Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Karadağ, “Solunum fonksiyon testi için hastanın mutlaka hastaneye gelmesi gerekiyordu. Ama çoğu zaman bu, aksıyordu. Aylar sonra geldiklerinde de tablo çok ilerlemiş oluyordu. Şimdi hastaları uzaktan izleyebiliyoruz ” dedi. Tekirdağ’da yaşayan Berna Tezcan, 15 yaşındaki kistik fibrozis hastası oğlu Erberk’in takiplerinin artık evden yapıldığını söyleyerek “Benim kaygı bozukluğuma bile iyi geldi. Eskiden ne tatile gidebilirdik, ne plan yapabilirdik hastane kontrolleri yüzünden. Şimdi evde, testi kolaylıkla yapıyoruz, her an kontrol altındayız” dedi.
Ankara ODTÜ Teknokent’te Türk mühendislerin tamamen yerli imkanlarla geliştirdiği ve tıpkı hastanedeki hassasiyetle, evde solunum fonksiyon testi yapmayı sağlayan dünyanın ilk “ultrasonik ev tipi spirometre cihazıö ile özellikle pandemiden sonra hastane ortamına girme riski nedeniyle kontrollerini aksatan milyonlarca kronik solunum yolu hastasının hayatı kolaylaşacak. Avustralya’dan İspanya’ya, dünyanın farklı kıtalarından 55’e yakın ülkede şimdiden kullanıma giren ve Almanya başta olmak üzere pekçok ülkede de tasarım ödüllerini toplayan “SpiroHome” ile hastalar, evde tansiyon ölçer gibi solunum fonksiyon testlerini yapabiliyor, test sonuçları da anında, kendisini takip eden doktor veya hemşiresinin önüne düşüyor.
Astım, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), kistik fibrozis, bronşektazi, hatta Kovid sonrası solunum sıkıntısı çeken ve sayısı belki yüzbinleri bulan pekçok hastanın, akciğer fonkisyonlarının takibi için sık sık hastanede solunum testine gitmesi gerekiyor. Türk tasarımcı ve mühendislerin geliştirdiği SpiroHome ile hasta, kendi evinin salonunda otururken bile hastane ile aynı standartta bu testi birkaç saniye içinde yapabiliyor. Cihaza entegre mobil uygulama sayesinde sonuçlar, online olarak anında ilgili hemşire veya hekimlerin önüne de düşüyor. Böylece şehir dışındaki hastanın bile evinden çıkmadan, doktor kontrolünde kalması sağlanıyor. Yerli spirometre cihazı için CE onayları çoktan alındı, ABD için FDA onayı da yolda. Halihazırda ise SpiroHome kullanılarak Avustralya, Ukrayna, İngiltere ve İspanya ile Türkiye’de toplam 9 klinik araştırma yürütülüyor.
“AKCİĞERİN TANSİYON ALETİ GİBİ”
Cihazı 5 yıllık bir ar-ge çalışması ile geliştirdiklerini anlatan InoFab Health Kurucu Ortağı Merthan Öztürk, kronik solunum yolu hastalıklarının yönetiminde dijital sağlık teknolojilerinin hayati öneme sahip olduğunu belirterek yerli imkanlarla geliştirdikleri cihazın dünyada da çok ses getirdiğini söyledi. Öztürk, “Şimdiye dek 52 ülkeye ulaştırdık. 20 ülkede farklı distribütörlerimiz var. Avustralya, İspanya, İngiltere, Almanya gibi ülkeler bunlar. Önümüzdeki yıldan itibaren ABD, Kanada marketlerinde de büyümeyi hedefliyoruz. SpiroHome, kronik solunum yolu hastalıkları olan astım KOAH, kistik fibrozis, post-Kovid’e bağlı kronik solunum yolu hastalıklarında, teşhis ve tedavi takibi süreçlerine hitap ediyor. Akciğerin tansiyon aleti gibi düşünebiliriz. Bluetooth özelliği olan cihaz, mobil uygulama ile entegre çalışarak hastanın evde solunum testlerini yapabilmesine (ve bunların cep telefonuna kaydedilmesine) imkan tanıyor” dedi.
