Dünyanın en güzel hissiyatlarından birisi de evlat sahibi olmak. Anne ve baba adayları aileye katılacak yeni bireyleri için oldukça heyecanlı oluyorlar. Doğmadan bebeklerinin geleceği için hazırlıklar yapan aileler isim konusunda da uzun bir karar verme ve araştırma sürecine giriyorlar. Kız bebekler için anlamları birbirinden güzel isimler bulunuyor.
A’dan Z’ye Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
E Harfi ile Başlayan Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
Ebed: Sonu olmayan gelecek. İsim olarak kullanılmaz.
Ebedi: Sonsuz, sonrasız, ölümsüz. 2. Ölümsüzlük.
Eber: Hayırlı, şerefli, faziletli.
Ebra: Ürkme, kaçma. Birden bire ölme (!!! Çok kötü enerjili bir isim)
Ebrar: Özü sözü doğru olan, hamiyetli, İffetli kişi manasındadır.
Ebru: 1. Kaş. 2. Bulut renginde, buluta benzer, bulut gibi dalgalı, bulutlu. 3. Kağıt üzerine kendine has usulle yapılan, mermer, damarları gibi dalgalı şekilli süsleme. Ciltçilikte ve hüsn-ü hat’ta kullanılır.
Ebrunur: Ebru ve nur isimlerinin birleşimden oluşmuş isimdir.
Ebyar: Pek ak, pek beyaz.
Ece: Güzel kadın, kraliçe manalarını taşır.
Eceaypar: Ay parçası gibi parlayan kraliçe.
Eceban: Kraliçe hükümdarlığı.
Ececan: Kraliçelik eden. 2. Ana gibi cana yakın.
Ecegül: Gül gibi güzel kraliçe.
Ecegün: Çok güzel bir günde doğan
Ecehan: Yönetici güzel kadın, hükümdar, kraliçe.
Ecem: Kraliçem.
Ecemsu: Su kraliçesi.
Ecenaz: Nazlı güzel kadın anlamındadır.
Ecenur: Nurlu, ışıklı kraliçe.
Ecer: Yen, güzel, iyi.
Ecesay: Güzelliğiyle çevresinde saygı uyandıran
Ecesel: Coşkulu bir güzelliğe sahip olan
Eceser: Güzelliği gözler önünde olan
Eceseren: Güzelliğini gizlemeden yaşayan
Ecesoy: Saygın ve güzel soydan gelen
Ecesu: Su gibi berrak ve çok güzel.
Ecesun: Güzelliğini sunan, gösteren
Eceşan: Güzelliğiyle şöhretlenmiş olan
Eceşen: Neşeli, şen şakrak ve güzel
Ecetan: Tan vakti kadar güzel
Eceten: Çok güzel tene sahip olan
Eceyar: Çok güzel sevgili.
Echer: Son derece güzel kadın. İkinci manası gündüz iyi görmeyen karmaşık gözlüdür.
Ecmel: En güzel, en yakışıklıanlamındadır.
Ecre: Mükâfat. Ecr kökünden gelir.
Ecren: Allah’ın hediyesi anlamını taşımaktadır.
Ecrin: Allah’in hediyesi demektir.
Eda: Naz, işve, davranış, tavır, namaz kılma… Manalarını taşır.
Edaay: Ay gibi güzel ve nazlı
Edacan: Nazlı ama içten olan kimse
Edacan,: Nazlı ama içten olan kimse.
Edacık: Nazlılığıyla sevilen.
Edadil: İşveli, dilli olan
Edagöz: Gözlerinden nazı ve işvesi okunan.
Edagül: Gül gibi güzel ve nazlı
Edagün: Nazlı gün, nazenin
Edagüz: Nazlı sonbahar.
Edagüzar: Becerilerini göstermekte nazlanan.
Edahses: Nazlı ses.
Edalı: Nazlı, işveli,
Edalıay: Nazlı bir ay gibi.
