Fulton ve Napolyon 1800, Fransa
Fransa, Amerikan devrimi esnasında Birleşik Devletlerin tek müttefikiydi.
Fransızlar kendi devrimini yaparken ise iyi niyetlerini bildirdiler. Napolyon
belirgin bir diktatör haline ulaşmadan önce, Birleşik Devletler yeni rejimi tanıyan
birkaç devletten biriydi. Bu Lousiana’nın satın alınmasını getirdi ve 1812
Savaşı’na yardım etmek isteyen Amerikalıların Fransa’ya akışına yol açtı.
Napolyon artık Fransa’nın lideri olmuştu. Napolyon uyanık bir adamdı. Bugün
bile hala kullandığımız birçok şeyi o yaratmıştır. Sözgelişi teneke konserve
kutuları ordunun yiyeceklerini saklamak suretiyle en iyi icadın arandığı bir yarışma
sonucu ortaya çıkmıştır. Fakat o şekilde bir buluş var ki, reddetmeseydi her şey değişik
olabilir ve İngilizler onu yakalamadan yargı sürebilirdi.
Robert Fulton adındaki bir Amerikalı, Fransız ve Amerikan devrimlerinin
ideallerini gerçekleştirmesi için Napolyon’a destek olabilecek fikirlerle
doluydu. Genç icat eden bir denizaltı tasarlamış ve bunu tecrübe etme fırsatı da
bulmuştu. Bu makine üç kişilik mürettebatıyla suyun ortalama 10 metre altında
gidebiliyordu. Yelkenler ve direklerle düzgüsel bir vapur şeklinde düşman gemisine
yaklaşıp, birden kaybolan bu vapur su altından düşman gemisine bir torpido
fırlatabiliyordu.
1800’de Robert Fulton, Paris’e gitti ve sonunda Napolyon’un dikkatini çekmeyi
başardı. Bu zor bir işti bundan dolayı Birinci Konsül hem orduyu, hem de Fransız
hükümetini yönetiyordu. Fulton prototip bir denizaltı hazırlayacak kadar oldukça
para harcamıştı. Napolyon’a bunu Rouen limanında gösterme şansı buldu.
General bundan pek etkilenmedi. O zamanlar Fransa’nın İngiltere kadar büyük
bir filosu ve daha da fazla gemiye haiz olabilecek gücü vardı. Ulusunun
paralarını yeni bir icada harcamak için mantıklı bir niçin bulamıyordu. Aslına bakarsanız
donanma da askeri güçler içinde ikinci aşama öneme sahipti.
Napolyon’un icadını reddetmesi Fulton’ı bir tek o an için hayal kırıklığına
uğrattı. Başka bir fikri daha vardı. Robert Livingston’un maddi ve tinsel
desteğiyle 1802’de Seine nehrinde saatte 3 mil hızla giden buharlı bir vapur
yapmayı başardı. Bu düşük bir hızdı bundan dolayı yelkenliler iyi bir rüzgarda saatte 7-
10 mil arası bir hızla gidebiliyordu. Dere üstünde giden herhangi bir geminin
ise rüzgara karşı devamlı ilerlemesi gerekebileceğinden yavaşlaması doğaldı. Fakat
mühim bir detay vardı ki, Fulton’ın gemisi rüzgardan etkilenmiyor ve yönünü
kaybetmeden ilerleyebiliyordu.
O sırada Napolyon, pek göremediği sulh zamanlarından birinin tadını
çıkarıyordu. Ayrıca daha ustalaşmış bir ordu oluşturma İşine yoğunlaşmıştı.
Fulton’ın Napolyon’la görüşme ricaları reddedildi. Napolyon rüzgara karşı
ilerleyebilecek vapur prototipini asla göremedi. Kim bilir bu yüzden aklına asla
bu tarz bir olay gelmemişti.
Birkaç yıl sonrasında Fransızların “Büyük Ordu”su, İspanyol ve Fransız filolarının
gelip onları almasını beklemeye başladı. İngiliz kıyılarına çıkartma hayata geçirmeye
hazırlanıyorlardı. Sadece Fransız ve İspanyol donanmaları İngilizler tarafınca
kıstırılmış bir halde limanlarda demirliydi. Kim bilir Fransız İmparatoru önü
kesilmiş limanlara bakarken, şu Amerikalı hayalperestin su altı gemilerini
hatırlayıp, Kraliyet gemilerini onlarla defedebilir miydik acaba, diye düşünmüş
olabilir.
Napolyon’un Fransız bütçesinin büyük kısmını harcamış olduğu İngiltere işgali
projesinde mesele zamanlamaydı. Askerleri taşıyacak olan gemilerin uygun
rüzgara ve sakin bir denize gereksinimi vardı. Ek olarak Kraliyet donanmasını da
atlatmaları gerekiyordu. Bunun için de Fransızların Manş Denizi’ni minimum iki gün
denetim edebilmeleri gerekiyordu. 1815’e gelindiğinde Fulton’ın buharlı gemileri
saatte 5 milin üstünde bir hızla Raritan, Potomac ve Missisipi nehirlerinde
yüzüyordu.
Bu gemiler oldukça daha çok maddi imkanlara haiz Fransa’nın elinde gelişseydi,
fena bir rüzgar sebebiyle Kraliyet donanmasının hareket edemeyeceği bir
zamanda, ki bu sık sık olurdu, muhtemelen Fransızlar rüzgara karşı hareket
edebilen buharlı gemileriyle Manş’ı geçebilirdi. Çıkartma yapılınca da İngiliz
ordusunun karada kalmış olan kısmı iyice hırpalanabilirdi. Sadece Fransaİspanya
ittifakının birliği başarısız oldu. Manş’ın kıyılarında bir yıldan fazla
bekleyen ordu da gitti Avusturya’yı işgal etti.
Sonraki on yılda İngiltere imparatora karşı her tür direnişi parasal olarak
destekleyecekti. İngilizler ve Fransızlar 1805’te, İber Yarımadasında, Mısır’da,
Akdeniz adalarında ve Fransa topraklarında savaştıktan sonrasında, Napolyon
İngiltere’ye bir ordu çıkarabilseydi Avrupa’nın hakimi olurdu diye vurgunculuk
yapmak zor olmazdı. Eğer buharlı gemileri olsaydı, bu şekilde bir çıkartmayı da
yapması mümkündü. Bu yeni icada bir talih vermek Napolyon’un büyük planını
uygulamaktan daha mantıklıydı. Bu plan, başarısızlığıyla tüm zamanı değiştirdi.