[ad_1]
Hamilelik sürecinde en çok kafa yorulan konulardan bir tanesi de isimler. Bebek bekleyen çiftler çocuklarına en anlamlı ve en özel isimleri vermek istiyor. Anlamlarına dikkat eden aileler kulağa hoş gelen isimleri tercih ediyor.
A’dan Z’ye Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları
O Harfi ile Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları
Oba: Üstün yetenekli. 2. Göçebelerin meydana getirdiği topluluk.
Obe: Aşiretin bir bölümü.
Oben: Erkek deve, o benim anlamlarındadır.
Obuz: Su gözesi, göze kaynak
Ocak: Ev, aile.
Ocan: O dost 2. İçten kişi.
Od: Ateş.
Oder: Ateş gibi canlı, coşkulu, hareketli kimse.
Odhan: Ateş kağan, ateş han
Odkan: Ateş kan, ateşli kan, kaynayan kan, deli kan
Odkanlı: Canlı, coşkulu, ateşli kimse.
Odman: Ateşli, canlı, çoşkulu kişi.
Odyak: “Ateşli ve coşkulu ol” anlamında kullanılan bir ad.
Odyakar: Ateş gibi can yakan kimse.
Odyakmaz: Ateş yakmaz.
Oflas: bk. Oflaz
Oflaz: Güzel, iyi, sevilen
Oflazer: Yakışıklı. 2. Cesur, yiğit.
Ogan: Barış tanrısı, gök tanrısı, güneş
Oganalp: Güneş gibi yiğit, gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit
Oganer: Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit.
Ogansoy: Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu
Ogeday: Akıllı, zeki.
Ogün: O bilinen gün, hayatımızın değiştiği gün
Oğan: Tanrı.
Oğanalp: Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü
Oğaner: İlahi gücü olan.
Oğansoy: İlahi bir güce sahip soydan gelen.
Oğantürk: İlahi bir güce sahip Türk.
Oğanverdi: “Allah bağışladı” anlamında kullanılan bir ad.
Oğul: Evlat, erkek çocuk.
Oğulbal: Tatlı oğul, oğul balı, oğul arılarının yaptığı ak bal
Oğulbey: Beyin oğlu.
Oğulcan: Can oğul
Oğultan: Tan vakti
Oğultay: Genç.
Oğultekin: Biricik oğul, şehzade
Oğultürk: Türkoğlu
Oğur: İçten dost, samimi
Oğuralp: Samimi, içten erkek.
Oğuz: Gürbüz, delikanlı, temiz yaratılmış, iyi, doğru
Oğuzalp: Güçlü yiğit, iyi yürekli yiğit, dost yiğit
Oğuzata: İyi huyluluğu atalarından, soyundan gelen.
Oğuzbay: İyi huylu, saygın kişi.
Oğuzcan: İyi huylu, candan dost.
Oğuzer: Sağlam yiğit, dost yiğit
Oğuzhan: Oğuzların başı / Mete
Oğuzkan: Hükümdar soyundan gelen
Oğuzman: Sağlam, gürbüz, güçlü kimse, iyi yürekli dost kimse
Oğuztan: İyi huylu kişi.
Oğuztay: İyi huylu genç kişi.
Okan: Akıllı, anlayışlı, öğrenen 2. Tanrı, Güneş, Oğuz
Okanalp: İlahi bir güce sahip olan.
Okanay: Güçlü Ay, yiğit ay, Güneş ve Ay
Okaner: İlahi bir güce sahip olan yiğit.
Okansoy: Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu
Okat: Ok atan, savaşcı.
Okay: Beğeni, onaylamak
Okayer: Ok gibi doğru, Ay gibi yiğit
Okaygün: Ok gibi doğru, Ay gibi güzel, Güneş gibi yakıcı kimse
Okbay: Ok gibi doğru ve varsıl kimse
Okcan: Ok gibi doğru can
Okçun: Uzak, ilerde, uzaklaşmış.
