İlk olarak 2022 senesinde gösterilen sadece Wall Street Journal’da geçtiğimiz günlerde alıntılanmasının arkasından büyük ilgi çeken bir araştırma, elektrikli araçların çevreyi benzinli araçlardan daha çok kirlettiğini öne sürüyor.

Wall Street Journal’da “elektrikli araçlar daha fazla parçacık kirliliği yayıyor” başlığı ile gösterilen yazıda, mevzunun detaylarına da iniliyor.

Kaliforniya, benzinli vasıta satışını yasaklamak istiyor

Tesla cars just got more expensive, but other EVs still have a full tax credit
Kaliforniya yönetimi, elektrikli araçların yaygınlaşmasını istiyor

ABD’de Biden yönetimi, Kaliforniya eyaletinde 2035 yılından itibaren benzinli araçların satışının yasaklanmasına yönelik planı inceliyor. Kaliforniya, bu yasağı uygulatmak için halkın “parçacık kirliliğinden” korunması icap ettiğini öne sürüyor.

Kısaca havada uçuşan toz, kir ve kurum benzer biçimde zararı olan parçacıklar. Kaliforniya eyaleti yönetimi, bu parçacıkların temel sorumlusu olarak da benzinli araçları görüyor.

Peki bu parçacıklar, söz mevzusu araçların neresinden geliyor? Kaliforniya eyaleti, parçacıkların deposu olarak egzozları gösteriyor. Bu data geçmişte doğruydu sadece meydana getirilen araştırmalar artık yeni benzinli araçların partikül filtrelerinin emisyonları, kat edilen her bir mil (ortalama 1,6 kilometre) başına bir gramın binde birine kadar düşürüldüğünü gösteriyor.

Ek olarak Çevreyi Koruma Ajansı verilerine bakılırsa, otomobiller Kaliforniya’daki tüm partikül parçacıklarının yalnız yüzde birinden görevli.

Hava kirliliği nereden geliyor?

Görsel: Pixabay

Peki bu kirlilik nereden geliyor? Gene meydana getirilen araştırmaya bakılırsa, artık otomobillerle ilgili parçacık kirliliğinin en mühim sebebi şaşırtıcı bir halde lastikler ve hatta frenler.

Otomobiller ağır şeyler ve lastikleri yola sürtündükçe, oldukca küçük ve çoğunlukla toksik parçacıklara parçalanıyorlar.

Emisyon analitiği icra eden bir firmanın verileri, partikül filtresi olan araçların lastiklerinden meydana gelen ve havaya karışan emisyonun, egzozdan salınan parçacıklardan tam 400 kat daha çok bulunduğunu gösteriyor.

Elektrikli araçların doğaya daha çok zarar verdiği iddiası da, bu aşamada devreye giriyor.

Elektrikli otomobiller “sıfır emisyonlu” değil mi?

“Sıfır emisyonlu araçlar” olarak pazarlanan elektrikli otomobillerin “şarj olması” için ihtiyaç duyulan elektriğin üretiminde havaya salınan partiküller bir yana, elektrikli araçların daha ilkin pek bilinmeyen bir problemi daha ortaya çıktı.

Averaj bir elektrikli otomobil, benzinli otomobilden ortalama yüzde 30 daha ağır. Daha çok ağırlık, lastiklere daha oldukca yük binmesi ve lastiklerin daha acele aşınması, doğrusu çevreye daha çok parçacık salınması anlamına geliyor.

Aynı emisyon şirketi, biri elektrikli, biri hibrit olan iki aracı karşılaştırdığında, elektrikli aracın, hibrit modelden ortalama üçte biri kadar daha ağır bulunduğunu görmüş oldu. Her iki vasıta kontrol edildiğindeyse, elektrikli aracın, lastik tüketimi sebebiyle ortalama yüzde 25 daha çok parçacık kirliliğine niçin olduğu ortaya çıktı.

Mevzu frenlere ulaştığında ise, durum daha da vahim bir hâl alıyor. Elektrikli aracın frenleri, gene ağırlık sebebiyle daha acele ve fazla aşınıyor. Elektrikli vasıta, toplamda çağıl bir benzinli araçtan bin 850 kat daha çok parçacık üretiyor.

Görsel: Pixabay

Araştırma “kısmen doğru” diyenler de var

Sadece araştırmaya karşı çıkanlar da var. Virgina Tech Üniversitesi’nde Profesör olan Hesham Rakha Daily Mail’e yaptığı açıklamada, çalışmanın “kısmen doğru” bulunduğunu söylüyor. Rakha, ağırlıktan meydana gelen “fazla parçacık üretimi”nin sedan araçlar ve SUV’ler karşılaştırıldığında da görülebileceğinin altını çiziyor.

Rakha ek olarak, araçlardan yayılan mikroplastiğin, havada aslına bakarsan bulunan mikroplastiklerden ayırılıp, ölçülebilmesinin de son aşama zor bulunduğunu vurguluyor. Virgina Tech’te ekibiyle beraber elektrikli araçlar ve benzinli araçların ne kadar mikroplastik kirliliğine sebep bulunduğunu ölçümlemek için trafik simülatörleri kullanan Rakha, hemen hemen ölçüm almadıklarını sadece farkın ortalama yüzde 20’lerde olmasını beklediğni belirtiyor.

“Bu tabi ki insanların elektrikli araçlardan uzaklaşmasını gerektirmiyor. Zira bu araçlar ‘sıfır emisyona’ bağlı olarak daha verimliler. Sadece gene de aracınızı şarj ederken oldukca fazla karbon dioksit salınımı yapıldığı da bir gerçek” diyor Rakha.
Parçacık kirliliği, astımdan, kalp ve ciğer hastalıklarına, kimi durumlarda kansere sebep olabiliyor.

Kömür santrallerinden gelen elektrikle şarj etmek…

Görsel: Pixabay

Mevzuyla ilgili The New York Times’a konuşan Carnegie Mellon Üniversitesi Mühendislik kısmı Profesörü Jeremy Michalek de “kömür bu mevzuda tehlikeli sonuç bir unsur” diyor ve ekliyor: “Eğer elektrikli araçlarınızı gece süresince şarj eder ve kömür ile çalışan elektrik santrallerinin ‘fazla mesai’ yapmasına niçin olursanız, elektrikli araçların iklim değişikliğine karşı faydası azalacak ve hatta daha çok hava kirliliğine yol açabilirsiniz.”

Elektrikli araçlarda kullanılan lityum iyon pillerin içindeki kobalt ve lityum benzer biçimde materyaller de gene çevre mevzusunda kaygı yaratıyor. Kobalt madenciliği toksik kimyasal ve gazlar yayarken, metalleri çıkarma işlemi sülfür oksit yayarak, havayı kirletiyor.

Mevzu sera gazıysa, en “masumu” gene elektrikli araçlar

Fakat tüm bunlara karşın ABD “Çevre Koruma Ajansı” EPA, elektrikli araçların çevre için daha azca zararı olan bulunduğunu vurguluyor. EPA’ya bakılırsa, bir elektrikli aracın tüm yaşamı süresince, doğrusu üretimi, şarj edilmesi ve kullanlması süresince, standart bir benzinli otomobilden toplamda daha azca sera gazı oluşmasına sebep oluyor.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )