Categories: GENEL BİLGİLER

D ile Başlayan Kız Bebek İsimleri 2024: D Harfi ile Başlayan Kız İsimleri ve Anlamları Nelerdir?

Bebek bekleyen çiftlerin en oldukca üstünde durdukları konulardan bir tanesi de adlar. Kız bebeklerine isim verirken kulağa hoş gelmesine dikkat eden çiftler anlamları mevzusunda da araştırma içine giriyorlar. Kız bebekleri için keşfedilmemiş, birbirinden güzel adlar bulunuyor.

A’dan Z’ye Kız Bebek İsimleri ve Anlamları


 

D Harfi ile Süregelen Kız Bebek İsimleri ve Anlamları

 

Dafne: Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç, develik

Dağhan: Eski Türklerde dağ tanrısı. – İsim olarak kullanılmaz.

Dahiye: Üstün zeka sahibi.

Daime: Devamlı, sürekli, kalıcı, müdavim.

Dal: ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri

Dalan: İnce, zarif, narin.

Dalay: Deniz.

Dalga: Hareketli su hacmi

Dalım: Tutunacak güç, dayanacak yer anlamında. 2. Ağacın dalı.

Dalince: Dal şeklinde zarif ve ince.

Dalya: Yıldız çiçeği

Damla: Azca miktardaki su.

Damlam: Damla kadar ufak, Güzel, verimli olan.

Daniş: 1. Bilim, informasyon. 2. Bilhi sahipleri.

Darçin: Tarçın, güzel kokulu bir baharat.

Darin: Yargı sürmek.

Daristan: Orman.

Daya: Çocuğa bakan dadı, sütnine, taya.

Dayahatun: Çocuğa bakan dadı, sütnine, taya.

Daye: Süt nine, süt anne, dadı. 2. Çocuk yetiştiren.

Dayehatun: Oldukca emek vermiş, dadı.

Gömü: Toprağa gömülmüş kıymetli ve kıymetli eşya.

Defne: Bir kokulu nebat

Kıymet: Karşılık, uygun, layik.

Kıymetli: Kıymeti yüksek olan, kıymetli.

Deha: Üstün akıl.

Dehan: Ağız

Dehna: Kumun rengi dolayısıyla Arabistan’da tenha iller adıyla anılan bir çölün adı.

Dehri: Dünyanın sonsuzluğuna inanıp diğeri dünyayı inkar eden, ruhun da cesetle beraber öldüğüne inanan. Maddeci. İsim olarak kullanılmaz.

Delal: Sevgili, kıymetli.

Delfin: Suda yaşayan, yunus.

Delistan: İçinde oldukca çeşitli çiçek bulunan bahçe.

Dema: Nefes, nefes.

Demar: Damar. 2. Hırs. 3. Duygu, sinir. 4. Soy, yaradılış.

Demet: Bağlanmış çiçek topluluğu, ışık huzmesi.

Demgüzar: Yaşam devam eden, süre geçiren.

Demhoş: Nefesi güzel kokan.

Demi: Kadife, şeftali şeklinde şeylerin üstünde bulunan ince tüy

Demre: Antalya’nın turistlik yerlerinden biri, Noel Baba’nın doğduğuna inanılan zamanı yer.

Denef: Beyaz renkli ipek kumaş.

Deniz: Derya, büyük tuzlu su birikintisi

Deran: Çaresiz, çaresiz.

Derem: Para, akçe.

Deren: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren

Derim: Çadır.

Derin: Sığ olmayan, içli.

Derin Su: Yüzeyi tabanından uzak olan. Rengi, kokusu ve tadı olmayan, saydam, sıvı madde

Derince: Merdiven.

Derman: Umar, tedavi

Dersu: Hepsi, kamilen, baştan başa hep.

Derya: Deniz.

Deryab: Akıllı, anlayışlı.

Deryace: 1. Ufak deniz. 2. Göl.

Deryadil: Gönlü geniş, herşeyi hoş gören.

Deryanur: Bilgisiyle ışık saçan

Desen: Çiçek, çizgi şeklinde süs şekilleri

Destan: Kahramanlık vakalarını mevzu alan şiir

Deste: Demet, bağlanmış olma hali.

