Galler Prensesi Catherine ya da hepimizin tanımış olduğu adıyla Kate Middleton, 2 ayı aşkın zamandır ortalarda görünmüyor. Bu durum oldukça uçuk komplo teorilerinin ortaya atılmasına sebep oldu. Sadece bu komplo teorileri, İngiltere Kraliyet Ailesi’nin sorunları sıralamasında epey alt sıralarda yer ediniyor.
Ailenin iki üyesi halihazırda kanserle savaşıyor. Damatlardan biri geçtiğimiz hafta evinde ölü bulunmuş oldu. Spot ışıkları bir kez daha Prens Andrew’a dönmüş durumda. Prens Harry ile Prens William’ın ilişkilerinin akıbeti de belirsiz.
Kraliyet yorumcusu Jack Royston, geçtiğimiz günlerde Business Insider‘a yapmış olduğu açıklamada, 2024’ün ailenin uzun senelerdir yaşamış olduğu “en fena yıl başlangıcı” bulunduğunu söylemiş oldu.
Dahası hem Royston hem de Kraliyet uzmanı podcast yayıncısı Kristen Meinzer, esaslı değişikliklerin hayata geçirilmemesi durumunda, işlerin daha da fena gitmesinin ihtimaller içinde bulunduğunu belirtti.
Şu an hem Kral 3’üncü Charles hem de Kate, Kraliyet görevlerini yerine getirecek durumda olmadığında, monarşinin A ekibi bazı mühim oyuncularından yoksun. Hal bu şekilde olunca Yunanistan Kralı Konstantin’in geçtiğimiz hafta Salı günü meydana getirilen anmasına katılmak adı cinsel hücum skandallarıyla anılan Prens Andrew’ya kaldı. Bu da Prens’in monarşi içindeki geleceğine dair spekülasyonlara niçin oldu.
Uzmanlar bunun bir halkla ilişkiler fiyaskosu bulunduğunu belirtti.
İki aydır felaketler üst üste geliyor
İlk olarak Ocak ayında York Düşesi Sarah Ferguson, kendisine cilt kanseri teşhisi konduğunu duyurdu. Ferguson daha ilkin de meme kanserini yenmişti.
Peşinden Kral Charles, prostat büyümesi şikayetiyle bıçak altına yattı. Hemen hemen bu olayın yankıları sürerken 5 Şubat günü Kral’ın kanser teşhisi almış olduğu açıklandı. Charles’in hastalığının türü ya da evresine dair bir detay verilmedi.
Buckingham Sarayı’ndan meydana getirilen yazılı açıklamada, Kral’ın “tedavisi mevzusunda iyimser olduğu” ve “en kısa zamanda görevinin başına dönmeyi” iple çekmiş olduğu açıklandı.
Sonraki haftalarda Charles birkaç kez kamera karşısına çıktı. Bu etkinliklerden en önemlisi 21 Şubat tarihinde Başbakan Rishi Sunak’la Buckingham Sarayı’nda yapmış olduğu görüşmeydi. Görüşmede Kral, Sunak’a almış olduğu destek mesajları karşısında “gözyaşlarını tutamadığını” açıkladı.
Royston, “Harry ve Meghan hakkında atıp tutmak isteyenler için bu durum Oprah röportajından ya da Spare‘den oldukca daha fena. Kanser kelimesinin yanında her şey önemsiz kalır” dedi.
Charles’ın kanser olduğu haberinin duyulmasından kısa süre sonrasında Harry, İngiltere’ye gitti. Bu durum Prens’in Kraliyet rollerine dönerek dönmeyeceği tartışmalarını bununla beraber getirdi. Good Morning America programına konuşan Harry, babasını görmüş olduğu için “minnettar” bulunduğunu ve Kral’ın sıhhat durumuna ilişkin gelişmelerin aradaki buzları “kesinlikle” eritebileceğini söylemiş oldu.
