ONURCAN BAL Mart ayında ABD’de yaşanmış olan banka iflasları ve küresel çapta bankacılık sektörüne ilişkin artan endişelerin kaçınılmaz bir sonucu olarak kredi koşullarında bir sıkılaşmanın yaşanması umut ediliyor. Kredi koşullarında ihtimaller içinde bir sıkılaşmanın önümüzdeki süreçte ekonomik gelişme üstünde negatif tesirleri olacaktır. Kredi koşullarındaki sıkılaşmanın etkilerine ek olarak önceki hafta ABD başta olmak suretiyle küresel PMI rakamlarında yaşanmış olan bozulma ve açıklanan bazı ekonomik verilerdeki yavaşlama emareleri küresel çapta resesyon endişelerini artıran gelişmeler oldu. Internasyonal Para Fonu (IMF), geçen hafta gösterilen Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda küresel ekonomik gelişme tahminini bu yıl için yüzde 2.9’dan yüzde 2.8’e ve 2024 için yüzde 3.1’den yüzde 3’e düşürdü. IMF, borç seviyelerinin yüksek seyrettiğine dikkat çekerek bu durumun siyaset yapıcıların yeni zorluklara cevap verme kabiliyetini sınırladığı belirtti. IMF Başkanı Kristalina Georgieva, küresel ekonomik büyümenin gelecek beş yılda yüzde 3 ile 33 senenin en düşük seviyesinde gerçekleşeceğini öngördüklerini söylemiş oldu. Son dönemde gösterilen raporlarda küresel hisse piyasalarında resesyon endişeleri sebebiyle satış baskısının artış kaydedebileceğine dair vurgular da dikkat çekiyor. ABD’de 2023 yılının ilk çeyreğine ilişkin finansal netice süreci büyük bankaların finansallarını açıklamasıyla başladı. ABD’de bilançolarını açıklayan büyük bankalardan JPMorgan, Citigroup ve Wells Fargo’nun net kârı faizlerdeki artış ve bankacılık krizinde mevduatların büyük bankalara kaymasıyla bu senenin ilk çeyreğinde artış gösterdi. Gelecek günlerde 2023/03 dönemine ilişik finansallar piyasaların yakın takibinde yer alacaktır. 2023 yılı ilk çeyrek finansallarında ABD’li şirketlerin kârlarında zayıflama yaşanabileceği öngörülüyor. Şirket kârlarındaki ihtimaller içinde bir zayıflama resesyon endişelerinin gündemdeki yerini koruduğu bir ortamda risk iştahı ve piyasalar üstünde baskının derinleşmesine niçin olabilir.
ABD’DE ENFLASYON RAKAMLARI VE FOMC TUTANAKLARI
Geçen haftanın en mühim veri akışını ABD’deki enflasyon sayıları oluşturdu. Çarşamba günü açıklanan mart ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 0.1 artış kaydetti ve senelik TÜFE yüzde 6’dan yüzde 5 seviyesine geriledi. Piyasada beklentiler aylık yüzde 0.2 artış olması ve senelik TÜFE’nin yüzde 5.1’e gerilemesi yönündeydi. Açıklanan TÜFE verisi piyasa beklentilerinden bir miktar daha iyi geldi. Perşembe günü açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) aylık bazda yüzde 0.5 oranında düşüş kaydetti. Piyasadaki beklentiler aylık bazda bir değişiklik olmaması yönünde şekillenirken, ÜFE’de yaşanmış olan yüzde 0.5’lik düşüş pandemi başlangıcından itibaren aylık bazda kaydedilen en büyük düşüş oldu. Böylece senelik ÜFE yüzde 4.9 seviyesinden yüzde 2.7 seviyesine geriledi. Açıklanan veri maliyet yönlü baskının hafiflediğine işaret ederken, son dönemde enerji maliyetlerinde (petrol fiyatlarındaki yükseliş kaynaklı) yaşanmış olan artışın potansiyel tesirleri yakından takip edilmelidir. ÜFE verisi sonrasında ABD borsaları başta olmak suretiyle küresel hisse piyasalarında yükselişler etkili olurken, doların küresel çapta kıymet kaybetmiş olduğu görüldü. Geçen hafta gösterilen FOMC tutanaklarında mart ayında yaşanmış olan banka iflaslarının peşinden üyelerin bu yılki faiz artırım beklentilerini azalttığı açıklandı. Tutanaklarda yetkililer ek olarak kredi daralmasının ekonomiyi daha da yavaşlatma potansiyeline karşı tetikte olmaya devam edeceklerini altını çizdi.