Destecan: Her insana içtenlikle bağlanan.

Destegül: Bağlanmış gül demeti

Destegür: Oldukca gür.

Destegüz: Güz hayranı.

Destenaz: Hayranlık uyandıracak kadar zarif bir nazı olan.

Destenur: Işık demeti.

Destgir: Nazik, kibar, desteğe hazır.

Destgür: Yardım sever, iyiliksever.

Destina: Alınyazısı, yazgı.

Destmal: MendiL.

Deşeni: Zulme uğramış, zalimlerin elinde kalmış.

Ilaç: İlaç, deva, şifa

Devin: Hareket; hareket et, hareketli oluş.

Devinsu: Suyun ritmik hareketleri, akarsu

Devlet: Büyüklük, kudret, varlık, orun.

Devran: Süre; devir

Devrim: Mühim ve temelli değişim, devrim

Devrin: Bir şahıs yada olayın gündemde olduğu tarih süreci

Dewran: Devir, çark. 2. Süre.

Diba: Altın ve gümüş işlemeli bir tür ipek kumaş

Dibace: Başlangıç, önsöz. 2. Bir kitabın süslenmiş-olan ilk sayfaları.

Dicle: Bir dere adı

Diclehan: Dicle nehrinin yöresinde yaşayanları buyruğu altına alan

Diclehatun: Yüce hanım.

Didar: Güzel yüz, görme

Dide: Göz.

Didem: Gözüm, gözüm şeklinde sevdiğim sevgilim, oldukca sevdiğim.

Didem/Diğdem: “Gözüm, gözüm şeklinde sevdiğim, sevgilim” anlamında kullanılan bir ad.

Didik: Yaşayış, yaşam, varlık, sıhhat, geçim. 2. Refah.

Dikilerek: oluşturulan ağaçlık, çam ve başka ağaçların gövdeleri

Dila: İçten gönülden seven.

Dilağsu: Nehirdeki en güzel su damlası

Dilan: Gönüller, yürekler

Dilara: Gönül alan, gönlü okşayan, gönlü dinlendiren manalarındadır.

Dilaram: Kalbe refah veren

Dilasa: Gönlü rahatlandıran, avutan.

Dilasude: Gönlü rahat, rahat.

Dilaşup: Gönül çalan.

Dilaviz: Gönlün takıldığı, gönüle takılan.

Dilay: Gönlü aydınlatan ay.

Dilbahar: Konuşmasının güzelliğiyle insanoğlunun gönlünü ferahlatan.

Dilbant: Gönül çalan.

Dilbaz: Güzel söz söyleyen, göze hoş görünen. Konuşmasıyla kandıran şahıs manasındadır.

Dilbent: Gönül bağları, gönül bağlayan.

Dilber: Gönlü alıp götürmüş olan güzel manasındadır. Alımlı güzel hanım anlama gelir.

Dilberan: Dilberler, güzeller

Dilberay: Ay şeklinde güzel hanım.

Dilbeste: Gönül bağlamış, âşık.

Dilbu: Gönül kokusu.

Dilcan: İçi dışı bir olan.

Dilce: Gönlü dilinde olan.

Dilcu: Gönlü çeken.

Dildade: Gönül vermiş, âşık. ay şeklinde parlak, ışıklı olan / ışıl ışıl berrak konuşan.

Dildan: Sevmek.

Dildar: Gönlü baskı altında tutan sevgili

Dildaş: Aynı konulmuş olan paylaşanlar.

Dilde: Ünü her tarafa yayılmış, her insanın konuşmuş olduğu, her insanın dilinde olan

Dilderen: Sevgi toplayan, gönül alan, beğenilen.

Dileda: Konuşmaya nazlanan

Dilefruz: Yürek yandıran, sempatik.

Dilege: Güzel ve muntazam konuşan.

Arzu: İstek, arzu

Dilela: Gözü gönlü bir olan

Dilem: Gönül ilacı

Dilemma: İkilem

Diler: İsteyen, dileyen

Dilfer: Diliyle her insanın gönlünü ferahlatan

Dilferah: Gönlü ferah, neşeli.

Dilfeza: Gönlü genişleten, gönlü artıran.

Dilfigar: Gönlü yaralı olan, âşık.

Dilfiruz: Gönle ferahlık veren, sevindiren.

Dilfüruz: Gönüle ferahlık veren, sevindiren.

Dilge: Güzel konuşan şahıs.

Dilgüdaz: Gönle eziyet veren.

Dilgüzar: Her insanın derdine derman gören.

Dilhan: İçten gönülden söyleyen

Dilhayat: Gönül canlılığı.

Dilhıraş: Yürek parçalayıcı.

Dilhun: İçi kan ağlayan.

Dilhuş: Gönlü hoş, yüreği rahat.

Diligüzar: Durmaksızın becerikliliğini öven.

Dilinaz: Konuşmaya nazlanan.

Dilinigar: Resmeden.

Dilinisa: Oldukca konuşan bayanlar.

Dilinur: Konuşmasıyla, gönüllere ferahlık veren.

Dilisu: Temiz konuşan.

Dilişan: Hatipliğiyle şan şöhret sahibi olmuş.

Dilişen: Şen şakrak konuşmalar icra eden.

Dilkeste: Gönül çekici.

Dilküşa: İç açıcı, gönül açıcı, yüreği ferahlandıran.

Dilmaç: Tercüme icra eden kimse

Dilman: Dil bilen, güzel söz söyleyen. bk. Dilmen.

Dilman/ Dilmen: Dil bilen, güzel söz söyleyen.

Dilnigir: Gönülde fotoğraf edilen sevgili.

Dilnişin: Gönülde yer tutan, hoş, güzel.

Dilnur: Gönlü nurlu

Dilnüvaz: Gönül okşayıcı

Dilp: Neşeli, mutlu, memnun.

Dilrah: Gönül yolu.

Dilriş: Gönlü yaralı.

Dilruba: Gönül kapan, herkesi kendine bağlayan.

Dilruba/Dilrüba: Gönül kapan, gönül alan

Dilrüba: Gönlü şen, dertsiz

Dilsafa: Gönlü şen, rahat, dertsiz.

Dilsaz: Gönül icra eden, tatlı davranan.

Dilser: Hatiplik kabiliyetini sergileyen.

Dilseren: Hatiplik kabiliyetini gözler önüne seren

Dilsever: Konuşmayı seven.

Dilsitan: Gönül alan güzel.

Dilsoy: Hatiplik kabiliyeti gelişmiş bir soydan gelen.

Dilsu: Gönlü su şeklinde berrak olan.

Dilsuz: Gönül yakan, yürek yakan.

Dilşad: 1. İçi rahat. 2. Kalbinde sevinç, luk olan.

Dilşah: Gönül şahı, sevgili.

Dilşan: Hatiplik kabiliyetiyle şan şöhret sahibi olmuş.

Dilşat: Gönlü hoş, neşeli

Dilşen: Gönlü şen, neşeli.

Dilşikar: Gönül avlayan.

Dilşikeste: Gönlü kırık.

Dilşükufe: Gönül çiçeği.

Dilten: Vücut diliyle konuşan.

Dilyar: Konuşkan sevgili.

Dimağ: Akıl, beyin.

Dinçay: Ayın en parlak, en net görülebilen hali. 2. Aydınlık ilerici şahıs.

Dinçel: Kuvvetli el.

Diniz: Sakin, dingin

Dirahşan: Parlak, parıldayan.

Dirayet: Zekâ, informasyon, kavrayış

Diren: Harmanda sapları yaymaya yarayan uzun çatallı ağaçtan yapılmış vasıta

Dirik: Diri, canlı. 2. Acar.

Diril: dirilmekten emir; el dokuması bez

Dirim: Yaşam, yaşam 2. Yaşama gücü.

Dirisu: Temiz yararlı, doru su şeklinde olan.

Dirok: Tarih, öykü, öykü.

Dirsehan: Dede Korkut konularında, evladı olmadığı için hor görülen sonrasında da Boğaç Han isminde yiğit bir oğula haiz olan kahramanın adı.

Dirsekan: Dede Korkut konularında, evladı olmadığı için hor görülen sonrasında da Boğaç Han isminde yiğit bir oğula haiz olan kahramanın adı.

Diyar: Ülke, dünya.

Diyari: Armağan, armağan.

