1963 senesinde Ünal Kardeş ile elektrik sektörünün kalbi Bankalar Caddesi’nde süregelen Kardeş Elektrik serüveni bugün Türkiye’nin en büyük endüstri kuruluşlarından biri olarak karşımızda duruyor. Dünyanın önde gelen global markalarının temsilciliklerinin yanı sıra Kardeş Elektrik, SKC Karbon ve Acel markalarıyla üretim yapıyor.
Sektörel başarılarının haricinde oldukça mühim bir misyonu da üstlenmiş marka için bugün, Türkiye elektrik sanayiinde kökleşmiş ve kuvvetli hangi marka ile konuşsanız, konusunda kesinlikle Kardeş Elektrik’ten bir okul olarak bahseder..
Fazlaca mühim şahıs ve kuruluşların geçmişinde üretim ve ticari tecrübeler için atıf meydana getirilen hususi bir konuma ulaşmış Kardeş Elektrik’in, rahmet ve saygıyla andığımız Ünal Bey’den sonraki temsilcisi, oğlu ve bayrağı oldukça daha ileri taşıyan Yönetim Kurulu Başkanı Sırrı Kardeş ile Satış ve Pazarlamadan Görevli Genel Müdür Yardımcısı Serhan Akyazan sorularımızı yanıtlıyor.
Kardeş Elektrik 60 senelik mazisiyle Türkiye’de oldukça zorlanılan bir işi başardı. Birkaç kuşağı kapsayan kuvvetli markalar çıkarma noktasında başarıya ulaşmış bir örnek oldunuz. Sektörde esin ve motivasyon deposu olan bu hususi hikayeyi bizimle paylaşır mısınız?
Sırrı Kardeş : Ilk olarak bizlere bu fırsatı verdiğiniz için oldukça teşekkür ederiz. Hikayemiz, Türkiye’de sanayinin hemen hemen başladığı 1960’lı yıllarda, çiçeği burnunda genç bir mühendis girişimcinin, Almanya’dan ithal etmiş olduğu ürünlerle, endüstriyel sektöre adım atması ile başlıyor.
1963 senesinde temelini, daima rahmet ve gururla andığımız babamız Ünal Kardeş’in attığı bu ilk adımın ilk adresi Bankalar Caddesi 22 numaraydı. Bu bilgiyi bilhassa, 60 yıl geçmesine karşın bugün hala sektörün ileri gelenlerinden “Biz sizi Bankalar Caddesi’nden hatırlıyoruz” cümlesini duyduğum için söylüyorum. O yıllarda Karaköy’ün ve bilhassa Bankalar caddesinin kendi içinde yerleşmiş kuralları vardı ve oldukça güzeldi. Bugün sanayici kimliğimizde zirve noktasına ulaşmış olsak da bence hala daha esnaf-sanayici ilişkimiz ve temellerimiz o kurallara oturuyor.
1990’ların başlangıcında Galata Gümrük Sokak’taki binamızı inşa ettik ve oraya geçtik ve 2008 senesine kadar bu binada kaldık. Bölgenin kimliğinin değişmesi ve daha büyük bir yere gereksinim duymaya başlamamız sebebiyle, 1970’ler sonrası üretici kimliğimizle birlikte Sefaköy’e taşındık.
Yapınak ve deponun ayrı lokasyonlarda olması zorluğuna, bir de villaları üstümüze doğru gelmeye süregelen Sefaköy Florya’ya dönüşünce, uygun bir konumda tüm fabrikayı bir araya toplama sonucu aldık. Uzun yıllarımızı birlikte geçirdiğimiz, adeta kurumsal hafızamız olan yetişmiş çalışan kitlemiz olmasaydı kim bilir Dünya’nın en güzel endüstri bölgelerinden önde gelen Gebze’yi tercih edecektik.
Onlardan ayrılmak istemeyince, yeni gelişmekte olan Akpınar Endüstri Bölgesi’ne karar verdik ve aynı dönem, Ünal Kardeş adı bizimle daima yaşayacak olması kaydıyla, kendi dağıtım kanallarımızla çakışmamak için, dağıtıcı şirket Ünal Kardeş’i üretici Kardeş Elektrik’e entegre ettik.
