Kıskançlığın Nedenleri Nelerdir :
İnsanlar arasında bazen şiddetli tartışmalara ve hatta ayrılıklara neden olan kıskançlık; bireyin üstesinden gelemediği bir ruhsal durumdur.
Çocukluktan itibaren gözlemlediğimiz, incelediğimiz her şeyi belleğimize kaydederiz. Bunun içinde ailemizin davranışları önemli yer tutar. Eğer büyürken anne ve baba arasında kıskançlık sorunu gözlemlediysek, içimizde var olan bu duyguyu kullanmaya dair bir fikir ediniriz. Bunun doğru veya yanlış olduğunu düşünmeden, bir davranış biçimi geliştirir ve aklımızın derinliklerine gömeriz.
Zaman geçip büyüdüğümüzde, yaşadığımız ilişkinin içine bildiğimiz davranış biçimlerini yerleştiririz. Ailemizde yaşanan olaylara benzer veya onu anımsatacak durumlarla karşılaştığımızda, içimizdeki kıskançlık harekete geçer.
Kıskançlığın altında yatan en belirgin nedenlerden birisi; kaybetme korkusudur. Çiftlerden biri bu duyguyu yoğun olarak hissettiğinde, yani eşini kaybedeceğini düşündüğünde, kıskançlık duygusu hemen ön plana çıkar ve normalde vermeyeceğimiz tepkiler vermemize neden olur.
Güven duygusu, kıskançlığın ortaya çıkmasına zemin hazırlayan etkenlerden biridir. Hem kendine güvenmemek, hem eşine güvenmemek, ilişkilerin huzurunu bozabiliyor.
Kıskançlık duygusu içten içe ruhumuzu kemirmeye başladığında, önüne geçmemiz gerekir. Yaşadığımız ruhsal durumun farkına varıp, kendimizi dizginlemeye ve mantıklı düşünmeye yönelmeliyiz.
Kıskançlık, bir volkan gibi dipten ısıyı arttırarak, ilk bulduğu çatlakta patlar ve sevdiğimiz kişiyi de içine alarak yakmaya başlar.
Aşırı uçlarda yaşanılan kıskançlık tedavi gerektirir. Bu durum insanların hayatına mal olabilir. Ancak bizim sevdiğimiz, çikolata tadında olanlar. Peki, kıskançlık duygusu tek başına mı vardır? Acaba bir bıçakla kesip içine bakarsak, özgüven, tutku, bağımlılık, yalnızlık korkusu, aptal yerine konulma, paylaşmama isteği gibi duyguları da bulmaz mıyız?