Geçtiğimiz yıl New York’ta düzenlenen etkinlikte tanıtılan Bose’un yeni QuietComfort Ultra kulaklığını tecrübe etme şansımız oldu. Kulaklıkla geçirdiğimiz 45 günden sonrasında, Bose’un bu kulakiçi ürünü seyahat, müzik ve iş görüşmeleri için kullandığımız ana kulaklık haline geldi.
Geçtiğimiz Ekim ayında piyasaya çıkan kulaklıklar, ABD’de 299 dolar’dan satışta çıkmıştı (E.N.: Şu an amazon.com fiyatı 249$, devletimizde ise 17800 TL civarında bir satış fiyatı var.). Doğal ürünün hususi “bebek mavisi” rengini istiyorsanız, onun için Bose’nin kendi sitesine gitmeniz gerekiyor.
İlk bakış: Bose QuietComfort Ultra Earbuds
Kutudan çıkmış olduğu benzer biçimde bu yeni Bose kablosuz kulaklıklar, kurması ve eşleştirmesi oldukça basitti. iPhone yada MacBook’a bağlanırken herhangi bir sorunla karşılaşmadık, büyük olasılıkla siz de karşılaşmayacaksınız. Kulaklıkları taktığınızda, robotik bir ses bağlı olduğunuz aleti söylüyor. Bu özellik oldukça işe yarıyor sadece keşke Sonos markasında olduğu benzer biçimde robotik değil de düzgüsel bir ses kullansalar daha iyi olurmuş. (Sonos, Breaking Bad dizisinden tanıyacağınız Giancarlo Esposito’nun yumuşak ve uyumlu seslendirmesini kullanıyor.)
İlk kontrol seansımız, Bose’un 3 boyutlu uzamsal ses teknolojisi olan “Immersive Audio” ile oldu. Açıkçası şarj edip keşfetmeye oldukça heyecanlıydık.
Bose’un yeni Immersive Audio teknolojisi
Peki ya Immersive Audio ne? Aslına bakarsak bu, Bose’un 3D uzamsal ses teknolojisi. Kolay olarak anlatmak gerekirse bilhassa ev beyazperde sistemlerinde karşımıza çıkan surround doğrusu sizi saran ses sisteminin, kulaklarınıza hususi olanı. Herhangi bir stereo (iki kanal) müzik parçasında ses direkt olarak sağ ve sol kulaklıklara eşit olarak veriliyor. Sadece Dolby Atmos ve benzer ses teknolojilerini destekleyen TV şovları ve filmler benzer biçimde içeriklerde, duyduğunuz ses etrafınızda hareket ediyormuş benzer biçimde hissettiriyor.
Uzamsal ses, bilhassa üst düzey kablosuz kulak üstü ve kulak içi kulaklıklarda bir standart haline gelmeye başladı. Sadece yalnız bu teknoloji için bir Bose kulaklık almanız oldukca mantıklı değil. Bose’un Immersive Audio teknolojisini rakiplerinden ayıran ne peki? Bu “Immersive” mod açıkken, kulaklık canlı müzik ya da bir konuşmacıyı dinleme deneyimini tekrardan yapmaya çalışıyor.
Bir nevi müzik tam önünüzde çalıyormuş benzer biçimde hissediyorsunuz. Kafanızı çevirdiğinizde ise ses etrafınızda aynı noktada kalıyor, hareketinizi algılıyor. Bununla beraber ikincil bir hareket modu daha var ve bu mod, siz yürürken de aynı deneyimi üretmeye çalışıyor. Açıkçası Immersive Audio teknolojisini sevdik, fakat bayılmadık. Hakkaten garip bir özellik ve dinleme deneyiminizi geliştirebilir, sadece bu kulaklıkların favori özelliği bulunduğunu söyleyemeyiz.
Bose uygulamasından Immersive Audio hususi durumunu aktifleştirme.
Bose uygulamasındaki ayarlar.