FAİZ ARTIRIM DÖNGÜSÜNÜN SONUNA YAKLAŞIYORUZ
2022 senesinde küresel çapta FED başta olmak suretiyle merkez bankalarının agresif faiz artırımlarını takip ettik. 2023 yılının ilk çeyreğinde faiz artırım hızları düşüş kaydederken, küresel çapta geçen yıldan bu yana devam eden faiz artış döngüsünün artık sonuna yaklaştık. Mart ayında ABD’deki banka iflasları sonrasında finansal sisteme yönelik endişelerin ve hassasiyetin artış kaydettiği konjonktürde merkez bankalarının fiyat istikrarı kadar finansal istikrarı da gözeteceklerini ve enflasyonist bir baskı yaşanmadığı sürece ek bir sıkılaşmadan kaçınacakları kanısındayız. Bu hususta öncü merkez bankası olarak takip edilen ve piyasalar üstündeki tesiri oldukça yüksek olan FED cephesine baktığımızda önümüzde 25 baz puanlık bir faiz artırımı daha bulunuyor. Son gösterilen FOMC tutanakları ve bazı FED üyelerinin açıklamalarını dikkate aldığımızda mayıs ayı toplantısında FED’den 25 baz puanlık bir faiz artırımı daha bekliyoruz. Böylece faiz oranını yüzde 5-5.25 seviyesine yükseltecek olan FED, mart ayı toplantısında gösterilen projeksiyonlarda anlatılan nihai faiz oranına da ulaşmış olacak. FED’in bu 25 baz puanlık faiz artışı sonrasında beklemeye geçerek enflasyon ve istihdam verileri başta olmak suretiyle ekonomik verileri yakından izleyeceğini değerlendiriyoruz. FED Başkanı Powell başta olmak suretiyle FED cephesinden kurulan iletişimde bu yıl faiz indirimi öngörülmediği ifade edilirken, piyasalar senenin ikinci yarısında FED’in faiz indirimlerine başlayabileceğini fiyatlıyor. Bu hususta net bir şey söylemek adına oldukça erken. FED’in mi yoksa piyasaların mı haklı çıkacağını enflasyonun seyri, genel ekonomik görünüm ve bankacılık sektöründeki gelişmeler belirleyecektir. Avrupa Merkez Bankası (ECB) üyelerinden bir çok son dönemde yaptıkları açıklamalarda faiz oranlarındaki artışın devam etmesi yönünde görüş bildirirken, ECB’nin de yavaş yavaş faiz artırımlarını sonuna geliyoruz. Senenin ikinci yarısı itibariyle ECB’nin de faiz artırımlarını sonlandırmasını bekliyoruz. İngiltere Merkez Bankası (BoE) mart ayında yukarı yönlü sürpriz icra eden enflasyon sebebiyle 25 baz puan faiz artırımına giderken, İngiltere’de ek bir enflasyonist baskı görülmezse BoE’nin faiz artırım döngüsünü tamamladığını düşünüyoruz. Toparlayacak olursak, önümüzdeki birkaç aylık süreçte küresel merkez bankalarının birçoğu faiz artırım döngülerini sonlandırmış ve veri odaklı bir yaklaşıma geçmiş olacak. Bundan sonraki süreçte piyasalar enflasyon başta olmak suretiyle açıklanacak ekonomik verileri yakından izleyecek ve resesyon kaynaklı endişeler fiyatlamaları şekillendirecektir.
