenekleriyle her işin üstesinden gelmeye çabalayan. .
Arzuhan: İsteklerin efendisi.
Arzula: İste, heves et.
Arzum: İsteğim dileğim, hevesim.
Arzuman: 1. İstek, bahşiş. 2. Emel, heves, meyi. 3. Özlemek, müştak olmak. “Arzum” olarak da kullanılır. Meşhur halk hikayelerinde Kamber’in sevgilisi.
Arzunaz: Naz yapan, nazenin.
Arzunur: Yüreğindeki güzelliği dışarı saçan.
Arzusal: Kendini kanıtlamaya çabalayan, uğraşan.
Arzusel: Coşkulu istek.
Arzusoy: Meraklı bir soydan gelen.
Arzusu: Özünü içtenlikle dışarı vuran.
Arzuyar: İstekli sevgili.
Asalbegüm: Gerçek hanımefendi.
Asalbike: Gerçek hanım, gerçek güzel.
Asalet: Soyluluk. 2. Bir görevi yüklenmiş olan, o görevin sahibi olan kimse.
Asel: Cennetteki 4 ırmaktan biri, bal ırmağı.
Asena: Dişi kurt, güzel kız
Asfer: Yüzü soluk olan.
Asgar: En küçük, daha küçük.
Asıfe: Şiddetle esen rüzgar. Kur’an’da Yunus 22, İbrahim 18 ve En’am suresi 81. ayetlerde geçer.
Asılsay: Çok saygın bir aileden gelen.
Asılsu: Geçmişi su gibi berrak ve temiz olan.
Asılsun: Geçmişini gözler önüne seren.
Asılşah: Kudreti geçmişinden gelen.
Asılşen: Durmaksızın tebessüm eden.
Asıltan: Tan vakti kadar etkileyici ve romantik olan.
Asılyar: Gerçek sevgili.
Asılyel: Gönül dostu.
Asıma: Temiz, namuslu, sağlam karakterli
Asi: Başkaldırıcı, dikbaşlı.
Asilay: Ay gibi asil olan.
Asile: asi: le
Asime: İffetli, günahtan, haramdan çekinen.
Asime/Asıma: 1. Günahtan, haramdan çekinen. 2. Namuslu, iffetli.
Asimegül: Günah ve haramdan sakınan gül yüzlü.
Asiye: İsyankâr, üzüntülü
Aslı: Esası, özü olan
Aslıcan: Aslı ve can isimlerinin birleşimi ile oluşur. Esas can manasındadır.
Aslıcık: Kendine benzeyen, sevimli
Aslıdaş: Birbirine benzeyen.
Aslıgül: Kökü gül çiçeğinden gelen, özünde gül olan.
Aslıgülen: Çok neşeli olan.
Aslıgüz: Sonbaharın hüznünü yaşayan.
Aslıgüzar: Yeteneği doğuştan olan.
Aslıhan: Kökeni soylu han soyundan
Aslıkan: Geçmişini kendi iradesinde barındıran.
Aslım: Soyum sopum, kökenim; benim olan Aslı anlamlarını taşır.
Aslınaz: Nazlı olması geçmişinden gelen
Aslınur: Esası ışık olan.
Aslısel: İçi içene sığmayan, coşkulu
Aslısın: Geçmişi gözler önüne seren
Aslısoy: Çok büyük bir geçmişi olan.
Aslısu: Geçmişi su kadar temiz olan
Aslışan: şanı şöhreti geçmişinden gelen.
Aslıtan: Tan vakti kadar etkileyici ve romantic olan
Aslıten: Ağır başlı olan
Aslıyar: Gerçek sevgili
Aslıyel: Gönüldostu
Aslin: Eski ermenilerdeki bir kraliçenin adı
Asliye: Asılla, temelle ilgili olan.
Asma: Dalları çardak üzerine yayılan bitkilere genel olarak verilen ad 2. Belirli bir tür üzüm veren bitki.
Asmin: Yüksek dağlarda yetişen nadir bir çiçek adıdır.
