UKRAYNA-RUSYA savaşı ile başlamış olan enerji krizi dünyayı ve bilhassa de Avrupa’yı sarsmaya devam ediyor. Avrupa’dan dün gelen odun istifleme görüntüleri, paniğin belgesi olarak karşımıza çıkıyor. Doğalgaz tutarları devamlı yükseliyor. Petrol fiyatlarını belirleyen OPEC de üretimi azaltacağını duyurdu.
ABD Başkanı Biden, Suudi Arabistan’a gidip “Petrol üretimin artırın, fiyatlar düşsün” diye baskı yapmış oldu. S.Arabistan, Biden’ı takmadı. BAE ve Rusya ile hareket ederek “Üretimi düşür, fiyatlar artsın, dünya krize girsin” şeklinde yeni bir gerilimin fitilini ateşledi. Amerikan kongresi ayağa kalktı, “BAE ve S.Arabistan’dan askerlerimizi çekelim” diye yasa tasarısı hazırladı. Bu tablo, iki ülkeye gelecek günlerde ne şeklinde operasyonlar çekileceğinin habercisi.
Enerji savaşları için liderleri öldürecek, ülkeleri parçalara ayıracak bir Batı var karşımızda.
Doğalgaz-Petrol krizi dünyada yeni enerji arayışlarına tavan yaptırdı. Hidrojen enerjisi geleceğin kurtuluşu olarak gösteriliyor.En büyük hidrojen rezervleri Türkiye’nin Karadeniz’deki karasularında bulunuyor.
Dünya rezervlerinin yüzde 60’ına sahibiz.Yeryüzü ihtiyacının 45 katı rakamlardan bahsediyoruz. 10-20 yıl içinde bu temiz enerjinin çıkarılmasını sağlayacak teknolojiler gelişecek. Dünyada 1 milyon 780 bin ton da Toryum rezervi bulunuyor. Bunun 790 bin tonu Türkiye toprakları içinde. Rakamlar dünyanın en büyük rezervlerine Türkiye’nin haiz bulunduğunu haykırıyor. Geleceğin temiz enerjisi olarak gösterilen Toryum’un Türkiye’deki kıymeti 120 trilyon dolar olarak gösteriliyor. Trilyon dolarlardan bahsediyoruz.
Isparta’da düşen uçağımızda ölen 6 akademisyenimiz de Toryum uzmanıydı. O tayyare düşmedi aslen. Düşürüldü. Bu sebeple dediğimiz şeklinde, enerji savaşlarında ülkelere çökmeyi anane edinmiş Batı’nın kanlı çakalları, bu uğurda çalışan beyinleri de toprağa gömmekten asla çekinmez.
Türkiye Bor madeninde de dünyanın yüzde 63’lük rezervine haiz. Küresel sermayenin tetikçisi Georgo Soros, 1970’lerde devamlı Türkiye’nin kapısında yatarak Bor madenlerini istemiş, verilmeyince de kendini bu ülkeyi cenk alanına çevirmeye adamıştır. O yüzden Seyahat eylemlerinin en büyük finansörü olmuştur. Hala Türkiye’de devrim yapmış olup, iktidara gelecek kukla hükümet yardımıyla Bor madenlerine konmak hayaliyle, dolaylı yollardan medya, sivil cemiyet kuruluşları, gazetecileri fonlamaya devam etmektedir. IMF ile geçmişte yaptığımız anlaşmada da Bor madenlerine çökmesini sağlayacak imtiyazlar verdik. Sadece Tanrı’a şükürler olsun ki, bu hayata geçirilmedi.
Akdeniz’de şu an için belirlenmiş ortalama 3 trilyon dolarlık petrol rezervleri bulunuyor.
Mersin, İskenderun, Antalya havzaları petrol kaynıyor. Karadeniz’de şimdilik Türkiye’nin 10 senelik ihtiyacını karşılayacak doğalgaz bulduk. Daha fazlası yolda… Ege’de de hemen hemen keşfedilmemiş enerji yatakları var.
Tüm bunların yanı sıra boru hatları ile Azerbaycan’dan tutun Rus gazına, Irak petrollerine kadar Batı’nın enerji ihtiyacını da biz taşıyoruz. İsrail’in bulmuş olduğu doğalgazın en ucuz yolla Avrupa’ya taşınması yalnız Türkiye üstünden geçiyor. Kazak-Türkmenistan enerjisini biz Batı’ya taşıyacağız. Yılda 3.8 trilyon dolarlık mal ihraç eden Çinİpekyolu’nun en güvenli ve ucuz geçiş yolu da Türkiye’den geçiyor.
Böylesine bir tablo, Türkiye’yi dünyanın en mühim ülkesi haline getiriyor. Türkiye yüzyılı başlıyor diye boşuna konuşulmuyor.
Senelerdir bizi korkak ve ezik yöneticilere teslim edip adım attırmadılar. Darbelerle istedikleri şeklinde yönetip, bu günlere hazırlandılar. Sadece son yıllarda görüntü değişince kudurdular.
Hillary Clinton, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde “Türkiye büyüyor fakat ağlatısal bir halde” diye boşuna söylemiyordu. Şu demek oluyor ki “Artık söz dinlemiyor” diyordu. Trump da “Erdoğan ilkin Türkiye diyor” cümlesini boşuna sarf etmiyordu. Ihmal etmeyin, dünyada otomobil, yapınak yokken, Osmanlı’yı parçalara ayırıp petrol ve doğalgaz yataklarına konmak için haritalar çizdiler. Şimdi de hidrojen, toryum, Bor rezervlerinde dünya birincisi olan, enerjinin ve İpekyolu’nun 1 numaralı geçiş yolu olan Türkiye’yi asla kendi başına bırakmak istemezler. Parçalara ayırmak, çevresinde krizler ve yangınlar oluşturup, çevresine askeri yığınak yapmak onların kanlı çıkarları için yaşamsal öneme haizdir. O yüzden “Batının yanında yer almalıyız” diyen muhalefetimize “Destek” sözünü Amerikan başkanları bile asla çekinmeden kameralar önünde verir. Bu sebeple Türkiye dünyanın gelecekteki kurtuluşu… Bizlere muhtaçlar ve bu işi bedavaya getirmek çakalların en büyük zevkidir. Ihmal etmeyin bir aslanın avını sadece bir çakal sürüsü elinden alabilir!.