Okdemir: Demirden yapılmış ok
Oker: Hızlı ve kuvvetli.
Okgüç: Ok gibi doğru ve güçlü
Okhan: Ok gibi hızlı, delici hükümdar.
Okkan: Ok gibi delici soydan gelen.
Okman: Okçu, ok atan kimse
Oksal: Okla ilgili, hızlı
Oksar: Okları hazırlayan.
Oksu: Düzenli ve hızlı bir şekilde akan su
Oktan: Ok kadar hızlı
Oktar: Ok taşıyıcı / Ok+dar (Bayraktargibi)
Oktaş: Ok gibi delici, taş gibi sert.
Oktay: Çok hiddetli, kızgın
Oktuğ: Ok atan, okçu.
Oktunç: Ok tuncu; tunçtan yapılmış ok
Oktürk: Ok gibi Türk
Okumuş: Bilgili, öğrenimli.
Okur: Bilgilenmeyi, okumayı seven.
Okuş: Akıl, zeka, mantıklılık.
Okutan: Eğitim ve öğretim işini yapan.
Okutman: Öğreten.
Okuyan: Okumayı seven.
Okyan: Okçular, okçuluk.
Okyanus: Kıtaları birbirinden ayıran engin deniz.
Okyar: Oku parçala
Olca: Savaş ganimeti.
Olcan: Canlı, hareketli
Olcay: Şanslı, şans
Olcayhan: Kısmetli hükümdar.
Olcayto: Şanslı
Olcaytu: Şanslı; talihli, kısmetli.
Olcaytuğ: Şans getiren başlık.
Olcaytürk: Şansı olan Türk.
Olça: Savaş ganimeti
Olçum: Bilgiçlik taslayan.
Olçun: Becerikli
Oldaç: Şişman, iri yapılı.
Oldağ: Dağ gibi yüksek ol.
Older: Dindar, sofu.
Olgu: Gerçekte var ol
Olgun: Yetişmiş, bilgili
Olgunay: Dolunay durumundaki ay
Olgunel: İyi el.
Olguner: Bilgi ve görgüce gelişmiş erkek, olgunlaşmış erkek
Olgunsoy: Gelişmiş soy, olgunlaşmış soy
Olguntürk: İyi yetişmiş Türk.
Olpak: Her zaman temiz, dürüst olan.
Olperest: Dinine sıkıca bağlı kimse, dindar, dinini çok seven.
Olsan: Ad ol, san ol
Oltan: Şafak ol, tan ol
Oltun: Saygı gösterilen ol, saygın ol
Oltunç: Tunç ol, tunç gibi sağlam ol
Oluş: Varlık halini alma, meydana gelme. 2. Bir durumdan öteki duruma geçiş.
Omaç: Hedef, gaye, amaç.
Omariya: Mardin, Nusaybin’de Kürt aşireti.
Omay: Beğenilen, sevilen
Omet: Ümmet, topluluk.
Omur: Omurgayı oluşturan kemiklerin herbiri, herhangi bir şeyin iskeletinin her bir parçası.
Omurtak: Küçük kartal.
Onan: Daha iyi bir duruma giren, eksiği kalmayıp gönül huzuruna Eren, iyileşen
Onar: (“onmak”tan) eksiği kalmayıp gönül erincine ulaşır, daha iyi bir duruma gelir, mutlu olur
Onaran: Düzelten, tamir eden
Onart: İşler bir duruma getirilmesini sağla, düzelttir.
Onat: Özenli, düzgün
Onatkan: İyi, dürüst soydan gelen.
Onatkut: İyi ve uğurlu
Onay: Uygun bulunmuş
Onel: Elleriyle her tarafı sarmalamış olan.
Oner: On kişiye bedel yiğit
Ongan: Özlem ve istekleri yerine gelmiş, mutlu
Onganer: Mutlu yiğit
Ongay: Kolay, zorluğu olmayan.