Tabiat: Doğa, yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü

Doğanbike: Doğan, dünyaya gelen kız.

Doğangün: Doğmakta olan gün

Doğannur: Nur şeklinde parlak olarak doğan.

Doğay: “Ey ay, artık doğ, kendini göster” anlamında kullanılan bir ad.

Doğu: Güneşin doğduğu ana yön

Dolunay: Ayın tam yuvarlak olduğu an

Domurcuk: Tomurcuk.

Dora: Zirve, zirve

Doyum: Ganimet almış.

Döndü: l. Hemen hemen evlenmemiş kız. 2. Gittiği yerden geri gelen.

Döne: “Bundan sonraki çocuklar adam olsun” anlamında kullanılan bir ad.

Dönem: Belirli bir tarihsel niteliği olan süre birimi.

Dönüş: Dönme işi, dönme.

Ducihan: İki cihan: dünya ve ahiret

Dudu: 1. Hanım. 2. Abla. 3. Ufak kardeş.

Dudubikem: “Evlenmemiş ablam, kardeşim” anlamında kullanılan bir ad.

Duducan: Hanımefendiliğinde samimi olan.

Dudugül: Güzelliği ve saygınlığı taşıyabilen.

Duduhan: Abla, kardeş.

Duha: Kuşluk vakti. Kuran’ı Kerim’ de 93. Surenin ismidir bununla beraber.

Duhan: Kur`an-ı Kerim`de bir sure adıdır ve manası dumandır.

Duhter: Kız.

Durali: Kız evladı olmayan ailelerin son olarak doğan adam çocuklarına verdikleri isim.

Duranay: Ayın en uzun süre gökyüzünde kalmış olduğu süre.

Durcan: “Yaşa, uzun ömürlü ol” anlamında kullanılan bir ad.

Durdu: (bkz. Dursaliha).

Durean: Ömrün uzun olsun, canlı kal.

Durkadın: “Artık çocuğun olmasın” anlamında kullanılan bir ad.

Durkız: “Artık çocuğun olmasın” anlamında kullanılan bir ad.

Dursaliha: Adam evladı olmayan ailelerin son olarak doğan kız çocuklarına verdikleri ad.

Dursune: Son olması istenen kız çocuklarına verilen adlardandır.

Duru: Saf, berrak

Durugül: Aslı temiz güzel hanım.

Durugün: Berrak gün.

Durugür: Sağı solu belli olmayan.

Durugüz: Sessiz geçen güz.

Duruhan: Aslı temiz yiğit.

Durukadın: Aslı temiz hanım.

Durunaz: Naz yapmak istemeyen

Durunur: Sakinliğiyle gönüllere ışık saçan.

Durusel: Temiz akan su, akarsu.

Durusev: Sessiz, temiz ve sevilen hanım.

Duruseven: Kendisi şeklinde olanı seven.

Durusoy: Temiz olarak tanınmış kimse.

Durusu: Arı, temiz, berrak sular şeklinde olan.

Duruşan: Şöhretine karşın sessiz, sakin bir yaşam devam eden.

Durutan: Tan vaktinin sessizliğini yaşayan.

Duruten: Oldukca temiz, pürüzsüz bir cilde haiz olan.

Duruyar: Sessiz, sakin sevgili.

Duşize: El değmemiş kız.

Duyal: Duyarlı, hisli, acele duygulanan.

Duygu: His, gönülde uyanan yankı ya da tepki

Duygucan: Yüreği oldukca duygulu olan.

Duygucuk: Sempatik, kendi halinde olan, sevecen ..

Duygudaş: Duyguları başkasıyla aynı olan,

Duygugül: Duygulu ve gül şeklinde güzel.

Duygugün: Doğduğunda duygulu anlamış olur yaşatan ve de gül şeklinde bir güzelliğe haiz olan.

Duygugür: Duygularını coşkuyla ifade eden.

Duygugüz: Duygularında güz hüznünü yaşayan.

Duygun: Duygulu, duyarlı

Duygunaz: Duygularını ifade etmekte nazlanan.

Duygunisa: Duygulu, duyarlı hanım

Duygunur: Duygularıyla herkesi aydınlatan.

Duygusal: çevresine duygu saçan. 2. Oldukca duygusal.