Sadece Harry’nin ziyaretleriyle ilgili belirsizlik sürüyor. Geçtiğimiz Perşembe birçok kaynak, Prens’in İngiltere’deki polis müdafaasının seviyesinin düşürülmesine ilişkin hükümet kararının temyiz edilmesi talebinin reddedildiğini duyurdu. Hatırlanabileceği suretiyle Harry, Kraliyet görevlerinden çekilme edince koruma hakkını da kaybetmişti.
Öte taraftan ağlatısal vakalar böyle de bitmedi. Son olarak geçen Salı, Leydi Gabriella Kingston’ın eşi Thomas Kingston’ın 45 yaşlarında yaşamını kaybetmiş olduğu öğrenildi. Peşinden Cuma günü meydana getirilen açıklamada Kingston’ın ölüm sebebinin başındaki travmatik bir yara olduğu ve cansız bedeninin yanında bir tabanca bulunmuş olduğu bildirildi.
Kral Charles’ın ikinci dönem kuzeni olan Leydi Gabriella ve Thomas Kingston, 2019 senesinde Windsor’da bulunan Aziz George Şapeli’nde evliliğe ilk adımını atmıştı.
Saray sözcüsü, Kingston’ın ölmesiyle ilgili Kral ve Kraliçe’nin bilgilendirildiğini, “ikisinin de ailenin bu oldukca sevilen üyesinin yasını tutanlara katıldığını” bildirdi.
Doğumdan sonrasında kamera karşısına çıkan Kate niçin ortada yok?
Kral Charles’ın Ocak ayında hastaneye yatırılmış olduğu günlerde, Kate de evvelinde planlanmış bir batın bölgesi ameliyatı için hastanedeydi.
17 Ocak günü Kensington Sarayı’ndan meydana getirilen açıklamada Kate’in operasyondan sonrasında 10 ila 14 gün hastanede kalacağı, arkasından iyileşme sürecine evde devam edeceği açıklandı. Açıklamada ek olarak Kate’in Kraliyet görevlerine Paskalya’dan ilkin (Mart sonu) dönmesinin ihtimaller içinde olmadığı da ifade edildi.
Charles, kanser teşhisinin arkasından kameraların önüne çıkarken, Kate’in Noel gününden bu yana ortalarda görünmemesi dikkat çekti. Toplumsal medyada birçok komplo teorisi ve çeşitli spekülasyonlar paylaşıldı.
Meinzer, Business Insider‘a yapmış olduğu açıklamada, geçmişte sıhhat durumu mevzusunda oldukça saydam davranan Kate’in bu kadar süre gözden uzakta kalmasının alışılmadık bir durum bulunduğunu altını çizdi.
Mesela hamile olduğu dönemde Kate, aşırı mide bulantısına neden olan hiperemesis gravidarumdan muzdarip bulunduğunu kamuoyuyla paylaşmıştı. Dahası üç çocuğunun doğumundan sonrasında da hastane kapısında gazetecilere gülümseyen pozlar vermişti.
Meinzer, “Charles’ın ekibi William ve Kate’inkinden oldukca daha saydam davrandı. Asla kimse Charles’a ne işe yaradığını merak etmiyor şundan dolayı onlar halkla ilişkilerin birinci kuralını uygulayıp hikâyenin kontrolünü ele aldı” dedi.
“Charles’ın açıklamaları da yüzde 100 saydam değildi fakat yeterince şeffaftı. Mesela ‘batın bölgesi ameliyatı’ yerine ‘kanser’ şeklinde kelimeler kulandılar” diyen Meinzer, Prenses’in durumuyla ilgili muğlak ifadelerin spekülasyonları alevlendirdiğini de sözlerine ekledi.
Royston ise Saray’ın Kate’in fotoğraflarını paylaşmayı reddetmesinin geçmişte uygulanan stratejinin terk edilmesi anlamına geldiğini belirtti ve şöyleki devam etti:
“Garip olan şu ki Saray, Kate’in bir tane fotoğrafıyla tüm bu tarz şeyleri unutturabilirdi. Fakat bunu yapmak istemiyor şeklinde görünüyorlar.”