Ongu: Onmuş olma durumu, sağlık, mutluluk
Ongun: Bol verimli, yararlı duruma gelmiş, mutlu, kutlu, gelişmiş, Gürbüz, tapılan kişi, beğenilen kimse
Ongunalp: Mutlu yiğit, yararlı yiğit, kutlu yiğit, gürbüz yiğit
Onguner: Mutlu yiğit, yararlı yiğit, kutlu yiğit, gürbüz yiğit
Ongunsu: Gürbüz ve su gibi duru kişi.
Ongur: Kurtuluş.
Ongün: Uğurlu gün.
Onkut: Daha iyi ve şanslı yaşa.
Onuk: Sevgili; dürüst
Onuker: Herkesçe sevilen, sayılan kişi.
Onuktan: Sevilen, saygı duyulan ve tan gibi ışıltılı kişi.
Onuktekin: Sevilen, saygı duyulan, uğurlu.
Onul: İyi ol, sağlıklı ol.
Onultan: İyileştiren, sağlığa kavuşturan.
Onur: Özsaygı, şeref
Onural: Onur sahibi ol
Onuralp: Saygıdeğer, aziz, yiğit
Onuray: Onurlu ve Ay gibi güzel
Onurhan: Şeref sahibi hükümdar
Onurkan: Onurlu, şerefli soydan gelen.
Onursal: Onurla ilgili, onur niteliğinde; saygı göstermiş olmak için verilen
Onursan: Dürüstlüğüyle nam salmış kişi.
Onursay: Şeref sahibi saygın kişi.
Onursev: Kendin gibi olanı sev.
Onurseven: Onurlu insanları seven.
Onursoy: Onurlu bir soydan gelen.
Onursu: Saygın, şerefli ve su gibi temiz.
Orak: Hasat, ekin biçilen araç.
Orakay: Orak ayı. 2. Temmuz.
Oral: Türklerin ilk yurtlarından
Oralmış: Zaptedilmiş yer.
Oraltan: Tan vakti yapılan savaş. Oran
Oran: Karşılıklı uygunluk, iki şeyin birbirini tutması, iki şey arasında ya da parça ile bütün arasında bulunan fark
Oraner: Anlayışlı, hesaplı ve yiğit kimse.
Oransal: Oranla ilgili
Oray: 1.Ateş kırmızısı. 2. Şehirli.
Orbay: Ordu komutanı
Orbek: Kentli bey.
Orbey: Bekçi, koruyucu, muhafız.
Orcan: Üstün, kıdemli kişi
Orçum: Sağlam adam
Orçun: Arkadan gelenler, halefler 2. Ahlak
Orean: Direnen kişi.
Oreaner: Direngen ve yiğit kimse.
Orgun: Gizli, gizemli.
Orgunalp: Sır dolu yiğit.
Orgunay: Bulutların arkasında kalmış ay.
Orguner: Sır dolu yiğit.
Orgunhan: Sır dolu hükümdar.
Orgunkan: Geçmişi sır dolu olan.
Orgunsoy: Sır dolu bir soydan gelen.
Orguntay: Sır dolu genç.
Orgün: Kapalı havası olan gün.
Orhan: Kentin hükümdarı 2. Osmanlının ikinci padişahı
Orhon: Eski bir türk alfabesi
Orhun: Asya da bir nehir
Orkan: Orhan adının bir başka biçimi
Orkun: Or+kun (han) Kentin hanı
Orkuş: Ateş kırmızısı renkli bir kuş.
Orkut: Kutlu kent
Orkutay: Kutlu, uğurlu şehir.
Orman: Ağaçlarla örtülü geniş alan
Orsa: Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi/ rüzgâra karşı
Ortaç: Tepe, kendine miras kalan kimse; bir hükümdarlığın tahtına geçecek kimse, veliaht
Ortak: Ortak zevkleri paylaşanlar, arkadaşlar. 2. Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri. 3. Kuma.
Ortan: Tan renginin kızıllığı.