Asrin: Bu çağa ayak uyduran, çağdaş bir insan.
Asu: Asi, isyankar
Asucan: Yerinde duramayan, hınzır çocuk
Asudal: Genç, afacan
Asudaş: Aynı düşüncede olan.
Asude: Sessiz, sakin dinlendirici
Asuela: Ela gözlü, yaramaz
Asufer: Işık saçan afacan.
Asugül: Hırçın gül.
Asugün: Hırçın çocuk.
Asugüz: Sert geçen sonbahar.
Asugüzar: Karakteri hırçın olan.
Asuhan: Gücünü hırçınlığıyla gösteren.
Asuman: Gökyüzü.
Asunaz: Nazlı yaramaz.
Asunur: Hırçınlığını dışarı vuran.
Asusoy: Hırçınlığı soyundan gelen.
Asutan: şafak vaktinin romantik hırçınlığı.
Asuten: Kızgınlığını belli eden.
Asuyar: Hırçın sevgili.
Asuyel: Sert rüzgar.
Asya: Yeryüzünün anakaralarından (kıta) birinin adı
Aşına: Bildik, tanıdık.
Aşikane: Belli etmeye çabalayan.
Aşikar: Meydanda olan apaçık.
Aşikare: Açıkça, belli ederek saklamadan.
Aşina: Bildik, tanıdık.
Aşk: Sevgi ve tutkuyla bağlılık
Aşkım: Sevdiğim, sevgilim
Aşkın: Aşmış, ileri, üstün
Aşkınay: Dolunay.
Atagül: Ataların anısı olan gül gibi güzel.
Atasagun: Eski Türklerde hekimlere verilen isim.
Atıfa: İlişkili bulma.
Atıfe: iyimserlik. 2. Sevgi, acıma.
Atıfet: iyimserlik. 2. Sevgi, acıma, içtenlik.
Atican: Taçlar.
Atike: Güzel kız.
Atiye: Armağan, hediye.
Atiyye: Bahşiş, hediye.
Atlas: 1. Üstü ipekten, altı pamuktan kumaş. 2. Büyük harita. 3. Köse, tüysüz.
Atsan: Susuz, susamış, teşne.
Attab: Yumuşak huylu. Sertlik yanlısı olmayan. Uyumlu. Attab b. Esid. Sahabeden. Mekke valiliği yapmıştır. Rasulullah tarafından atanmıştır.
Atufet: Şefkat, merhamet.
Atüfet: şefkat, merhamet, lutuf.
Atyeb: Çok güzel, pek güzel.
Aura: Canlı varlıkların enerji bedenine verilen isimdir. Ruhsal olan gözle görülemeyen nurdur.
Aurora: Kutup ışıması. Güneşten gelen yüklü parçacıkların dünyanın manyetik kutuplarında oluşturduğu ışımaya verilen isimdir.
Avgan: Mavi, gök mavisi, deniz mavisi.
Avi: Su rengi, sulak, suya ait.
Aviye: Temiz, pak.
Avniye: Yeniçeriler tarafından ve daha sonra Sultan Mecid ve Sultan Aziz zamanlarında giyilen bir çeşit yağmurluk. Yardım etmiş. Yardımla ilgili anlamlarını taşır.
Avsır: şelale.
Avsün: Efsun, kutsama.
Avşar: 1. Oğuz Türklerinin boylarından biri.
Avunç: Teselli bulma, avunma.
Avüba: İklim, mevsim.
Avzer: Yaldız, parlak, süs,
Awaz: Beste, bestekar, ses, nida.
Ayaça: Sevgili hanım, sevgili kibar hanım.
Ayal: .Eş, hanım, zevce.
Ayaltın: Altın gibi parlak ay.
Ayan: Sözü dinlenen saygın, otoriter kadın.
Ayande: Çağdaş, 2. şimdiki, güncel.
Ayanfer: Bir yerin çok gözde olan kişileri, ileri gelenleri.
Ayas: 1. Dolunay. 2. Mehtap.