ULTRASONİK ÖLÇÜM VE MOBİL ENTEGRASYON ZİRVEYE TAŞIDI
Cihazı geliştirirken asıl odaklandıkları şeyin, en hassas ölçüm yöntemi olan “ultrasonik hava ölçüm tekniğini ev ortamına taşımakö olduğunu belirten Öztürk, cihazın da bu özelliği sayesinde dünyada ses getirdiğini söyledi ve ekledi: “Ultrasonik hava ölçüm tekniğini evde kullanılabilir hale getirdik. Bunu da mobil uygulama ile entegre şekilde sunduk ki, mobil uygulama adeta (hastanede bu test yapıldığı sırada hastayı yönlendiren) hemşirenin yerini almış durumda. Hastayı, testi en doğru şekilde yapması için adım adım yönlendiriyor. Ultrasonik hava ölçüm yöntemini evde tipi bir spirometrede kullanan dünyadaki ilk firma olduk. Artık evde sağlık, sağlık sistemlerinin normal bir aşaması olacak. Farklı ülkelerde karşılıklarını gördük, geri ödeme sistemlerine dahil ediliyor bu cihazlar. Avustralya’da biz zaten bunun öncülerinden birisi olduk. Ülkemizde e-Nabız’a entegrasyonu konusundaki çalışmalarımız da devam ediyor. Önümüzdeki yıl Sağlık Bakanlığımız’ın da izinleri çerçevesinde, hastaların test verilerini e-Nabız sistemine dahil etmek istiyoruz. Bu konuda da ülkemizin öncü firmalardan biri olacağız.”
“TEDAVİYİ UZAKTAN YÖNETEBİLİYORUZ”
Kistik Fibrozis hastalarının uzaktan takibinin, hastalığın seyri ve hasta hayatını ne ölçüde etkilediğine yönelik klinik bir çalışma yürüttüklerini söyleyen Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Karadağ, kronik akciğer hastalıklarının teşhisi ve daha sonra da hastaların takibinde solunum fonksiyon testinin çok önemli olduğunu vurgulayarak “Hastalarımızın solunum fonksiyon testleri için sık sık hastaneye gelmeleri gerekiyordu. Ama çoğu, ağır kronik hasta olduğu için hastane kontrollerini aksatıyordu. Belki aylar sonra bize geldiklerinde ise hastalıkları çok ilerlemiş oluyordu. Böyle olunca bazen hastaneye yatırmamız gerekiyor ya da daha ağır tedavilere başlamak zorunda kalıyoruz. Şimdi, bu cihaz ve ona entegre uygulaması sayesinde, kistik fibrozis hastalarımızı evden izleyebiliyoruz, gerektiğinde hastaneye çağırıyor, gerektiğinde ise tedavilerini uzaktan yönlendirebiliyoruz” dedi.
“ARTIK SADECE GEREKTİĞİNDE HASTANEYE GELİYORLAR”
Hastaların, evdeki solunum fonksiyon testlerinin kendi açılarından çok değerli olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Karadağ, “Hastaların solunum fonksiyon değerlerini takip ederek durumları hakkında fikir sahibi oluyoruz. Onları, gerekli olduğu zaman hastaneye çağırıyoruz. Gerektiğinde tedavilerini değiştirmemiz mümkün olabiliyor diye konuştu. Çocuklardaki sürekli takip gerektiren kronik solunum yolu hastalıklarının başında astım ve kistik fibrozis hastalığının geldiğini belirten Prof. Dr. Karadağ, “Kistik fibrozis hastalarımız burada özel bir grubu oluşturuyor. Bizim kliniğimizde 350 civarında takipli hastamız var. Türkiye genelinde ise yaklaşık 3 bin 500 civarı hasta var. Bunların çok yakın takibi gerekiyor. Ayrıca kistik fibrozis dışı bronşektazi dediğimiz akciğerinde hasar gelişen çocuklar da var, 30 bin-5 bin civarında onların da sayısı. Ayrıca başka birçok kronik akciğer hastalığı, primer siliyer diskinezi, doğuştan gelen diğer akciğer hastalıklarını da eklersek; bir de erişkinlerdeki KOAH, astım, Kovid geçiren ya da Kovid şüphesi olanlar vs derken oldukça büyük bir hasta grubunu ilgilendiriyor solunum fonksiyon testi. Özellikle Kovid geçiren hastaların uzun dönem solunum takiplerinde evden yapılacak solunum fonksiyon testleri çok değerli” dedi.