Ortun: Ortanca kardeş
Ortunç: Tunçtan yapılmış gibi sağlam kale
Oruç: Müslümanların yeme içmeden vs. uzaklaştıkları bir ibadet
Oruk: Çare, yol, imkan.
Orun: En büyük makam
Orunbay: Büyük görevi olan kimse, makam sahibi
Orus: Saadet, mutluluk, talih.
Oruz: Düşünce, düşün, ide.
Oskan: Zeki kişi.
Oskay: Neşeli, sevinç içinde olan.
Osma: Bulgaristan Türklerinin yaşadığı yörelerden birindeki nehrin adı.
Osman: Hz. Muhammet’in damadı üçüncü halife. 2.Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu ve ilk hükümdarı. 3. Bir tür kuş ya da ejderha.
Oşan: Şanlı, şöhretli, adı duyulmuş olan.
Otacı: Hekim, doktor.
Otağ: Yüksek direkli, süslü, büyük çadır
Otağ / Otak: Büyük, süslü çadır.
Otamış: İyileştiren, düzelten.
Otaran: Beğenip arzu eden.
Otay: Alev kızıllığında ay.
Oxır: Uğur.
Oyal: Düşünceye önem veren, görüş alan.
Oyalp: Düşünceli ve yiğit.
Oyhan: Düşünceli hükümdar.
Oykan: Düşünce ve fikir erbabı soydan gelen.
Oykut: Düşünceli ve kutlu insan.
Oymak: Aşiret, küçük izci birliği
Oyman: Belli bir görüşe sahip kişi.
Oysan: Düşünce, fikirleriyle tanınan.
Oytun: Beğenilen, güzel yer, kutsal.
Oytunç: Düşünce sahibi sağlam kişi.
Ozan: Şair, halk şairi
Ozanalp: Şair ve yiğit kimse
Ozanar: Namuslu, şerefli, şair kişi.
Ozanay: Şair ve Ay gibi kimse
Ozaner: Şair ve yiğit
Ozankan: Ozan soyundan gelen
Ozansoy: Şairler soyundan gelen.
Ozansu: Şair dilli ve su gibi berrak kişi.
Oba: Üstün yetenekli. 2. Göçebelerin meydana getirdiği topluluk.
Obe: Aşiretin bir bölümü.
Oben: Erkek deve, o benim anlamlarındadır.
Obuz: Su gözesi, göze kaynak
Ocak: Ev, aile.
Ocan: O dost 2. İçten kişi.
Od: Ateş.
Oder: Ateş gibi canlı, coşkulu, hareketli kimse.
Odhan: Ateş kağan, ateş han
Odkan: Ateş kan, ateşli kan, kaynayan kan, deli kan
Odkanlı: Canlı, coşkulu, ateşli kimse.
Odman: Ateşli, canlı, çoşkulu kişi.
Odyak: “Ateşli ve coşkulu ol” anlamında kullanılan bir ad.
Odyakar: Ateş gibi can yakan kimse.
Odyakmaz: Ateş yakmaz.
Oflas: bk. Oflaz
Oflaz: Güzel, iyi, sevilen
Oflazer: Yakışıklı. 2. Cesur, yiğit.
Ogan: Barış tanrısı, gök tanrısı, güneş
Oganalp: Güneş gibi yiğit, gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit
Oganer: Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit.
Ogansoy: Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu
Ogeday: Akıllı, zeki.
Ogün: O bilinen gün, hayatımızın değiştiği gün
Oğan: Tanrı.
Oğanalp: Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü
Oğaner: İlahi gücü olan.
Oğansoy: İlahi bir güce sahip soydan gelen.
Oğantürk: İlahi bir güce sahip Türk.
Oğanverdi: “Allah bağışladı” anlamında kullanılan bir ad.
Oğul: Evlat, erkek çocuk.
Oğulbal: Tatlı oğul, oğul balı, oğul arılarının yaptığı ak bal
Oğulbey: Beyin oğlu.