Edalıcan: içtenliğinde nazlanan.
Edalıgöz: İşveli göz.
Edalıgül: Nazlı bir gül gibi.
Edalınaz: Naz yapar gibi.
Edalınur: Işık saçmak nazlanır gibi olan.
Edanaz: Naz yapar gibi
Edanur: Işık saçan nazlı güzel.
Edasal: İşvesiyle tanınan.
Edasay: Nazlı hanımefendi.
Edasel: Nazlı, çoşkulu.
Edases: Nazlı ve işveli bir sese sahip olan.
Edasev: Nazlı sev.
Edaseven: Kendisi gibi nazlı olanı seven.
Edasever: Kendisi gibi nazlı olanı seven.
Edasoy: Nazlı bir soydan gelen.
Edasu: Eda ve Su isimlerinin birleşiminden oluşur. Nazlı su gibi bir anlam taşır.
Edasun: Nazlandığını belli eden.
Edaşan: Nazlılığıyla şan, şöhret sahibi olmuş.
Edaşen: Neşeli ama nazlı.
Edayar: Nazlı sevgili.
Edayel: Nazlı nazlı esen rüzgar.
Edayüz: Nazlılığı yüzünden okunan.
Edeb: Terbiye, nezaket, düzenli.
Eder: Kıymet, değer
Edibe: Nazik, edepli, terbiyeli.
Edis: Uluğa ermiş olan
Ediz: Değeri yüksek, kıymetli
Edviye: “Adviye” isminin bir başka söyleniş biçimi.
Eengüz: Rüzgarlı sonbahar.
Efhem: 1. Çabuk anlayan. 2. Zihni açık olan. 3. Daha ulu, çok büyük şeref sahibi fehametli.
Efide: Yürekler, kalpler, gönüller.
Efil: Rüzgar, dalgalanma
Eflin: Cennetin 8 kapısının biri. Cennete açılan kapı.
Efnan: Cennetteki güzel gözlü kız.
Efnem: Cennete açan çiçek
Efra: Allah’tan gelen esinti. İşi gücü olmayan adam, gibi anlamları olduğu yazıyor. Kökeni ve anlamı tam bilinmiyor. Harfler güzel ama anlamlar belirsiz ve kötü.
Efraz: Kaldıran, yükselten. Firaz Yükselten, mümtaz, büyük, meşhur, maruf.
Efridun: Cemşid soyundan anlayış ve zekasıyla meşhur bir İran hükümdarı.
Efrug: 1. Parıltı, ışık. 2. Nur.
Efruz: 1. Şule, parıltı. 2. Aydınlatan, parlatan. 3. Tutuşturan, yakan. Gösterişli güzel.
Efsa: Sihirbaz, efsuncu, büyücü. (Kötü manalı bir isim!!!)
Efsane: Eski çağlardan beri söylene gelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayali hikaye. 2. Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikaye.
Efser: Taç, başlık
Efsun: Büyülü, sihir
Efşan: Dağıtan, saçan, serpen manalarındadır.
Efşar: Sıkılma, özü çıkarılma.
Efşure: Özsu.
Eftal: En değerli en yüksek.
Eftalya: Denizkızı
Eftelya: Bir dönemin ünlü gayri müslim ses sanatçısı, denizkızı Eftelya.
Efza: Artıran, çoğaltan.
Ege: Türkiye’nin batısında yer alan deniz, ulu
Egegül: Egenin gülü.
Egenaz: Ege’nin nazlı kızı
Egenur: Egenin aydınlığı.
Egesel: Ege gibi çoşkulu olan.
Egesoy: Egeli soyundan gelen
Eğin: Sırt, arka, güvenilen.
Ehad: 1. Bir, tek. 2. İlk sayı. 3. Allah’ın isimlerinden, bir ve tek olan Allah. İsim olarak kullanılmaz.
Ehil: 1. Sahip, malik. 2. Becerikli, yetenekli. 3. Bir yerde oturan.
