Bilim adamları, kimi antik kara deliklerin Dünya’nın yörüngesini değiştirdiğini iddia ediyor.
Massachussets Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) bir ekip, ilk dönem kara delikleri (PBH’ler) isminde olan bu “dönen madde kütlelerinin” en azından on yılda bir kez güneş sistemimizin yakınlarından geçtiğini ve gezegenler ile uyduların yörüngesinde bozulma yarattığını iddia ediyor.
Bir mikrop kadar minik fakat…
Big Bang’den kısa bir süre sonrasında, 12,8 milyar yıl ilkin oluşan PBH’ler bir mikrop boyutlarında sadece bir asteroid yoğunluğunda ve yörüngelerin “sallanmasına” sebep olabiliyor.
Ekibin iddiası gezegenlerin Güneş ya da Dünya’ya olan uzaklıklarının da zaman içinde değişebileceği yönünde.
Bu kara delikler iyi mi oluştu?
PBH’ler 1947 senesinde astrofizikçi Stephen Hawking ve onun doktora talebesi Bernard Carr tarafınca ortaya atıldı. Teorileri Büyük Patlama’nın ilk anlarında evrende extra kütlelere haiz “yumrulu” bölgelerde oluşup, sonrasında çöktüklerinde kara deliklere dönüştükleri yönündeydi.
Sadece evrende bu antik kara delikler hemen hemen keşfedilemedi.
Yeni emek harcama, evrenin PHB’lerle dolu olduğu teorisine dayanıyor, doğrusu bu objeler kozmik bölgemizin sınırlarından geçiyor olabilir.
Araştırmacılar bir PBH’nin Güneş Sistemi içindeki bir gezegen ya da uyduya, onun hareketinde değişikliğe sebep olmak için ne kadar yaklaşması icap ettiğini hesapladı.
Araştırma, sekiz gezegen, 300 gezegen uydusu ve 1.3 milyondan fazla asteroid ile 4 bin kuyruklu yıldızın canlandırıldı simülasyonu kullandı.
Ve modelde “kaçak” PBH’lere de yer verildi.
Gezegenleri “dalgalandırıyor”
Ekip bir asteroid kütlesindeki kara deliğin güneşe iki astronomik mesafe kadar yaklaşmasıyla, gezegen ve uyduların yörüngelerinin bir kaç metre dalgalandığını gözlemledi.
Sadece, araştırmacılar bu “dalgalanmanın” gezegenimizi yok etmeyeceğini de sözlerine ekliyor.
Şimdi, bu çekimsel dalgalanmaları ölçmek için yollar geliştiren bilim adamları, bunun “karanlık madde”ye dair ilk sağlam kanıtı içereceğini de düşünüyor.
Fizik uzmanları evrendeki tüm maddelerin yüzde 85’inin karanlık maddeden oluştuğunu hesaplıyor sadece bu devasa kütleden hemen hemen tespit edilebilen olmadı.
Özünde, planları Dünya’nın Ay’a olan uzaklığını değiştiren çekimsel “dalgalanmaları” ölçümlemek. Bunun yanında Güneş Sistemi içinde yer edinen ve iyi bildiğimiz yörüngelerin de karşılaştırmasını yapmış olup, bu küçük sadece yoğun karanlık maddeyi, yanımızdan geçerken tanımlayabilmek.
DailyMail’in haberinden Erinç Eröz Türkçeleştirdi