Kardeş Elektrik bugün, Dünya genelinde elit markalardan oluşan ve tüm Türkiye’de yayılmış bayi ağıyla, son bir yılda Konya ve Eskişehir’in de eklendiği bir oldukça sayıda satış bölgesi bulunmaktadır. Günümüzde müşterilerin isteklerine hızla yanıt verebilmek gerekiyor. Bu yüzden ülke genelinde yapılanmamız güçlü olsa da destekleyici adımlar atarak yayılmayı devam ettiriyoruz.
Sektörün köşe taşlarından biri olarak Kardeş Elektrik ailesi motivasyonunu iyi mi sağlıyor?
Sırrı Kardeş : Güzel bir sual. Kardeş Elektrik, başarılarından olmasıyla birlikte başarısızlıklarını da değerlendirerek motive oluyor. Bizim 60 senelik mazimizde bir dolu öykü var. Sorun şu ki; Kardeş Elektrik, başarısızlık duygusu yaşamış olduğu sıkıntılı dönemlerden kuvvetlenerek çıkmayı bilen bir marka oldu.
Bunu, hatalarımızı dahi kayıt altına alıp, kütüphanemizde gizleme geleneğimiz yardımıyla elde ettik. İstiyoruz ki; ekipteki tüm çalışanlarımız olan biteni görsün, nerede ve iyi mi hata yapıldığını incelesin. Gelişmek suretiyle yine etmemesi gerekenleri öğrensin. O yüzden kimse hata yapmaktan korkmamalı, korkmuyor.
1998 senesinde kurulan SKC Karbon 2008 senesinde 7 şahıs ile başladığımız, arkasından Phoenix Contact’ın da dahil olduğu ve bugün 230’un üstünde çalışanla üretiminin %100’ünü ihraç eden Acel Elektrik benzer biçimde başarıya ulaşmış proje ve girişimlerimiz oldu.
Fakat bununla birlikte başarısız olduğumuz projeler de kesinlikle oldu. Hepsi de bizlere güç verdi. Sonuçta girişimin sonucunu bilemezsin. İlk ve en mühim koşul cesarettir. İkinci mühim unsur ise sürdürülebilirliktir. Biz bu iki mevzuya bilhassa oldukça dikkat ediyoruz.
Bugünler malum, Türk Lirasının oldukça güçlü olmamasından dolayı ihracatçılar için kolay geçen günler değil. Bu durumun yansımalarını sanayici dostları dinlerken görüyorum. Derhal hepimiz on görüşme teklifinden sadece üçünün gerçekleştiğinden bahsediyor.
İlk bakışta başarısız bir dönem benzer biçimde görünüyor olsa da, bizim de yaşadığımız tüm bu zorluklara karşı sabırlı olunmalı. Benim benzer biçimde balık tutmayı sevenler hak vereceklerdir ki; her attığınız oltaya balık gelmez. Üstelik mevzu ihracatsa daha da sabırlı olunmalı.
Kendi açımızda işlerimizin yavaşladığı dönemler de, bugünkü benzer biçimde oldukça iyi olduğu dönemler de oldu. Şu an gerek yurt içi gerek yurt dışından oldukça sayıda ciddi talep alıyoruz. Buna Ukrayna- Rusya savaşının da pozitif tesirleri oldu.
Türkiye artık ciddi talep gören bir destinasyon. Fakat taleplerin bu kadar iyi olması sabır ve sürdürülebilirlik ilkesinin sonucu oldu. Bundan dolayı bu müşteriler bizi zaman içinde tanıdılar. ISO sertifikalarımız, denetçi kökenli finansçılarımız, her biri İngilizce, Almanca bilen ve emek harcamaları tüm Avrupa ülkelerine istedikleri şekilde raporlayabilen ustalaşmış ekibimiz ve bu ekibi korumanın tutarlılığıyla gelen bir sonucu görüyoruz.
Müşterilerimiz ise bizi iki başlıkta tanımlıyor; “kalite” ve “itimat” Biz müşterimizin bizlere verdiği hata oranlarının yarı yarıya altında oluruz. Hata payımız milyonda ikidir. Yüzde yüz denetim etmeden ürün sevk etmeyiz. Sevdiğim bir dostumun oldukça güzel bir sözü var; “En pahalı ihracat geri dönendir” der.
Tüm ürünlerimize aynı özenle yaklaşırız. Bundan dolayı yalnız bir şalter olarak gördüğünüz ürün bununla birlikte bir nükleer santralin parçasıdır. O olmadan bir makinayı çalıştıramazsınız. Ya da bir kömür yuvası olmadan otomobilinizi.. Dolayısıyla alanımızdan uzaklaşmadan üretmeyi geliştirmeyi ve bunu korumayı önemseyerek hareket ediyor, sonucunda gelen başarı ile motive oluyoruz. Bu sayede Mauritius’a kadar ihracat icra eden bir marka konumumuzu koruyoruz.
