[ad_1]
Bebek bekleyen anne ve baba adaylarının en çok üzerine düştüğü konulardan bir tanesi de isimler. Çiftler kız bebek isimleri ve anlamları ile ilgili araştırma içerisine giriyor. Hayatları boyunca taşıyacakları ismi bebeklerine verirken aileler seçici oluyor.
A’dan Z’ye Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
K Harfi ile Başlayan Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
Kader: Yazgı, alın yazısı, talih, kişinin hayat planı manasındadır.
Kadın: Dişi cinsten erişkin insan. 2. Evlenmiş kız. 3. “Bayan” anlamında kullanılan bin ünvan. 4. Analık veya veya
Kadınana: Deneyimli, yaşlı, saygı gösterilen kadın.
Kadıncık: Hanımefendi.
Kadife: İyi huylu, sakin
Kadime: Eski, önceki hali hakkında bilgi sahibi olunmayan
Kadire: Çok kuvvetli, gücü tükenmeyen
Kadriye: Değer, kıymet, onurla ilgili.
Kafiye: Şiirde, mısra sonunda yer alan kelimelerin ses benzerliği.
Kahya: Konak, çiftlik vb. yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kimse.
Kaila/Kayla: Pür, saf, katıksız, kötülükten uzak kimse anlamındadır.
Kainat: Var edilen şeylerin hepsi, yaratılanlar. Evren, alemler…
Kalender: Aza tamah eden, alçakgönüllü, sade.
Kamber: 1. Köle, itat eden. 2. Dost, arkadaş.
Kamelya: Çok güzel çiçekleri olan bir bitki
Kamer: Ay. Kuran’ da sure adı
Kamertab: 1. Aydınlık, ışık. 2. Ay ışığı, mehtap.
Kamile: Bütün, eksiksiz, olgun
Kamuran: İstediğine ulaşmış, mutlu
Kaniye: Elindekiyle yetinen. 2. Aklı yatmış, kabullenmiş.
Karaca: Rengi karaya yakın, esmer
Karadut: Siyah renkli dut.
Karakız: Esmer tenli kız.
Karanfil: Kokulu bir çeşit çiçek
Kardan: Kar kadar beyaz.
Kardelen: Kar üzerinde çiçekleri görülen beyaz zarif bir çiçek
Kardem: Kar zamanı.
Karen: Saf, arı, katıksız…
Karin: Yakın, nail olan, hısım
Karina: Carina takım yıldızının adı
Karmen: Parlak kırmızı renk
Karsel: Karın erimesiyle oluşan sel.
Karsu: Karın suyu ya da sulu kar.
Karya: Karlar kraliçesi.
Karyağdı: Karlı günde doğan beyaz tenli kız çocuklarına verilen bir ad.
Kaşife: Bulan, ortaya çıkaran.
Kâşife: Bulan, keşfeden, bulucu.
Katibe: Yazıcı, devlet memuru.
Kâtibe: Kadın sekreter, kadın kâtip.
Katmer: Bir şeyi oluşturan katlardan her biri. 2. Arasına yağ veya kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği.
Katre: Damla. Damlayan şeydir.
Katun: Kadın
Kavin: Güçlü kız çocuğu.
Kayansel: Taşkın, akarsu seli, sel27
Kayla: Masum, temiz, katkısız, saf… Yunancadır.
Kaymak: Sütün yüzünde zar gibi toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman. 2. Bir şeyin en iyi ve en seçkin bölümü.
Kayra: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik, ihsan, lütuf
Kâzime: Öfkesini, hırsını yenebilen kimse.
Kebar: İlk şafak.
Kebire: Büyük, ulu, yaşça büyük.
Kebuter: Güvercin.
Keder: Kaygı, üzüntü, tasa.
Keje: Sarışın kız çocuğu. Kürtçedir.
Kekik: Güzel kokulu bir bitki.
Keklik: 1. Güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve
Kelebek: 1.Vücudu kanatlan ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türü olan böcek. 2.Narin, ince kadın.
Kendi: Tek başına
Kenter: Şehir terbiyesi almış, kentli.
Keriman: Eli açık, cömert.
Kerime: Ayet, kız evlat, kıymetli anlamları taşır. (Ayet-i Kerime)
Kerra: Tan gibi, koyu
Keşfiye: 1. Keşifle ilgili. 2. Keşfeden.
