ONURCAN BAL ABD’de geçen hafta salı günü açıklanan kasım ayı TÜFE rakamı aylık bazda yüzde 0.1 oranında artış kaydederken, yıllık TÜFE yüzde 7.7 seviyesinden yüzde 7.1’e geriledi. Piyasadaki beklentiler yıllık TÜFE’nin yüzde 7.3’e gerilemesi yönündeydi. ABD’de ekim ayının ardından kasım ayında da yıllık enflasyon rakamı piyasa beklentilerinin üzerinde bir gerileme kaydetti. Enflasyon cephesinde zirvelerden yaşanan gerileme FED‘in elini rahatlatan bir gelişme oldu. FED çarşamba günü sona eren toplantısında piyasadaki beklentilere paralel 50 baz puan faiz artırımına gitti. Son dört toplantısında 75’er baz puanlık faiz artırımlarına giden FED, aralık ayında faiz artırım temposunu yavaşlattı. Faiz kararının açıklanmasıyla birlikte yayınlanan projeksiyonlar ve FED Başkanı Powell’ın açıklamaları, piyasalar tarafından yakından takip edildi. FED üyelerinin faiz tahminlerini içeren noktasal grafikte 2023 yılsonu için yüzde 5.1’lik faiz öngörüsü yer aldı. FED Başkanı Powell toplantısı sonrasındaki konuşmasında, FED’in henüz yeteri kadar sıkılaştırıcı bir duruş içerisinde olmadığını, hala daha gidilecek yol olduğu ve federal fonlama faiz oranının önümüzdeki yılın sonunda yüzde 5.1 olarak öngörüldüğünü ifade etti. Powell, önümüzdeki toplantılardaki faiz artırımlarıyla yeteri kadar sıkılaştırıcı bir seviyeye ulaşacaklarını, şubat ayındaki faiz artışının ekonomik verilere bağlı olacağını belirtti. FED Başkanı Powell ayrıca enflasyonda yüzde 2 seviyesine doğru gerilemeden emin olana kadar faiz indirimlerinin söz konusu olmayacağını vurguladı. Yayınlanan projeksiyonlarda da 2023 yılında faiz indirimi öngörülmezken, 2024 yılı için 100 baz puanlık bir faiz indirim öngörüsü yer aldı. Piyasalar FED’in 2023 yılının ikinci yarısında ekonomide yavaşlama nedeniyle kademeli olarak faiz indirimlerini gündeme alabileceğini değerlendiriyordu. Bu beklentiler altında Powell’ın açıklamaları şahin olarak algılanırken, FED sonrasında risk iştahının baskılandığı görüldü. FED’in 2023 yılında şubat, mart ve mayıs aylarında 25 baz puanlık faiz artırımlarına gideceğini ve 2023 yılının ilk yarısında faiz artırım döngüsünü sona erdirip beklemeye geçeceğini değerlendiriyoruz. (Haber, Para Dergisi’nin 18 Aralık tarihinde yayınlanan sayısına aittir)
ECB VE BoE FAİZ ARTIRIMLARINI SÜRDÜRDÜ
Geçen hafta FED toplantısının ardından perşembe günü İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz kararları da yakından takip edildi. Kasım ayında 75 baz puanlık faiz artırımına giden İngiltere Merkez Bankası aralık ayı toplantısında faiz artırım hızını yavaşlatarak 50 baz puanlık bir faiz artışına gitti ve politika faizini yüzde 3.50 seviyesine yükseltti. Banka bu toplantıyla beraber dokuz toplantıda üst üste faiz artırdı ve faizi 14 yılın en yüksek seviyesine çıkarttı. Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası’nın da faiz kararı yakından izlendi. ECB piyasadaki genel beklentilerle uyumlu olarak 50 baz puanlık faiz artışına gitti. Karar metninde faizlerin önemli ölçüde ve kademeli olarak artmaya devam etmesi gerektiği belirtildi. Faiz artış kararlarının toplantı bazında alınacağı belirtildi. Niceliksel sıkılaştırma (QT) olarak bilinen ve geçmişte ekonomiyi desteklemek için gerçekleştirilen tahvil alımlarının elden çıkarılma sürecinin planlandığı gibi mart ayında başlayacağı ve öngörülebilir hızda gerçekleşeceği ifade edildi. Karar sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan ECB Başkanı Lagarde, enflasyonun çok yüksek olduğunu ve daha fazla faiz artırmayı düşündüklerini belirtti. Bir süre daha 50 baz puanlık faiz artışı beklenebileceğini söyleyen Lagarde, enflasyonla mücadelede faiz oranının birinci araçları olduğunu belirtti. Avrupa Merkez Bankası’nın şahin açıklamaları sonrası enflasyonu dizginlemek için daha agresif hareket edeceği görüşü piyasada güç kazandı.