Ayasun: Ay kadar güzel.
Ayaz: 1. Duru ve sakin havada çıkan kuru soğuk. 2. Açık, bulutsuz hava. 3. Aydınlık, ışık. 4. Mehtap.
Aybahar: Ay kadar güzel, bahar kadar romantik.
Aybanu: Ay gibi güzel ve parlak hanımefendi.
Aybek: Put, sanem. İsim olarak kullanılmaz.
Ayben: Ben Ay gibi güzelim anlamında
Aybeniz: Ay gibi parlak tenli, ay benizli
Ayber: Ay meyvası.
Aybige: Büyük ay, dolunay.
Aybike: Ay gibi güzel ve el değmemiş kadın.
Aybiken: Eski Türk hükümdarlarından birinin hanımının ismi.
Aybirgen: Ay veren, ay sunan.
Aybüke: Ay gibi güzel kız.
Ayca: Ayın ilk dördünde aldığı yay biçimi, hilal.
Aycadır: Ay gibidir.
Aycagül: Ay gibi parlak olan güzel.
Aycahan: Ay gibi parlak olan güzel.
Aycan: İçi aydınlık
Aycennet: Ey cennet!” anlamında kullanılan bir ad.
Ayceren: Ay gibi güzel ve parlak ceylan.
Aycihan: Cihanı aydınlatan ışık.
Ayça: Aya benzeyen, ayın hilal hali.
Ayçağ: Ay gibi parlak çağ.
Ayçan: Ay gibi aydınlık kişi.
Ayçıl: 1. Ay gibi sürekli ışık ve parıltı yayan.
Ayçiçek: iri ve sarı renkli çiçekleri olan tohumlarından yağ çıkartılan bitki. 2. Ay gibi saf ve çiçek gibi masum.
Ayçil: “Ayçıl” isminin bir başka söyleniş biçimi.
Ayçin: Ayçın, ay gibi, aya benzer
Ayda: Bir bitki adı
Aydacan: Candan, sevecen güzel.
Aydafer: Ay ışığını yansıtan.
Aydagül: Ayda, her ay gül anlamına bir dilek.
Aydagün: Geceyle gündüzü birleştiren.
Aydagür: Coşkulu kişi.
Aydan: Ay kadar güzel.
Aydanay: Ay’dan daha beyaz, daha parlak, daha ışıldayan.
Aydanaz: Nazlı güzel, nazenin.
Aydanur: Ay ışığı gibi.
Aydasoy: Ay kadar güzel bir soydan gelen.
Aydasu: Güzelliği ve saflığı yüreğinde taşıyan.
Aydasun: Güzelliğin ve saflığın örneği olan.
Aydaşan: Güzelliğiyle ünlenmiş olan.
Aydaşen: Güzel ve de şen şakrak olan.
Aydeniz: Hem ay hem de deniz
Aydenk: Ay kadar güzel.
Aydın: 1. Aylı gece, mukmin. 2. Aydınlık, ışıklı, parlak, ruşen, ziyadar, münevv3. Açık, belli, ortada, vazıh, aşikar, bahir. 4. Kutlu, uğurlu, mübarek, mesut. 5. Okumuş, kültürlü ileri fikirli, münevvKılıçarslanın hanımının ismidir. Erkek ve kadı
Aydınay: 1. Aylı gece, mukmin. 2. Aydınlık, ışıklı, parlak, ruşen, ziyadar, münevv3. Açık, belli, ortada, vazıh, aşikar, bahir. 4. Kutlu, uğurlu, mübarek, mesut. 5. Okumuş, kültürlü ileri fikirli, münevvKılıçarslanın hanımının ismidir. Erkek ve kadı
Aydil: Ay gibi açık sözlü.
Aydilek: Parlak, aydınlık dilek, iyi dilek güzel dilek.
Aydinç: Ay gibi dinç olan.
Aydoğdu: Doğmakta olan ay. Ay doğdu Bey. Ertuğrul Gazi’nin oğlu veya torunu (1302).
