[ad_1]
Anne ve baba olmak dünyadaki en mükemmel duygulardan bir tanesi. Aileye yeni katılacak üyenin heyecanı içerisinde olan çiftler bebekleri için de en güzel ismi vermek için derin bir araştırma içerisine giriyor. Çocuğun hayat boyu taşıyacağı ismi verirken aileler anlamları konusunda da dikkatli davranıyor.
A’dan Z’ye Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
Ç Harfi ile Başlayan Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
Çabam: Bir işi yapmak için sarf edilen kişisel gayret
Çağ: Belirli bir özellik göz önünde bulundurularak ele alınan zaman dilimi
Çağa: Çocuk.
Çağan: Bayram, şenlik.
Çağda: Yeni bir çağa adım atılmış
Çağıl: Çağlayan suyun sesi
Çağılı: 1. Çağla ilgili. 2. Çakıl. 3. Çağla.
Çağıltı: suyun, akarken taşlara, kayalara çarparak çıkardığı tatlı ses
Çağın: Yıldırım, şimşek.
Çağla: Badem, erik ve Kaysı gibi meyvelerin ham hali
Çağlak: Gürül gürül akan şelale.
Çağlan: Bir ırmağın denize kavuştuğu yer
Çağlar: Çağlayan, şelale
Çağlayan: Bir akarsunun yüksek olmayan bir yerden çağıltıyla köpürerek döküldüğü yer
Çağnur: Çağına ışık saçan
Çağrı: Davet
Çağrınur: Aydınlığa, ışığa davet eden kimse.
Çakıl: Su yataklarında sürtünmeyle yuvarlaklaşmış küçük taşlar
Çakır: Mavimsi, mavi renkli, gri benekli gözleri olan kişi
Çalap: 1. Tanrı. 2. Ateş. -İsim olarak kullanılmaz.
Çalıkuşu: Serçegillerden, çalılık yerleri seven ötücü bir kuş.
Çapan: Ulak, postacı, haber getiren.
Çavlan: Büyük çağlayan.
Çavlı: Ava alıştınlmamıaş doğan. Çavlı Çandar.(Öl. 1146). Selçuklu emiri. Sultan Mesud döneminde yararlı işler yaptı.
Çaykara: Küçük akarsu, yazın kuruyan küçük akarsu.
Çekimli: Alımlı olan, albenili.
Çelen: 1. Yakışıklı, güzel gözüken. 2. Tepelerin kar tutmayan zirvesi. 3. Becerikli ve kurnaz kimse.
Çeleng: Zarif, ince, göz kamaştırıcı.
Çelenk: Çiçek dal ve yapraklarla yapılmış halka. 2. Kadınların başlarına taktıkları mücevher veya madenden yapılmış sorguç.
Çelgin: Yaralı av hayvanı. 2. Güzel, masum.
Çeltik: Kabuğu ayıklanmamış pirinç.
Çeman: Nazlı sevgili. 2. Salınan, gezinen.
Çemen: Maydonozgillerden bir bitki ve bunun tohumu.
Çemenzar: Otlak. Çimenlik.
Çeri: Asker, savaşçı.
Çeşman: Gözler.
Çeşmiahu: Çok güzel gözlü.
Çeşmibadem: Badem gözlü.
Çeşminaz: Süzerek bakma, bakış.
Çeşpan: Layık, uygun, münasip, yakışır.
Çetme: Ham karpuz, kelek.
Çevren: Gökyüzünün yerle bitişik gibi görünen kenarları, ufuk
Çevrim: 1. Bir süreklilik içinde değişim. 2. Sınır. 3. Girdap.
Çevriye: 1. Haksızlık. 2. Eza, cefa, eziyet, gadir, zulüm, sitem.
Çeyiz: Gelin için hazırlanan eşyalar.
Çıdam: Sabır, direniş.
Çığ: Dağlarda, bir yerden koparak yuvarlandıkça büyüyen kar yığını
Çığıl: Başa takılan altın
Çığın: Omuz başı; çıkın, bohça
Çığlık: İnce ve keskin bağırış
Çıldam: Çabuk, acele.
Çılga: 1 – Giresun yöresinde “küçük ark, su yolu” anlamındadır.
Çınay: Ayın en parlak zamanı. 2. Saklı ay.
Çınla: çın çın diye ses verir; “çınlamaktan buyruk
Çıra: Macar halk müziği, çingene müziği.
Çırağ: Meşale, ışık, kandil
Çırnaz: Zayıf, ince yapılı, nayif.
Çırok: Masal, öykü.
Çıvgın: Rüzgarlı havada yağan karla karşık yağmur.
Çiçek: Bitkilerin üreme organlarını taşıyan renkli bölümü
Çiğde: Suyun derin olmayan yeri, sığ yer
Çiğdem: Zambakgillerden bir tür kır bitkisi
Çil: Yeni ve parlak, yüzde oluşan kahverengi küçük benekler
Çilay: Ayın üzerinde olan lekeler
Çile: Zahmet, sıkıntı. 2. Her türlü iplik kangalı.
Çilek: Kırmızı renkli bir meyve
Çilem: Bana ait olan çile
Çilen: Hafif yağan yağmur, çisenti
Çilenti: Hafif yağmur, serpinti.
Çiler: Şarkı söyleyen, şakıyan.
Çilhan: Yüzü çil çil olan hükümdar.
Çilhanım: Çilli hanımefendi.
Çim: Bahçelerin yeşillendirilmesinde kullanılan bir bitki.
Çimen: Doğal olarak biten çim, yeşillik
Çimnaz: Çok nazlı.
Çinel: Doğru, dürüst, namuslu kimse.
Çiner: Doğru, dürüst, namuslu kimse.
Çiray: 1. Yüz çizgileri, yüz güzelliği. 2. Beniz, yüz. 3. insan resmi.
Çire: 1. Maharetli, becerikli. 2. Kahraman, yiğit.
Çise: İnce yağan yağmur.
Çise / Çisem: Çiseleyen yağmur damlası
Çise(M): Hafif yağan yağmur(um)
Çisel: Hafif yağan yağmur.
Çiselen: Yağmur damlası, çise damlası
Çisem: Çiseleyen yağmur damlası
Çisen: Toz gibi yağan yağmur,
Çisil: İnce ince yağan yağmur.
Çitlembik: 1. Mercimekten biraz büyük, buruk lezzette meyvesi olan bir ağaç.
Çobanyıldızı: Venüs gezegeni. 2. Venüs kadar güzel.
Çoğul: Kelimelerin belirli eklerle birden çok arlığı veya kişiyi bildirme biçimi.
Çoğun: Çok defa, ekseriya.
Çolpan: Gözleri uzağı iyi gören, ilerigörüşlü
Çorpan: Çoban yıldızı, zühre
[ad_2]