Gerçek mi yoksa pazarlama taktiği mi?
Tıbbın her alanında kendisini ilgilendiren konuyu araştıran bilinçli hastalar neyin gerçek neyin kurmaca olduğunun çoğu zaman farkına varabilir. Örneği “tamamen izsiz” bir ameliyatın günümüz gerçeklerinde mümkün olmadığını biraz araştıran herkes öğrenebilir. Ancak bazı durumlar var ki, gerçek mi kurmaca mı olduğunu ayırt etmek çok da mümkün olmayabilir. Meme büyütme ameliyatından 24 saat sonra günlük hayata dönülüp dönülemeyeceği de bu durumlardan bir tanesi.
Ameliyatın başarısı konsültasyon aşamasında başlar
Başarılı bir ameliyat süreci ilk konsültasyonda başlar. Hastalar yapılacak işlem hakkında ne kadar çok şey bilirlerse ameliyat sonrası süreç onlar için o kadar başarılı geçer. Standart bir meme büyütme operasyonunun kendisi yaklaşık 30 dakika sürerken, bu ameliyat için ilk konsültasyonum bazen 1 saati geçebiliyor. Bir cerrah için ameliyat yapmaktan daha yorucu olsa da bana göre bu ilk basamak en önemlisi. Konsültasyon sırasında hasta süreç ile bilgilendirilir ve en önemlisi hastanın ne istediği ve bizim ne verebileceğimiz netleştirilir. Çoğu zaman hastaya uygun olan implantın tipi ve boyutu dahi bu aşamada belirlenerek ameliyat sırasında “sizer” denilen değişik boyutta implant kullanımı minimuma indirilerek dokular daha az travmative edilmiş olur.
Doğru implant seçimi iyileşme sürecini etkiler
Ameliyat sonrası hızlı iyileşme süreci, elbette ki başarılı bir cerrahi süreçten geçer. Dikkatli cerrahi uygulama, dokulara karşı inanılmaz derecede nazik olma ve vücut anatomisine uygun implant seçimi iyileşme sürecini oldukça hızlandırmaktadır. Küçük bir kesiden tüm meme altı alanı görebilmek için kullanılan ekartör dediğimiz özel cerrahi aletlerin kullanılma tekniği dahi oldukça önemlidir. Dokulara fazla gerim uygulanmaması, ekartörün göğüs kafesi ile minimum teması ameliyat sonrası ağrının az olmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple meme büyütme ameliyatlarında işlemin hemen her basamağını doktorun birebir uygulaması ve bu sayede tüm kontrolü elinde tutuyor olması çok önemli.
Ameliyat sonrası hareket etmeyen hastalarda süreç daha çok uzayabiliyor
Ameliyat sonrası süreçte kişiler ne kadar bilinçliyse, süreç o kadar kolay geçer. Taburcu sonrası hastalarıma asla evde yatmalarını önermiyorum. Bu ameliyat sonrası gerçek tek kısıtlama ağır fiziksel aktiviteler yapmamaktır. Kol kaslarını ağır iş yapmadan kullanmak göğüs kasındaki gelişecek spazmların önüne geçerek iyileşmeyi hızlandırır. Doktorun tavsiyelerine rağmen, çoğu zaman korku sebebiyle kollarını hiç hareket ettirmeyen hastalarımızda süreç daha ağrılı ve uzun sürebilmektedir.
Ertesi gün araba kullanacak duruma gelinebilir
2002 ve 2008 yılları arasında Dallas Amerika’da çalışan Dr. John Tebbets ve Dr. Williams P. Adams Jr., plastik cerrahların ameliyat öncesi, ameliyat anında ve ameliyat sonrası yapmaları gerekenleri standardize eden sıralı makaleler yayınladılar. 24 saatlik iyileşme süreci de bu standardize basamakların bir sonucu olarak ortaya çıktı. Aslında bu çalışmaların amacı iyileşme süresini kısaltmak değildi, amaç komplikasyonları azaltmak ve daha iyi sonuçlar elde edebilmekti. 300 kişilik çalışmanın sonucunda hastaların 97% si 24 saat içerisinde saçlarını yıkayıp kurutabilecek, elbiselerini tek başlarına giyinebilecek, araba kullanabilecek ve 3 yaşından küçük çocuklarını kaldırabilecek kadar günlük hayata dönebildiler. Kendi hasta deneyimlerime bakarak ben de bu doğrultuda bir tespit yapabilirim.
“24 saatlik hızlı iyileşme” efsane değil gerçek
Hızlı bir iyileşme için elzem olan faktörlerden biri taburculuk sonrası reçete edilen ilaçların atlanmadan kullanılmasıdır. Aktif sporla uğraşan ve göğüs kası iyi gelişmiş kişilerde kas spazmları daha fazla görülebiliyor. Yine tüberoz meme gibi meme dokusuna cerrahi işlem yapılması gereken meme büyütme operasyonlarında iyileşme süreci biraz daha uzun olabilir. Sonuç olarak 24 saatlik hızlı iyileşme süreci konsepti, bir reklam ürünü değil, bilimsel yayınlar ile destekli bir gerçektir. Fakat hastalarımızın unutmaması gereken şey,24 saat sonra kendilerini mükemmel hissetseler bile bu tamamen iyileştikleri ve ertesi gün spor salonuna gidebilecekleri anlamına gelmez.