Kefirdeki mikroorganizmalar laktoz ve protinde değişimler yaparak sindirimi kolaylaştırmaktadır. Kefirde laktoz oranı azaldığından laktoza duyarlı kişiler de kefiri tüketebilirler.
Kefir tüketimiyle sağlık arasında çok önemli ilişki gösterilmektedir. Çok yüksek oranda yararlı mikroorganizma içerdiğinden probiyotik ürünler arasında ilk sırada yer almaktadır. Barsak florasının korunması, belli besin ögelerinin sentezi, antikanserojenik etkisi, laktoz inteloransının azaltılması ve serum kolesterol seviyesinin düşürülmesinde önemli olduğu belirtilmektedir.
Ayrıca ülser, tansiyon yüksekliği, safra bozuklukları, sinirsel rahatsızlıklar, egzama bronşit ve astım gibi hastalıklarda tedavi edici özellikleri belirtilmektedir.
Kefir, içerdiği yüksek miktarda organik asitten dolayı kolesterolin biyosentezini engellemekte, karaciğeri korumada, nükleik asitlerin sentezinde ve proteinlerden yararlanmada büyük öneme sahiptir. Bağırsaklardan çok iyi emildiği ve sindirilebilirliği yüksek olduğundan Rusya’da eski çağlardan beri lohusa ve bebeklere verildiği belirtilmektedir.
Japonya’da insanlar üzerinde yapılan çalışmada antimöral etki belirtilmektedir. Fareler üzerinde yapılan başka bir çalışmada antimutajenik etki vurgulanmaktadır. Yapılan çalışmalarda; kefir daneleriyle üretilen kefirde fermentasyon sonunda sütteki kolesterol oranının azaldığı belirtilmektedir.
Kefir; içerdiği besin ögeleri ve sağlık üzerine pek çok olumlu etkileri bulunduğundan, çocuklar, yetişkinler, gebeler, emzikliler ve yaşlılar günlük olarak tüketebilirler.
Evde yapılan kefir, farklı tatlarda tüketmek istenirse çocuklara cazip hale getirmek için bazı sebze veya meyvelere katılarak da tüketilebilir.