Serhan Bey buradan sizinle devam edelim. Dünyanın en elit markaları Türkiye pazarında hep sizinle tanındı ve bu iş birlikleriniz kesintisiz devam etti. Hangi markaların distribütörlüklerini üstleniyorsunuz?
Serhan Akyazan : Uzun senelerdir alanında uzmanlaşmış global üreticilerle çözüm ortaklığı yapıyoruz. Bu firmalardan kimi Türkiye’deki pazarı gördükten sonrasında kendi organizasyonlarını kurdular kimiyle çalışmaya devam ediyoruz. Bunların başlangıcında Phoenix Contact geliyor.
Phoenix Contact’la 2008 senesinde Gemlik’te süregelen çözüm ortaklığımız ve bugün 235’in üstünde çalışan ve hacmi artan bir ivmeyle devam ediyor. Ek olarak HellermannTyton’ın kablo bağlarını, Klauke’nin el aletlerini, Efen’in yük ayırıcılarını, Schlegel’in kumanda butonu ve sinyal lambalarını, Iboco’nun kablo yayınlarını satıyoruz.
Sırrı Bey, temsilciliklerinizin yanı sıra üretimini yaptığınız gruplar var. Kendi markanızla ürettiğiniz ürün gamınızda neler var? Markalarınız ve söz sahibi olduğunuz ürünlerinizi dinlemek isteriz.
Sırrı Kardeş : Kardeş Elektrik olarak baktığımızda şalt sektörü ve otomotiv yan endüstri olarak, birbirinden bağımsız olarak hareket eden iki ayrı sektörde etkinlik gösteriyoruz. Otomotiv sektörüne yönelik; marş otomatik, kömür yuva vs. benzer biçimde ürünlerimiz Mega markalıdır.
Kendi imalatımız olan, Türkiye’nin ve 40’ın üstünde ülkenin güvenle kullandığı bir marka olan Mega’yla birlikte, öteki markalarımızın ürünlerini de ihraç ediyoruz. Şalt tarafında bildiğiniz benzer biçimde, şalteri buluş eden ve 50 küsur senedir beraber olduğumuz Kraus & Naimer ile ilişkimiz ciddi ve yoğun şekilde devam ediyor.
Ürünlerini Türkiye pazarında satarken kısa süre ilkin Kraus & Naimer’e ihracat da hayata geçirmeye başladık. Bu da bizim için bir eğitim ve dönüm noktası oldu.
Standart tip ve DIN Ölçü tip sıkmalı kablo pabuçlarını ve ek mufları yerli olarak kendi fabrikamızda üretiyoruz şu an. Bu ürünleri yapım ederken, makinalarını da yapım ediyoruz.
Bugün neredeyse el değmeden üretecek otomasyon seviyesine geldik. Ülkemizin en elit ham maddecileri ile çalışıp, en iyi ürünlerini kullanıyoruz. Vatanımızda SKP, malesef oldukça küçümsenen, ucuz olması istenen bir ürün olsa da biz ne ham maddemizden ne kalitemizden asla vazgeçemeyiz. Minik gördüğünüz ürünler çoğunlukla dirimsel öneme haiz olabiliyor.
İngiliz bir müşterim, “Bu aslen oldukça mühim bir ürün. Bundan dolayı yangının çıkmış olduğu nokta tam burası. Buradaki bağlantının doğru ham maddesi normlara uygun olmalı” diyerek durumu oldukça güzel özetlemişti. Biz bugün minik görülen bu mevzuları önemsediğimiz için SKP üretimimizin gerek kapsamı gerek satış hacmi devamlı artıyor.
Keza grafit, kompozit malzemeleri işlediğimiz üçüncü firmamız olan SKC Karbon da kendi içinde ciddi bir atılım yapmış oldu. Eskiden biz yalnız DC motor kömürü yaparken bugün; sanayii, mekanik, devamlı döküm, cam, kablo, kalıp imalatçıları, elektrik uygulamaları benzer biçimde aklınıza gelen pek oldukça sektörde varlık gösteriyor.
Sırrı Kardeş olarak ithalatçı kimliğinizi mi üretici kimliğinizi mi önceliyorsunuz?
