DAEŞ kıyamet savaşına hazırlanıyormuş.. İlk hedefleri Halep’in Dabık kasabası.
Melheme-i Kübra için hep “Amik ovası” derlerdi, DAEŞ bunu Kilis’ten 20 km Güneye kaydırmış oldu..
Kıyamet savaşını doğal Platosu İran, Bağdat, Şam, Kudüs, Maraş, Hatay, İstanbul, Ürdün, Sina, Yemen ve Umman, İran, Libya, Yemen. DAEŞ bunlara Ege’deki 7 kiliseler bölgesi ile Mısır’ın Giza’sını da dahil etmiş.
“Kıyamet savaşı” başlıyorsa, Mehdi, Mesih, Deccal, Yecüc-Mecüc, Dabbetül arz, “Sekine”nin ortaya çıkması şeklinde büyük alametlerin de ortaya çıkması gerek.
Bu kriptoların bir komplosu ise, her insanın dikkatli olması gerek. Bu iş bir “toplumsal cinnet”e dönüşebilir.. Bu toplumsal cinnet yalnız bu bölgede değil, dünyada vuracağı tüm merkezleri kan gölüne çevirebilir..
Bu teolojik beklentilerin merkezinde Kudüs var. Eğer bu işler kontrolden çıkarsa hepimiz büyük bir karşılık öder fakat İsrail yok olur..
DAİŞ bugün Suriye’nin fiilen %30’unu elinde tutuyor.. Felluce ve Bağdat’tan çekildikten sonrasında Suriye’de bir taraftan rejim kuvvetleri, öte taraftan PYD ve internasyonal koalisyonla topyekûn muharebeye girecektir..
DAEŞ’in geleceği yok.. Sonuçta bu onlar için yok oluşun başlangıcı olacaktır fakat görmüş olacaksınız, buradan dünyaya dağılanlar gittikleri yerlerde büyük vakalara sebeb olacaklar..
Köşeye sıkıştılar ve saldıracaklar. Hem de İsrail hariç her yere birden. Birilerinin “Tanrıyı kıyamete zorlamak” için bu örgüte ihtiyacı var..
İstanbul’daki terör saldırısı bir başlangıç olabilir.. Bu öncü zelzele olabilir..
Bu ortamı fırsat bilerek saldırıya geçecek hücreler de vardır..
Canlı bomba eylemi oldukca kısa sürede hazırlanıp, harekete geçirilip, hedefi vurabiliyor.
Ayrıca Paralel ihanet çeteleri terör eyleminin arkasından attığı twitler ile hain yüzlerini bir kere daha gösterip meydan okumaya devam ettiler. Gerçekleri çarpıtarak, terörün tesirini çoğaltmak için ruhsal harp ajanı şeklinde davrandılar.. Kesinlikle bu yayınlara saygınlık ederek bu saldırganların emellerine hizmet etmemek gerek.. Bu tür gösterim yapanların [email protected]’ye suç duyurusu etmek gerek..
Son durum 50’ye yakın yaşamını kaybeden şahıs var, 250’ye yakın ağır ve hafifçe olarak yaralı var..
3 patlamadan söz ediliyor. Biri pimi çekmeden vurularak etkisiz hale getirilmiş. Biri sonrasında vurulmuş.. Hem tabanca kullanmışlar. Hem bomba atmışlar hem de üzerilerindeki bombaları patlatmışlar.
Bir iddiaya gore teröristler uçakla silahsız ve bombasız bir halde dışarıdan, doğrusu yurtdışından gelmişler. O vakit içeride bu yelekleri bunlara teslim eden, tabanca ve bombaları bunlara getiren birileri olmalı.. Hemen hemen bu bilgilerin doğruluğundan güvenli değiliz. Örneğin, saldırganların havaalanına taksi ile geldikleri iddiası da var. Kim bilir taksi ile gelenler yelek ve silahları getirmiş de olabilir..
Şimdilik ilk tesbit DAEŞ, ikinci tesbit Paralel yapının ilk andan itibaren yoğun şekilde teröristlerin emeline hizmet edecek bir halde devreye girdikleri ve toplumsal mediada polis, hükümet, Erdoğan aleyhine bir kampanya başlattıkları..
DAEŞ’in Felluce’den çekilmesi ile Şii Sünni çatışması, Musul’dan çekilmesi ile Irak’ta aşiret çatışması için bir alan açılmış oldu.. Cephe savaşının yerini canlı bomba ya da bomba yüklü araçlarla nokta hedefler olabilir.. Musul ve Bağdat bu mevzuda oldukca tehlikeli sonuç konumda..
Suriye’nin her yeri tehdit altında. Fakat şunu da söyleyebiliriz. Belli mevzilerin yanında tüm Türkiye sınır bölgesi tehdit altında. Türkiye sınır bölgesi PKK, Şii, Selefi, Esed rejimi ve Türkmenlerin inisiyatif mücadelesi verdikleri bir koridor.
Ayrıca şu uyarı hepimizi ilgilendiriyor. Bu mevzuda dikkatli olunması gerek. Data ve İletişim Teknolojileri Kurumu (BTK) tarafınca, Mustafa Kemal Atatürk Havalimanı’nda meydana gelen terör saldırısına ilişkin, kamuoyunda infial uyandırma ve toplumu dehşete düşürmeye yönelik kasıtlı paylaşımlarda bulunanların yasal sorumluluklarının bulunmuş olduğu bildirildi. Toplumsal mediadaki hainleri suç duyurusu edelim. Bunlar içinde tanınmış gazeteciler de var. Bu tarz şeyleri da tanıyalım..
Bu saldırının İsrail ve Rusya ile varılan mutabakatla ilgili bulunduğunu sanmıyorum. Bu bekleniyordu. Bu vakadan sonrasında Ankara’nın hem PKK’ya hem de DAEŞ’e karşı ve bu vakalar karşısında takındıkları tavır sebebi ile Paralel yapı üstüne oldukca daha şiddetli bir halde gitmesi sürpriz olmayacak..
DAEŞ’in Türkiye’de ve başka ülkelerde ses getiren eylemler yapması mümkün..
Internasyonal koalisyon da bir terör üssüne dönen Suriye mevzusunda elini acele tutmak zorunda. Teröre karşı muharebede bugün bu vaka bir milat olarak ayrı ve hususi bir anlam taşıyacak ve bu mevzuda hiçbir şey eskisi şeklinde olmayacak.
Ayrıca Paralel yapı da Erdoğan ve Ankara’yı terör faaliyeti örgütlemekle suçlamak için elinden geleni meydana getirecek. Sonuçta terörün faturası daha da ağırlaşabilir, fakat teröristler için, PKK’sı, DAEŞ’i, Paraleli için gelecek günler, geçen günleri aratacak. Selâm ve yakarış ile..