YURTİÇİNDE FİNANSAL SONUÇ DÖNEMİ
Geçen hafta cuma günü itibarıyla Karsan’ın 2023/03 süreci finansal neticelerini açıklamasıyla yurtiçinde finansal netice süreci de başlamış oldu. Yeni haftada 19 Nisan’da Arçelik’in finansal neticelerini açıklaması umut ediliyor. Yurtiçinde konsolide olmayan finansal sonuçlar 2 Mayıs geçmişine kadar, konsolide finansal sonuçlar ise 10 Mayıs geçmişine kadar açıklanacaktır. Bankaların ise son finansal netice gönderim zamanı 22 Mayıs’tır. 2022 senesinde yüksek enflasyonist ortamın da etkisiyle birçok firmanın gelir ve kâr rakamlarında kuvvetli artışlar gördük. Geçen yıldaki kuvvetli baz tesiri ve enflasyonun önceki yıla kıyasla bir miktar yavaşlamasıyla 2023 senesinde birçok sektör ve şirkette geçen yıla kıyasla gelir ve kâr artışında yavaşlama yaşanacağını değerlendiriyoruz. Bu yüzden bu yıl sektör ve şirket seçiminde daha duyarlı davranılması ve finansal beklentileri kuvvetli olan sektörlerin/şirketlerin tercih edilmesi gerektiği kanısındayız. Finansal netice süreci süresince açıklanacak finansallara bağlı olarak hisse bazlı ayrışmaların yaşanabileceği dikkate alınmalıdır.
BIST-100 Endeksi haftayı 5.000 puan üstünde kapattı
Geçen haftanın ilk bölümünde endekste toparlanma eğiliminin güç kazanılmış olduğu ve bir süredir mühim bir direnç bölgesi olarak takip edilen 5.000 – 5.078 bölgesinin hafta başındaki alımlarla aşıldığını gördük. Hafta içinde 5.200 seviyesi kuvvetli bir direnç olarak çalışırken, hafta ortasından itibaren endekste dalgalı bir seyir etkili oldu. Cuma günü kapanışa doğru ise hız kazanan satışlar dikkat çekti. BIST-100 Endeksi geçen haftayı yüzde 3.42 oranında kıymet kazanımıyla 5.092,88 puandan tamamladı. Endekste kısa vadede 50 günlük rahat hareketli averaj (5.068) ile 5.000 puan seviyesi destek bölgesi olarak takip edilecektir. Bu bölge altına bir sarkma yaşanacak olursa 4.950 ve 4.890 seviyeleri destek konumunda bulunmaktadır. 4.890 seviyesi altında ise teknik görünümdeki bozulmanın derinleştiği ve satışların hız kazanılmış olduğu görülebilir. Bu durumda 4.750 – 4.680 – 4.601 ve 4.479 seviyeleri kademeli olarak gündeme gelebilir. Endekste 5.000 – 5.068 bölgesi üstünde tutunma korunabilirse 5.200 seviyesinin direnç olarak kontrol edilmeye devam edeceğini değerlendiriyoruz. Son günlerde kuvvetli bir direnç olarak çalışan 5.200 seviyesi aşılacak olursa 5.290 – 5.350 seviyelerine doğru bir yükseliş yaşanabilir. Yeni haftada 20 Nisan Perşembe günü Ramazan Bayramı Arifesi sebebiyle Borsa İstanbul yarım gün işlem görecek olup, 21 Nisan Cuma günü de bayram tatili sebebiyle kapalı olacaktır. Bayram sebebiyle kısalan haftada endekste işlem hacimlerinin genel olarak düşük kalmaya devam edeceğini değerlendiriyoruz.