Ehliyet: 1. İşe yarar halde bulunuş, bir işi hakedebilecek durumda bulunuş, selahiyet, yetki. Mahirlik, iktidar, liyakat, kabiliyet, kifayet, mensubiyet. 3. İktidar, kabiliyet ve liyakat vesikası.
Ekim: Bir ay, ekme işlemi.
Ekin: 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.
Ela: Alacalı renkli; gözde kestaneye çalan sarı renkli manasındadır.
Ela/Elanur: Sarıya çalar kestane rengi
Elaay: Güzel gözlü ve ay gibi parıldayan.
Elacan: Ela gözlü, içten kimse
Elacık: Küçük ela gözleri olan.
Elafer: Ela renkli ışık saçan.
Elagöz: Ela gözlü güzel.
Elagül: Güzel gözlü ve zarif görünümlü.
Elagüz: Mahsun sonbahar.
Elagüzar: Ela gözlü becerildi güzel.
Elaldı: El-aldı. 2. Başkasına kaptırılan.
Elam: Türkçe: Benim olan ela anlamı taşır. Farsça: Elam imparatorluğu eski Elamite imparatorluğu (farsça’da تمدن عیلام) (m.ö. 2700- m.ö. 660 arası) Sümer ve Akkad’in doğusunda, bu günkü İran’ın güneybatısındaki Huzistan eyaletini ve Fars eyaletinin batısında yer almıştır.
Elanaz: Ela gözlü, nazlı güzel
Elanigar: Gözleri elalı resim.
Elanisa: Ela gözlü kadınlar.
Elanur: Gözü sarıya çalan kestane renginde olan güzel manasındadır.
Elasel: Gözlerinin güzelliğiyle çoşkulu olan.
Elaser: Gözlerinin güzelliğini sergileyen.
Elasev: Ela gözlü sev.
Elaseven: Ela rengi seven.
Elasever: Kendi gibi güzel gözlüleri seven.
Elasoy: Güzel gözleri olan bir soydan gelen.
Elasu: Ela gözlerinden temizlik akan.
Elasun: Gözlerinin güzelliğini sunan.
Elaşan: Gözlerinin güzelliğiyle şöhret olmuş.
Elaşen: Gözlerinin güzelliğiyle neşe saçan.
Elatan: Gözlerinde tan vaktinin güzelliğini yansıtan.
Elaten: Ten rengi güzel olan.
Elay: Elalı, karışık gibi bir manası vardır. El+ Ay köklerinin birleşiminden oluşur.
Elayar: Ela gözlü güzel sevgili.
Elayüz: Çok güzel yüz.
Elbin: Bin tane el, birlik
Elbir: El birliği, güç birliği
Elbirle: El birliği ile.
Elbirlik: Beraberlik, dayanışma, el ele verme.
Elbiz: Bizim yer, yöremiz
Elburz: 1. Kafkaslarda en yüksek dağ. 2. Uzun boylu yakışıklı kimse.
Elçi/Elçim: Elçi olarak gönderilen manasındadır.
Elçim: Elçi olarak gönderilen
Elçin: Demet, deste anlamlarını taşır. Ayrıca Ağustos böceği demektir.
Eldem: Cana yakın, sevimli
Elem: Acı, keder, sancı, kaygı.
Elen: Nadide bulunması güç mücevher.
Elezan: Göğe yükselen ezan sesi anlamındadır.
Elfida: Feda etme, gözden çıkarma, verme.
Elfin: Küçük yaramaz, ele avuca sığmaz.
Elfiye: 1. 1000 mısralık manzume. 2. Manzum risaleler.
Elgiz: Şehri koruyan tanrıçadır.
Elif: İslami alfabenin ilk harfidir. Ebccd hesabında değeri “1” birdir. Musikide “la” notasını ifade için kullanılır. Ülfet eden, dost, tanıdık ve alışmış, alışkın, alışık manalarını taşır. – İki kelimeli isimler yapılabilir (Elif Su, Elif Nur v.s.).