Sırrı Kardeş : Bu da oldukça güzel bir sual. Türkiye’de endüstri 1960-1970’li yıllarda ithalatla başladı ve yavaş yavaş gelişti. 80’li yıllarda artık sanayileşmenin oturmaya başladığını ve üretime doğru yöneldiğini gördük.
Bugün geldiğimiz noktada artık “gelecek ihracattadır.” Türkiye bu genç ve dinamik nüfusu, coğrafi yapısı ve rekabetçi kurlarıyla ciddi bir üretim merkezi haline gelecektir, buna inanıyorum. Gene inanıyorum ki; yeni nesil bunu bizlerden daha da ileri götürecek ve küresel pazarda yer edinen birçok ulusal markamız olacaktır.
Türkiye sanayicileri olarak biz; üretmeyi ithal ürünlerden, kalite üretmeyi hatta o kalite çıtalarını aşacak seviyede üretmeyi gene kaliteli ürünleri ithal ederek öğrendik. Bugün artık çeşitli sektörlerde müthiş firmalarımız var. Ikimiz de bunlardan bir tanesiyiz.
Fazlaca gururla söyleyebilirim ki; 90’lı yıllarda “Bu ürünleri yapamazsınız” denirken bugün 1000’in üstünde Phoenix Contact ürününü kendi markasıyla burada biz yapım ediyoruz. Şu an adını veremediğim pek oldukça dünya markasının ürünlerini de.. Dolayısıyla bu sorunuzun cevabı; üretim ve ihracattır.
Serhan Bey, Kardeş Elektrik iç piyasa hedeflerinin neresinde konumlanıyor? Üretimde ve satışta hedeflediği noktada bulunduğunu söyleyebilir miyiz?
Serhan Akyazan: Kardeş Elektrik olarak bilhassa şalt sektöründe oldukça iyi bir konumdayız. Kuvvetli, bilgili, tecrübeli bir satış ekibimiz var. Arka planda satış ekibimizi destekleyen fabrikamız ve öteki departmanlarımızla başarıya ulaşmış bir ekip emek vermesi yürütüyoruz. Aslına bakarsan ekibin başarısı sahadaki başarıyı da yanında getiriyor. Ekip ne kadar güçlüyse ve ortak bir ruha sahipse sektörde o denli kuvvetli oluyorsunuz.
Bu konumumuzu sürdürmek, kalitedeki özenimizi hizmet anlayışımızda da göstermek için pazar trendlerini ve tüketici gereksinimlerini yakından takip ve çözümleme ediyoruz. Müşterilerimizin istekleri doğrultusunda; doğru ürünü, doğru fiyatla, doğru zamanda, doğru müşterilere ulaştırmaya çalışıyoruz.
Doğal olarak ki bizim için ürünü satmak kadar arkasında durmak da önemlidir. Bu anlamda iç piyasada “oldukça iyi” bir konumdayız ve her geçen gün “konumumuzu “ daha da yukarı taşıyoruz. Müşterilerimizin segmentasyonuna bakılırsa hareket ediyoruz zira her müşterinin gereksinimleri farklıdır. Bizim de değişik müşterilere hitap eden değişik ürün gruplarımız var ve bu bir avantaj olarak “bizlere” geri dönüyor.
Fazlaca bilinmese de Kardeş Elektrik yurt haricinde da aksiyon alıyor. Hangi pazarlarda ne tür stratejiler uyguluyorsunuz?
Sırrı Kardeş : Her ne kadar ülkemize satma hakkımız olsa da biz tercihimizi direk ihracattan yana kullandık. Bursa Gemlik Özgür Bölge’den Almanya ağırlıklı olarak üretimimizin %100’ünü ihraç ediyoruz. Fazlaca sayıda ve giderek artan bir eğilim içinde, hafta içi tertipli tır sevklerimiz var ve bu artan eğilimi devam ettirmek istiyoruz. Gene 40’tan fazla ülkeye Mega markasıyla ürettiğimiz; kömür, kömür yuvasıyla gelen marş otomatiği ihracatımız bulunuyor. Burada söylemeden geçemeyeceğim hususi bir durumumuz var.
Kardeş Elektrik çalmış olduğu bazı Avrupa firmalarına, özelikle Alman firmalarına, Rusya, Belarus, İran vs. benzer biçimde ülkelerle faaliyette bulunmayacağını taahhüt vermiş bir firmadır. Bu yüzden bazı pazarları göz ardı etmek zorundayız.
