[ad_1]
Biyolojik ajanlar, standart tedaviler ile şifa bulamayan alerji hastalarına umut oldu. Türkiye Ulusal Alerji ve İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, astım ve bazı hastalıklarda bir grup hastanın artık biyolojik ajanlarla tedavi edilebildiğini söyledi.
Astım, alerjik rinit (saman nezlesi), alerjik egzemalar, ürtiker gibi alerjik hastalığı olan hastaların büyük çoğunluğunda, standart alerji tedaviler ile başarılı sonuçlar elde edilebildiğini belirten Türkiye Ulusal Alerji ve İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, bir grup hastada standart tedavilerin hastalığın kontrolünü sağlamakta yetersiz kaldığını kaydetti. Prof Erkekol şunları söyledi:
“Bu durum hastaların sıklıkla acillere başvurmasına, iş ve okul devamsızlıklarına ve yaşam kalitelerinde belirgin bozulmaya neden oluyor. Son birkaç yılda ‘biyolojik ajanlar’ olarak adlandırılan yeni ilaçlar, standart tedavilere yanıt vermeyen alerjik hastalıkların tedavisi için yeni bir bakış açısına yol açtı. Hekimler ‘biyolojik ajan’ terimini biyolojik mühendislik yolu ile imal edilen ilaçlar için kullanıyor. Yapıları basit, sentetik olarak laboratuvar ortamında kolayca üretilen kimyasal ilaçların aksine, ‘biyolojik ajanlar’ın üretimi oldukça kompleks bir süreç. Ancak en kaba şekli ile bu ilaçların biyoteknolojik prosedürlerle canlıdan üretildiğini ve protein yapısında olduklarını söylemek mümkün.
ASTIM HASTALARININ YAŞAM KALİTESİ ARTIYOR
Biyolojik ajan tedavilerinin kullanıldığı alerjik hastalıkların başında astım geliyor. Şu anda Türkiye’de, ağır astım hastalarında, yani standart tedaviler ile kontrol altına alamadığımız astım hastalarında, kullanabildiğimiz iki farklı biyolojik ajan bulunuyor. Her iki ilacın da kullanılabileceği hasta grupları net olarak tanımlanmış. İlaçlardan biri ağır alerjik astımda kullanılırken diğeri kanda eosinofil adı verilen hücrelerimizin artışı ile seyreden astım grubunda kullanılıyor. Her iki ilaç ile de ağır astım hastalarında astım semptomlarında yüzde seksenlere varan düzelme, hastaların astıma bağlı acile gitme, kortizon kullanma oranlarında belirgin azalma sağlanıyor. Bu ilaçlar aynı zamanda hem hastaların yaşam kalitelerinde artışa, hem de kortizon kullanımına bağlı oluşabilecek yan etkilerin önlenmesine neden oluyor.
KABUL EDİLEBİLİR YAN ETKİLER
Biyolojik ajan tedavilerinin başarı ile kullanıldığı bir diğer alerjik hastalık ürtiker, halk arasındaki adı ile kurdeşendir. Kurdeşen hayatı tehdit edici bir hastalık olmamakla birlikte yaşam kalitesini en kötü etkileyen hastalıklardan biridir. Alerji hapları ile kontrol altına alınamayan kurdeşen hastalarında bir biyolojik ajan olan anti-IgE tedavisi başarı ile kullanılıyor, aynı astımda olduğu gibi acil başvurularını ve kortizon kullanımını belirgin şekilde azaltıyor. Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere biyolojik ajan tedavileri kontrolü güç alerjik hastalıkların tedavisinde hastalara yeni bir umut oldu. Etkinliklerinin yanı sıra yan etkilerinin kabul edilebilir düzeyde düşük olması oldukça büyük bir avantaj. Ancak biyolojik ajanların, immün sistem üzerine etkili ilaçlar olduğu ve yalnızca gerekli durumlarda, ilgili branş hekimlerinin yakın gözetiminde kullanılabileceği unutulmamalı.”
[ad_2]