İnsanların yüzlerini nasıl birbirinden ayırt edebiliyoruz
Yüzümüz kişiliğimizin aynasıdır. Duygularımızı, düşüncelerimizi yansıtır. Yüzümüz yardımıyla birbirimizi tanır, bir kimsenin yaşını hatta hangi coğrafyadan bulunduğunu tahmin edebiliriz. Çocuklar konuşmada olduğu şeklinde insan yüzlerini ayırt etmeyi de sonradan öğrenirler.
Yetişkinler ise başka ırktan olan kişileri tanıyıp ayırt etmekte güçlük çekerler. Beyaz ırka bakılırsa tüm Japonların birbirlerine benzemesi şeklinde. Oysa aynı milletten olanların hatta dışa kapalı bir toplumda yetişmiş olanların bile yüzleri birbirlerinden oldukca farklıdır. Bu özellik yardımıyla insanoğlu birbirlerini tanımayı başarırlar.
Bildiğimiz, gördüğümüz kişilerin bırakın şimdiki yüzlerini görünce tanımayı, o kişiye ilişkin çocukluk fotoğrafını bile ilk gördüğümüzde, ona ilişkin bulunduğunu çıkartabiliriz. Tüm insanların yüzlerinde aynı organlar var, kaş, göz, ağız, kulak, burun, vb. Beynimiz iyi mi oluyor da bu organların insandan insana değişen ve her insana değişik ve kişisel bir yüz ifadesi veren bu oldukca minik farkları tespit edebiliyor?
Yüzün hangi bölümünün kişiyi tanımada daha mühim bir rol oynadığı sorusu kati bir yanıt bulabilmiş değildir. İnsanların karşısındakileri tanımak için yüzün tamamına bir göz atması yeterlidir.
Karşımızdaki yüzü beynimizin algılaması ve tanıması bir kaç kademeden sonrasında oluyor. Ilkin yüzden yansıyan ışık gözümüze giriyor, kısaca aydınlık ortam koşul. Beyin ilkin açık ve koyu renkli noktalan, sonrasında da renkleri tespit ediyor. Sonrasında da her şeklin köşelerini denetim ediyor. Tüm bunlar oldukca süratli oluyor fakat aniden değil. Bu yüksek seviyede tespitte aslolan şaşırtıcı olan bunu beynimizin oldukca minik ve sırf bu işle göreve getirilmiş bir kısmının yapmasıdır.
Beynimizin bu küçük kısmı yüz görüntüsünü tespit ettikten sonrasında bellek ile denetim ederek, kime ilişkin bulunduğunu bizlere hatırlatıyor. Tüm bu kademelerin sırrı hemen hemen çözülebilmiş değildir. Günümüzde en gelişmiş bilgisayarların bile halen başaramadığı bu işlem en oldukca bilgisayarlarla ilgili araştırma icra eden bilim adamlarının ilgisini çekmektedir.
Hayvanlar insanları çoğunlukla kokularından ayırt ederlerken insan beyninin yüzleri hafızaya alma ve zamanı ulaşınca karşılaştırmalı değerlendirme için geliştirdiği mekanizma hakikaten oldukca şaşırtıcıdır.
İnsan beyninin bu görüntü hafızası ile bilgisayarlar içinde oldukca mühim bir fark vardır. Bilgisayarlar yazı ve numaraları hafızalarına daha kolay alırlarken resimler hafızada daha oldukca yer kaplarlar. İnsan beyninde ise durum bunun tam tersidir. Bu yüzden beynin fotoğraf bellek kapasitesi oldukca geniştir.
Beynin bir yüzü tanıyabilmesi için kimi zaman de ilave bilgiler gerekir. İlk bakışta tanınamayan bir şahıs hakkında geçmişi ile ilgili birazcık data verildiğinde derhal akla gelebilir. Tüm bu müthiş meziyetine karşın beynimiz, insan isimlerini hatırlamada bu kadar başarı göstermiş değildir.