Dünyada asla şüphesiz tarifi olmayan duygular içinde anne ve baba olmak içeriyor. Adam bebek bekleyen anne ve baba adayları çocuklarına en güzel ve en anlamlı adları vermek istiyor.
A’dan Z’ye Adam Bebek İsimleri ve Anlamları
Ç Harfi ile Başlamış olan Adam Bebek İsimleri ve Anlamları
Çaba: Zorlukların üstüne giden.
Çağ: Başı ve sonu belli olan ve belli bir özellik taşıyan süre dilimi
Çağa: Minik çocuk, yavru, minik kuş yavrusu
Çağacan: Yeni bir çağ başlatan kimse, çağ açan
Çağacar: Yeni bir çağ başlatan kimse, çağ açan
Çağaçan: Yeni bir dönem başlatan şahıs.
Çağakan: Çağ, kısaca süre benzer biçimde akan
Çağan: Mutlu gün, bayram
Çağatay: Yavru at, tay. Çağatay hanlığından olan kimsedir. Cengiz Hanın erkek evladıdır.
Çağbay: Bu son zamanların zengini, efendisi.
Çağda: Son zamanların içinde
Çağdan: Son zamanların içinden.
Uygar: Bununla beraber yaşayan, çağımıza uygun, çağımıza yaraşır.
Çağer: Bir çağda yaşayan yiğit.
Çağhan: Son zamanların hanı; Uygar han
Çağıl: Çağlamak eyleminden çağıl; Minik taş parçacıkları, çakıl
Son zamanların: Yuıldırım.
Çağır: Şarap, şıra, 2. Patika.
Çağkan: Canlı, dinamik, çalışkan kimse.
Çağlar: Çağıldayarak akan su, şelale
Çağlayan: Köpürerek yüksekten düşen su
Çağlayangil: Coşkulu insanoğlu birliği.
Çağlayantürk: Coşkulu Türk.
Çağlı: Kuvvetli, güçlü. 2. Namusuna düşkün.
Çağman: Uygar kimse, son zamanların insanı.
Davet: Birini çağırma, çağrı. Doğan, çakır kuşu. Aşama, unvan, san.
Çağrıbey: Selçuklu çağveren Çaltı Devleti’nin kurucularından.
Çağveren: çağa adını veren.
Çaka: Cenk baltası
Çakabey: Oğuzların XI yy. da İzmir bölgesine egemen olan beyi.
Çakan: Parıldayan, ışık veren.
Çakar: Kıvılcım, deneyimli şahıs.
Çakıl: Deniz ya da akarsu kıyılarındaki yuvarlak minik taşlar.
Çakım/Çakın: Şimşek. 2. Kıvılcım, şerare.
Çakır: Doğan ya da atmacaya benzeyen bir avcı kuştur. Ela gözlü kimselere de çakır denir.
Çakırbey: Mavi gözlü ve elit.
Çakırca: Çakıra benzeyen.
Çakırer: Çakır kuşuna benzeyen kimse, ela gözlü kimse.
Çakmak: Kıvılcım çıkaran çelik. 2. Ateş çıkartan taş.
Çakman: Amacına erişen, ulaşan kimsedir. Süt mavisi.
Çakmur: Eli sıkı kimse
Çalak: Atak, acele davranan.
Çalap: Tanrı. 2. Ateş.
Çalapkulu: Tanrı kulu.
Çalgan: Yatağı taşlık olan ve gürültüyle akan dere.
Çalık: Acele ve delice hareket eden.
Çalıkbey: Acele süratli ve varlıklı.
Çalım: Gösteriş, karşısındakini etkileme amacıyla meydana getirilen davranış, kurum. 2. Kılıcın keskin yanı. 3. Birazcık benzeme, çağrıştırma. 4. Bir oyuncunun topla yapmış olduğu kıvrak hareketler.
Çalış: Emek harcama. 2. Cenk, çarpışma.
Çalışkan: İşten yılmayıp fazlaca çalışan
Çalkan: Su birikintisi.
Çaltı: Minik ve dikenli orman.
Çambel: Çamlık yöre, yer.
Çamego: Ozan.
Çamer: Çam ağacı benzer biçimde güzel ve yiğit
Çandar: Osmanlı İmparatorluğu ‘nda büyük bir ailenin adı.
Çandır: Melez. 2. İnatçı, kavgacı.
Çanga: İyi bir soydan gelen, asil
Çankaya: Ankara ilinin ilçesi.
Çapan: Ulak, postacı, haber getiren.
Çapar: Durmadan koşan yiğit, atlı ulak
Çapın: Fazlaca süratli koşabilen
Çapkan: Hücum amacıyla saldırı eden. 2. Süratli koşan.
Çarman: Neşeli.
Çavbal: Açık göz.
Çavdar: Buğdaygillerden fazlaca türü bulunan bir un bitkisi.
Çavlan: Bir akarsuyun yüksekten köpürerek döküldüğü yer, çağlayan
Çavlı: Tanınmış, meşhur, Selçukluların devlet adamlarından birkaçının adı
Çavsar: Yiğit, kahraman, yılmaz.
Çavuş: Yol gösteren. 2. Orduda bir aşama.
Çayan: Mavi gözlü şahıs. 2. Kızak.
Çaylan: çay ve ırmağın geçit yeri.
Çeber: El işlerinde becerikli olan. 2. Korkusuz ve uyanık kimse.
