İnci Taneleri’nin “Yaşayan, yaşatan ve yaşam savaşı veren tüm bayanlara…” mesajıyla süregelen yeni bölümünde tema 8 Mart Dünya Emekçi Hanımefendiler Günü iken hikayenin odağında Dilber vardı. Son iki bölümdür öykü; Azem’in hayatına dahil olmaya çalışan, elinden geldiğince ona iyi davranmasına karşın iyiliğine dahi karşılık bulmakta zorluk çeken Dilber’e kısa kısa uğrarken, Azem-Özgür, Azem-Piraye ilişkileri daha çok odaktaydı. Kısaca Dilber savrulduğu hayatta bir halde var olmaya kenardan kenardan devam etmekteydi.
Ta ki 6. bölümün sonuna kadar… Bölümün sonunda Dilber bir türlü boşanmaya ikna edemediği eşi Zahir’den sertlik görüp hastaneye kaldırılmıştı.
Dilber’in “görünmeyen yerlerinde derin yaralar bırakan” bu korkulu hücum sonrasında devreye “acıma” duygusu da girecekti. Bunu Nergis ve Kasım’ın Azem’le olan telefon görüşmesinde gördük. Dilber’in başına geçenlerden habersiz bir halde Azem’i arayan Nergis ve Kasım, “aldıkları ortak kararla Azem’e Dilber’den ziyade Piraye’yi uygun gördüklerini” açıklıyordu.
Normal olarak Azem’in iyiliğini düşünüyorlardı sadece Dilber’in hastanede yattığını öğrendiklerinde pişmanlık hissi vurmuş olacaktı ki çiftimiz ellerinde baklavayla Dilber’i ziyaret ediyor, Nergis, Dilber’e “onun ne kadar kuvvetli bir bayan olduğundan” söz ediyordu. Bu bakışlara, kendisine verilen tavsiyelere alışık olmalı Dilber. Zira geleceğinden adı benzer biçimde güvenilir olduğu acıma duygusunun da Azem’den gelmesini dilemekte bir problem görmüyordu.
Dizinin daha ilk bölümünden akıllara kazınan “Hepimiz yer içer, hesabı Dilber öder” sözünün ne anlama geldiğini bir kez daha bölüm süresince gördük. Aslen Dilber yerine “hanım” ya da “hanımefendiler” ifadesini maalesef bu cümleye koymak mümkün. Dilber üstünden uzaklaştırma kararlarının ne kadar etkili bulunduğunu da sorguluyoruz. Her şeyin bilincinde olan Dilber acı bir gerçeği daha ortaya koyuyor:
Hayatım süresince tüm bedelleri ben ödedim bundan sonrasında da öyleki olacak.
Karakterlerin Dilber’e üzülüşü dahi yüzümüze yaralanan bir tokat benzer biçimde adeta… Her hanım cinayeti haberinde, tanıklık ettiğimiz sertlik vakasında cemiyet olarak neredeyse monolitik bir halde bir süre üzülüyor, kınıyor sonrasında yaşamımıza devam ediyoruz.
Müzikholdeki bazı adamlar…
Tıpkı müzikholdeki adamlar benzer biçimde! Müşterilerin, kızların Instagram’da canlı gösterim açarak gerçekleştirdikleri protestoya iştirak etmesi her vakada gösterilen sığ tepkinin bir örneği.
Dilber’in başına gelenleri duyunca kızların protestosunu ayakta alkışlayan müşteriler, ertesi akşam “Dilber, Dilber” diye yeri göğü inletip hemen hemen taburcu olmuş Dilber’in gözyaşlarını gizleyerek oynayışına alkış tutmaktan çekinmedi. Makyajının altına saklamış olduğu yaralarıyla gene hesabı Dilber ödeyecekti.
Hanıma yönelik şiddetin ve hanım cinayetlerinin yarattığı travmayı gözler önüne sermesi açısından Özgür’ün tabip Elif’e anlattıkları da bölümün en çarpıcı anlarındandı. Hem Özgür’ün anası öldüğünde 14 yaşlarında bulunduğunu öğrendik hem de anbean annesinin ölümünü iyi mi algı ettiğini…
Bir başka çarpıcı nokta ise Zahir’in saklanmasıydı… İnci Taneleri de Zahir gibilerin bu şekilde bulunduğunu bir kez daha gösterdi… Bunlar böyledir; korkak, aşağılık. Bir hanıma, bir çocuğa, hayvana, bitkiye, özetle kendinden güçsüze sertlik uygularken kaplan kesilir sonrasında da bir böcek benzer biçimde saklanırlar. Zahir de Dilber’e sertlik uyguladıktan sonrasında kendini dükkana kitleyerek “tedbir” alıyordu.
Didem Madak’ın Pulbiber Mahallesi ve ince detaylar…
Kapatırken ince detaylara bir göz atalım… Azem’in talebesi, Piraye’nin kızı Ayça’nın okurken uyuyakaldığı kitap, 2011 senesinde hemen hemen 41 yaşlarında kanser sebebiyle yaşamını kaybeden ozan Didem Madak’ın 2007’de çıkan Pulbiber Mahallesi adlı şiir kitabıydı. Kitabın açılış şiiri olan Büyümüş Çocuk Şiiri‘ne bir bakalım; Ayça’nın bağ kurabileceği bir şiir…
“Artık büyüdü diyorlar bana / Ekmeğini salatanın suyuna banma / Ben artık büyüyüm Füsun / Varlıklı evlerinde Harry Potter oldum bu yaştan sonrasında…” (Pulbiber Mahallesi, Büyümüş Çocuk Şiiri)
Geçen bölümde Azem iyi mi bir tek Dilber’in “Nereye gidiyorsun” sorusuna yanıt verdiyse bu bölümde de Dilber bir tek Azem’in “Nasılsın” sorusuna yanıt veriyordu.
Azem, işe girip girmeme ikileminde Piraye’nin yardımcısı Sibel’e lüzumlu belgeleri sorduğunda Sibel “Oldukça kolay, TC kimlik numaranızı vereceksiniz” diyordu. Aslen hakikaten “fazlaca kolay” olan bazı şeyler, bazıları için o denli da kolay olamıyor…