ManpowerGroup’un, emek harcama yaşamının geleceğini şekillendirecek 14 trendi ortaya çıkardığı “The New Human Age” (İnsanlığın Yeni Çağı) isminde 2023 İş Gücü Trendleri Raporu’nda çarpıcı veriler yer ediniyor. Rapora bakılırsa günümüzde her 10 Z Kuşağı çalışanından 7’si çalışmış oldukları şirketlerin çeşitlilik içeren ve kapsayıcı emek harcama ortamı yaratma mevzusundaki ilerlemesinden memnun değil. Her 10 çalışandan 8’i pandeminin iş mevzusunda düşüncelerini etkilediğini söylüyor. O şekilde ki çalışanların yüzde 64’ü tam zamanlı olarak ofise dönmeleri gerekirse yeni bir iş aramayı düşüneceklerini belirtiyor. Teknoloji kabiliyetlerine talebin artmaya devam ettiğini de gösteren rapora bakılırsa 2022 yılının mart ayından bu yana işten çıkarılan 140 binden fazla teknoloji çalışanının yüzde 72’si üç ay içinde yeni iş buldu.
Küresel insan kaynakları çözümlerinde önder bir şirket olan ManpowerGroup, “The New Human Age” (İnsanlığın Yeni Çağı) isminde 2023 İş Gücü Trendleri Raporu’nu yayımladı. Sekiz ülkede, 8 binden fazla çalışan yada etken olarak iş arayan kişinin iştirakı ile meydana gelen araştırma kapsamında, ManpowerGroup ek olarak 13 binden fazla işe alım yetkilisiyle de anket yapmış oldu. Emek harcama yaşamının geleceğini etkileyen 4 temel faktöre yer verilen bu kapsamlı raporda, ana faktörler altında ise 14 temel trend sıralanıyor. Tüm bu trendler sektör fark etmeksizin tüm şirketlerin çalışanları için gelecek planlarına destek olacak mühim veriler sunuyor.
Hazırladıkları rapor hakkında değerlendirmede bulunan ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, “Tarih boyuna insanoğlu daima tüm zorlukların üstesinden gelmiş olarak işlerini yapmanın yeni yollarını keşfetmiş ve yeni şartlara adapte olmuştur. Nitekim pandemi de bizlere bir kez daha bunu açıkça öğretti. Günümüzde tarihte asla görülmemiş en büyük zorlukların üstesinden gelmemize ise inovasyon ve teknoloji destek oluyor. Artık insanlık için yeni bir çağ içerisindeyiz ki raporumuzun adını da bu hakkaten yola çıkarak bu şekilde belirledik. Bu çağ insanların bağlantılarını sürdürmesi, daha üretken, yaratıcı ve yenilikçi olması ve daha anlamlı hayatlar yaşaması için teknolojiyi ve dijital araçları kullandığı bir çağ. Öteki taraftan çalışanlar başarıya ve kariyerlerinde ilerlemeye odaklanmış olsalar da sürdürülebilirlik, çevre, eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık benzer biçimde mevzuları da derinden önemsiyorlar. Yeni son zamanların yeni trendlerini gözler önüne serdiğimiz bu oldukça kapsamlı araştırmamız yardımıyla iş dünyasının, çalışanların isteklerine uygun geleceğin iş ortamını yaratacağı inanıyoruz.” dedi.
ManpowerGroup’un “The New Human Age” raporunda; Değişen Demografi, Bireysel Tercihler, Teknoloji Kullanımı ve Rekabet Etkenleri emek harcama yaşamının geleceğini etkileyen dört temel faktörler olarak gösteriliyor.