Elife: Tutku, istek, alışılan şey
Elik: Dağ keçisi
Elim: Çok acı veren
Elime: Dert ve elem veren
Elis: Güzel kokulu bir çiçek.
Elisa: Benî İsrail Peygamberlerindendir. Bir diğer yandan HIV testine de ELİSA denir; bu manada kötü enerjili bir isimdir.
Elit: Seçkin, üstün
Eliz: Yabancı yerdeyiz, yabancıyız ve el izi anlamındadır.
Elizan: Uzaktan duyulan ezan sesidir.
Ella: Sonsuzluk.
Elmas: Değerli bir taştır.
Elmasım: Değer verme. 2. Değer vererek seslenme durumu.
Elmina: Mina dağında açan çiçek manasına rastlıyoruz. Ayrıca Al ve Mina kelimelerinin birleşiminden oluşan bir isim olan Elmina’ nın güneş tutulmasındaki kızıllığa verilen ad olduğu da söylenir.
Elmira: Emir veren prensestir.
Elnare: Ülkesinin ışığı, odlar yurdu. Azerbaycan’ın diğer ismi ile eşanlamlıdır.
Elnur: Elin nuru anlamındadır.
Eltaf: Çok latif çok güzel.
Elvan: Renkler, çeşitler
Elveda: Bir daha kavuşulamayacağı düşünülen bir şeyden ayrılırken kullan
Elvida: Allah’a ısmarladık. Allah’a emanet olun yollu ayrılık hitabı. Erkek ve kadın ismi olarak kullanılır.
Elvin: Cennet çiceği, Gökkuşağının her bir tayfına verilen isim, Sıcak – Sadakat, sonsuz arkadaslik
Elyak: En layık olan, en çok yakışan.
Elzem: Gerekli olan, vazgeçilmez.
Emanet: 1. Emniyet edilen kimseye bırakılan şey, eşya veya kimse. 2. Osmanlı devletinde bazı devlet dairelerine verilen isim.
Emeç: Gaye, amaç, hedef manalarındadır.
Emek: 1. Uzun ve yorucu çalışma. 2. Bir amaç uğruna harcanan yoğun beden ve zihin gücü.
Emel: Hedef, umut, arzu.
Emen: Bir şeyi yetiştirmek amacıyla dikmek için açılan çukur. 2. Zahmetli iş.
Emet: Bolluk getiren, bolluk, berekettir. Son sonuç da demektir.
Emeti: Bereket, bolluk. 2. Hala.
Emetullah: Allah´ın kulu (kadınlar için kullanılır).
Emine: İnanılır, güvenilir.
Emira: Eski Mısır’da prenseslere verilen unvandır.
Emire: Büyük bir ülkeden, soydan olan.
Emiş: Emmek işi veya biçimi. 2. “Emine” isminin kısaca söyleniş biçimi.
Emniyet: Güvenlik. 2. Güven, inanma, itimat
Emoş: “Emine” isminin kısaltılarak söylenmiş bir başka biçimi.
Emra: Ece, emreden, kraliçe
Emraz: Hastalıkla ilgili.
Emriye: Emirle, buyrukla ilgili.
Enda: Yüce, ulu, yüksek, âlâ anlamındadır.
Endam: Vücut, beden, ten, boy bos.
Ener: Dağ eteği
Enfa: Çok yararlı, daha çok faydalı.
Enfes: Güzeller içindeki en güzel olan. Nefiss.
Enginay: Aşağılara doğru inmiş Ay, engine inmiş Ay.
Enginaz: Çok nazlı olan.
Engingül: Her yam gül gibi güzel ve bakımlı olan.
Enginiz: İnmiş iz; engindeki iz.
Enginsel: İçindeki çoşku her yeri alabilecek kadar büyük olan.
Enhar: Irmaklar, çaylar. Enhar. Kur’an-ı Kerim’de cennetin altından akan ırmaklar.