Oğulcan: Can oğul
Oğultan: Tan vakti
Oğultay: Genç.
Oğultekin: Biricik oğul, şehzade
Oğultürk: Türkoğlu
Oğur: İçten dost, samimi
Oğuralp: Samimi, içten erkek.
Oğuz: Gürbüz, delikanlı, temiz yaratılmış, iyi, doğru
Oğuzalp: Güçlü yiğit, iyi yürekli yiğit, dost yiğit
Oğuzata: İyi huyluluğu atalarından, soyundan gelen.
Oğuzbay: İyi huylu, saygın kişi.
Oğuzcan: İyi huylu, candan dost.
Oğuzer: Sağlam yiğit, dost yiğit
Oğuzhan: Oğuzların başı / Mete
Oğuzkan: Hükümdar soyundan gelen
Oğuzman: Sağlam, gürbüz, güçlü kimse, iyi yürekli dost kimse
Oğuztan: İyi huylu kişi.
Oğuztay: İyi huylu genç kişi.
Okan: Akıllı, anlayışlı, öğrenen 2. Tanrı, Güneş, Oğuz
Okanalp: İlahi bir güce sahip olan.
Okanay: Güçlü Ay, yiğit ay, Güneş ve Ay
Okaner: İlahi bir güce sahip olan yiğit.
Okansoy: Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu
Okat: Ok atan, savaşcı.
Okay: Beğeni, onaylamak
Okayer: Ok gibi doğru, Ay gibi yiğit
Okaygün: Ok gibi doğru, Ay gibi güzel, Güneş gibi yakıcı kimse
Okbay: Ok gibi doğru ve varsıl kimse
Okcan: Ok gibi doğru can
Okçun: Uzak, ilerde, uzaklaşmış.
Okdemir: Demirden yapılmış ok
Oker: Hızlı ve kuvvetli.
Okgüç: Ok gibi doğru ve güçlü
Okhan: Ok gibi hızlı, delici hükümdar.
Okkan: Ok gibi delici soydan gelen.
Okman: Okçu, ok atan kimse
Oksal: Okla ilgili, hızlı
Oksar: Okları hazırlayan.
Oksu: Düzenli ve hızlı bir şekilde akan su
Oktan: Ok kadar hızlı
Oktar: Ok taşıyıcı / Ok+dar (Bayraktargibi)
Oktaş: Ok gibi delici, taş gibi sert.
Oktay: Çok hiddetli, kızgın
Oktuğ: Ok atan, okçu.
Oktunç: Ok tuncu; tunçtan yapılmış ok
Oktürk: Ok gibi Türk
Okumuş: Bilgili, öğrenimli.
Okur: Bilgilenmeyi, okumayı seven.
Okuş: Akıl, zeka, mantıklılık.
Okutan: Eğitim ve öğretim işini yapan.
Okutman: Öğreten.
Okuyan: Okumayı seven.
Okyan: Okçular, okçuluk.
Okyanus: Kıtaları birbirinden ayıran engin deniz.
Okyar: Oku parçala
Olca: Savaş ganimeti.
Olcan: Canlı, hareketli
Olcay: Şanslı, şans
Olcayhan: Kısmetli hükümdar.
Olcayto: Şanslı
Olcaytu: Şanslı; talihli, kısmetli.
Olcaytuğ: Şans getiren başlık.
Olcaytürk: Şansı olan Türk.
Olça: Savaş ganimeti
Olçum: Bilgiçlik taslayan.
Olçun: Becerikli
Oldaç: Şişman, iri yapılı.
Oldağ: Dağ gibi yüksek ol.
Older: Dindar, sofu.
Olgu: Gerçekte var ol
Olgun: Yetişmiş, bilgili
Olgunay: Dolunay durumundaki ay
Olgunel: İyi el.
Olguner: Bilgi ve görgüce gelişmiş erkek, olgunlaşmış erkek
Olgunsoy: Gelişmiş soy, olgunlaşmış soy
Olguntürk: İyi yetişmiş Türk.