Değişen Demografi
Rapora bakılırsa Çeşitlilik, Eşitlik, Kapsayıcılık ve Ilinti (DEIB) mevzularında iklim değişikliğine ve LGBTQ hareketine kadar birçok mevzuda Z kuşağı işverenlerinden artık daha fazlasını talep ediyor. Mesela iştirakçilerin yüzde 52’si, şirketlerin çevre mevzusunda yeterince çaba göstermediğini söylüyor. Raporda Z kuşağının 2025 yılına kadar iş gücünün yüzde 27’sini oluşturacağı ifade ediliyor. Durum bu iken günümüzde Z Kuşağı çalışanlarının yüzde 68’i çalışmış oldukları şirketlerin çeşitlilik içeren ve kapsayıcı emek harcama ortamı yaratma mevzusundaki ilerlemesinden memnun değil. Öte taraftan gelişmiş ülkelerde nüfusun hızla yaşlanmasına da dikkat çekiliyor. O şekilde ki küresel çapta 2030 yılına kadar 85 milyon (Almanya’nın toplam nüfusuna neredeyse eşit) işçi açığı ortaya çıkacağı tahmin ediliyor.
Bireysel Tercihler
Rapora bakılırsa çalışanlar artık “işle dolu bir yaşam değil, değişik alanlara dokunabilecekleri bir yaşam” istiyor. Çalışanların çoğunluğu (yüzde 81) pandeminin iş mevzusunda düşüncelerini etkilediğini söylüyor. Mevcut çalışanların yüzde 31’i, daha iyi bir iş ve yaşam dengesi sunması durumunda başka bir rol üstlenebileceklerini belirtiyor. Çalışanların yüzde 61’i ise zamana bağlı olmadan çalışmanın daha iyi bir iş/yaşam dengesi yarattığını düşünüyor. Hatta yüzde 42’si bu şekilde bir yaklaşımın çalışmanın geleceği olduğuna inanıyor. İş gücünün yüzde 64’ünün tam zamanlı olarak ofise dönmeleri gerekirse yeni bir iş aramayı düşünmesi de araştırmada ortaya çıkan mühim bir netice oldu.
Teknoloji Kullanımı
Değişen teknolojinin insan yaratıcılığıyla birleşmesi, geniş çaplı bir ekonomik gelişme yaratıyor. Teknolojiye yatırım halletmeye devam eden şirketlerin, dışarıda beceri ararken bununla beraber içeride de dijital kabiliyetleri geliştirmeleri gerekiyor. Bu yüzden hususi kabiliyetlere olan talebin artmaya devam etmesi umut ediliyor. ManpowerGroup’un araştırmasına bakılırsa mesela 2022 yılının mart ayından bu yana işten çıkarılan 140 binden fazla teknoloji çalışanının yüzde 72’si üç ay içinde yeni iş buldu. Raporda ek olarak 2025 yılına kadar gizlilik ve itimat, siber güvenlik, veri analizi, makine öğrenimi ve suni zekâ, bulut, veri ve yazılım geliştirme benzer biçimde alanlarda 149 milyon yeni iş imkânı ortaya çıkacağı öngörüsünde de bulunuluyor. Buna rağmen küresel şirketlerin yüzde 76’sı BT ve teknolojide boş pozisyonları doldurmakta zorlanıyor.
Rekabet Etkenleri
Raporda, dijital öncelikli küresel ekonomide yüksek nitelikli kabiliyetlere erişimin şirketlere belirgin bir rekabet pozitif yanları sağladığının altı da çiziliyor. Şirketlerin bu kabiliyetlerle nerede olurlarsa olsunlar buluşması gerekir. Sadece firmalar mahalli çapta işe alım yapmak iste se gerçek küresel çapta yatıyor. ABD’dan Asya’ya, Afrika’dan Avrupa’ya, nitelikli kabiliyetler geniş bir alana dağılmış durumda. Hatta birçok ülkede düzenlemeler ve altyapı uzaktan çalışmaya uygun, iş gücü maliyetleri düşük ve verimlilik yüksek. ManpowerGroup’a bakılırsa bakılırsa nitelikli kabiliyetler için ilk üç genel pazar ABD, Singapur ve Kanada olarak öne çıkıyor.
