Platformlar içinde sorunsuz veri hareketi ve depolama sağlamada yaşanmış olan zorluklara dikkat çeken Veeam Ürün Stratejisi Kıdemli Direktörü Rick Vanover, “Dolayısıyla ihtimaller içinde veri kayıplarını ve veri silolarını önlemek için kuruluşların, bulut güvenlik modellerinde veri taşınabilirliğinden yararlanmaları mecburi hale geliyor.” diyor. Rick Vanover, çoklu bulut stratejisinin faydalarını şu şekilde açıklıyor:
Firmalar, iş akışları giderek daha karmaşık hale geldikçe özelleştirilmiş bir vasıta yaklaşımına duyulan ihtiyacın farkına varıyor. Tek bir tedarikçinin ürününü benimseyen kuruluşların birleşik bir stratejiye haiz oldukları imajı olsa da, bu durum ekiplerin mühim görevleri verimli bir halde tamamlamasını engelleyebiliyor. İşte bu aşamada çoklu bulut stratejisi devreye giriyor ve kuruluşlara güçlerini ve kabiliyetlerini en üst düzeye çıkaracak çeşitli bulut hizmeti sağlayıcıları arasından seçim yapma olanağı sunuyor. Bu sayede kuruluşlar, her bir iş yükü için en iyi bulut platformunu seçerek esneklik ve çeviklik kazanıyorlar. Ek olarak, birden fazla bulut platformunun kuvvetli yönlerinden yararlanarak performansı, kullanılabilirliği ve maliyet verimliliğini optimize edebiliyorlar.
Günümüzün mevcut ekonomik ortamında işletmeler, maliyetleri en aza indirirken teknoloji yatırımlarını optimize etme mevzusunda giderek daha çok baskı altında kalıyor. Yöneticilerin neye yatırım yapacakları ve neye öncelik verecekleri mevzusunda stratejik olmaları gerekiyor. Forrester tarafınca hazırlanan bir rapora bakılırsa, Avrupalı BT altyapısı karar vericilerinin yarısından fazlası (%56) modernizasyonu en mühim öncelik haline getirdi. Avrupalı işletmelerin %87’si birden fazla genel bulut platformu kullanıyorlar, ek olarak uygulamalarını tekrardan çalıştırmak için Kubernetes, buluta özgü hizmetler, suni zeka ve makine öğrenimini tercih ediyorlar.
Ek olarak, çoklu bulut stratejisi kuruluşlara ek avantajlar da sunuyor. Açık bir yaklaşım, ekiplerin daha rahat ettikleri araçları kullanmalarını sağlayarak verimsizlikleri azaltıyor ve sorunsuz iş akışlarına olanak tanıyor. Bulut pazarı son aşama rekabetçidir ve bu durum yardımıyla satıcılar en iyi kıymet teklifini sunmaya çalıştıkça, kuruluşlar için daha iyi fiyatlandırma seçenekleri elde ediyor.
Veri taşınabilirliğindeki zorluklar
Çoklu bulut stratejisinin en büyük zorluklarından biri olarak platformlar içinde sorunsuz veri hareketi ve depolaması sağlamak içeriyor. Eski uygulamalar çoğu zaman platformlar içinde verimli bir halde hareket etme kabiliyetinden yoksundur, bu da bu uygulamalara hala büyük seviyede güvenen kuruluşların veri taşınabilirliğini geliştirmesini zorlaştırır. Altyapı eksikliği de platformlar içinde sorunsuz veri hareketinin sağlanmasında mühim bir engeldir. Bu durum bilhassa veri taşınabilirliğini geliştirmek için lüzumlu altyapıya yatırım meydana getirecek kaynaklara haiz olmayan minik kuruluşlar için geçerlidir.
Veri taşınabilirliğini geliştirmeye yönelik stratejiler
Veri taşınabilirliğini geliştirmek isteyen kuruluşlar bunu dijital temizlik için bir fırsat olarak değerlendirebilir ve gereksiz uygulamaları kaldırabilir. Verilerin İyi (kullanılabilir olması ihtiyaç duyulan mühim veriler), Yeşil (belirli bir süre saklanması ihtiyaç duyulan veriler) ve Gereksiz (kaldırılması ihtiyaç duyulan gereksiz veriler) olarak sınıflandırılması bu sürece destek olacaktır. Gereksiz verilerin kaldırılması, veri karmaşıklığını ve geçiş esnasında veri kaybı riskini azaltır. Ek olarak, platformların merkezi yönetime olanak tanıyan birleşik bir sistem çevresinde inşa edilmesi için en başından itibaren bir bulut güvenlik modeli uygulamak fazlaca önemlidir. Bu, kuruluşların birden fazla bulut platformundaki verileri izleyebilmesini sağlayarak veri kaybı yada bozulması riskini azaltır.
Kuruluşlar ek olarak en iyi veri taşınabilirliği yerine sürdürülebilir veri taşınabilirliğini hedeflemelidir. Bu, hizmetlerdeki bir duraklamanın tesirini ve uygun veri taşınabilirliği seviyesini belirlemek için bir iş tesir analizi yaparak başarılabilir. İş tesir analizi, geçiş esnasında veri kaybı, bozulması yada açığa çıkma risklerinin belirlenmesini de içermelidir. Bu, kuruluşların ihtimaller içinde veri sorunları için planlama yapmasına ve ihtimaller içinde kesinti sürelerini en aza indirmesine olanak tanır.
Genel olarak, çoklu bulut stratejisi EMEA bölgesindeki kuruluşlara mühim faydalar sağlayabilir. Bununla beraber, platformlar içinde sorunsuz veri hareketi ve depolaması sağlamak için kuruluşlar veri taşınabilirliğini bulut güvenlik modellerine entegre etmelidir. Gereksiz uygulamaları kaldırmak, bir bulut güvenlik modeli uygulamak ve sürdürülebilir veri taşınabilirliğini hedeflemek kuruluşların veri taşınabilirliğini artıracak, veri silolarından ve potansiyel veri kaybından kaçınmalarına destek olacaktır. Dikkatli bir planlama ve uygulama ile kuruluşlar çoklu bulut stratejisinin yararlarından tam olarak yararlanabilirler.