Görkemli gürültü engelleme ve rahatlığa haiz kulaklıklar
Öteki açıdan bu kulaklıkların gürültü engelleme özelliğine bayıldık. Gürültü engellemesini karşılaştırmak için Beats, Apple ve Jabra’nın kulak içi kulaklıklarını da kontrol ettik. Bose hepsini geçmeyi başardı. Bose’un gürültü engellemesi o denli başarıya ulaşmış ki, müzik dinlemiyorken bile kulaklıkları takasınız geliyor.
Mesela uçakta kestirmek ya da işinize odaklanmak istediğinizde bu kulaklıkları takıyorsunuz ve etrafın gürültüsünden arınmış oluyorsunuz. %100 bir engelleme sunuyor mu derseniz, hayır. Sadece en gürültülü ve yakın kaynaklı sesler ortadan kayboluyor. Bilhassa uçaklarda gürültüyü büyük oranda azaltıyor ve rahatça kestirebiliyorsunuz. Açıkçası yanınızda dostunuz var ise, kulaklıkları takmadan ilkin uyarın ki, onu dinlemediğinizi düşünmesin./
Kulaklıklar oldukça rahat da. Aslına bakarsanız büyük olasılıkla gürültü engelleme kabiliyetinin bu kadar başarıya ulaşmış olmasının sebebi de bu. Standart kulaklık uçları haricinde Bose, özelleştirilebilen sabitleştirme bantları da yerleştirmiş. Bu bantlar hem rahatlık hem de kulak deliğinin oldukca daha iyi kapatılmasına destek oluyor. Testimizde kulaklıkları 6-7 saatlik uçuş süresince denedik ve herhangi bir hastalık yaşamadık. Açıkçası bu kulaklıkların, bilhassa uzun yolculuklar için oldukça ideal bulunduğunu söylememiz gerekiyor.
Peki ses kalitesi iyi mi?
Kulaklıkların ses kalitesi, bir Bose ürününden bekleyeceğiniz her şeye haiz. Eğer bir Bose kulaklık denemediyseniz size anlatalım: Bu kulaklıklar kuvvetli bas, net mid tonları verirken, genel olarak görkemli bir dengeye haiz. Tek kelimeyle açıklamak gerekirse “üst düzey” diyebiliriz. Genel anlamda t estlerimizi Radiohead’in “National Anthem” ve Florence and the Machine’in “Between Two Lungs” parçalarıyla yapıyoruz. Her iki parça da Bose’la beraber muhteşemdi.
Kulaklıkların herhangi bir fena yanı var mı?
Açıkçası şimdiye kadar herhangi büyük bir sorunla karşılaşmadığımızı söyleyebiliriz. Hem de bu uzun soluklu bir kontrol sürecinden sonrasında bile bu şekilde. Giancarlo Esposito’nun yokluğu haricinde yalnız küçük sıkıntılar bulunuyor.
İlk olarak -bu yalnız testi meydana getiren editörle ilgili olabilir- kulaklıkları şarj kutusundan çıkarmak bir tık zorlayıcıydı. Bilhassa karanlıkta kutudan çıkarmak için birazcık sallamak gerekiyordu. İkinci olarak da şarj kutusu bu 45 günlük sürede çeşitli çizik ve sürtünmelere maruz kaldı ve kutudan bunu anlayabiliyorsunuz.
Bose QuietComfort Ultra Kablosuz Kulaklık almaya kıymet mi?
Açıkçası ses kalitesi, gürültü engelleme ve pil ömrü mevzusunda kulaklıkları kullandıkça etkilendiğimizi söyleyebiliriz. Bose kulaklıkların pil ömrünün 6 saat bulunduğunu (şarj kutusuyla 24 saat) iddia ediyor ve testlerimizde de bunu doğruladık.
Şu anki fiyatı bir ihtimal Türkiye şartları için yüksek olabilir, sadece yatırımınızın yüzde yüzüne değdiği açık.
Timothy Beck Werth’ün incelemesini Özgür Yıldız yerelleştirdi.