KÜRESEL RİSK İŞTAHI BASKI ALTINDA KALDI
Geçen hafta içerisinde merkez bankalarının faiz artırımları ve sıkılaşma sürecinin önümüzdeki süreçte de devam edeceğine dair verilen mesajlar, küresel risk iştahı üzerinde baskı oluşturdu. Özellikle FED Başkanı Powell’ın 2023 yılında faiz indirimi olmayacağına ilişkin açıklaması öne çıktı. Aynı zamanda geçen hafta ABD’de açıklanan perakende satışlarda son bir yılın en büyük düşüşünün kaydedilmesi, ABD cephesinde sanayi üretimi ve imalat tarafında gözlenen yavaşlama resesyon korkularını artıran gelişmeler oldu. Merkez bankalarının sıkılaşma adımları ile verilen mesajlara ek olarak artan resesyon korkuları geçen hafta küresel risk iştahını baskılarken, küresel hisse piyasalarında satıcılı bir fiyatlama öne çıktı. Daha önceki yazılarımızda da küresel çapta hala daha önemli risk başlıklarının gündemde kalmaya devam ettiğini, piyasalarda dalgalı bir seyrin öne çıkacağını ve zaman zaman riskli varlıklarda satışların yaşanabileceğini sıkça vurgulamıştık. Jeopolitik gelişmelere bağlı olarak enerji ve emtia fiyatlarında sert bir yükseliş yaşanmazsa küresel çapta enflasyonda zirvelerin görüldüğünü ve 2023 yılında zirvelerden geri çekilmelerin yaşandığı bir süreci takip edeceğimizi düşünüyoruz. Merkez bankaları 2023 yılının ilk yarısında sıkılaşma döngülerini sona erdirecek olup, devamında enflasyon ve ekonomik görünümdeki gelişmeleri takip edeceklerdir. 2023 yılının ana temaları içerisinde enflasyonda zirvelerden geri çekilmeyle birlikte küresel ekonomilerde beklenen yavaşlama ve resesyonist süreç de yakından izlenecektir. Küresel ekonomilerdeki yavaşlama eğilimi 2023 yılında da ana risk başlığı olarak gündemde kalacaktır. Önümüzdeki süreçte de enflasyon başta olmak üzere ekonomik veri akışları, merkez bankalarının kararları, resesyon endişeleri ve jeopolitik gelişmeler risk iştahı ve fiyatlamalar üzerinde belirleyici olacaktır.
FAİZ ORANLARINDA DEĞİŞİKLİK BEKLENMİYOR
Yeni haftada 22 Aralık Perşembe günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Para Politikası Kurulu toplantısı gerçekleşecektir. Hatırlanacak olursa TCMB, küresel büyümeye ilişkin risklerin arttığı ve ekonomik aktivitede ivme kaybının gözlendiği bir ortamda sanayi üretimi ve istihdamdaki ivmenin, arz ve yatırım kapasitesindeki yapısal kazanımların sürekliliğinin korunması amacıyla ağustos ayında başlattığı faiz indirim döngüsünü kasım ayı toplantısında yaptığı 150 baz puanlık faiz indirimiyle tamamladığı açıklanmıştı. TCMB’nin kasım ayı toplantısındaki yönlendirmesini dikkate aldığımızda aralık ayında faiz oranlarında değişikliğe gitmeyerek politika faizini yüzde 9,00 olarak korumasını bekliyoruz. Piyasadaki konsensus beklentiler de TCMB’nin faiz oranlarında bir değişiklik yapmayacağı yönünde şekilleniyor. Alınacak kararda bir sürpriz görmezsek TCMB toplantısının piyasa üzerinde anlamlı bir etki bırakmasını beklemiyoruz.
BIST-100 Endeksi’nde volatilite yüksek seyretmeye devam ediyor
Geçen haftaya güçlü bir yükselişle başlayan ve zirve yenilemelerini sürdüren BIST-100 Endeksi’nde çarşamba günü yurtiçindeki gündemin etkisiyle yaşanan sert satışlar dikkat çekti. Çarşamba günü etkili olan satışlarla yükseliş trendi altına sarkan endekste perşembe günü ise toparlanma çabası öne çıktı ve endeks yeniden yükseliş kanalı içerisine döndü. Cuma günü dalgalı bir seyrin yaşandığı BIST-100 Endeksi haftayı yüzde 4.18 oranında yükselişle 5.214,29 puandan tamamladı. Borsa İstanbul’da teknik indikatörlerde gözlenen yorulma, son haftalarda artış kaydeden gün içi volatiliteyle birlikte sert fiyat hareketleri ve sektör bazlı gözlenen ayrışmalar ön planda kalmaya devam ediyor. Eylül sonundan itibaren takip ettiğimiz yükseliş trendi yeni haftada 5.205 seviyesinden geçecek olup, endeksin yükseliş kanalı içerisindeki seyrini sürdürüp sürdüremeyeceği yakından takip edilmelidir. Trend altına sarkmalarda satışların yaşanabileceği endekste geçen hafta içerisinde test edilen 5.150-5.050 ve 5.041 seviyeleri ile 5.000 puan seviyesi kısa vadeli ilk destek noktalarıdır. Psikolojik öneme sahip olan 5.000 puan altına sarkmalarda düzeltme eğiliminin hız kazanabileceği endekste 4.880 ara destek olmak üzere ekim ayından itibaren yaşanan yükselişlere çekilen fibonacci düzeltme seviyelerinin yüzde 23.6’lık kısmına denk gelen 4.770 seviyesine kadar düzeltmenin önü açılacaktır. Yükseliş kanalı içerisinde tutunmanın korunması halindeyse 5.248 ve tarihi zirvenin bulunduğu 5.302,14 seviyesi kısa vadeli direnç konumundadır. Son günlerde dalgalı bir seyrin ve teknik indikatörlerde gözlenen yorulmanın öne çıktığı endekste yükselişlerin devamlılığı açısından trend üzerinde kalınması ve mevcut zirvenin aşılması önem taşımaktadır. 5.302 zirve seviyesi üzerinde 5.400-5.500 ve yükseliş kanalının üst bandının da bulunduğu 5.600-5.650 aralığı gündeme gelebilir. Endekste sert yükselişler sonrasında olası düzeltmelerin sert gerçekleşebileceği göz önünde bulundurulmalı ve yüksek seyreden oynaklığa karşı da dikkatli olunmalıdır.