Enise: Sevimli / Dost / Cana yakın arkadaş
Enmutlu: mutluluklar içinde en mutlu olan
Ennur: Nur yağdıran.
Ercin: Merdiven, basamak.
Erçil: Doğru, inanılır, güvenilir kişi
Erçin: Merdiven, basamak.
Erda: Beyaz karınca
Erdemay: Erdemli ve Ay kadar güzel olandır.
Erdenay: Bakır ay
Erdibike: Olgunluğa erişmiş, deneyimli kadın.
Erdibikem: “Olgunluğa erişmiş, deneyimli kadınım” anlamında kullanılan bir ad.
Erem: Cennet
Eren: 1. Erkek. 2. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. 3. Deneyimli, akıllı kimseler. 4. Dost. 5. Hayırlı çocuk.
Erendal: Her zaman genç ve körpe kalacağına inanan.
Erendil: Her şeyi bilip söyleyen.
Erendiz: Jüpiter gezegeninin adı
Erengül: Ermiş, yetişmiş, açmış gül
Erengün: Ulaşıp gelen gün.
Erengüz: Biten sonbahar
Erennaz: Naz yapmaya son veren, nazdan vazgeçen.
Erennur: Evliya gibi ışık saçan
Erensel: Çoşkulu bir akıllılığa sahip olan.
Erensen: Ermiş olan, evliya.
Erenser: Ermişliğini gösteren.
Erensu: Ermiş gibi ve su gibi aziz olan.
Erenşan: Olağanüstü sezgileriyle ünlenmiş olan
Erentan: Tan vaktinin çekimine kapılan.
Erenyar: Ermiş sevgili.
Erenyüz: Yüzü evliya gibi nurlu olan.
Erge: Şımarık, nazlı
Ergem: Nazlım, canım.
Ergi: İyi bir şeye erişme hali
Ergim: Eriştiğim, ulaştığım, benim olan ergidir.
Erguvan: Çok güzel lila, mor renkli çiçekleri olan bir ağaç.
Ergül: Erlerin gülü
Ergüler: Erken mutlu olur, erken güler.
Eribe: Akıllı, zeki, olgun, yetkin.
Erik: Beyaz çiçekli bir ağaç ve bunun çeşitli renklerde ekşimsi veya tatlı sulu meyvesi.
Erike: Taht.
Erim: 1. Bir şeyin erebileceği uzaklık. 2. Vakıf olmak, yetmek.
Erinç: Dirlik, rahat, huzur
Eriş: Tüm arzularını gerçekleştir, istediklerini elde et temennisi.
Erişen: Amacına ulaşan, istediğini elde eden.
Eriz: Cömert, mertlik yolu
Erke: Enerji, iş başarma gücü, nazlı
Erkin: Hiçbir koşula bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, özgür.
Erkinay: Özgür Ay, özgürce dolaşan Ay.
Erma: Çok güzel, nazlı, cilveli
Ermiye: Dolu yağmasına neden olan bulutlar.
Erna: İşveli, cilveli, şen şakrak kişi.
Ersevim: Sevimli, sempatik erkek.
Erseyim: Sevimli, sempatik erkek.
Erva: 1. Yumuşaklık, letafet. 2. Güzel görünen.
Ervanur: Allah’ın gönderdiği ışık.
Ervin: Şahsiyetli, kişilikli, şerefli, itibarlı.
Erzan: Bol, uygun, layık
Esalet: Asalet.
Esel: Rüzgarlı diyar, rüzgar alan ülkeler.
Esen: Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı sıhhatli sağlam
Esenay: Ayın önünden geçen rüzgarlı bulutlar
Esencan: Sağlıklı ve içten olan.
Esencik: Sağlıklı ve sevimli olan.
Esengil: Esintili olan.
Esengöz: Sağlıklı ve güzel göz.
Esengül: Sağlıklı gül.
Esengülen: Rüzgar gibi gülen.
