Global iş dünyasında değişen rekabet kurallarıyla beraber iş insanlarının vize serbestisi mevzusu asla olmadığı kadar ehemmiyet kazanmaya başladı. Her geçen gün artan vize sorunlarıyla beraber küresel iş dünyası gezi engellemelerinin önüne geçmek için alternatif yollar aramaya devam ediyor. Bu alternatiflerin başlangıcında ise yatırım yöntemiyle vatandaşlık ve oturum programları var. Dünya genelinde 2022 senesinde 20 milyar Euro’ya yaklaşan yatırım göçü hızla artarken, yatırım yöntemiyle vatandaşlık ve oturum izninin önümüzdeki dönemde küresel iş dünyasının en mühim gündem maddelerinden biri olması planlanıyor.
Dünyada 45’i aşkın ofisiyle, yatırım yöntemiyle vatandaşlık ve oturum programları danışmanlığı hizmeti sunan Henley & Partners, bu mühim gündeme ilişkin olarak gerçekleştirdiği “Varlıkların Korunması Semineri”yle İzmir iş dünyasını bir araya getirdi. İş insanları için vize serbestisinin ve yatırım göçünün öneminin konuşulmuş olduğu seminerde, çözüm önerileri de tartışıldı.
Etkinliğe Henley & Partners’ın İspanya, Portekiz ve Kanada’dan iş ortakları da katıldı. Bu üç ülke geniş oturum ve vatandaşlık imkanları ve kuvvetli pasaportlarıyla öne çıkıyor. Gayrimenkul alarak Avrupa’da oturum elde etmek için İspanya oldukça cazip ülkelerden biri kabul ediliyor. Madrid gayrimenkul raporlarında ön plana çıkıyor ve 500 bin EUR yatırım ile oturum elde edilebiliyor. Öte taraftan Avrupa’da vatandaşlığa kısa dönem oturum ile gitme ihtimali olan Portekiz’de kısa sürede mecliste onaylanan bir yasaya bakılırsa yatırımcılar 6-7 yıl beklemek yerine 5 yıl içinde vatandaşlığa geçiş sağlayabilecekler. Kanada Start-up Vizesi Programı ise girişimcilere ve şirketlerdeki etken yatırımcılara ve Kanada’da varlık oluşturmak isteyen genişleyen işletmelere kalıcı ikamet sağlamayı amaçlıyor. Programın öne çıkan gerekliliklerinden biri IELTS5/CLP sınavlarında İngilizce ya da Fransızca dil bilgisi öne çıkıyor.
“Rekabetin tanımı da sınırları da değişiyor”
18 Ocak’ta Swissôtel Büyük Efes Otel’inde düzenlenen seminerin açılış konuşmasını Henley & Partners Türkiye Direktörü Burak Demirel yapmış oldu. İş dünyasında değişen rekabet ortamına değinen Demirel, “Bildiğimiz klasik rekabet terimi dönüşüm içinde; eskisi benzer biçimde sınırların içine sıkışıp kalmıyor. Bugünün rekabet beraber gelişimi hedefliyor. Firmalar, rakiplerle beraber yürüyüp, pastayı; kısaca ekosistemi büyütmek için beraber hareket ediyor. Dünya devleri, belirli hedefler doğrultusunda dirsek dirseğe çalışıyor. Dünya yeni bir evrim sürecinde. Bilgiye erişim dijitalleşme öncesine bakılırsa oldukça daha adil. Her iki yılda bir, dünya zamanı süresince üretilen bilginin iki katı kadar informasyon üretiyoruz. Teknolojideki gelişim hızı devamlı katlanarak artıyor. Bu süreç, bir taraftan sahada kıran kırana rekabeti doğuruyor, öteki taraftan da küresel iş birliklerinin sayısını artırıyor” dedi.
“Gezi kısıtlamaları iş dünyasının önünde en büyük engel”
Bu şekilde bir yeni dünyada küresel vatandaşlık teriminin öne çıktığını hatırlatan Demirel şu şekilde devam etti: “Biz bu rekabette kaldıracın bir başka noktasındayız. Bizim kaldıracımızın ana noktasını pasaportların yer almış olduğu güç alanı oluşturuyor. İş dünyası liderleri açısından hem vize serbestiyetini hem de yatırım göçünü; ülkelerin ekonomik ilerlemeleri için mühim bir kaldıraç olarak görüyoruz. Ekonomik aktivite küresel anlamda her geçen zorlaşıyor. Ağırlık noktaları da farklılaşıyor. Uzun süredir yaşadığımız vize krizleri, hareket alanımızı daha da kısıtlıyor. Yeni pazarlar ve ekonomik açılımlar hedefinde olan Türk iş insanları ise deyim yerindeyse okyanusu geçerken derede boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Bu anlamda vizesiz gezi imkanlarına erişebilmek için en mühim alternatif vatandaşlık ve oturum programları olarak öne çıkıyor. Ülkeler arası iş birliğini güçlendiriyoruz, pekiştiriyoruz. Dünyanın açık ara en büyük entegre oturum ve vatandaşlık danışmanlığı şirketi olarak hem insanları hem ülkeleri birbirlerine yakınlaştırıyoruz. İş dünyasının, vize sıkıntısı sebebiyle iyi mi bir kayba uğradığını biliyoruz. Biz ise bu sürecin ‘ortak hareket’ kültürünün yaşamımıza soktuğu rekaberlik kavramıyla kolayca üstesinden gelineceğini biliyoruz.”