Duygusan: Duygusallığıyla tanınan.

Duygusay: Her insana karşı saygılı olan.

Duygusel: Coşkun duygulara haiz olan.

Duyguser: Duygularını rahatça her insana ifade edebilen.

Duygusev: Duygulu olanı sev.

Duyguseven: Kendi şeklinde duygulu olanı seven.

Duygusoy: Oldukca duygulu bir soydan gelen.

Duygusu: Temiz duygulara haiz olan.

Duygusun: Duygularını yansıtan.

Duyguşan: Duygularının saflığıyla tanınan.

Duyguşen: Şen şakrak hisleri olan.

Duygutan: Tan vakti şeklinde hüzünlü duygulara haiz olan.

Duyguyar: Duygulu sevgili.

Duysal: Duymakla, hissetmekle ilgili olandır

Duysun: İşitilsin, bilinsin, şöhretli olsun.

Duyu: Hissetme, idrak etme

Duyuş: İşitme, hissetme, bilinme.

Düden: 1. Yer altında akan suların kireçli tabakaları eriterek meydana getirdikleri doğal kuyu. 2. Bataklık, girdap.

Dülfin: Arap astronomları tarafınca Delphinus yıldız kümesine verilen isim.

Düman: Sis.

Dünya: Yeryüzü

Dürdane: İnci tanesi

Dürefşan: İnci şeklinde sözleri olan.

Düri: Düriye

Düriye: İnci şeklinde ışıldayan, parlak.

Düriyye: 1. İnci şeklinde parlayan, parlak. 2. Parıltılı yıldız.

Dürnev: İnci. 2. İnci tanesi.

Dürnur: İnci ışığı.

Dürre: İnce tanesi.

Dürriye: İnci şeklinde parlayan

Dürrüşehvar: Padişahlara yaraşır değerde inci.

Dürveş: İnci şeklinde.

Düş: Hayal, rüya, güzel rüya

Düşsel: Hayal şeklinde olan

Düşüm: Hayalimdeki, düşlediğim, istediğim anlamında

Düşünsel: Fikir ile ilgili

Düzey: Düzey karşılığı olarak uydurulmuş olmayan.

Muntazam: 1. Girintisi, çıkıntısı, pürüzü olmayan. 2. Düzeltilmiş, tesviye edilmiş. 3. İyi seviye verilmiş. 4. İntizamlı, nizamlı. 5. Yolunda, rayında. 6. Hanımefendilerin yüzlerine sürdükleri beyaz yada kırmızı boya.

admin

Recent Posts

Gebelik Izlemi tedavi yöntemleri, nedenleri, tanısı

Gebelik Izlemi GEBELİK İZLEMİ Gebelik izlemi, gebeliğin planlanmasıyla başlayan, sağlıklı sürdürülmesini ve sorunsuz bir doğumu…

1 ay ago

Menopoz tedavi yöntemleri, nedenleri, tanısı

Menopoz MENOPOZ Menopoz, ovaryan aktivitenin (üreme ve östrojen yapımı) yitimi ertesinde, menstrüasyonun kalıcı olarak kesildiği…

1 ay ago

Birçok Kadın Endometriyal Kanserin Önemli Uyarı İşaretini Bilmiyor

Yeni bir araştırmaya göre, çok sayıda kadın, kadın üreme organlarının en yaygın kanseri olan endometriyal…

1 ay ago

Çok mu Oturuyorsunuz? Egzersiz Sağlığınıza Verdiğiniz Zararları Telafi Edebilir

Her gün sekiz saat veya daha fazla oturan kişilerin, her hafta 140 dakikadan az orta/yoğun…

1 ay ago

Rüyada Fotoğraf Çekmek Ne Anlama Gelir?

Rüyada Fotoğraf Çekmek Ne Anlama Gelir?,Rüyada Fotoğraf Çekmek Nedir? Ünlü Biriyle Fotoğraf Çektirdiğini Görmek Ne…

1 ay ago

Rüyada Fare Yavrusu Görmek Ne Anlama Gelir?

Rüyada Fare Yavrusu Görmek Ne Anlama Gelir?,Rüyada Fare Yavrusu Görmek Nedir? Yavru Fare Yakalamak Ve…

1 ay ago