Esengün: Sağlıklı gün.
Esenkal: Sağlıklı olması temenni edilen.
Esenli: Çok sağlıklı.
Esennaz: Nazlı nazlı esen rüzgar.
Esennur: Işık saçarak rüzgar gibi giden
Esensal: Sağlık saçan.
Esensel: Rüzgar gibi coşkulu olan.
Esenses: Rüzgar gibi esen
Esensoy: Sağlıklı bir soydan gelen.
Esensu: Rüzgârlı su.
Esensun: Sağlık temennisi sunan.
Esenyar: Sağlıklı sevgili
Esenyel: Hafif esen rüzgar
Esenyüz: Sağlıklı oluşu yüzünden okunan.
Eser: Ortaya konan yapıt
Eseray: Ay’dan da güzel yorumlanmış olan.
Esercan: Yüreğinden geldiği gibi davranan
Esercik: Sevimliliği içten olan.
Eserdal: Gençlik ateşiyle keyfine göre davranan.
Eserdil: Keyifli sohbetleri olan.
Esergül: Gül gibi canlı olan.
Esergün: Keyifli gün
Esergüz: Keyifli sonbahar.
Eserkan: Keyifli bir soydan gelen.
Esernaz: Nazlı nazlı esen.
Esernur: Işık saçarak esen.
Esersu: Su gibi berrak ve yürekten olan.
Esersun: Yapıtlarını sunan.
Esertan: Tan vaktinin keyfi.
Eseryar: Keyif veren sevgili.
Eseryel: Esip geçen.
Esgin: Rüzgarlı. 2. Esen. yel.
Eshar: Seher, sabahın oluşu.
Esil: Şerefli, itibarlı ve otoriter kişi, uzun ve dolgun yüz. Doğru şey. Kavi, muhkem, sağlam
Esila: Öğle vakti ile ikindi vakti arasında geçen zaman diliminin Kuran’ da geçen adıdır.
Esim: Esme işi, rüzgârın esişi, esinti.
Esin: Sabah rüzgarı, ilham, güzel fikir
Esinay: Aydan etkilenen.
Esincan: içtenliğiyle başkalarına ilham veren.
Esincik: Sevimli, duygulu.
Esingül: İlham veren gül
Esingün: ilham veren gün.
Esingüz: Güzelliğinden etkilenilen. 2. Romantik sonbaharı yaşayan.
Esinnaz: Nazlı nazlı esen.
Esinnur: İlham veren, ışık saçan.
Esinsel: Coşkulu duygular içinde olan.
Esinses: Sesiyle ilham veren
Esinsoy: Soyuyla iftihar eden.
Esinsu: Berraklığıyla ilham veren.
Esintan: Tan vaktinden esinlenen.
Esintay: Gençliğiyle herkesi kendine hayran bıraktıran.
Esinti: Belli belirsiz hissedilen hafif yel.
Esintürk: İlham veren Türk.
Esinyar: ilham veren, sevgili.
Esinyüz: Yüzünün güzelliğiyle başkalarına ilham veren.
Eslem: Daha sağlam, en selâmetli.
Eslim: Teslimiyet, Allah’a teslim olandır.
Eslina: Dünyalar güzeli.
Esma: İsim manasındadır.
Esmacan: Adı can olan.
Esmagül: Adı gül
Esmahan: Hükümdar adları.
Esmahatun: İsmiyle anılan kadın.
Esman: Bedeller, kıymetler, değerler.
Esmanaz: Adı naz
Esmanigar: Adı nigar.
Esmanur: Adı nur.
Esmasu: Adı su.
Esmaşan: Adı şan.
Esmatan: Adı tan.
Esmayar: Adı yar.
Esme: Esme işi
Esmenisa: Adı nisa.
Esmer: Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday renginde olan. 2. Siyaha çalan buğday rengi.
Esmeray: Esmer kadın.
Esmercan: Esmerliği ve içtenliğiyle çok sevilen.