“Bireyler için bir çeşit sigorta poliçesi”
Firmanın global vizyonunu özetleyen Henley & Partners Hususi Müşteriler Grup Başkanı Dominic Volek ise, yatırım yöntemiyle oturum ve vatandaşlığın gerek hükümetlerin gerekse bireyler açısından pek oldukça avantaj sağladığını söylemiş oldu. 30 senedir hizmet veren bir şirket olarak, 12 milyar dolarlık bir servet hareketine aracılık yaptıklarını dile getiren Volek şunları söylemiş oldu: “Oturum ve yatırım yöntemiyle vatandaşlık çözümleri sunuyor, binlerce fert ve aileye, onların danışmanlarına ve devletlerin kıymet üretmesine destek oluyoruz. Bireyler çeşitlendirme, eğitim, emeklilik planları benzer biçimde pek oldukça değişik amaçla oturum ve vatandaşlık programlarına gerekseme duyuyorlar. Müşterilerimiz bunu bir B planı ve sigorta poliçesi benzer biçimde düşünüyorlar. Üstelik yatırım yöntemiyle vatandaşlık ve oturumda fizyolojik olarak taşınma yada dil bilme zorunluluğu yok. Hükümetlere ise program geliştirme, benchmarking benzer biçimde mevzularda danışmanlık yapıyoruz. Ek olarak değişen gereksinimler çerçevesinde ise hizmetlerimizi çeşitlendiriyoruz. Mesela geçen yıl eğitim mevzusunda danışmanlık vermeye başladık. Evlatlarının eğitimlerini yurtdışında devam ettirmek isteyen ailelere bu doğrultuda uygun oturum ve vatandaşlık programları sunuyoruz”
Henley & Partners’ın kuvvetli araştırma ekibiyle tertipli raporlar yayınlandığı da özetleyen Volek, “Kripto varlığı, geçişlik endeksi, servet göçü raporu benzer biçimde pek oldukça emek verme gerçekleştiriyoruz. Bu raporlar pek oldukça hareketi ve eğilimi de gözler önüne seriyor. Milyonerlerin fizyolojik hareketlerini seyrettiğimiz servet göçü raporu, bu hareketlerin her yıl daha da artığını gösteriyor. Pandemi de bir miktar düşüş yaşandı, sadece 2020 sonrası hareket hızlanarak devam etti” diye ekledi.
İş dünyasının bakış açısından vize serbestisi
Seminer kapsamında düzenlenen “İhracatçılar ve iş insanları için vizesiz seyahatin önemi” başlıklı panelde ise Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) Başkanı Sibel Sıkıntılı, Kemalpaşa Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (KESİAD) Başkanı Mutlu Can Günel ve Cisalpina Tours Genel Müdürü Fatih Gider iş dünyası açısından vize serbesti konusunu değerlendirdi. Bu mevzunun artan önemine işaret eden Sibel Sıkıntılı, “Yaşanmış olan sıkıntılar sebebiyle bir acente benzer biçimde çalışmaya başladık. Mülakatlarda artık yeşil pasaportlular bir tercih sebebi oluyor. Vize sorunları sebebiyle oldukça fuar kaçırdık. Vize problemi iş dünyasının rekabet enerjisini zayıflatıyor” dedi.
Bu sorunların çözümünün en mühim başlıkları haline geldiğini belirten Mutlu Can Günel şunları söylemiş oldu: “Yaşanmış olan vize sorununa çözüm bulmak suretiyle kafa yormamız lazım. Sınırların kalktığı bir dünyaya evriliyoruz. Sınırlar her manada gittikçe belirsizleşiyor. Bireysel öncelikler ön plana çıkıyor. Dolayısıyla bu sorunların çözümüne odaklanmalıyız. Konuştuğumuz her kanalda bunu ifade ediyoruz.”
Vize başvurularında değişen kriterlere değinen Fatih Gider ise “Bugüne dek iş vizeleri için en büyük kriter davetiye oldu. Sadece artık biz şirket genel merkezimize bir emek verme arkadaşımızı gönderirken oldukça zorlanıyoruz. Bazen buluşma alamadığımız bile oluyor. Sadece artık neredeyse hiçbir kriter geçerli değil. Başvurunuz ret alabiliyor, oldukça kısa vize verilebiliyor vs. Kişisel gözlemim ret oranlarının devamlı arttığı yönünde. Bunun daha çok artma ihtimali var” dedi.