Ayduru: Ay gibi duru, parlak ve lekesiz olan.
Ayeda: Nazlı güzel.
Ayela: Güzelliği gözlerinde yansıyan.
Ayevi: Ay çevresinde oluşan ışık çemberi
Ayfer: Ay gibi ışık saçan.
Aygen: Gönül arkadaşı
Aygönül: Güzel gönüllü
Aygücan: Güzel ve yürekten kişi.
Aygül: Ay gibi güzel ve parlak renkli.
Aygülen: Tebessümünü yüzünden hiç eksik etmeyen.
Aygüler: Tebessümünü yüzünden hiç eksik etmeyen.
Aygün: Hem ay, hem gün
Aygünaz: Nazlı güzel.
Aygüner: Ay gibi güzel ve korkusuz olan.
Aygünur: Işık saçan güzel.
Aygüsoy: Yürekli insanların soyundan gelen.
Aygüsu: Güzelliği ve saflığı karakterinde olan.
Aygüzar: Güzelliğini ve yeteneğini birleştirmiş olan.
Aygüzel: Ay kadar güzel olan.
Ayhanım: Ay kadar güzel ve saygıdeğer olan.
Ayhatun: Ay kadar güzel ve saygıdeğer olan.
Ayışığı: Ay ışığı.
Ayilkin: İlk çocuklara takılan isim.
Aykal: Ay gibi parlak ve ışıklı kal
Aykaş: Kaşları ay gibi hilal olan.
Ayke: Sık koruluk.
Aykız: Ay gibi güzel yüzlü kız
Aykut: Kut getiren Ay, uğur getiren Ay, kutlu Ay.
Ayla: Ayın çevresindeki hare.
Aylan: Ay gibi güzel değerlere sahip olan
Aylin: Ayın çevresinde görülen ışıklı daire.
Aylis: Cennette bir bahçe, ay parçası.
Ayliz: Ay parıltısı.
Aymina: Cennette ki en güzel hurinin adı.
Aymira: Ay tutulması sırasında ayın etrafında görülen kızıl renk.
Aynamelek: Melek gibi, melek görünüşlü kadın.
Aynaz: Nazlı güzel.
Ayndilge: Pınar, su, kaynak. Antakya Halep arasında, Suriye sınırına çok yakın bir yerde bulunan kaynak su. Tarihte bu kaynak dolayısıyla önemli yerleşim bölgesi olmuştur.
Aynıfer: Gözün ışığı.
Aynıhayat: Hayatın gözü, hayat pınarı.
Aynigar: Resmedilecek kadar güzel olan.
Aynisa: Çok güzel kadın.
Ayniye: 1. Yeniçeriler tarafından ve daha sonra Sultan Mecid ve Sultan Aziz zamanlarında giyilen bir çeşit yağmurluk. 2. Yardım etmiş. Yardımla ilgili.
Ayniyet: Aslının aynısı olma, özdeşlik.
Aynşems: 1. Güneş kaynağı. 2. Mısır’da bir kasaba. 3. Bir cins değerli taş.
Aynur: Ay gibi ışıklı.
Aypare: Ay parçası
Ayper: Ay parçası, Tek ay
Ayperi: Peri kızı gibi.
Aypınar: Hem ay, hem pınar.
Ayral: Benzerlerinden farklı olan, kendine özgü, değişik
Ayris: Ay ışığının kumsaldaki parıltısı.
Aysal: Ay gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan.
Aysan: Ay gibi, ay yüzlü
Aysar: Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse
Ayse: Rahat yaşam süren, yaşayan.
Aysel: Ay kadar parlak.
Aysema: Ay gibi parıldayan yüz
Aysen: Ay gibi güzel.
Ayser: Ay ışığı, Parlaklık, aydınlık.
Ayseren: Güzelliğini gözler önüne seren
Aysev: Çok seven.
Ayseven: Ay gibi güzel ve sevgi dolu
Aysever: Ay gibi güzel ve aydınlık sever.
Aysevil: Ay gibi güzel ve sevilen.