Royston, Saray’ın Kate’in desteklediği hayır kuruluşları vesilesiyle yeni bir fotoğrafını yayımlayabileceğini, ailenin resmi toplumsal medya hesapları üstünden paylaşılacak bir selfie’nin yada William tarafınca çekilmiş gündelik bir karenin de aynı etkiyi yapacağını altını çizdi.
Kensington Sarayı sözcüsünün Business Insider‘a yapmış olduğu açıklamada ise Prenses’in “iyi durumda” bulunduğunun altı çizildi ve “Ocak ayında yaptığımız ilk açıklamadan bu yana net bir biçimce belirttiğimiz suretiyle, devamlı yorumlar ve günlük bilgilendirmeler yapmayacağız” dedi.
Meydan Prens Andrew’ya kaldı
Kate’in yokluğunda, ailenin gözden düşmüş üyesi Prens Andrew da tekrardan ön plana çıkmaya başladı.
Hatırlanabileceği suretiyle Prens Andrew, 2019 yılındaki skandal BBC röportajının arkasından Kraliyet görevlerinden çekilme etmişti. Andrew ve boşandığı eşi Sarah Ferguson, geçen hafta Salı günü Yunanistan Kralı Konstantin’in anma töreninde görüntülendi.
Törende Kate ve Kral Charles yoktu. Etkinlikte bir konuşma yapacağı açıklanan William ise son anda “kişisel sebepler” sebebiyle törene katılmaktan vazgeçti.
Andrew ve Sarah Ferguson’ın kilisede her insanın önünden yürürken çekilmiş gülümseyen fotoğrafları birçok gösterim organında yer buldu.
Daily Mail, “Kraliyet Ailesi’nin yedeklerine Prens Andrew liderlik ediyor” başlığını kullanırken, The Independent, “Prens Andrew, Kraliyet ailesine liderlik ediyor” yazdı.
Meinzer, “Niçin o ikisi apansız aile üyelerinin en önünde yürümeye başladı? Fazlaca anlam ifade etmeyen” yorumunu yapmış oldu.
Kraliyet yorumcusu Victoria Arbiter, daha ilkin Business Insider‘a yapmış olduğu açıklamada, Prens Andrew’nun kamusal yaşamının sona erdiğini sadece hususi aile etkinliklerine katılmaya devam edebileceğini söylemişti.
Sadece Andrew’nun Kral, Kate ve Prens William’ın yokluğunda bu şekilde ortaya çıkmasının oldukca daha mühim bir gelişme olduğu ortada.
Andrew’nun BBC röportajının arka planını özetleyen Scoop belgeseli, gelecek günlerde Netflix’te yayına girecek. Bu durum, Prens’in ailenin öteki üyeleriyle beraber halkın önüne çıkmasına duyulan ilgiyi daha da artıracak.
Öte taraftan Kraliçe Camilla’nın da aynı anma etkinliğinde bulunduğunu sadece ailenin öteki üyelerinden ayrı geldiğini de belirtelim. Meinzer, fotoğraflarda Kraliyet Ailesi üyelerine Andrew yerine Camilla’nın liderlik etmesinin, halkla ilişkiler bağlamında daha şık bir hareket olacağını söylemiş oldu. Royston ise William’ın tahtın veliahtı olması sebebiyle liderlik bağlamında Camilla’dan oldukca daha ileride bulunduğunu hatırlattı.
Meinzer, önder yoksunluğunun hoş bir görüntü olmadığını ifade ederek, “Andrew’nun varlığı ve Kate’in yokluğunda monarşi itimat vermiyor dedi ve sözlerini şöyleki noktaladı:
“Eğer Kate ile alakalı komplo teorilerine bakarsanız, eğer halkın Andrew’ya duyduğu tiksintiye bakarsanız, kamuoyu şu an bu kuruma itimat duymuyor. Monarşi hiçbir şekilde saygı kıymet bir kurum olarak görülmüyor. Fazlaca büyük bir değişiklik gerek, aksi takdirde işler daha da kötüye gidecek.”
Buckingham Sarayı, Business Insider‘ın yorum taleplerine cevap vermedi.
Business Insider‘ın haberini Sevin Turan Türkçeleştirdi. Fotoğraflar: Getty Images