Bundan dolayı; Almanya ve ABD pazarıyla çalışmak istiyorsan, Rusya, Belarus, İran firmalarıyla ve hatta o firmaların çalmış olduğu firmalarla da çalışmayacağını taahhüt etmek durumundasın.
Peki bu durum birazcık riskli değil mi? Ya işler ileride planlandığı benzer biçimde gitmez ve siz de bu pazarlarda kökleşmeyi kaçırmış olursanız?
Sırrı Kardeş : İşte tam da bu yüzden “bağımsızlık”. Ürettiğimiz ham madde, “dual use” denilen gerek askeri gerek sivil kullanıma açık maddelerdir. Bilhassa grafit oldukça stratejik bir ürün, oldukça derin bir mevzu.
Bu açıdan bakıldığında, oldukça dikkat edilmesi gerektiği muhakkak. Biz, oldukça ciddi potansiyel arz etse de, bahsettiğim yükümlülüklerimizden dolayı maalesef bu pazarları göz ardı etmek zorundayız.
Dolayısıyla geri kalan pazarlardan daha rahat bahsedebilirim. İşçiliğin düşük olduğu Doğu Avrupa pazarı, şu demek oluyor ki Polonya, Romanya, Bulgaristan, Macaristan.. Bunlar oldukça mühim pazarlar. Gene Şimal Afrika’da ve Cezayir’de oldukça ciddi bir pazar payına sahibiz. Gelecek haftalarda aynı amaçla, bu zamanda ciddi hareketlilik yaşanmış olan Arap yarımadasına seyahatlerimiz olacak.
2023 yılı sonrasında bir vizyon çerçevesi çizecek olsanız Türkiye sanayicileri için ortaya iyi mi bir tablo koyarsınız?
Sırrı Kardeş : Biz bu yıl bütçemizi yaparken 2023 senesini, seçim öncesi ve seçim sonrası olarak ikiye ayırmıştık. Malesef Şubat ayında yaşadığımız yıkım sonrası; zelzele öncesi, seçim öncesi, seçim sonrası şeklinde üçe ayırmak zorunda kaldık.
Depremin; ruhsal, sosyolojik, maddi tesirleri müthiş oldu. Acılarımızı unutamıyoruz fakat alışmaya yaşamaya çalışıyoruz diyeyim. Türkiye bundan sonrasında da ciddi bir atılım içinde olmak durumunda. En basitinden piyasada üreteç kalmadı.
Bu jeneratörlerin her birinde kesinlikle; x,y,z ürünler vardır ve bu tarz şeyleri Türk sanayisi yine yapım edip yerine koyacak. En azından güvenli yığın miktarlarını üretmek zorunda. Türkiye bir gecede %10 küçüldü.
Hatta izlediklerimizden gördüğümüz kadarıyla, büyük bir naturel güç olan Rusya’nın Ukrayna’ya bir senedir bomba yağdırarak yapamadığını, zelzele Türkiye’de bir gecede yapmış oldu. Üstelik oldukça daha geniş bir coğrafyada.
Dolayısıyla Türkiye depremin etkisiyle oldukça ciddi bir atılım yaşayacak. Bu atılımın artısı en azından, kayıpların eksisiyle nötrlenir hale gelene kadar devam edecek. Netice olarak kısa vadede Türkiye’nin iç talebi güçlü ve güçlü olmaya devam edecek.
Bence Türkiye bu şekilde krizlerden güçlenerek çıkmayı başaran bir iç dinamiğe haiz. En zor şartlara adapte olabilen hatta güçlenerek atlatan bir yapısı var. Ne dersiniz?
Sırrı Kardeş : Doğal olarak ki.. Biz kuvvetli bir ülkeyiz. Nihayet tüm zorlukları aşabileceğimizden inanırım. İkinci ve üçüncü aşamaya baktığımızda gene coğrafi-politik sebepleri dikkate alırsak, Türkiye’nin önümüzdeki 5 ve 10 senesi hakikaten açık ve fırsatlarla dolu görünüyor. Bu fırsatları iyi değerlendirmek zorundayız. Bilhassa genç neslin bu fırsatları, birlik beraberlik içinde en iyi şekilde değerlendirmesi gerekir.
Elbet kısa vadede zorluklar olacak fakat bu zorluklar bir çeşit faz kayması benzer biçimde eninde sonunda bir regülasyona gelecek ve bunu kompanse edip tekrardan yolumuza devam edeceğiz.