Kevser: Cennette bir akarsuyun adı
Kezban: Aslı Kedbanu – vekilharç kadın (evi çekip çeviren) Ev kadını, evine ve kocasına bağlı kadındır. Bir diğer anlamı; yalan, yalancıdır.
Kezban/Keziban: 1. Bir yeri yöneten kadın kahya. 2. Ev kadını, evine ve kocasına bağlı kadın
Kırçiçek: Kır çiçeği, yabani çiçekler.
Kısmet: Talih, nasip, kader
Kıvanç: Sevinç
Kıvılcım: Yanmakta olan bir ateşten sıçrayan küçük ateş parçasıdır.
Kıymet: Değer
Kızhanım: Az bulunur hanımefendi.
Kızılca: Kırmızı renge çalan
Kızılcık: Kızıl renkli, küçük ekşimsi meyveleri olan ağaçcık.
Kızıltan: Kızıl renk tan
Kızımay: “Kızım ay gibi parlak ve güzeldir” anlamında kullanılan bir ad.
Kızkına: Küçük kız.
Kibare: 1. Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan. 2. Seçkin,
Kibariye: Kibar, nazik kadın.
Kibele: Toprak tanrıçası
Kifaye: 1. Yetişme, el verme, kâfi gelme. 2. Bir işi yapabilecek nitelikte olma.
Kifayet: 1. Yetişme, el verme, kâfi gelme. 2. Bir işi yapabilecek nitelikte olma.
Kimya: Maddelerin temel yapılarını¸ bileşimlerini¸ vb.ni inceleyen bilim.
Kinebike: Küçük hanım.
Kiraz: Gülgillerden bir meyve ağacının sulu tek çekirdekli meyvesi
Kişwer: Krallık, ülke.
Konca: Açmamış çiçek, gonca
Koncagül: Gül goncası
Konçuy: Prenses.
Korgül: Kor renginde, kızıl gül.
Koza: İçinde tohum ya da krizalit bulunan korunak
Körpe: Tazeliği üstünde, daha büyümemiş. 2. Yeni yetişmekte olan.
Kösem: Sürünün önünden giden, yol gösteren koç. Cildi temiz, pürüzsüz.
Köz: İçinde küçük kor parçaları bulunan kül
Krizantem: Sadakat anlamına gelen çiçektir.
Kudsiye: Kutsal, saygı uyandıran.
Kudsiyet: Kutsallık. 2. Saflık, anlık, temizlik.
Kuğu: Beyaz tüylü bir su kuşu
Kukus: Tomurcuk.
Kulan: İki üç yaşında dişi tay, kısrak.
Kumral: Açık kestane rengi, bu renkte olan
Kumru: Güvercine benzeyen bir kuş türü
Kumsal: Deniz kenarı üzeri kumla örtülü yer, sahil.
Kurtuluş: Tehlikeli veya kötü bir durumdan kurtulma.
Kutal: Mutlu ol anlamındadır.
Kutan: 1. Saban. 2. Saka kuşu.
Kutay: Kutlu, uğurlu ay
Kutbiye: Kutupla ilgili, kutba ilişkin.
Kutgün: Uğurlu, kutsal zamanda doğan.
Kutlay: Uğurlu, şanslı ay.
Kutlu: Uğur getirdiğine inanılan, uğurlu, ongun, mübarek.
Kutluay: Uğurlu, şanslı ay.
Kutluay/Kutlay: Uğurlu, kutlu ay.
Kutlucan: Şanslı, uğurlu dost.
Kutlumaral: Uğurlu dişi geyik, kutlu geyik
Kutlunaz: Şanslı nazenin.
Kutlunur: Şans ışığı veren.
Kutlusun: Şanslısın, uğurlusun.
Kutsal: Uğurlu sel, hayırlı sel
Kutsalan: Uğur getiren, kutlu.
Kutsalar: Uğur getiren, kutlu.
Kutsan: Uğurlu, talihli ad.
Kutsel: Uğuru bol olan, çok çoşkulu
Kutseli: Mutluluk seli, büyük coşku
Kutun: 1. Mutlu. 2. Kutsal.
Kuyaş: Güneş sıcağı.
Kuzay: Güneş görmeyen gölgelik yer.
Kuzey: Güneşi az gören yer; kuzey
Kübra: En büyük, çok büyük manasındadır.
[ad_2]