Çebi: Bir yaşındaki keçi yavrusu. 2. Meyve vermiş bağ.
Çebüri: Olgunluk.
Çeçen: Kafkasya’da yaşayan bir halka verilen ad. 2. Akıllı şahıs. 3.Hitabet kabiliyeti olan. 4. Yakışıklı.
Çelebi: Bey, ağa, görgülü ve ince kimse.
Çelem: Yiğit, Şalgam.
Çelen: Yakışıklı, güzel görünen. 2. Tepelerin kar tutmayan zirvesi. 3. Becerikli ve kurnaz kimse.
Çelik: Su verilip sertleştirilen demir, polat.
Çelikbaş: Kuvvetli ve elit.
Çelikel: Eli çelik benzer biçimde olan, çelik elli.
Çeliker: Çelik benzer biçimde sağlam kimse
Çelikhan: Kuvvetli ve güçlü hükümdar, yönetici manasındadır.
Çelikkan: Sağlam kan anlamına gelir.
Çelikkanat: Her yanından güç ve kuvvet fışkıran.
Çelikkaya: Çelik benzer biçimde güçlü, kaya benzer biçimde sert.
Çelikkol: Kolları çelik benzer biçimde güçlü olan.
Çeliköz: Aslı çelik benzer biçimde sağlam olan kimse, çelik özlü.
Çeliksoy: Soyu kuvvetli, güçlü olan.
Çeliktaş: Çelik benzer biçimde kuvvetli, taş benzer biçimde sert.
Çelikten: Çelik benzer biçimde sağlam olan.
Çeliktürk: Çelik benzer biçimde güçlü, sağlam, kuvvetli Türk.
Çelikyay: Kuvvetli ve esnek.
Çelim: Heybetli.
Çerçi: Köy, pazar ve benzeri yerlerde dolaşarak küçücük tuhafiye eşyası satan gezginci esnaf.
Çeri: Asker, yeniçeri
Çerkez: Kafkas halklarından birinin adı.
Çerme: Çay kıyılarında sulu ve yeşil yer.
Çetin: İstenilen yola getirilmesi, elde edilmesi zor, güç olan, Kolay olmayan, sert, sarp.
Çetinalp: Sıkıntılı ve yiğit, sert yiğit.
Çetinay: İnatçı fakat ay kadar zarif şahıs.
Çetinel: Sıkıntılı el, kuvvetli el.
Çetiner: Sağlam ve kuvvetli kimse, çetin kimse.
Çetinkaya: Sağlam kaya, kaya benzer biçimde çetin.
Çetinok: Süratli ve sert şahıs.
Çetinöz: Aslı çetin kimse, çetin özlü.
Çetinsoy: Kolayca yenilmeyen soy.
Çetinsu: Fazlaca süratli, kuvvetli akan su.
Çetintaş: Taş benzer biçimde sert ve de inatçı şahıs.
Çetintürk: Sert ve inatçı Türk.
Çetinyiğit: Sert ve inatçı ve de yürekli şahıs.
Çevik: Kolaylıkla, çabuklukla davranan, hareketleri süratli, canlı
Çevikbir: Çeviklikte üzerine olmayan.
Çevikel: Eli süratli olan kimse.
Çeviker: Süratli yiğit.
Çeviköz: Aslı çevik olan, çevik kimse
Çeviksoy: Atikliği ve hareketliliği soyundan gelme olan.
Çeviktürk: Atik ve hareketli Türk.
Çevikyiğit: Korkusuz ve atılgan şahıs.
Çevren: Gökyüzünün yerle birleşmiş benzer biçimde olduğu yer, göz erimi, ufuk
Çevrim: Bir süreklilik içinde değişiklik. 2. Sınır. 3. Girdap.
Çıdal: Sabır.
Çıdam: Kuvvetli olma, dayanıklılık.
Çıdamlı: Sabırlı şahıs.
Çığıl: İnsan kalabalığı.
Çınar: Boyu otuz metreyi gören, uzun seneler yaşayan, geniş yapraklı ağaç.
Çınay: Asil ay, ayın parlak zamanı.
Çırağ: Işık, meşale.
Çıray: İnsan yüzü
Çıvgın: Rüzgar ve karla karışık yağan yağmur
Çilen: Çişe, hafifçe yağış.
Çiltay: Çilli tay.
Çiner: Doğru, dürüst insan.
Çintan: Tan zamanı.
Çiray: Yüz, surat
Çizmen: Neden olan, yol gösteren; kılavuz, önder.
Çoğan: Çöven. 2. Kökü ve dallan köpüren nebat.
Çoğaş: Isı ve ışık deposu olan gökcismi, Güneş
Çokan: Dağın en yüce yeri zirve
Çokar: Asil.
Çokay: Köyağası. 2. Eşkiya.
Çoker: Fazlaca yiğit
Çokman: Gürz.
Çokmert: Her insana karşı mert ve dürüst olan.
Çolak: Sakatlığı olan şahıs.
Çolpan: Çoban Yıldızı, Zühre, Venüs.
Çoşkuntan: Tan vaktinin coşkusunu yüreğinde taşıyan.
Çölaşan: Zorlukların üstesinden kolaylıkla gelebilen.
Çölbey: çöl ağası.
Çölbeyi: Çöl ağası.
Çölgeçen: Zorlukların üstesinden kolaylıkla gelebilen.