[ad_1]
Üro-Androloji Uzmanı Prof. Dr. Halim Hattat, “Depresyon ve andropozun bazı ortak özellikleri var. Erkeklerde yaşla birlikte düşen testosteronun yarattığı andropoz sadece cinsel fonksiyonları etkilemiyor. Evet bu dönemde sertleşme kaybı, cinsel isteksizlik, boşalma süresinde değişimler sıklaşıyor. Ancak testosteron vücutta diğer pek çok fonksiyonu da etkiliyor. Testosteron eksikliğinde moral bozukluğu, duygu durum değişimleri, agresyon, öfke, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü, genel motivasyon kaybı, uyku sorunları, enerjisizlik, kilo artışı gibi yan etkiler oldukça sık görülüyor” diye konuştu.
Orta yaş krizini de tetikleyebiliyor
Aynı belirtilerin depresyonun ana şikayetleri olduğunu belirten Prof. Dr. Hattat, “Tüm bu belirtiler depresyonun da ana şikayetleri. Andropoz her ne kadar testosteron kaybına bağlı bir sendrom olsa da bazı erkeklerde daha şiddetli seyrediyor. Andropozda oluşan cinsel sorunlar ve duygusal-düşüncesel değişimler erkeklerin hayatlarını tekrar incelemesine, amaçlarını, hayallerini gözden geçirmesine neden olabiliyor. Gençlik yıllarına olan özlem ve cinsel olarak kendini daha güçlü hissetme ihtiyacı artabiliyor. Bu durum orta yaş krizini de tetikleyebiliyor. İşte bu noktada ayırıcı tanı açısından değerlendirme yapmak çok önemli. Çünkü depresyon andropozu tetikleyebildiği gibi andropoz da depresyonu tetikleyebiliyor” ifadelerini kullandı.
Ayırıcı tanı şart
Psikolojik ve biyolojik tedaviyi ortaklaşa ele almak gerektiğini belirten Prof. Dr. Halim Hattat, “Fark edilmemiş bir depresyon, endişe-kaygı sorunu, kişilik problemi ya da evlilik sıkıntısı cinsel tedavilerin etkisini mutlaka azaltıyor. Örneğin sertleşme ilaçlarının cinsel istek arttırıcı etkisi olduğuna inanılsa da aslında bu ilaçların libido üzerinde hiçbir etkisi yok. Bu durumda depresyon, performans endişesi veya başka bir ilişki sorunu nedeniyle ciddi bir libido kaybı yaşayan bir erkekte sertleşme ilaçları etki göstermiyor. Tam tersine bazen düşük duygu durum hali, konsantrasyon güçlüğü gibi sıkıntılar var olan hormon eksikliğinin yan etkisi olarak oluşuyor. Bu durumda da psikolojik değerlendirme sayesinde herhangi bir psikolojik sıkıntıyı eleyip andropoz tedavisine ağırlık verebiliyoruz. Yani gördüğünüz gibi psikoloji ve biyolojiyi ortaklaşa ele almak lazım. İşte bu nedenle cinsel tıpta mutlak ekip çalışmasına ihtiyaç var. Özellikle orta yaş dönemindeki bir erkeğin cinsel ve yaşamsal sıkıntılarını incelerken biyolojiyi de hormonları da psikolojik sağlığı da işin içine katmak gerekiyor. Testosteron yerine koyma tedavisi de önemli, orta yaş krizinin yönetimi de” dedi.
Antidepresanların yan etkileri
Sıklıkla kullanılan antidepresanların cinsel isteksizlik, sertleşme kalitesinde azalma, geç boşalma gibi yan etkilerinin olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Hattat, “Biz bu durumda hastalarımızı hekimleriyle takip edip hem psikolojik sağlıklarını hem de cinsel güçlerini koruyacak bir tedavi protokolü yaratıyoruz. Bu mümkün mü? Evet pek çok hastada antidepresanların cinsel yan etkilerini azaltmak mümkün. Gerekli gördüğümüzde ilaç tipinde, dozunda, kullanım şeklinde değişimlere gidebiliyor, hormon takviyeleri ve diğer cinsel tedavileri uygulayabiliyoruz. Bazı hastalarım yaşadıkları cinsel sorunları direkt depresyon ilaçlarını bağlayıp ilaçlarını kendi kendilerine kesebiliyor. Ancak bu doğru bir yaklaşım değil. Çünkü depresyonun kendisi de cinsel sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle özellikle de orta yaşlara ulaşan bir erkekseniz ve antidepresan kullanıyorsanız cinsel fonksiyonlarınız açısından tam bir check-up öneriyorum. Hem yaşa bağlı olası bir testosteron kaybı, penis damar ve sinirlerindeki yetmezlik gibi sorunlar hem de ilaçlarınızın yan etkileri açısından bir değerlendirmeden geçmenizde fayda var” diye konuştu.
[ad_2]