Devlerin yapay zekâ ile mücadelesi…

PARA OYUN/ ALİ EFE İRALI Geçen vakit dilimi içinde akıllarda devamlı aynı sual yer alıyordu. Oyunun sanatla alakalı kısmında suni zekânın etkilerini ne seviyede yorumlayacağız? Bu probleminin daha yanıtını oturtamadan, üretim mekanizmasının öteki süreçlerine adapte olmaya süregelen bir süreç dizisiyle karşılaştık. Kaldı ki, suni zekâ oyunun olmazsa olmaz bir parçası. Bu hepimizin malumu. Geleneksel süreç yönetiminde, bilgisayarın gerçek kullanıcıya karşı verdiği savaşım karşısında senelerdir geliştirilmeye çalışılan bazı süreçler oluyordu. Bu tarz şeyleri maksimize ederek daha keyifli hale getirme hedefi güden firmalar ve oyunları da mevcuttu. Sadece gene altını çizerek belirteceğim yöndeşme, bu tarz şeyleri oldukça değişik bir boyuta taşıyor bugün. Bir tek bilgisayarda size karşı öğrenen bir mekanizmadan değil; bununla birlikte önünüze çıkacak eserin oldukça yönlü paydaşlarını da şekillendirecek bir yaşayan organizma halini almış durumda.

DEVLERİN REKABETİNDE YAPAY ZEKÂ ETKİSİ

Üretken suni zekânın oyun içindeki tasarımsal tesiri, yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyor. Doğrusu yalnız oyun içinde bir savaşım varlığı olarak değil, oyunu şekillendirerek deneyimi farklılaştıran bir sürece dönüyor. Bu mevzuda Dell Technologies’ten Jay Limbasiya, CIO’ya bir yazı kaleme almış. Birincil elden üretken suni zekânın örneklendirilmesi bakımından bir bakmanızda yarar var. Bununla beraber çip ve görüntü teknolojileri diyince akla gelen ilk adlardan olan NVIDIA’nın oyun ya da oyuna direkt dönük olmayan hamleleri de pazarın geleceğini yorumlayabilmemiz açısından mühim duruyor. Geçtiğimiz günlerde Reuters’ten Yelin Mo ve Brenda Goh’nun haberinden öğrendiğimiz kadarıyla NVIDIA, Çin’e hususi olarak geliştirilen bir suni zekâ çipini Huawei ile rakip anlamda fiyatlayan bir süreçle karşımıza gelmeye başlamış. Oyun endüstrisinin göz bebeği olan NVIDIA’nın bu hamlesinin aslen Çin pazarına hususi olarak geliştirdiği H20’ye odaklandığı ve bu yapının Çin’in ordusu dahil olmak suretiyle pek oldukça noktada suni zekâ geliştirme segmentine entegre edilmesi benzer biçimde bir mevzu varmış. Oyunda sunulan ya da oyunlarla özdeşleştirilen paydaşların ne şekilde yol alabildiklerini daha da somutlaştırması bakımından oldukça ilgi çekici bir gelişme bu. Şimdi buradan oyuna döndüğümüzde oldukça uzağa gitmiyor olacağız. Değinecek olduğum ikinci mevzu ile bu çip hamlesini, birbirinden bağımsız olarak ele alabiliriz de almayabiliriz de. Gene Reuters’ten tecrübeli isim Josh Ye’nin haberinde, Çin’in dev adı Tencent Holdings’in CEO’su konumunda yer edinen Pony Ma (Ma Huateng) bazı açıklamalarda bulunmuş. Tencent Holdings’in gelirlerinin yüzde 30’dan fazlasını oyunların oluşturduğunun belirtildiğinin altını çizelim. Ma, konuşmasında rakipleriyle mühim bir mücadelede olduklarını vurgulamış; bununla beraber suni zekânın odağında geliştirmekte oldukları süreçlerde mühim aşamalar kaydettiklerini ifade etmiş. Kendilerini sektörün bir numarası olarak konumlandırmasalar da suni zekâda kaydettikleri gelişmeler ışığında çok da fazla geride kalmadıklarını belirtmiş. Aslına bakılacak olursa, birkaç yıl evvel Sketchfab’in Epic Games’e geçmesi, Epic Games’in Tencent bağlamı benzer biçimde mevzular aslen bu çalışmaların bir parçası olmasa da bendenize bir ipucu sunuyor benzer biçimde hissediyorum. Bilhassa de şu günlerde üç boyutlu üretime yönelik geliştirilen suni zekâ uygulamaları baz alındığında, oyun sektörünün direkt içinde yer edinen adların, suni zekâya o şekilde ya da bu şekilde yatırım yapıyor oluşu, oldukça dikkat çekici noktalar barındırıyor.

KİŞİSELLEŞTİRME HER ŞEY MİDİR?

Bahsettiğimiz suni zekâ süreçlerinin temel odağında üretkenlik ve deneyimin tekrardan şekillenerek yorumlanması yer ediniyor. Doğrusu, oyuncunun bir sonraki hareketinin dahi kurgu dışına itilebileceği, kim bilir daha ilkin tasarım edilemeyecek senaryo şekillendirmelerinin yapılabileceği bir ortam oluşuyor. Aynı şekilde, asset olarak tanımladığımız oyun içi varlıkların bile farklılaştırılıp yenilenebileceği bir yeni dönem görüyoruz. Nereye varabileceğini ya da dur noktasının olup olamayacağını idrak etmek oldukça güç. Şu an için anladığımız, her sektörde olduğu benzer biçimde kişiselleştirilebilir, özelleştirilebilir yapıların varlığını diğerlerine gore daha uzun bir süre süresince idame ettirebiliyor oluşu. Doğrusu kişiye hususi dikimin, suni zekânın katabileceği en mühim etkilerden biri olacağı şüphesiz bir gerçek. Mühim olan, bunu yaparken mevcut şemayı kırmadan, mümkün mertebe kullanıcı uzaklaştırmadan yapabilmekte gizli saklı. Devler de bunu başarabilmek için kıyasıya bir savaşım vermeye devam edecek benzer biçimde duruyor…