Aysevim: Ay gibi güzel ve sevimli.
Aysıl: Aya benzeyen.
Aysın: Sen aysın, ay kadar güzelsin
Aysima: Yüzü ay gibi parlak, nurlu, ışıklı
Aysoy: Çok güzel bir soydan gelen.
Aysu: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak
Aysuda: Güzelliği suya yansımış olan.
Aysun: Ay gibi güzel ve parlaksın.
Aysuna: Su gibi berrak ay.
Aysunar: Güzellik timsali.
Aysunay: Ay gibi ışık saçar,
Ayşan: Güzelliğiyle ünlenmiş olan.
Ayşe: Rahat ve huzur içinde yaşayan
Ayşecan: Neşe ile yaşayan.
Ayşegül: Güler yüzlü, rahat ve huzurlu.
Ayşehan: Egemen olarak yaşayan.
Ayşem: Ay ışığı – Benim Ayşem
Ayşen: Ay gibi neşeli, parlak ve aydınlık.
Ayşenur: Işıklı hayat
Ayşıl: Ayın ışıltısı gibi ışıl ışıl.
Ayşil: “Ayşıl” isminin bir başka söyleniş biçimi.
Ayşim: “Ayşin” isminin bir başka söyleniş biçimi.
Ayşin: Ay gibi, aya benzeyen.
Ayşirin: Güzelliği ve sevimliliği benliğinde olan.
Ayşule: 1. Ay kıvılcımı. 2. Ay ışığı.
Aytan: Ayın battığı, günün açtığı an.
Ayten: Parlak tenli.
Aytu: Ay’a benzeyen tuğlu.
Aytuna: 1. Çok bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli. 4. Karaor-manlardan doğan, Karadeniz’e dökülen, Avrupa’nın Volga’dan sonra en uzun ırmağı.
Aytunca: Balkan Yanmadası’nda Meriç ırmağının kolu.
Aytül: Narin güzel.
Ayyüksel: Yükselen ay.
Ayza: Ay gibi güzel yüzlü kız.
Ayzer: 1. Altın renginde ay. 2. Ay’ın altın rengini aldığı an.
Azade: Başı boş, serbest, özgür
Azahi: Özgürlük, hürriyet
Azel: Hür, Serbest
Azime: Kesin kararlılık, sebat.
Azimet: 1. Kuvveüi bir iradeye dayanan karar, yemin anlamına gelmektedir. 2. Herhangi bir kolaylığa başvurmaksızın bütün güçlüklerin irade gücüyle yenilerek yapılması gerekli olan dini vecibeler.
Azize: Onur sahibi yüce, ermiş.
Azmidil: Gönül yüceliği.
Azmiye: Niyetli, kararlı
Azra: Üstünde yürünmemiş kum.
Azref: 1. Çok zarif, en zarif. 2. Çok zeki.
Azze: 1. Dişi ceylan yavrusu 2. Ceylan kadar zarif. 3. Yüce, onurlu.
Yeni Düzenlemenin Amacı Yeni düzenleme, 1 Ocak'tan itibaren 60-65 yaş aralığındaki bireylerin toplu ulaşımda daha…
Emeklilere Yılbaşı İkramiyesi Verilecek mi? Gözler Hükümetin Açıklamasında Yılbaşı yaklaşırken, emeklilerin en çok merak ettiği…
Uzak Şehir 6. Bölüm Özeti Uzak Şehir dizisi, her bölümünde izleyicilere yoğun duygusal deneyimler sunarak…
Akut Bakteriyel Rinosinüzit AKUT BAKTERİYEL RİNOSİNÜZİT Akut rinosinüzit, paranazal sinüs mukozasının enflamasyonudur. Burun mukozası da…
Akut Otitis Media AKUT OTİTİS MEDİA Akut otitis media (AOM) orta kulak ve havalı boşluklarının…
Yeni bir araştırma, çocuklukta takım sporlarının çocukların beynini keskinleştirmeye yardımcı olan özel bir şey olabileceğini…