Esmergül: Eşi benzeri . bulunmaz güzellikte olan.
Esmergüz: Sonbahar akşamı.
Esmernaz: Nazlı esmer.
Esmersev: Esmerliğiyle sevilen.
Esmerseven: Esmerleri seven. 2. Kendi gibi olanı seven.
Esmersever: Kendi gibi esmer olanı seven.
Esmersu: Berraklığı gecenin kararlılığına karışmış olan.
Esmira: Zümrüt taşı.
Esna: Bir işin yapıldığı an.
Esra: Çabuk, hızlı
Esved: Siyah, kara.
Eşay: Ayin güzelliğiyle eşdeğer güzelliğe sahip olan
Eşe: Teyze. 2. “Ayşe” isminin kısaltılmış bir biçimi.
Eşim: Yoldaşım, hayat arkadaşım.
Eşin: “Dostun, arkadaşın” anlamında kullanılan bir ad.
Eşlem: Selametli, güvenilir
Etfal: En değerli en yüksek.
Eti: Tarihte bir Anadolu devleti.
Etik: Ahlak bilimi, töre bilimi. 2. Ahlakla ilgili, ahlaki.
Etike: Eğitmen. 2. Yol gösterici.
Eva: Havva. Yaratılan ilk kadın
Evcan: Evini seven, evcil.
Evcimen: Evi yaşanacak bir yuva yapan, evine ve ev işlerine çok bağlı, Evi çekip çeviren, evine düşkün.
Evdegül: Evde olan güzel.
Eve: Havva. Yaratılan ilk kadın.
Evecen: Hamarat. ev işlerini kısa sürede halledebilen.
Evin: Bir şeyin içindeki öz, buğday tanesinin olgunlaşmış içi
Evinç: Evini seven, evine bağlı.
Evingül: Evin gülü, evin güzeli.
Evla: Uygun olan manasındadır.
Evnur: Eve nur saçan.
Evra: Hisar, kale anlamındadır.
Evran: Talih, alınyazısı
Evre: Dönem, çağ.
Evren: 1. Büyük yılan, ejderha. 2. Felek, zaman. 3. Kainat, dünya. 4. Yaşanılan vasat.
Evrim: Aşamalarla kendini gösteren ilerleme, değişim
Evsa: Sihirbaz, efsuncu, insana tesir eden anlamındadır.
Evsan: Putlar, harçlar. İsim olarak kullanılmaz.
Evsar: Taç.
Evser: Taç, çelenk.
Evşen: Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir.
Evvel: 1. İlk başlangıç, ilkin. 2. Allah’ın 99 isiminden biri.
Eygül: İyi, gül gibi.
Eylem: Siyasal ve toplumsal hareket, bir kişinin dış etki altında kalmadan kendisinin gerçekleştirdiği davranış
Eylül: Bir ay, hüzünlü
Eysu: Suya seslenen
Eyşan: Şanlı, güzelliği ile ünlü.
Eyşe: Güzel, akıllı
Ezamet: 1. Büyüklük, ululuk. 2. Çalım, kıvnm.
Ezel: Başlangıcı belli olmayan
Ezeli: Öncesiz, başlangıçsız.
Ezfer: Güzel kokulu.
Ezgi: Beste, müzik parçası
Ezgin: Paraca durumu bozuk olan, çürük ezik gibi negatif manaları vardır.
Ezgü: Tarz, yol, biçim, bir melodinin içinde belirli yerlerde tekrar edilen ses dizisi
Ezhan: İnsanda akıl, fikir, zeka, hafıza anlayış, kavrayış, kudretleri.
Ezheran: Ay ve güneş.
Eznev: Yeni baştan, yeniden.
Ezo: Ezik, dirençli
Ezra: Sözü düzgün doğru olan adam manasındadır. Ayrıca beyaz kulaklı siyah at demektir.
Ezrak: Gök rengi. 2- Saf temiz su. 3. Mavi gözlü.