Olpak: Her zaman temiz, dürüst olan.
Olperest: Dinine sıkıca bağlı kimse, dindar, dinini çok seven.
Olsan: Ad ol, san ol
Oltan: Şafak ol, tan ol
Oltun: Saygı gösterilen ol, saygın ol
Oltunç: Tunç ol, tunç gibi sağlam ol
Oluş: Varlık halini alma, meydana gelme. 2. Bir durumdan öteki duruma geçiş.
Omaç: Hedef, gaye, amaç.
Omariya: Mardin, Nusaybin’de Kürt aşireti.
Omay: Beğenilen, sevilen
Omet: Ümmet, topluluk.
Omur: Omurgayı oluşturan kemiklerin herbiri, herhangi bir şeyin iskeletinin her bir parçası.
Omurtak: Küçük kartal.
Onan: Daha iyi bir duruma giren, eksiği kalmayıp gönül huzuruna Eren, iyileşen
Onar: (“onmak”tan) eksiği kalmayıp gönül erincine ulaşır, daha iyi bir duruma gelir, mutlu olur
Onaran: Düzelten, tamir eden
Onart: İşler bir duruma getirilmesini sağla, düzelttir.
Onat: Özenli, düzgün
Onatkan: İyi, dürüst soydan gelen.
Onatkut: İyi ve uğurlu
Onay: Uygun bulunmuş
Onel: Elleriyle her tarafı sarmalamış olan.
Oner: On kişiye bedel yiğit
Ongan: Özlem ve istekleri yerine gelmiş, mutlu
Onganer: Mutlu yiğit
Ongay: Kolay, zorluğu olmayan.
Ongu: Onmuş olma durumu, sağlık, mutluluk
Ongun: Bol verimli, yararlı duruma gelmiş, mutlu, kutlu, gelişmiş, Gürbüz, tapılan kişi, beğenilen kimse
Ongunalp: Mutlu yiğit, yararlı yiğit, kutlu yiğit, gürbüz yiğit
Onguner: Mutlu yiğit, yararlı yiğit, kutlu yiğit, gürbüz yiğit
Ongunsu: Gürbüz ve su gibi duru kişi.
Ongur: Kurtuluş.
Ongün: Uğurlu gün.
Onkut: Daha iyi ve şanslı yaşa.
Onuk: Sevgili; dürüst
Onuker: Herkesçe sevilen, sayılan kişi.
Onuktan: Sevilen, saygı duyulan ve tan gibi ışıltılı kişi.
Onuktekin: Sevilen, saygı duyulan, uğurlu.
Onul: İyi ol, sağlıklı ol.
Onultan: İyileştiren, sağlığa kavuşturan.
Onur: Özsaygı, şeref
Onural: Onur sahibi ol
Onuralp: Saygıdeğer, aziz, yiğit
Onuray: Onurlu ve Ay gibi güzel
Onurhan: Şeref sahibi hükümdar
Onurkan: Onurlu, şerefli soydan gelen.
Onursal: Onurla ilgili, onur niteliğinde; saygı göstermiş olmak için verilen
Onursan: Dürüstlüğüyle nam salmış kişi.
Onursay: Şeref sahibi saygın kişi.
Onursev: Kendin gibi olanı sev.
Onurseven: Onurlu insanları seven.
Onursoy: Onurlu bir soydan gelen.
Onursu: Saygın, şerefli ve su gibi temiz.
Orak: Hasat, ekin biçilen araç.
Orakay: Orak ayı. 2. Temmuz.
Oral: Türklerin ilk yurtlarından
Oralmış: Zaptedilmiş yer.
Oraltan: Tan vakti yapılan savaş. Oran
Oran: Karşılıklı uygunluk, iki şeyin birbirini tutması, iki şey arasında ya da parça ile bütün arasında bulunan fark
Oraner: Anlayışlı, hesaplı ve yiğit kimse.
