Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – Dünya üstünde en meşhur çukurlardan birisi hem de dünyanın en derin naturel oluşumu ünvanını da elinde bulunduran Mariana Çukuru. Büyük Okyanus’ta, Guam Adası’nın cenup batısında, Japonya ve Endonezya içinde yer edinen ve ortalama 11 kilometre derinliğe haiz olduğu tahmin edilen naturel oluşu, görenleri hayrete düşürse de aslen rakipsiz değil. Dünyanın birçok noktasında gerek naturel gerekse de sonradan insanoğlu tarafınca çeşitli sebeplerle inşa edilmiş oldukça sayıda çukur bulunuyor. Bunlardan en ünlüsü ise ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Monticello Barajı’nda yaşanacak ihtimaller içinde taşkınları önlemek amacıyla inşa edilen ve görenlerde bir çukura bakıyormuş algısı yaratan bir dolusavak.
Suyun bir baraj yada su setinden aşağıya doğru barajlı nehrin dere yatağına kontrollü olarak salınmasını sağlamak için kullanılan yapıya dolusavak adı veriliyor. Dolusavaklar, yapının su taşımak için tasarlanmamış kısımlarına suyun zarar vermemesini sağlıyorlar.
İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin arkasından dünya genelinde yaşam normalleşmeye başlamış, harp döneminde devlet bütçelerinin mühim bir kısmı silahlanmaya ayrılmış olduğu için yapımı aksayan birçok projenin inşa faaliyetlerine tekrardan başlanmıştı. ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Monticello Barajı tam da bu şekilde bir atmosferde 1950’li yılların başlangıcında inşa edildi. Putah Deresi üstüne inşa edilen baraj kısa süre içinde su tutmaya başladı ve ilerleyen zamanda Berryessa Baraj Gölü oluştu. Uzunluğu 93 metreyi gören baraj, çevresindeki ziraat arazileri ve yerleşim birimlerine su elde eden bir rezervuar olarak kullanılmaya başlandı.
‘İŞTE CEHENNEME AÇILAN KAPI’
Berryessa Baraj Gölü, kısa süre içinde çevrede yaşayanların iyi süre geçirdiği bir alan haline geldi. Göl ve çevresinde insanların hem dinlenebilmesi hem de eğlenebilmesi için çeşitli tesisler inşa edildi. Tüm bu gelişmeler haricinde Monticello Barajı’nın ziyaretçileri için en ilgi çekici detaylardan biri de göldeki su seviyesinin barajı tehdit etmeye başladığında devreye giren drenaj hattı oldu.
Dünyanın en büyük dolusavaklarından birisi olan delik birçok kişinin tüylerini ürpertiyordu. Dolusavak hattının popülerliği aradan seneler geçmiş olsa da hiçbir süre tesirini yitirmedi. Birçok toplumsal medya fenomeni baraj yakınlarına giderek bu yapının fotoğraflarını çekti ve videoya aldı.
Toplumsal medyada milyonlarca şahıs tarafınca izlenen bu içeriklere kullanıcılar ‘Burası cehenneme oluşturulan bir kapı’ , ‘Aman Tanrı’m kıyametin sıfır noktası ‘ya da ‘İşte dünyanın ortasına oluşturulan kapı’ benzer biçimde yorumlar yapmış oldu.
GÖZ ARDI EDİLEN TEHLİKE ÖLÜM GETİRDİ
Glory Spillway adlı yapının popüler hale gelmesi onu zaman içinde insanoğlu için tehlikeli bir hale getirdi. Birçok şahıs can güvenliğini riske atarak Glory Spillway’in su tahliyesi yapmış olduğu zamanlarda bu yapıya gereğinden fazla yaklaştı. Gölde yaşanmış olan en ağlatısal ölüm 1997 senesinde gerçekleşti.
41 yaşındaki Emily Schwalek, o gün başına geleceklerden habersiz şekilde Berryessa Baraj Gölü kıyısına ulaştığında oldukça heyecanlıydı. Gölde küçük bir gezinti meydana getirecek ve gününü kürek çekerek geçirecekti. En azından kafasındaki plan tam olarak buydu. Sorunsuz başlamış olan göl gezintisi bir süre sonrasında Schwalek için adeta bir kâbusa dönüştü. Göldeki su seviyesi artmış olduğundan devasa dolusavak çalışmaya ve fazla suyu tahliye etmeye başlamıştı. Schwalek bilincinde olmadan devasa deliğe doğru sürükleniyordu. Talihsiz hanım sürüklendiğini anladığında artık kurtulamayacağı bir noktaya gelmişti. Schwalek, devasa dolusavak tarafınca yutuldu ve metrelerce yükseklikten düşerek yaşamını yitirdi.
Yaşanmış olan korkulu olayın arkasından Glory Spillway’in bulunmuş olduğu bölge dubalarla denetim altına alındı. Gölün dolusavak bulunan bölgesinde yüzmek ve tekne ile dolaşmak ise yasaklandı. Sadece süre içinde alınan önlemlerin sayısının artmasıyla beraber dolusavak ziyaretçiler için artık bir çekince olmaktan çıktı.
1989 YILINDA REKOR KIRMIŞTI
Günümüzde insan eliyle oluşturulan en büyük çukurlardan bir diğeri de Rusya’nın Murmansk Oblastı sınırları içinde bulunuyor. Sovyetler Birliği tarafınca Kola Yarımadası’nda bilimsel araştırmalar için başlatılan sondaj çalışmasında yer kabuğunu mümkün olduğunca derine inerek incelemek hedeflendi.
1989 senesinde 12 kilometre derinliğe inilen emek verme, dünyanın en derin sondaj emek vermesi olmuştu. 15 kilometre derine inmeyi hedefleyen araştırmacılar, teknolojik yetersizlikler ve aşırı sıcaklıklardan dolayı emek harcamayı 1992 senesinde sonlandırdı. Kola derin sondajının en derine inme rekoru ortalama 20 yıl süresince kırılamasa da son dönemde Katar’daki 12 bin 289 metrelik sondaj ile Rusya’daki 12 bin 345 metrelik sondajlar Kola Yarımadası sondajından daha derine inerek mevcut rekoru kırmayı başardı.