Bugün geçmişten gelen tecrübenizle, sektöre bir tavsiye verecek olsanız, ülkemize kıymet kazandırma hedefinde olan genç girişimcilere neler söylersiniz?
Sırrı Kardeş : Bu sual için teşekkür ederim. Bugün Türkiye’nin başarıya ulaşmış iş adamlarından önde gelen Hamdi Akın, gayrimenkul alırken 3 şeye dikkat edin der; “lokasyon, lokasyon, lokasyon”. Benim bugün genç girişimcilere söyleyeceğim 3 şey ise; “üretim, üretim, üretim”.
Bizim neslimizdeki benzer biçimde fizyolojik olmak zorunda da değil. Benim oğlum makine mühendisi olarak mezun olmak suretiyle fakat şimdiden suni zeka üstüne emek vererek ek lisansını aldı. Gene yüksek lisansını suni zeka üstüne yapıyor. Bizim anlamaya çalıştığımız fakat hemen hemen layıkıyla anlayamadığımız binlerce satır kodlar onların yeni normalini belirliyor.
Gene ortaya çıkan bir ürün var, bu da bir üretimdir. Yaşamımıza oldukça şey katacak, üretimi de hızlandıracak ürünler olacak. Örneğin elektrik şarj istasyonları hayatımızın içinde küçük küçük yer almaya başladı. Suni zekanın getireceği atılımlar olacak. Bunlar gençlerin kesinlikle yönelmesi ihtiyaç duyulan ürünler.
90’lı yıllarda biz, bilhassa Phoenix yardımıyla ciddi bir yapınak otomasyonu ile atılım yaşadık. Tüm ülke sanayicisinin benzer tecrübeleri kesinlikle olmuştur. Her şey değişecek ve gelişecek. Suni zeka sahibi teknik ürünler, yayılan elektrikli otomobiller hatta bir ihtimal elektrikli otomobilleri bile süratli geçip hidrojen kaynaklı araçlar gelecek.
2000’li yıllarda ciddi bir küreselleşme yaşadık. Bugünse küreselleşmenin gene bölgeselleşmeye döndüğü bir süreçteyiz. Bu devinime geç kalmamak için tüm bu fırsatlar iyi araştırılmalı.
Serhan Bey 2023 Kardeş Elektrik’in 60. yılı.. Uzun bir yolun mühim duraklarından.. Şahsınızda bu başarıyı elde eden tüm ekibinizi kutlama ediyoruz. 60.yılda paydaşlarınızı bekleyen sürprizler yada yenilikler olacak mı?
Serhan Akyazan: 2023 60. yılımız olması sebebiyle bizim için hususi bir yıl. Firmamız Aralık ayında kurulmuştu. Kardeş Elektrik olarak doğal olarak ki sürprizlerimiz olacak. TEGEV üyesi bir firmayız ve Kırşehir’de Sırrı Kardeş ismiyle bir ilköğretim okulumuz var. Bu senenin anısına, toplumsal mesuliyet projesi kapsamında okulumuza desteğimizi arttırarak eğitime katkı sunacağız.
Bunun haricinde üniversitelerle çeşitli iş birliklerimiz olacak. İnşallah bundan sonrasında da laboratuvar ve benzeri iş birlikleriyle gençlerimize destek vermeye devam edeceğiz.
Samimi yanıtlarınız ve davetiniz için yine teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını temenni ediyorum.
Sırrı Kardeş : Firmamıza bu fırsatı sunduğunuz ve zaman ayırdığınız için biz size teşekkür ediyoruz.
Muşamba Nedir, Ne Anlama Gelir? 03 Ekim 2024 Perşembe 22:40 ABONE OL Muşamba, su geçirmezlik…
Yıl 30 Ekim 2008 Perşembe 20:43 ABONE OL Yıl Nedir?Dünyanın, güneş çevresinde tam bir dolanım…
Gebelik Izlemi GEBELİK İZLEMİ Gebelik izlemi, gebeliğin planlanmasıyla başlayan, sağlıklı sürdürülmesini ve sorunsuz bir doğumu…
Menopoz MENOPOZ Menopoz, ovaryan aktivitenin (üreme ve östrojen yapımı) yitimi ertesinde, menstrüasyonun kalıcı olarak kesildiği…
Yeni bir araştırmaya göre, çok sayıda kadın, kadın üreme organlarının en yaygın kanseri olan endometriyal…
Her gün sekiz saat veya daha fazla oturan kişilerin, her hafta 140 dakikadan az orta/yoğun…