Oransal: Oranla ilgili
Oray: 1.Ateş kırmızısı. 2. Şehirli.
Orbay: Ordu komutanı
Orbek: Kentli bey.
Orbey: Bekçi, koruyucu, muhafız.
Orcan: Üstün, kıdemli kişi
Orçum: Sağlam adam
Orçun: Arkadan gelenler, halefler 2. Ahlak
Orean: Direnen kişi.
Oreaner: Direngen ve yiğit kimse.
Orgun: Gizli, gizemli.
Orgunalp: Sır dolu yiğit.
Orgunay: Bulutların arkasında kalmış ay.
Orguner: Sır dolu yiğit.
Orgunhan: Sır dolu hükümdar.
Orgunkan: Geçmişi sır dolu olan.
Orgunsoy: Sır dolu bir soydan gelen.
Orguntay: Sır dolu genç.
Orgün: Kapalı havası olan gün.
Orhan: Kentin hükümdarı 2. Osmanlının ikinci padişahı
Orhon: Eski bir türk alfabesi
Orhun: Asya da bir nehir
Orkan: Orhan adının bir başka biçimi
Orkun: Or+kun (han) Kentin hanı
Orkuş: Ateş kırmızısı renkli bir kuş.
Orkut: Kutlu kent
Orkutay: Kutlu, uğurlu şehir.
Orman: Ağaçlarla örtülü geniş alan
Orsa: Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi/ rüzgâra karşı
Ortaç: Tepe, kendine miras kalan kimse; bir hükümdarlığın tahtına geçecek kimse, veliaht
Ortak: Ortak zevkleri paylaşanlar, arkadaşlar. 2. Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri. 3. Kuma.
Ortan: Tan renginin kızıllığı.
Ortun: Ortanca kardeş
Ortunç: Tunçtan yapılmış gibi sağlam kale
Oruç: Müslümanların yeme içmeden vs. uzaklaştıkları bir ibadet
Oruk: Çare, yol, imkan.
Orun: En büyük makam
Orunbay: Büyük görevi olan kimse, makam sahibi
Orus: Saadet, mutluluk, talih.
Oruz: Düşünce, düşün, ide.
Oskan: Zeki kişi.
Oskay: Neşeli, sevinç içinde olan.
Osma: Bulgaristan Türklerinin yaşadığı yörelerden birindeki nehrin adı.
Osman: Hz. Muhammet’in damadı üçüncü halife. 2.Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu ve ilk hükümdarı. 3. Bir tür kuş ya da ejderha.
Oşan: Şanlı, şöhretli, adı duyulmuş olan.
Otacı: Hekim, doktor.
Otağ: Yüksek direkli, süslü, büyük çadır
Otağ / Otak: Büyük, süslü çadır.
Otamış: İyileştiren, düzelten.
Otaran: Beğenip arzu eden.
Otay: Alev kızıllığında ay.
Oxır: Uğur.
Oyal: Düşünceye önem veren, görüş alan.
Oyalp: Düşünceli ve yiğit.
Oyhan: Düşünceli hükümdar.
Oykan: Düşünce ve fikir erbabı soydan gelen.
Oykut: Düşünceli ve kutlu insan.
Oymak: Aşiret, küçük izci birliği
Oyman: Belli bir görüşe sahip kişi.
Oysan: Düşünce, fikirleriyle tanınan.
Oytun: Beğenilen, güzel yer, kutsal.
Oytunç: Düşünce sahibi sağlam kişi.
Ozan: Şair, halk şairi
Ozanalp: Şair ve yiğit kimse
Ozanar: Namuslu, şerefli, şair kişi.
Ozanay: Şair ve Ay gibi kimse
Ozaner: Şair ve yiğit
Ozankan: Ozan soyundan gelen
Ozansoy: Şairler soyundan gelen.
Ozansu: Şair dilli ve su gibi berrak kişi.
[ad_2]