“ESKİ SİSTEMLE TAKİP EDİLEN HASTALARLA KIYASLAYACAĞIZ”
Pandemi sürecinde kendi merkezlerinde takipli kistik fibrozis hastalarından, özellikle şehir dışında oturan, hastaneye gelemeyen hastaları dahil ederek klinik bir çalışma başlattıklarını anlatan Prof. Dr. Karadağ, sözlerini şöyle noktaladı: “Bunlara bir de kontrol grubu ekledik. Yani bir grup hastanın da klasik, eski sistem, hastaneye gelerek yaptırdıkları solunum fonksiyon testlerini takip ediyoruz. Bu çalışmanın verilerini değerlendireceğiz, bitmek üzere. Bu klinik araştırma sonucunda evden takip edilenlerle normal eski sistemde takip edilen hastalar arasında birçok değeri karşılaştıracağız ve bunu da uluslararası bir dergide yayınlayarak bütün dünyaya duyuracağız. Bu sistemin aslında kolay ulaşılabilir olması ve kamu kuruluşları tarafından da geri ödeme sistemine alınması çok önemli. Çünkü hem mali, hem de insani açıdan hastalarımıza çok faydalı olduğunu görüyoruz.”
“UZAKTAN TAKİP BAŞLADIĞINDAN BERİ KAYGI BOZUKLUĞUM BİTTİ”
Tekirdağ’da yaşayan ve iki oğlu da kistik fibrozis hastası olan Berna Tezcan, kistik fibrozis annesi olmanın çok zor bir durum olduğunu anlatarak şunları ifade etti: “Erberk’in teşhisi 2007’de konuldu. Hem madden, hem de manen çok zor bir süreç. Tekirdağ’da oturuyoruz, bir ayağımız sürekli İstanbul’da. Baştan Çapa, sonra Marmara, derken ikinci oğlum da yine aynı şekilde kistik fibrozis teşhisi aldı. Erberk’in sosyal hayatını çok olumsuz etkiliyordu hastalığı. Örneğin tatil planı dahi yapamıyorduk. Çünkü sık sık hastane kontrolüne gitmesi gerekiyordu solunum fonksiyon testleri için. SpiroHome’u kullanmaya başladıktan sonra benim kaygı bozukluğum bile düzelmeye başladı. Çünkü sonuçları kötü çıksa bile hemen hemşire Burcu Hanım’la iletişime geçebiliyoruz. Mükemmel bir sistem, hayatımızı gerçekten çok kolaylaştırdı. Yoksa bir ayağım sürekli hastanedeydi. Ayda bir, 15 günde bir, hatta abzen haftada bir Tekirdağ’dan İstanbul’a gelip gitmek zorunda kalıyorduk. Aynı hastane ortamımızdaki gibi evde, haftada 2 defa (pazar ve çarşamba günleri) solunum fonksiyon testini yapabiliyoruz. Sonuçlarımız hemen hemşiremize ulaşıyor. Bir aksilik varsa, daha ben onu aramadan o beni arıyor. Teavi planlamalarını hemen değiştirebiliyoruz. Pandemi açısından da çok iyi oldu, 1 yıl boyunca ciddi anlamda hastane ortamlarından uzak kalabildik.”